"Bırakın desteği, arayan olmadı"
Meriç Müldür, Şike Davası'nın son duruşmasında Çağlayan'daki tabloyu kaleme aldı. "Yalnız bırakıldık" diyen Beşiktaş eski asbaşkanı Serdal Adalı, camianın tutumuna sitem etti..
HABERTÜRK SPOR / Meriç MÜLDÜR
Fenerbahçe camiası 4 yılı aşkın süren şike davası boyunca tarih yazdı. Başkanın önderliğinde dimdik durdu. Her duruşmada o birliği, beraberliği gördük, gözlemledik. Aynı davada Beşiktaş’ta yargılanıyordu ama o birlik beraberlik yoktu. Serdal Adalı, Tayfur Havutçu çok yalnız bırakıldı. Beraat günü dahi.
50 MASANIN 49’U F.BAHÇELİ
Geçtiğimiz cuma günü yine Çağlayan Adliyesi’ndeydik. Duruşma öncesi herkes beraat kararı çıkacağı yönünde umut doluydu ama aynı zamanda da gergindi. Bu gerginlik hissediliyor, gözlerinden okunuyordu. Mahkeme heyeti karar için odasına çekilip duruşmaya ara verdiğinde heyecan daha da arttı. İki saatlik ara boyunca herkes adliyenin kafeteryasında bekledi. 50 masalık, geniş bir kafeterya. Dikkat çekici neydi biliyor musunuz? 50 masanın 49’unda Fenerbahçeliler oturuyor, kalan tek masada Beşiktaşlılar. O da en arka masa.
ORTADA SİYAH-BEYAZ YOK
Fenerbahçeliler’in başkanı orada, yönetimi tam kadro orada. Hukuk bürosu, avukatlar ordusu orada. Kulüp çalışanları, derneklerin üyeleri orada. İnanmışlar ordusu. Hatta avukatlar cübbelerinin altına Fenerbahçe formalarını giyip gelmişler, duruşma salonunun kapısında beklerken, “Son sözü Fenerbahçe söyleyecek. Haklıyız, kazanacağız” marşını söylüyorlar. Adliyenin dışında da Fenerbahçe taraftarı bekliyor. Her yer sarılacivert, siyah-beyaz yok ortalarda.
SİVASLILAR DAHA KALABALIKTI
Beşiktaşlılar yapayalnızlar. 10-12 kişi. Serdal Adalı, ailesinden 3-4 kişi, eski yöneticilerden Doğan Küçükemre. Ve Tayfur Hoca’nın 1-2 arkadaşı ile kongre üyelerinden Numan Akpınar. Hepsi o kadar. Mevcut yönetimi suçluyorlar da Adalı’nın birlikte çalıştığı yöneticiler bile ortada yok. Mecnun Odyakmaz’ın grubu Sivassporlular daha kalabalık. Bu tabloyu görünce açıkcası üzüldüm. Keşke Beşiktaşlılar da Fenerbahçeliler gibi arkadaşlarına dört elle sarılsalardı diye içimden geçirdim.
Düşünün ki Fenerbahçe yeri gelmiş 19 maçtan suçlanmış, Beşiktaş’a çamur atılmış bir tek maç var. O maçı da dün gibi hatırlıyorum. Sivok beraberlik golünü atmasa maç uzatmaya gitmeyecek, kupa Büyükşehir Belediye’nin olacak. Bu davanın hayatını kararttığı İbrahim Akın bir gol bir asistle oynamış, iyi maç çıkarmış. Hapis yatan bir diğer futbolcu İskender Alın’ın attığı ve iptal edilen bir gol var. İptal kararı da tartışmalı. Yan hakem ofsayt bayrağını kaldırmasa kupa yine Belediye’nin olacak, bu iş bu noktalara gelmeyecek, Beşiktaşlılar’dan kimse cezaevine girmeyecek.
İnsan “Sivok o golü keşke atmasaydı” diyor da ortada da Beşiktaş’ın anasının ak sütü gibi helal bir kupası var. Buna rağmen Beşiktaşlılar’a sahip çıkılmadı. Hatta tutuklandıklarında “Aklanın da gelin” tezahüratları yapıldı.
Aklandılar işte!
Kimse kusura bakmasın, yanlış da anlamasın. Kimse mevcut yönetimi suçlayıp kendisini bu vefasızlıktan ayrı tutamaz. Eski yöneticisi de camianın önde gelen isimleri de kongre üyeleri de ÇARŞI’sı da “Tek sevdamız Beşiktaşk” diyeni de. Hiçbiri yoktu orada. Hiçbir zaman da olmadılar.
"BİZ AĞAÇ KAVUĞUNDAN MI ÇIKTIK?"
Beraat kararı açıklandığında önce Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu’ya geçmiş olsun dileklerimi ilettim, sonrasında da bu vefasızlık hakkında acaba onlar ne düşünüyorlar diye merak ettim, sordum. Elbette ikisinin de haklı serzenişleri vardı. Serdal Adalı aynen şunları söyledi: “İşte biz zaten bu yüzden camia olamıyoruz. Çok üzgünüm. Biz ağaç kavuğundan mı çıktık? Bu olay Adana’da yaşanan ailevi bir olay değil ki. Bu Beşiktaş’ın davası. Bir tek bugün yalnız değildik, hiçbir zaman destek bulamadık. Bırakın desteği, beraat kararından sonra beni telefonla arayan yönetici bile olmadı. Savcı beraat istediğinde kulübün yayın organlarında altyazı geçin bari. Beraat kararı çıkınca televizyonda o da gece saat 22.00’de alt yazı koydular"
TAYFUR HAVUTÇU: "FENERBAHÇE CAMİASI HEP BİRLİKTEYDİ"
Tayfur Havutçu ise duygularını şöyle özetledi: “Yanımızda hiçbir zaman kimse yoktu. Fenerbahçe camiası ise başından beri hep birlikte hareket etti. Allah’tan aklandık. Bir de tersi olsa başımıza neler gelirdi onu düşünün"