Tour of Türkiye’de Neler Oluyor? Zeki Müren…
5 gündür bisikleti manşet yapıyoruz ama sıradan bir maçtaki penaltı haberi kadar okunmuyor. Nasıl olacak peki? Şöyle: Bisiklette VAR’dan penaltı çıktı.
Ayvalık’ın her evi selfie’lik
Doğrudan Ayvalık’taki bitiş noktasına gidiyoruz. Bisikletçilerin gelmesine daha 3 saatten fazla süre var. Onlar yaklaşık 190 kilometre için pedal çevirirken ben de Ayvalık’ın o doyumsuz sokaklarını geziyorum. İnsan her evin, her pencerenin önünde bir fotoğraf çekmek istiyor. Yani her evi selfie’lik. Yazıya belge olsun kabilinden birkaç poz çekiyorum. Daha fazla değil. Sürekli fotoğraf çekince kaybolamıyorsunuz eskinin estetiğinde.
Üç çocuk kapıda oturmuş e-spor yapıyor!
Bir ara sokaktan geçerken üç çocuk dikkatimi çekiyor. İkisinin elinde pad bilgisayar, birinde akıllı telefon. Kapının eşiğinde yan yana dizilmiş bilgisayarda savaş oyunu oynuyorlar. Buna da 'e-spor' diyorlar!
Ayvalık’ta Perşembe pazarı kurulmuş. Ne yazık ki tıklım tıkış değil. Fiyatlar ucuz ama İstanbul’a göre. Yoksa, Ayvalık’a göre de pahalı. Pazar sanki almalık değil de seyirlik için kurulmuş. Ve o Pazar bağrış çığrışları da duyulmuyor pek. Sanki Pazarcı da artık mal satmak için uydurduğu manilerin manasızlığını anlamış. Pazarcının iç sesi oluyorum: “Şimdi ‘Geelll vatandaş geeelll’ diyeyim de nasıl gelsin ki…”
Mehmet Usta’nın lokantası da gitmiş
Sahilde bir esnaf lokantası var. Yemekleri çok lezzetlidir. Mehmet Usta… Ona doğru gidiyorum ama yerinde bulamıyorum. Sadece Mehmet Usta’yı değil, lokantasını da! Gitmiş. Yeni bir bina yapılıyormuş. Artık cümle şöyle kuruluyor olacak: “Lokantası vardı…” Hiçbir şey yerinde durmuyor. Muhafaza edilemiyor. Kentsel bir hafızamız oluşamıyor. Bu meyanda birer alzheimer'iz. Unutuyoruz çocukluğumuza, gençliğimize, yaşlılığımıza dair mekânları tatları, renkleri… Geride ne bir okul anısı ne tatil anısı kalıyor. Her şey daha fazla kazanç için değişiyor, dönüşüyor. Belki de bu yüzden çok fotoğraf çekmeli. Hiç değilse orada yaşasın anılar…
Zeytin Çekirdekleri Korusu ve Orkestrası
Ayvalık’ta da bir çok Ege ilçesinde olduğu gibi önemli etkinlikler hoparlörle vatandaşlara duyurulur. Saat 13.00’te Zeytin Çekirdekleri Korosu ve Orkestrası’nın konser vereceği duyuruluyor. İzlemek için bekliyorum. Koristler mini mini birler, orkestradakiler ise abi ve ablalar… Bisiklet turunun şerifine sahne alacaklar meydandaki Atatürk heykelinin önünde. Tur organizasyonunun programında değiller ama. Çünkü öyle olanlar, bitiş noktasında gösterilerini yapıyor. Zeytin Çekirdekleri kendi inisiyatifleriyle böyle bir mini konser tertipliyor. Birkaç eserlerini dinleyip bitiş noktasına doğru yürüyorum. Zira bisikletçiler neredeyse gelmek üzereler.
Bugün Ayvalıklar yarın Akçaylılar
10 dakikalık mesafede 10 saatlik malzeme çıkıyor karşıma. Ayvalık’ın yanı sıra Akçay’ın amatör bisikletçileri de turu izlemeye gelmiş. Sonra da Ayvalıklılar Akçaylılar’a misafir gidecek. Bu ‘orta yaş üstü gençler’in de bir kare fotoğrafını çekiyorum.
Kaan Efe’ye destek olalım
Bir kaç metre sonra bir stant. Son yine bir çocuk ve ne yazık ki yine SMA hastası. Kaan Efe… Bağış yaparak Kaan’a derman olmak isterseniz @kaanefeyenefes instagram ve @kaanefeyenefesol twitter adresini takip ederek iletişime geçebilirsiniz. Ve ayrıca bu adresleri paylaşarak, başka insanların da desteğini sağlayabilirsiniz.
SMA hastaları için böylesi bireysel arayışlar elbet çok kıymetli ancak sosyal devlet anlayışının gereği, bu konuda bir genel politika geliştirilmesi şart. Çünkü böylesi kampanyalar arttıkça bir yanıyla da uzun vadede duyarsızlaşmaya neden oluyor.
Quintana bizim yokuşu çıkamadı!
Bitiş alanındaki podyumda izleyicilere sunuculuk yapan Başak Koç ve Sarper Günsal’ın artan heyecanlı anlatımı bisikletçilerin giderek yaklaştığının da işareti.
Spil, namı diğer Kraliçe Etabı’nın favorisi olan ama hayal kırıklığına uğrayan Nairo Quintana, Ayvalık’a bisikletiyle gelmiyor çünkü çekiliyor. Önceki etaplarda iki defa kaza geçirmişti. Moral bozukluğunu Spil’de kazanarak atmayı umuyordu ama Sepulveda, izin vermedi ve “Quintana’ya veda” dedi. Kolombiyalı ünlü bisikletçi, önümüzdeki büyük turları da düşünerek bırakıyor.
Bisiklette penaltıyı vermedi, VAR…
Özellikle İzmir etabıyla birlikte tura güzergâhlar üzerinde gösterilen ilgi çok güzel. Her ne kadar bizim manşete taşısak da haberlerimiz yazılarımız okur tarafından yüksek tıklarla okunmuyor. Şahane öykü, fotoğraf ve video görüntülerine rağmen, bisiklete dair haber ve yazılar bir penaltı tartışması kadar ilgi görmüyor. O halde şöyle yapayım: Bisiklet turunda penaltı verilmedi. Yarış komiseri VAR’a bakıp penaltıyı çaldı (!) Madem ki köpeğin değil adamın ısırmasıdır haber, ben de bunu yapayım. Bakalım bu sayede bu yazı daha çok okunacak mı? Sosyal deney!
Taşrada bisiklet festivali
Okurların göze futboldan başka bir şey görmese de özellikle taşrada bisikletçilerin geçtiği duraklarda bir festival havası esiyor. Ne yazık ki bir penaltı tartışması kadar ilgi çekmiyor, günlerdir 160 bisikletçinin yüzlerce kıyasıya yarışı. Ayvalık’ta da coşkulu bir karşılama yapılıyor. Bisikletçiler de bu güzel enerjiye muhteşem bir final sprintiyle karşılık veriyor. Şu ana kadar ki en güzel finiş oldu diyebilirim. Alandan yükselen son anons Başak Koç’tan: “Ayvalık bisiklet yolu istiyor sayın vali ve sayın belediye başkanı…”
Biz de Ayvalık faslını güzel bir finişle kapatıyoruz. Cunda’ya uğruyoruz. Cunda'da kendimizi bir dizi çekimi setinin içinde buluyoruz. Üç Kızkardeş dizisiymiş. Biliyorsunuz bizim dizilerin her bir bölümü bir sinema filminden bile daha uzun. Biz ayrılırken bile hala daha aynı sahne çekiliyordu. Her hafta bu kadar uzun dizileri çekmek harbiden büyük emek.