Bu ateş üfleyerek söndürülecek mi?

Son dönemde Galatasaray Spor Kulübü, yasadışı sponsorluk gelirleri ve yasadışı bilet satışı gelirleri iddialarıyla gündeme geldi. Her iki dosyada da her ne yaşandıysa kamuoyunun gözü önünde yaşandı. Araştırılması beklenen iddialarda o kadar büyük bir aleniyet söz konusuydu ki, sürecin başından sonuna kadar, sadece basına yansıyan ayrıntılarla dahi, ortalama okuyucu, neden sonuç ilişkisini kurabiliyordu. Ajansspor’da yayınlanan “Kovuşturmaya Yer Yok mu” yazımda, illegal bahis sponsorluğu bahsinde, kamusal aleniyete rağmen verilen kararın garabetini sorgulamıştım. Kovuşturmaya yer olmayabilir ancak sorgulamaya yer var. Her dönemde olacak.

Galileo’nun engizisyon karşısında fısıldayarak söylediği gibi “Eppur Si Muove”

Her dönemde sadece gerçekliği arayan büyük duayen Atilla Türker, yine gazeteciliğini konuşturdu ve sürece ışık tutan bir ifade tutanağına ulaştı.

Sorularımız şunlar:

-Kamuoyu bu iddiaları, ilk defa Galatasaray’ın içerisinden, divan kurulundan duymasına rağmen, yargı hangi saikle bu konuyu kayda değer bulmamıştır?

-İmzalı ifade tutanağında, zaman-mekân-şahıs ilişkisi kurarak en ince ayrıntısına kadar işleyişi anlatan, eski kulüp çalışanı Ebru Gürsoy’un anlattıklarını yargı hangi saikle kayda değer bulmamıştır?

-Kişilerin para vererek satın aldığı locaların, kişilerin rızası ve bilgisi alınmadan fahiş fiyata satıldıkları iddialarını yargı hangi saikle kayda değer bulmamıştır?

-Mali tabloları göz kamaştırıcı bir başarı hikayesi anlatmayan Galatasaray Spor Kulübü’nün, dünya starlarına milyon euroları gözü kapalı bastırabilmesinin bu konuyla bir bağlantısı olabilir mi?

-Yargı bu konuyu araştırmazsa, imzalı ifade tutanağında, kendisine “Bu işlere çok girme, başına iş alırsın” denildiğini söyleyen Ebru Gürsoy’u korumak nasıl mümkün olacaktır?

-İnanmak istemesek ve ihtimal vermesek de yıllar önce Abdürrahim Albayrak’ın iddia ettiği gibi, yargıda, günde sekiz yüz tane mesaj atılan bir “Aslanlar Grubu” olabilir mi?

Sorulacak soru daha çok var. Zaman içerisinde bu ifade tutanağından kaynaklı bu dosya yeniden açılırsa, elbette daha detaya da inilir. Ancak işin en açık kaynak bilgiyle ulaşılabilir hali dahi, ortaya rahatsız edici bir resim koyuyor. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş…On milyonlarca insanın sevdiği desteklediği, umut bağladığı devasa camialar. Adaletin ve kamusal faydanın terazisinin, bu üç kulüpten herhangi bir tanesine avantaj sağlayacak şekilde şaşması, Türkiye toplumunda huzursuzluk, gerginlik ve öfkeye neden olmaktadır.

Hatta, bu ifade tutanağına rağmen, bu dosyanın bu şekilde kapatılabiliyor olması, yasadışı bahis sponsorluğu süreciyle ilgili de şüphelere ve sorgulamalara yol açmaktadır. Türk yargısına yakışan, kamuoyunun kafasında oluşan soruları gidermek, bu ateşin üfleyerek, üstüne toprak atılarak değil, adaletle sönmesini sağlamaktır.