"Bu derbi olsa olsa PTT 1. Lig derbisi olur"
Fenerbahçe ile Beşiktaş 1-1 berabere kalırken spor yazarları dev derbiyi değerlendirdi.
Ahmet Çakar - VAR penaltıyı görmedi / Sabah
Sonuca baktığımızda kötü maçın doğal sonucu gibi görünüyor. İlk 45 dakika, F.Bahçe'nin maçı koparacağı yarıydı. Bu yarıda Beşiktaş diye bir takım sahada yoktu. Çok iyi oynamasalar da istekli ve enerjik bir F.Bahçe vardı. Ama en önemlisi o F.Bahçe, ilk yarıda 3 net gol pozisyonunu değerlendiremedi.
İlkinde Aatif kafayı köşeye vursa ya da ikincisinde Hasan Ali'nin muhteşem şutu direğin 10 santim aşağısına vurup gol olsa ve tabii ki Ayew'in karşı karşıya kaldığı pozisyonlardan herhangi biri gol olsa sonuç çok farklı olurdu. İşte futbol adına hiçbir şey oynamayan Beşiktaş, ilk yarının sonunda Babel ile muhteşem bir gol buldu. Beşiktaş defansından rastgele vurulan yüksek bir top Neustadter ve Topal'ın hatalarıyla Babel'in önünde kaldı. O da döndü, nefis vurdu. Pek tabii ki bu yılın golü adayları arasında olacak. İkinci yarı aslında kontrol Beşiktaş'a geçmişti. Dengeli oynadılar, ama golü hiç düşünmez gibi davrandılar. Aslında bu yarıda biraz alıp-verseler ikinci golü bulabilirlerdi ki devreye yine Hasan Ali'nin ortası girdi. Ayew'e harika bir orta attı, o da Caner'in üzerinden yükselip kafayla köşeyi buldu. Aslında 1-1'lik skor iki takımdan herhangi birini sevindirmese de ikisini de üzmedi. İki takım da asla vasatı geçemedi. Örneğin Atiba'yı anlayabilirim, ama Lens kötüydü. Topal da öyle, Jailson da öyle. İsmini saymadığımız birçok futbolcu vasatın altında kaldı. Sonuçta puanlar paylaşıldı ama Fırat Aydınus için söylenecek kötü kelime yok. VAR'a ihtiyaç duymaksızın son derece iyi bir maç yönetti. Ama VAR hakemi her kimse onu eleştiriyorum. Atiba ile Ayew kornerden gelen topta beraber yükseliyorlar, Atiba topa eliyle müdahale ediyor. Fırat Aydınus görmedi ama VAR hakemi görüp uyarmalıydı.
PTT 1. Lig derbisi - Serdar Ali Çelikler / Habertürk
Bu kadar top kaybı yapılan, 3 pas bile yapılamayan, dan dun top uzaklaştırılan, strateji, mantık, plan namına birşey ortaya koyamayan iki takımın derbisi süper lig derbisi olmaz olsa olsa PTT 1. Lig derbisi olur.
İnanılmaz kalitesiz bir maç izledik. Yavaş, temposuz, pas yapılamayan, dripling yapılamayan korkunç kötü bir futbol vardı sahada. F.Bahçe, Skrtel'in eksikliğinde elindeki en ideale yakın kadro ile sahaya çıktı. Ben olsam Aatıf yerine Barış yahut Elmas ile oynarım ama Cocu'nun düşüncesine göre ideale yakın bir 11 ile sahaya çıktı. Şenol Güneş ise Tolgay-Atiba ve Oğuzhan 3'lüsüyle önünde de Babel ile daha kontrollü bir oyun planı ile sahadaydı.
Maçın ilk yarısında Ayew ve Aatıf'ın zayıf kafa vuruşu dışında pozisyonu yoktu. Maçın adamı ise bir şutu direkten dönen ve diğer şutunu da Karius'un çıkardığı Hasan Ali'ydi.
Beşiktaş ise hiç ama hiçbir şey oynamadığı ilk yarıda sahadaki belki de tek kaliteli ismin bireysel yeteneği ile öne geçti. 2. Yarıda Beşiktaş oyunun kontrolünü biraz daha almış gözükürken, taraftar da sinmişken, Beşiktaş 2'yi bulmak yerine pas ile skoru koruma derdindeyken Hasan Ali'nin şahane ortasına Caner'in hatası ile maçın en kötü isimlerinden Ayew'in golü ile beraberlik geldi. Kalan dakikalarda orta alanların tamamen boşaldığı ve "atabilen olursa galip gelecek" ortamlarının oluştuğu bir kör dövüşü izledik. Şenol Güneş gerçekten kazanmayı istedi mi emin değilim. Cocu kazanmayı istese de takımının bu oyunla kazanması mümkün değildi. Aydınus belki de VAR'a gitmeye dahi gerek duyulmayan bir maç yönetti düşünün artık. 90 dakikanın özeti buydu...
Beşiktaş, kaliteli oyunculara sahip; F.Bahçe'den daha iyi bir kadroya sahip olmasına rağmen maçı kazanamamasını 2 puan kayıp olarak görmeli.
F.Bahçe ise 2 ayrı tartışma konusunu masaya koymalı ve şapkayı ortaya koyup düşünmeli.
A- Bu takımın kadrosu şampiyonluğa oynayacak kalitede değil. Ayew golü atmış olmasına rağmen berbat bir performans sergiliyor. Benzia iyi futbolcu ve fakat skor yapamaz. Jailson ise vasatın biraz üstünde. Slimani kağıt üzerinde iyi transfer ama hala uyumsuz. Reyes ve Frey ise Comolli'nin kazıkları.. Aatıf bu takımın 11 oyuncusu olamaz. Eksikliği hissedilen Skrtel ise ancak dünya klasmanında 10 üzerinden 7'lik bir oyuncu.
Yani Koç-Özsoy-Comolli üçlüsünden oluşan Futbol Yönetimi mevcut takıma kalite katamadıkları gibi daha kötü bir takım oluşturdular.
B- Kadro kalitesi düşük olsa da eldeki mevcuttan en iyisini yapmaya çalışan bir teknik direktör olmalı.. Takımın kalitesini tartışırız ama fizik yerlerde. Cocu'nun oyun planlarını beğenen veya eleştiren olabilir ama fizik gücü yükleyemeyen hoca olmaz. Elde notlar tutan 3-5 Hollandalı ekibiyle Cocu'nun bu takıma katacak bir şeyi olduğunu sanmıyorum. Yani Klopp-Pep-Mourinho gelse bu kadro kalitesi ile F.Bahçe şampiyon olamaz ama eldeki mevcut da bugünden daha iyi olabilir. Hiç olmazsa fizik gücü artabilir.
Beşiktaş şampiyonluk yolunda devam ediyor. F.Bahçe için ise iyi bir gelecek görünmüyor maalesef.
Çaresizliğin çaresi - Attila Gökçe / Milliyet
İstatistikler, puan cetveli, sıkıntılı maçlar, UEFA Avrupa Ligi bir yana. Derbi bir yana. Dahası gelmiş geçmiş tüm derbiler bir yana, dünkü bir yana.
Yine de haksızlık etmeyelim. Tarihteki tüm derbilere saygı gösterelim.
Ama dünkü derbinin hakkını da teslim edelim.
Çaresiz zamanların derbisiydi bu. Sadece Kadıköy’ü değil, İstanbul’u, Ankara’yı, Trabzon’u, tüm Türkiye’yi sarsan bir derbi.
Fenerbahçe açısından kaçınılmaz zorunluluk arz eden bir buluşmaydı. Üst üste gelen yenilgiler, Comolli’nin, Cocu’nun kredisini tüketmiş, transfer sorunlarıyla oluşturulan kadro henüz birbirini tanıyamamış ve karşısında Beşiktaş’ı bulmuştu.
Beşiktaş açısından da gergin, asabi, tehlikeli bir maçtı bu. Son 2 yıldır Fenerbahçe ile her kupa buluşmalarında provokasyon kirletmişti oyunu. Saçlar yolunmuş, başlar kanamıştı. Sonrasını biliyorsunuz. Bir de santrfor sorunu sarmıştı bacayı..... Negredo gitmiş, derbide yeri boş kalmıştı. Sözün kısası her iki takım da bu “zamansız buluşma”ya gönül rahatlığıyla gelmemişti.
Skrtel sakat, Medel cezalıydı. İki takım da oyunun merkezinde sıkıntılıydı. İlk yarıda oyunun akışını belirleyen Fenerbahçe’nin kana değil, puana susamış hali oldu. Çok istekli, hırslı, savaşçıydılar. Maçı kazanmak için anormal enerji harcadılar. Top çalmada, pozisyona girmede taraftarlarının gönlünü alacak bir oyun sergilediler.
Beşiktaş, son haftaların tutuk ve verimsiz ilk yarı oyunlarını tekrarladı dün. Rakibine pozisyonlar verdi, hücuma çıkarken top kaybetti. Karius’un dikkati ve refleksiyle ilk yarıda geriye düşmekten kurtuldu.
Fenerbahçe’de Slimani arkadaşlarına ayak uyduramadı. Aatif çok daha istekli ve tehlikeli oynadı. Topal-Jailson ve Benzia baskılı ve çabuk oyunda yeterince yaratıcı olamadılar. Şu kadarını söyleyelim: Adı ve performansı tartışma konusu olan Hasan Ali, üç kez uzak şutlarla golü aradı.
Cocu’yu bilinen kendi sorunlarıyla baş başa bırakıp Şenol Hoca’ya bakalım: Biraz gecikmiş hamlelerdi. Elindeki alternatif santrforları (Larin ve Love) kenarda bekletip takımın kendi içinden Babel’i tercih etti. O da attığı golle ustalığını gösterdi. Baskı altında kaleye sırtı dönük topla buluşarak sağıyla uzaktan sol köşeye öyle bir top attı ki gol olup nefes aldırdı.
İkinci yarı hocaların kayıp korkusundan yaptıkları hamlelerle biçimlendi.
Cocu’nun 56’da Topal-Eljif, 62’de Aatıf-Valbuena değişiklikleri pozitif dokunuşlardı. Oyunun akışını Beşiktaş kalesine döndürdü. Şenol Güneş ise 69’da Lens-Larin, Oğuzhan-Llajic değişikliklerini yaptı. Bunların işe yaradığı söylenemez. Oyun boyunca hücum borusu çalan Hasan Ali, 71’de Ayew’e attırdığı golle çabasının karşılığını gördü.
Skor tabelasına bakarsak... Bu beraberlik iki takımı da mutlu etmez. İki hoca da galibiyeti kaçırdıklarını, 2 puanlarının çalındığını söyleyecek ama boş verin....
Cocu paçayı, Güneş karizmayı kurtardı.
Dostluk kazandı - Bilal Meşe / Milliyet
Cocu, ligin altıncı haftası, hala Fenerbahçe’yi başarıya taşıyacak ideal 11’ini arıyor, ne zaman bulacağı da merak konusu! Her maça farklı kadro süren Cocu’nun geldiği ilk yılda başarılı olması çok zor. Neden? Çünkü ülkemize gelen Hollandalı çalıştırıcıların da karnesi zayıf! Bu rakamsal bir gerçek... Geçmişi anımsayın lütfen...
Cocu, elinde ne var ne yok, etkili yabancılarını sahaya sürdü, çünkü kaderi pamuk ipliğine bağlı! Elbette, savunmayı toparlayan Skrtel’in olmayışı ev sahibinin en büyük handikapıydı.
Gelelim Beşiktaş cephesine... Şenol hoca, kadroya baktığımız zaman, sağlama almak istemiş, biraz savunmaya ağırlık vermiş, doğal... Ne var ki, sezon başından bu yana sakatlıktan yeni çıkan Atiba’yı on birde sahaya sürmesine şaşırmadık, tecrübeli futbolcunun yeteneklerini biliyoruz. Yalnız, Babel gibi kanatlardan etkili olan, boş bulduğu zaman tehlikeli şutlar atan Babel’i rakip savunmanın arasına sıkıştırmasına anlam veremedik! Dememiz o ki, Babel, geniş alanları seven bir oyuncu, attığı golde bunun en büyük göstergesidir.
Efendim, maç mı? Valla temposu, heyecanı ve de keyif veren bir ilk yarı izledik. Fenerbahçe, başlama düdüğüyle öyle bir baskı kurdu ki, Kartal’a nefes aldırmadı, dersek abartmış olmayız. Nitekim, bu baskıdan üç net pozisyon üretti, Aatıf, Karius’a takıldı. Ayew tribünleri dövdü, Hasan Ali muhteşem vurdu, top üst direkten döndü. Eee futbol böyle bir oyun işte, bulursunuz atamazsanız... Rakip ise Babel’le bir pozisyon buldu, o da gole dönüştü.
İkinci yarıda da hiç tempo düşmedi. Fenerbahe yüklendikçe, yüklendi, bence maçın yıldızı Hasan Ali Kaldırım, belki şutlarıyla golü bulamadı, ama Ayew’e harika bir asist yaptı, Ganalı futbolcu yükseldi, kafayı çaktı, skoru eşitledi.
Derbinin özeti mi? Evet üreten, kantarda ağır basan Fenerbahçe idi. Ne var ki bu özelliğini üç puana yansıtmayı beceremedi. Kartal ise, Babel’in golüne sığındı, savunmaya yaslandı. Ancak Ayew’i gözden kaçırdılar. Belki skor olarak değil, ama derbi ardında heyecanlı bir doksan dakika kaldı.
Muhteşem derbi - Oktay Derelioğlu / Takvim
SON yıllardaki derbilerin üzerine sünger çeken bir maç izledik. Sadece oyuna odaklı bir derbiydi. En ufak bir olay olmadı derbide... Maçın geneline baktığımız zaman Fenerbahçe ilk yarıda etkili oynadı. Beşiktaş'ı sürklase etti. Ayew'in kaçırdığı gol maçın en kritik anıydı. Babel'in muhteşem golüyle öne geçti.
İkinci yarıda Fenerbahçe Benzia, Ayew ve Slimani ile etkili oldu.
Cocu'nun Mehmet Topal'ı oyundan alması yanlış bir hamleydi.
Topal'ı oyunda tutması lazımdı.
Hasan Ali ve Ayew ikilisi muhteşem bir gol izletti. Oyun kaliteleri yüksekti.
BEŞİKTAŞ İÇİN İYİ
Kadıköy'de Fenerbahçe'nin daha iyi oynadığı, pozisyon aradığı bir maç izledik. Son 10 dakikada her iki hoca da maçı 1-1 bitirmeye çalıştı. Bunu düşünerek hareket ettiler. Bu karşılaşmayı Türk futbolu adına çok yapıcı buldum. Galip çıkan olmadı ama Türk futbolu açısından önemli bir maç oldu. Gökhan Gönül'ün taç atışı sırasında yaptığı fair hareket ayakta alkışlanacak cinstendi.
Yine tekrarlıyorum son yıllarda izlediğim en iyi derbilerdendi.
Fenerbahçe adına kaybedilen 2 puan vardı. Beşiktaş için 1 puan iyi sonuç. Oyunun geneline baktığımız zaman bunu rahatlıkça söyleyebiliriz.
MAÇIN EN iYİSi HASAN ALİ
F.Bahçeli futbolcu, iyi günündeydi
MAÇIN EN KÖTÜSÜ LENS
Daha etkili bir oyun sergileyebilirdi..
Eksik, fazla - Gürcan Bilgiç / Sabah
Babel golü attığında bile maçı Beşiktaş'ın kazanamayacağı belliydi.
Artık ligdeki durumumu dersiniz, son Zagreb rezilliği mi, yoksa 50 binlik Kadıköy birliği mi; Fenerbahçe istiyor ve sınırlı kadro kalitesine rağmen Beşiktaş'ı ısırıyordu.
Güneş, 20 kez gelip, bir kere bile kazanamadığı bu atmosfere, Ljajic yerine Atiba tercihini yaparak zaten "yine kaybetmeyeyim" diye gelmişti. Takımınıza galibiyet hissini veremiyorsanız, "aman, önce beraberlik" diyorsanız, bir kişi eksiksiniz zaten.
Bu fikre; taraftarıyla bir kişi fazla oynamayı başaran Fenerbahçe de izin vermedi. İlk 45 bittiğinde ne oynadığını bilen Beşiktaş'tı ama, iyi olan taraf için Fenerbahçe yazıyorduk. Direkten dönen Hasan Ali şutu bir tarafa Atıf'ın kötü kafa vuruşu, Ayew'in panik şutu vardı.
***
İkinci yarı Beşiktaş skoru elinde tutmaya karar verip, pas oyununa dönünce, Cocu da iki değişiklik (Eljif – Valbuena) ile hücum emrini verdi.
Beşiktaş'ın ön tarafı geri koşmaktan vazgeçince, Fenerbahçe'nin golü için "o an" beklenmeye başladı.
Öylesine hissettiriyordu ki kendini, sahanın en etkili ismi Hasan Ali yaptı asisti, en çalışkan – isteklisi Ayew attı golü. Skor dengedeydi.
Sıralamanın üstündeki takımların puan kaybettiği haftanın son maçında, aslında iki kaybeden olarak ayrılıyorlar sahadan. Şenol Hoca, "Deplasmandaki derbiden bir puan iyidir" diye düşünebilir.
Ama bu kadar sorunlu Fenerbahçe'yi yenememesi, bekleme süresini 15 yıla çıkarması, hep korkunun ecele faydası yok önermesi… Bu maçın özel motivasyonu, oyuncularının çok özverili oynaması, Cocu performansını doğru değerlendirmemizi engeller. Yaptığı hamleleri onaylıyoruz elbette. Ama bunlardan verim alamadığının altını da çizelim. Cocu'nun artık takım düzeniyle oynaması da çok mümkün değil.
Skrtel dönünce ideal "dokuzunu" bulmuş olması lazım. En fazla iki oyuncu ile oynayarak, kadrosunu geliştirmesi ve forma sokması gerekiyor. Artık bir oyun aklına, oyun şablonuna ve özel oyuncu görevlerine ihtiyacı var.
Dağ fare doğurdu - Ersin Düzen / Vatan
5 haftadır ilk yarıları heba eden 2 takım, aynı görüntüyü derbide de sürdürdü. Oysa F.Bahçe taraftarının beklentisi, maça baskılı ve tempolu başlamaktı. Her ne kadar öndeki oyuncular pres yapsa da, kaç haftadır vurguladığım, F.Bahçe’nin “blok halinde hareket edememesi” o baskıyı getirmedi.
TAKIMIN sönük kalması, F.Bahçe taraftarını bile derbi havasına sokamadı. Buna karşılık Beşiktaş’ın da bu sezonki ritm sıkıntısının devam ettiğini gördük. Bir de üstüne, belki 1 puan kardır düşüncesiyle çok çekinerek oynadılar. Şenol Hoca’nın Adem’i kenarda tutup, Atiba’yı oynatmasının da bunda etkisi olabilir, ancak bence doğru bir stratejiydi. Çünkü eminim o da F.Bahçe’den çok daha agresif bir başlangıç bekliyordu.
İLK yarıda biraz daha isteyen F.Bahçe 3 kez gole yaklaştı. Beşiktaş ise en formda oyuncusu Babel ile hiç de sürpriz olmayan bir gol attı. F.Bahçe’nin en büyük sorunu defansının şeffaf olması. Ne ileri çıkıp alan daraltıyorlar, ne de top oraya gelince pozisyon alabiliyorlar. Eljif orta sahaya dinamizm kattı. Golün hemen ardından gelmesiyle ilgili değil bahsettiğim. Aklı rakip kalede, taç çizgisinde değil!
KONTROLÜ KAYBETTİ
ŞENOL Güneş’in Oğuzhan’ı alması doğru ancak Jeremain Lens ayağında top tutuyor ve rakiple boğuşarak iyi oynuyordu. Beşiktaş, rahat götürürken ve hatta ikinci golü atabilecekken bir anda kontrolü kaybetti.
ORTA sahayı kaybeden Beşiktaş, tıpkı F.Bahçe gibi geniş alanda oynamaya başladı. Cocu’nun değişiklikleri işe yaradı, diri oyuncuların varlığı ibreyi F.Bahçe’ye çevirdi.
DERBİNİN en iyi oyuncusu Babel’di. Ayrıca Gökhan Gönül muazzam çalıştı. F.Bahçe’de Hasan Ali en iyi isimdi. Şener de bir o kadar kötü. Fırat Aydınus, kalite olarak çok kötü bir derbinin iyi tarafındaydı. Neredeyse hatasız yönetti... Bu beraberlik Cocu’nun kredisini F.Bahçe taraftarı için tamamen bitirmiştir. Ben de aynı fikirdeyim değişim şart!
Çok yaklaştı - Metin Tekin / Sabah
Risk gibi görünen forvetteki Babel ve orta sahadaki Atiba tercihleri Güneş'e istediğini verdi mi?
Ben risk olduğuna katılmıyorum açıkçası. Şenol Güneş için bir seçimdi. Güneş, zaman zaman önceki maçlarda da oyunun bölümlerinde Babel'i santrforda kullanıyordu. Burada önemli olan Şenol Hoca'nın bu tercihiyle hala "Benim net bir santrforum yok" demesi. Atiba'yı kullanışı ise orta sahada özellikle deplasmanda güvenilir bir oyuncu olması nedeniyle anlamlıydı. Çok iyi sonuç verdi mi dersek, ilk yarıya baktığımızda sahadaki kaliteli ve becerikli takım Beşiktaş'tı açıkçası. İkinci yarıda ise tamamen tersini gördük. Çok fazla top kayıpları ve oyunu kullanamayışı, Beşiktaş'ın en olumsuz yanlarıydı. Ama futbol dediğimiz gibi anların oyunudur. Babel çıktı, mükemmel bir vuruşla, olmayan bir pozisyonda oyunu 1-0'a getirdi.
Fenerbahçe penceresinden baktığımızda ise ilk yarıda Jailson ve Mehmet Topal ikilisiyle kontrollü oyun tercihi vardı Cocu'nun.. Ancak Kadıköy'de bir derbide, 50 bin kişinin önünde kontrollü oyun seçiminiz olsa dahi bunu uygulamanız mümkün değil açıkçası. İster istemez önde basan, tempoyla oynayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Ama Fenerbahçe'nin kalitesi yetmedi. İkinci yarıda ise büyük bölümünde oyunu ele alan "Deplasmanda oynasam da ben senden daha iyi takımım" diyen bir Beşiktaş gördük. Buna karşılık ters taraftan gelen ortalarda çok önemli bir oyuncu olan Ayew'le beraberliği yakaladı Fenerbahçe. Günün sonunda baktığımızda ligin geleceği için Fenerbahçe açısından en kötü senaryo çıkmadı ortaya ve hâlâ Cocu ile devamı getiren bir sonuç çıktı. Beşiktaş ise, "Santrforu daha bulamasam da bu güçlü kadromla, liderin iki puan gerisinde olsam dahi ben en önemli şampiyon adayıyım" dedi.
Fenerbahçe için büyük kayıp - Ömer Üründül / Sabah
Derbiyi çok önemli çıkış maçı kabul eden Fenerbahçeli futbolcular, seyircinin de desteğiyle yüksek tempolu, presli ve etkili bir ilk 45 dakika sergiledi. Ofansif girişimlerde Beşiktaş'ı oldukça zorladılar. Bir top direkten dönerken, Aatif ve Ayew ile iki mutlak gol kaçtı. Takım savunması da ihmal edilmiyor, rakibin kurgusu presle bozuluyor, tehlikeli atak şansı hiç verilmiyordu. Ancak hiç pozisyon bulamayan ve kalesi devamlı tehdit edilen Beşiktaş, beklenmedik bir anda Babel'le mükemmel bir gol attı. Bu gol iyi oynayan Fenerbahçe için çok ciddi bir handikaptı. Hem moral açısından hem de saha içi organizasyonu oturmadığından harcadıklarından sınırsız enerji ikinci yarı için işi iyice zorlaştırıyordu.
Nitekim ikinci yarıda oyunun kontrolü Beşiktaş'a geçti. Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki presi düştü, işler artık hiç iyi gitmiyordu. Ama Beşiktaş işi bitirecek ikinci golü atacak girişimleri gerçekleştiremeyince oyundan kopmuş gözüken Fenerbahçe, Ayew'in çok güzel bir kafa golüyle beraberliği sağladı. Hasan Ali takımın en iyisiydi, biri direkten dönen üç şutuyla birlikte takımın tek şut atan oyuncusuydu. Bundan sonra her şey olabilirdi. Ama maç beraberlikle noktalandı. Ligde üç mağlubiyeti olan Fenerbahçe'nin kendi sahasında iki puan yitirmesi ciddi kayıptı.
Bana göre; Şenol Güneş'in uzun süredir sakatlıkla boğuşan Atiba'yı, Medel olmadığında ilk 11'e alması aynı zamanda defansif yönü zayıf olan ve arkadaşlarını tanımayan Ljajic'i yedek oturtması, doğru bir tercihti. Ama Lens'i oynatıp, Babel'in yerini değiştirip santrfora çekmesi yanlıştı. Ancak Fenerbahçe çok üstün oynadığı ilk yarıda goller kaçırınca ve Babel de müthiş bir gol atınca, Şenol Güneş'in bu hamlesi tutmuş oldu. İkinci yarı yapılan Larin ile Lens değişikliği doğruydu ama Oğuzhan-Ljajic hatalıydı. Deplasman derbisinden bir puan kazançtı.
Birbirlerini sadece ismen tanıyan adamlar / Uğur Meleke (Hürriyet)
Oyuncular birbirini çok az tanıyor, hatta sadece ismen tanıyorlar neredeyse! O yüzden de bir ortak akıl geliştirmekte güçlük çekiyorlar.
SANIRIM Süper Lig tarihinin en dengeli sezonu olacak bu. Daha 6 haftayı tamamladık, namağlup takım yok. 6’da 5 yapan yok. İstanbul büyükleri tek bir derbi oynadılar ama toplamda 18 puan yitirdiler. Dün de ligin genel mizacına uygun, bir başka dengeli maç vardı Kadıköy’de. Beşiktaş önemli oyuncularını kaybetse de bir oyun ezberi olan, telepatik futbol sergileyebilen bir takım. Dün zaten maç öncesi planları Babel’e o topu indirmekti, indirdiler, 1 puanı da oradan çıkardılar. Fenerbahçe’yse Temmuz’da yaşaması gereken hazırlık dönemini şu anda geçiriyor. Oyuncular birbirini çok az tanıyor, hatta sadece ismen tanıyorlar neredeyse! O yüzden de bir ortak akıl geliştirmekte güçlük çekiyorlar. Cocu eğer Zagreb’de rotasyon yapmasa, belki de dün daha uyumlu bir ekip olacaktı elinde. Hollandalı hoca yakaladığı doğrularda ısrar etmeli, bırakın maçlarda rotasyon yapmayı, markete bile birlikte göndermeli takımını!
Dünkü renksiz futbolun sürpriz rengine, maçın yıldızı Hasan Ali Kaldırım’a ekstra bir parantez açmak lazım sanırım. Takımının neredeyse tüm hücum aksiyonlarının içinde vardı, biri direkten dönen 4 isabetli şut çekti. Ayew’e attığı ara pasıyla devrenin en net pozisyonunu yarattı. İkinci yarıda da iyi futbolunu bir asistle süsledi. Belki çok yetenekli değil, ama her zaman yüzde yüzünü sahaya bırakan dürüst bir profesyonel.
Ben de Fenerbahçe standardında bir takımın daha üst düzey bir sol beki olması gerektiğini düşünenlerdenim. Ancak sosyal medya denen heterojen yapının, yaş ortalaması sanılandan çok daha düşük bir grubu, komedi üretmek adına Hasan Ali üzerinde hiç katılmadığım bir algı yaratıyorlar. Örneğin Dinamo Zagreb maçında İsmail-Mehmet çarpışması sonucu yenilen 3’üncü golün tek sorumlusu, birkaç saniye önce anlamsız bir taca sebebiyet veren Şener. İsmail-Mehmet’in kapatmaya çalıştığı bölge, Şener’in bölgesi. Ama sosyal medyadaki düşük zekada ve düşük bilgideki bir küçük kitle bunları pas geçiyor, sırf daha fazla reyting getirdiği için Hasan’ın hatasını arıyor. Performansı Hasan’ın dörtte biri kadar bile olmayan Şener, neredeyse temiz çıkıyor o sayfadan. Sosyal medyada sayıca çok daha fazla olduklarını düşündüğüm sessiz ve makul kitlenin bu anlamsız linçe bariyer olması gerekiyor bence.
50 DAKİKADA 20 FAUL YAPILDI!
SPOR Toto Faul Ligi, dün yine hız kaybetmeden devam ettirdi temel özelliğini. İlk 50 dakikada 20 faul düdüğü çaldı. Faul arası futbol izledik adeta. Ve 50 dakikada çıkan kart sayısı sıfırdı! Sporsever dışında herkes memnun galiba bu garip faul oyunundan.
OZAN TUFAN MESELESİ
BİR dönem A milli takımın direkt oyuncusu olan, 20-21 yaşında sağ bek, stoper ve ön libero pozisyonlarında üst düzey futbol oynayan Ozan, iki yıl içinde dip yapmış durumda. A takım kadrosunda yok, dün U21 takımıyla sahaya çıkıyor ve orada bile 60’ta değiştiriliyor.
Ozan meselesini sadece sporcunun iradesine bırakmak, bir kulüp başarısızlığıdır kanımca. 7 milyon Euro yatırım yaptığınız bir oyuncu düzenli yaşamıyorsa yaşatacaksınız. Kilo veremiyorsa verdireceksiniz. Uzmanlarla çalışmıyorsa çalıştıracaksınız. Oyuncu kendine bakmıyor deyip işin içinden çıkmak en kolayı. O bakmıyorsa, siz baktıracaksınız zorla.
MAÇIN TALİHSİZİ
COMOLLI, onun transferinden bahsederken gözlerinde heyecan vardı. Gerçekten de yeniler içinde tek heyecan veren performans onun. Dün Beşiktaş orta sahası tarafından defalarca sert faullerle durduruldu Benzia. Ve bu takımda iyi performansına yazık oluyor.
MAÇIN KARESİ
GÖKHAN Gönül gerçekten iyi profesyonel. Eğer yanlış görmediysem dün yine 56’da bir taç atışında topun kendisinden çıktığını 4. hakeme söyledi. Topu rakibine bıraktı. Ancak Aydınusmuhtemelen konuyu anlamadığı için tacı atmasını işaret etti. O da attı tacı.
MAÇIN ŞAŞKINLIĞI
ATIBA, bu sezon hiçbir resmi müsabakaya çıkmamış, tek bir hazırlık maçı oynamıştı. Dün onun ismini ilk 11’de görünce garipsedim, “bundan önceki maçta bir 15 dakika verilmeliydi hiç olmazsa” dedim içimden. Ama Atiba biyonik gibi. Yine yaptı görevini.
MAÇIN DERSİ
F.BAHÇELİLER geçen sezon boyunca Mehmet-Souza’dan şikayet ettiler. Herhalde bu yıl da Mehmet-Jailton’dan sıkılacaklar! Cocu eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsa işe orta sahaya Eljiftakviyesi yaparak başlamalı. Çünkü o girdikten sonra değişiyor resim.
Alkışlar Hasan Ali’ye / Ali Ece (Fanatik)
Şenol Güneş’in ilk 11’i çelişkilerle doluydu. O ilk 11 ilk yarıda 71 top kaybı yaptı. Oğuzhan bir kez daha 10 numarada asıl yeri 8’in yarısı kadar bile verimli oynayamazken Beşiktaş ilk yarıda Llajiç’i çok aradı. İlk yarıda oyun üstünlüğünü kuran Benzia faktörüyle ev sahibi ekip oldu. Fenerbahçe’de Hasan Ali sarı lacivertli formayla açık ara en iyi 45 dakikasını oynadı ama direkten dönen topta şanssızdı. Beşiktaş ise Babel sahada olduğu için çok şanslıydı: Hollandalı forvet, ligimizin yetenek ortalamasına oranla çok başka seviyede olduğunu bir kez daha kanıtlayan muhteşem bir gole imza attı.
Oğuzhan vasattı
Reyes-Neustadter birbirini tamamlayan bir stoper ikilisi değil, golde Babel’e bu kadar vuruş açısı bırakmaları pahalıya patladı. İkinci yarıda Elmas oyuna dahil olduktan sonra Fenerbahçe oyun üstünlüğünü tekrar eline geçirdi. Oğuzhan ilk yarıdakinden bile daha kötü oynadı. Hasan Ali ise çok iyi performansını süper bir asistle süsledi.
Gecenin sorusu
Şenol Güneş hoca 1 puanı hedefleyerek mi bu ilk 11’i sahaya sürdü? Öyleyse neden 1 puan değilse neden bu ilk 11?
Maçın starı
Hasan Ali.
Maçın olayı
Başta ben birçok kişinin yaptığı eleştirilerden sonra Hasan Ali’nin Roberto Carlosvari bir performans sergilemesi.
Kısa mesaj
İki takım da ideal 11’ini bulamadı.
Rus ruleti... / Mehmet Demirkol ( Fanatik)
Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusu Hasan Ali... Bu, Fenerbahçe’nin kalite çıtasını belirliyor. Beşiktaş’ta ise yoktan gol yapan Babel. Arada kalite farkı var. Bunu kapatmanın yolu ön alan baskısı. Cocu öyle başladı. Beşiktaş da. Stoperlere top aldırmadılar. Uzun vursun istedi. Aslında topu aldırıp sonra baskılasalar pozisyon yaratmak daha kolay olabilirdi. Zira Roman ve Reyes’in ayakları dolaşıyordu. Güneş’in Oğuzhan- Tolga-Atiba tercihinin Fenerbahçe baskısında pasla çıkmaları açısından sonuç verdiğini söylemek mümkün ama öndeki 4 oyuncunun 3’ünün yerinin değişmesi ön alan alışkanlıklarını belli oranda bozdu. Fenerbahçe’nin ikinci yarı başındaki düşen oyununa üstünlük sağlayamamalarının nedeni bu. Ve kontrol oyunu maçın yıldızı Hasan Ali’nin şahane ortasında Ayew’e gol imkanı verdi. Sonrasında orta sahayı alamadılar. İki taraf için şeffaf bir orta saha ve sonlara doğru neredeyse Rus ruleti.
Gecenin sorusu
1-Fenerbahçeli bir çocuk taraftar olsanız seremoniye kimin elini tutup çıkmak için gözyaşı dökersiniz? İsim olarak olmasa da bir yıldız kalitesi eksikliği var. Yani takım yıldız olmalı. 2-Şenol Hoca’nın hayatında Kadıköy’den daha tedbirli olduğu bir yer var mıdır?
Maçın starı
Hasan Ali... Kariyerinin en iyi maçını oynadı. Fenerbahçe Zagreb bozgunu sonrası aradığı lideri beklemediği bir yerden buldu. Takımını her anlamda ayakta tuttu.
Maçın olayı
Hasan Ali’nin Ayew’e attığı topu Ganalı’nın değerlendiremeyişi ve attığı şutlar. Merkeze yaklaşarak takımının en iyisi, sahanın en iyilerinden biri oldu.
Kısa mesaj
Kadıköy’ün büyüsü sürüyor. Şenol Güneş yine kazanmıyor.