Rıza Çalımbay bu sözlerle açıkladı: "Beşiktaş zarar görmesin diye kimseye söylemedim"
Beşiktaş'ta Alanyaspor karşılaşmasının ardından görevine son verilen teknik direktör Rıza Çalımbay düzenlediği basın toplantısı ile ayrılık sürecini ve yaşananları anlattı.
Süper Lig'in 17. haftasında Corendon Alanyaspor karşısında alınan 3-1'lik yenilginin ardından Beşiktaş yönetimi tarafından görevine son verilen teknik direktör Rıza Çalımbay, TSYD'nin İstanbul'daki merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Rıza Çalımbay'ın açıklamaları şöyle:
"Mert ile ilgili yanlış sözler söyledim"
"Biz Beşiktaşlıyız. Ben Beşiktaş'ın altyapısından yetiştim, hiçbir kulübe gitmedim. Orada da bir sürü başarı yakaladık. Sonra antrenörlüğe başladık. Beşiktaş'ta çok kısa antrenörlük yaptık. Tabii ki biraz olaylı şeyler oldu. Önce dünkü maçtan dolayı özellikle kaleci Mert ile ilgili yanlış sözler söyledim. Maçtan çıktığımda yoğunluktan dolayı sıkıntılıydım. Sinirlenmiştim. Yediğimiz goller hiç yakışmadı. Birkaç sözümde Mert'in adı geçti. Ama kötü niyetle söylemedim. Alınmasın. Çok karakterli arkadaşımız, çok iyi bir kaleci. Milli takımın da kalecisi. Onun için ondan özür diliyorum"
"Ne olursa olsun sıkıntılı bir dönemde geldim"
"Kısa süreçte yaptığım antrenörlükte taraftarımıza çok teşekkür ediyorum. Ne olursa olsun sıkıntılı bir dönemde geldim. Futbolcularla güzel günler geçirdik, onlara da teşekkür ediyorum"
"Beşiktaş'ın ihtiyacı varsa her türlü gelirim. Şimdi bile olsa yine gelirim"
"Ahmet Nur Çebi Başkanımız beni aradı, ihtiyacımız var, sen yaparsın dedi. Beşiktaş'ın ihtiyacı varsa her türlü gelirim. Şimdi bile olsa yine gelirim. Seve seve elimden geleni yaparım. Bu sefer biraz karışık oldu. Ahmet Nur Çebi ile beraber yaptığımız konuşmada bana 3 haftalık gibi bir şey, kongreye kadardı. Tamam size yardımcı olurum dedim. Para filan kesinlikle konuşmadım. Her şeyi kendisine bıraktım. Sonra göreve başladım. Onun istediği 3 maçtı. 3 maçı iyi geçtik. Sonra kongrede başkan adayları çıktı ortaya. Takımın başında olduğum için onlara bilgi vermeliydim. Samet ağabeyle görüştüm, Şifo Mehmet'le de görüştüm. Bilgileri verdim. İkisinin de net konuşmaları, Rıza hoca ile devam edeceğiz dediler. Sonra Hasan Arat başkan olduktan sonra görevimize devam ettik."
"Üzüldüğüm şeylerden biri..."
"Bir süreç vardı. Ben sonradan öğrendim. Ahmet Nur Çebi'nin bizimle yaptığı sözleşme 2024'ün 6'ıncı ayına kadardı. Ama yeni yönetim 15 gün içinde feshedebilir maddesi vardı. Ben işime devam ettim. Samet ağabey ve Feyyaz gelince mutlu oldum. Eski arkadaşlarım. Tabii ki başkanların öyle konuşmalarından dolayı devam etmemiz gerektiğini söyledik. Ayın 27'sinde mukavele bitecek diye konuşuldu. Üzüldüğüm şeylerden biri: Bu kadar şeyler çıkıyordu, bir kişi de gelip de Rıza Çalımbay bizim teknik direktörümüzdür, sonuna kadar gideceğiz demedi"
"Hasan Arat ile hiç görüşmedim"
"Tevfik Yamantürk divan toplantısında 'En az 1,5 yıl Rıza Çalımbay'ın kalması gerekir' demişti ama yönetimden bir ses çıkmadı. Üzüldüğüm şeylerden biri de ben Hasan Arat ile hiç görüşmedim. Hiç konuşmadık. Ben takımın teknik direktörüyüm. Önemli değil... Ama Samet ağabey ve Feyyaz ile sürekli görüştük"
"Ben 2 maçlık, 5 maçlık, 1 aylık antrenör değilim"
"Kontratımın bitimine son 2 maç kala benim mukavelemi uzatmak istediler. 2 maç daha istediler. Ben 2 maçlık, 5 maçlık, 1 aylık antrenör değilim. Ben çok iyi antrenörlük yapan biriyim. Çok başarılar kazanmış biriyim. Ne ben 2 günlük oraya gelirim ne de 1 aylık. Ben sadece Beşiktaş'ın ihtiyacı olduğu için zor günde elimi taşın altına koydum. Ama aldığımız takım belliydi. Ligden kopmuş, Avrupa'dan elenmiş bir takım aldık. Onunla uğraştık. 1-1,5 ay gibi bir şey oldu. Şimdiye kadar bu kadar kısa sürede antrenör ayrılmamıştır. Hepsi 6-10 ay gibidir."
"2 maç oynayalım, sonra oturup sözleşme yapacağız dediler"
"Samet ağabey ve Feyyaz'la konuştuk. Onlar bana tekrar ısrar ettiler. 2 maç daha uzamasını istediler. 2 maç oynayalım, sonra oturup sözleşme yapacağız dediler. O zaman size güveniyorum dedim. İmzayı attım."
"Beşiktaş zarar görmesin diye kimseye söylemedim"
"İsviçre'ye maça gittiğimizde, arkamdan avukatıma 'Eğer yarın 3'te mukaveleyi uzatmazsanız feshedeceğiz' diyorlar. Ben maçtayım... Maçtayken böyle bir şey gönderilmez. Beşiktaş zarar görmesin diye kimseye söylemedim, şimdi söylüyorum. Ben ne para için ne de başka bir şey için gittim. Hasan Arat'ın kızdığı bir şey, Ahmet Nur Çebi'nin kontatını kabul etmemeleri. Halbuki Çebi onların önünü açmış, 15 gün içinde feshedilebilir diye..."
"Yarın basın toplantısı yaparım, bırakırım dedim ama direttiler"
"Abartmak istemiyorum ama en iyi oynadığımız maçlardan biriydi son maç. Bireysel bariz hatalar yaptı. Adamlar bize gol atsın diye en güzel şeyleri yaptık. Çok üzüldük. Dün gece maç bitti, ben tesisteyim. Önce Samet ağabey, Feyyaz ve bir yönetici geleceğiz dediler. Sonra Samet ağabey ve Feyyaz gelmedi. 3 yönetici geldi. Onlarla konuştum. Onların da istekleri, bu gece dediler. Gece saat 1 olmuş, bir şey yapmam ben dedim. Yarın basın toplantısı yaparım, bırakırım dedim. Onlar direttiler. Ben kabul etmedim. Onlar da zaten hemen yazmışlar ayrıldık diye. Sonuç buraya kadar... Onların dediğini yapmadım, kendi bildiğim şekilde sizlerle görüşmek istedim. Çünkü çok yıpratanlar oldu. Gitmemi çok isteyenler oldu. Sosyal medyada sürekli çıkıyor, bir yönetici ne Samet ağabey ne başka biri 'Rıza Çalımbay bizim antrenörümüzdür' demiyor. Ben Beşiktaş için yaparım onu ama antrenörlük kariyerimde yapmam."
5 oyuncunun kadro dışı bırakılması kararı
"Samet ağabey aradı beni. Biz 5 oyuncuyu kadro dışı bıraktık dedi. Biz diyor, ben yokum. Onlar yapıyor yani. Abi kim dedim. Saydı bana. İyi hayırlı olsun dedim. Bitmiş yani, olay bitmiş. Onu dün yöneticilere söyledim. Siz bunu yaparken niye benim fikrimi almadınız dedim. Onlar da Samet hocalar yaptı dedi."
"Kısa olduğu için kampı ben iptal ettim"
"Kamp olayına gelince... Birkaç arkadaş var bilerek yazıyor. İlk maçımızı Cuma günü oynayacağız. Bizim maçımız çok erken. Oraya kampa gittiğiniz zaman en fazla 5 gün kalabiliyorsunuz. Kısa olduğu için ben iptal ettim. Çünkü Fenerbahçe - Galatasaray Süper Kupa oynayacaklar. Onları geriye veriyorlar, bizi erkene alıyorlar. Kamp olayına ben karışırım. Samet ağabey filan kimse karışamaz. Kendi işimi kendim yaparım. Kamp olayına ben karışırım."
" O oyuncuların takıma zararı vardı"
"Kadro dışı bırakılan 5 kişinin içinde de benim de istediğim oyuncular vardı. O oyuncuların takıma zararı vardı. Sıkıntı yaşadığımız oyuncular vardı. Ama ben hiçbir zaman çalıştığım kulüplerde bir oyuncuyu kadro dışı bırakmadım. O yüzden ben olabilir dedim."
"Gedson oynayabilirdi, korktu oynamak istemedi"
"Biz maçtan önce doktoru çağırıyoruz. Sakat oyuncu var mı, kadroya alalım mı almayalım mı diyoruz. 'Gedson oynayabilir' dedi. Sonra ben çağırdım Gedson'u. Hazır mısın diye sordum. 'Yok, ben bundan önce 3 kere bu haldeyken oynadım, geri sakatlandım' dedi. Sonra Samet ağabeye söyledim. O da konuştu, aynısını ona da söyledi. Oynayabilirdi, korktu oynamak istemedi."
"Ben öz Beşiktaşlıyım. Başkaları gibi başka kulüplerde gidip dönen biri değilim"
Kırgınlığınız varmı?
"Camiaya kesinlikle kırgınlığım yok. Herkese teşekkür ettim. Öz Beşiktaşlıyım. Başkaları gibi başka kulüplerde oynayan, sonra dönen biri değilim. Sonuna kadar Beşiktaş'ta kaldım. Beşiktaş'ta oynarken, en çok oynayan oyuncusu oldum. Türkiye'de en çok maça çıkan antrenör oldum. Bazı şeyleri görmezden gelebilirim. Orada bir tutku, çok büyüktü Beşiktaşlı olmak. Beşiktaş'ın bir duruşu vardı, ben öyle durdum. Ama bazıları durmadı. Hiçbir zaman pişman değilim. Bana şimdi yine deseler, yine giderim. Ama böyle davranırlarsa gitmem. Onların olmaması gerekiyordu."
"Eğer ben sezon başı gelseydim Beşiktaş çok daha farklı olurdu"
"İlk gittiğimde Ahmet Nur Çebi ile görüştüğümüzde başkan bana görev verdikten sonra 'beni niye erken çağırmadınız?' dedim. 'Kısmet olmadı' dedi. Eğer ben sezon başı gelseydim Beşiktaş çok daha farklı olurdu. En önemli şeylerden biri hazırlık dönemidir. Güzel geçerse ne sakatlık olur ne bir şey... Daha güzel geçirirsin. Biz geldik, en az 10 tane sakat vardı. Biz bunları sorduk. Ben Şenol hocayı bilirim. Tecrübelidir. Öyle oyuncuya fazla yüklenmez. Biz de öyleyiz. Biz başa gelince oyunculara yüklenemedik, hiçbir şey yapamadık. Sadece konuştuk. En ufak şeyde sakatlanan oldu. Bir Brugge maçı oynadık. Hiç oynamak istemediğim bir maçtı. Oyuncu yoktu çünkü. Stoper yoktu. Ne altyapıda bulabildik, ne başka bir yerde. Onur'u oynattık. Mesela Muleka... Adam açık değil ama açık oynattık. Herkes elinden geleni yaptı, orada disiplini sağladık. Arkadaşlıklar iyiydi. Brugge maçı, Fenerbahçe maçı bizim için iyi geçmeyen maçlardı. Fenerbahçe maçı da dünkü maça benzedi. Orada da basit bireysel hatalar yaptık."
"2 ay bile kalmadık. Bu zaman zarfında bir şey yapmanız çok zor"
"Antrenörlük hayatımda gruplaşmayla hiç uğraşmadım. Oyuncularımızı zaten görüyoruz. Bunun için zaman lazım. Biz 2 ay bile kalmadık. Bu zaman zarfında bir şey yapmanız çok zor. 1 ayı geçmiş, Milot Rashica ile ilk defa antrenman yaptık. Adamı göremedik. Elinde malzeme olmadığı zaman yapamıyorsun. Biz malzemenin yüzde 40'ına da razıydık."
"Ben futbolcu arkadaşlarıma laf söyletmem"
"Ben futbolcu arkadaşlarıma laf söyletmem. Onlarla çok güzel şeyler yaptık. Beşiktaşlı futbolcularla iligli konuşmak istemiyorum. Ben onlardan memnunum. Hepsine teşekkür ettim. Artık bir şey söyleme hakkım kalmadı. Oranın tek eksiği iyi bir transfer yapılması. "Ben oraya gittiğimde tek üzüldüğüm şey elimde oyuncu olmamasıydı. Onlar oradalardı da sakatlardı. Özellikle Fenerbahçe maçı... Orada çok üzüldüm."
"En üzüldüğüm şey Samet Aybaba ile Feyyaz..."
- Beşiktaş'ı takipten çıkması-
"Ben sosyal medyayla pek ilgilenmiyorum. Oradan çıkmayı bile bilmem. Nerede olduğu bilmiyorum. Bizim o işle ilgilenen arkadaşımız var. O yapmıştır. Ben onu çözerim, sorun değil. Ama ben sosyal medyayla ilgilenmiyorum. Ben futbol hayatımda sosyal medyada bu kadar gündeme gelmedim. Abartıyorlar. Ben hiçbir zaman disiplinimi bozmadım. Bu olaydaki en üzüldüğüm şey benimle konuşmaya gelen yöneticilerin yerine isterdim ki Samet Aybaba ile Feyyaz gelsin. İkisi de aramadılar. Ben onlara güvenerek imza attım ama maalesef onlar gelmedi. Ben yöneticilerle görüştüm. En çok üzüldüğüm şeylerden biri oydu."
"Başkanla sadece merhaba merhaba"
"Başkanla görüştük, şöyle görüştük. Futbolcularla tanışmaya geldiğinde görüştük. Orda da merhaba, merhaba... Beni alıp 'Hocam takım nasıl gidiyor, şöyle yapalım mı vs.' olmadı. Bana da enteresan geliyor. Ben başkan olsam önce antrenörü çağırırım. Benimle ne konuştu ne bir şey yaptı."
"Herkes saygılı olacak, herkes işini bilecek"
"Basında teknik direktör isimleri çıkıyor ve onu tekzip etmiyorlarsa oyuncu bile seninle çalışırken hocamız zaten gidecek der. Antrenörü o duruma getirmemeleri gerekiyor. Ben onlara nasıl saygı duyuyorsam, onların da bana saygı duyması gerekiyor. Ben başkanıma, Hasan Arat'a nasıl saygı duyuyorsam, o da benim işime saygı duyacak. Herkes saygılı olacak, herkes işini bilecek. Şimdiye kadar hiçbir yanlışım olmamıştır. Ben maddi açıdan hiçbir şey istemedim. Ben '2-3 gün olsun da Beşiktaş olsun' da demedim, öyle birisi de değilim. Ben 2-3 günlük antrenör değilim. Benim bir sözleşmem, maddelerim vardır. Ama burada ben hiçbir şey yazmadım. Ben onlara şunu tavsiye edeyim. Eğer bir antrenör alıyorsanız arkasında durun. Siz onun arkasında durmazsanız tek başına kalır. Sizin desteğiniz olursa farklı olur. Oraya Samet abi ve Feyyaz'ı getirdiyseniz onunla antrenmanı izlersiniz. Kesinlikle yalnız bırakıldığımı hissediyorum"
Gece 1'de yapılan açıklamadan haberiniz var mıydı?
"Gece 1'de beraberdik. Ben yanlarındaydım. Açıklamayı yapın, serbestsiniz dedim."
Dışarıdan görülenle göreve geldiğiniz takım arasındaki fark nedir?
"Çok fark vardı. Takım dağılmış bir takımdı. Çocukların yüzlerinden mutsuzluk akıyordu. Kopmuşlardı. Biz çok kısa süre içinde onları birbirine kenetlemeye çalıştık. Sonra yeni yönetim geldi. Onlar da başka katkıda bulunmaya çalıştı."
"Sözleşmeni yenileyeceğiz, transferlere başlayacağız dediler"
"Samet abi ve Feyyaz hoca mukavele süresi bittikten sonra 'Biz beraber oturacağız, başkan da gelecek ve senin sözleşmeni yenileyeceğiz. Transferlere başlayacağız' dediler. O yüzden Samet ağabey Belgrad'a gidip, bir stoper izledi."
Serdal Adalı ile ilişkisi, Burak Yılmaz göndermesi
"Serdal Adalı ile daha samimiydim. Daha çok görüşüyorduk. Hasan Bey zaten uzun bir süre yoktu. Ben hiçbir zaman bir yerde antrenör çalışırken bir şey söylemem. Mümkün değil. Burak benim talebem. Onunla çok güzel günler geçirdik. Hatta Trabzon'a giderken Şenol hocaya ben tavsiye ettim. Benim Burak'la hiçbir takışmam olamaz. Ben hiçbir zaman kötü bir şey söylemem."
"Beşiktaş için en büyük tehlike Afrika Kupası"
"Ben Lugano'dayken kağıt gönderip 'Kabul etmezseniz yarın 3'te feshediyoruz' dediler. Sonra Samet abi ve Feyyaz geldi, konuştuk. Onlar da 'Bunu yapalım, döndükten sonra mukaveleni yeniden yaparız' dediler. Burada ne yaparsın. İki tane takım aradaşın var. Size güveniyorum diyip yaptım. Şimdi yeni antrenör kim gelir bilmiyoruz. Ona zaman verirlerse mutlaka transfer konusunu çözer. Benim buradan bir şey söylemem doğru olmaz. Kalsaydım söylerdim. Beşiktaş için en büyük tehlike Afrika Kupası."
"Beşiktaş'ı Beşiktaşlılar yönetecek' dediler. Ee, tamam Beşiktaşlıyız işte..."
"Beşiktaş'tan antrenör gelsin, istesin her şeyi veririm. Gelip bize yardımcı olur musun desin yardım ederim. Biz burada büyüdük. Her şeyimiz Beşiktaş'ta geçti. Oraya ihanet etmek, farklı bir şey düşünmek hiçbir zaman olmaz. Biz nasıl insanlara saygı duyuyorsak, onların da saygı duyması gerekiyor. Hele hele kendi camiandan çıkmış bir teknik direktörse ona sahip çıkmak gerekiyor. Hasan Arat kendisi söylüyor, 'Beşiktaş'ı Beşiktaşlılar yönetecek' diyor. Ee, tamam Beşiktaşlıyız işte... Ben sadece onlardan destek istedim. Sen o desteği ver bakalım 6 ay, ne oluyor o takım. 5-6 lig maçı oynadık, başka bir şey oynamadık. Brugge, Lugano maçını saymıyoruz. Bir de kendileri yeni gelmişler. Ondan dolayı gelen arkadaşa sahip çıkmaları lazım."
Transferlerde hata var mı?
"Yanlış demeyelim de oralara cevap vermek doğru değil. Biz o yanlışları düzeltmeye çalışıyorduk. Biraz daha fazla transferlerin üzerine düşerdik. Transfer yaparken çok dikkat ederdik. Oyunculuğunun yanında karakterine de bakmaya çalışırsın. Ama Şenol Hoca gerçekten çok tecrübeli bir teknik direktör. O gerekeni yapıyordur. Feyyaz hoca benim hem yardımcımdı, hem de takım arkadaşımdı. Samet ağabey benim kaptanımdı. Üçlü resim çektiriyoruz bir de. Üçlü resim çektiriyorsan beraber gitmen gerekiyor. Her zaman maç kazanacaksın diye bir şey de yok. Bireysel hataya ne yapabilirsin ki? Dün 3 gol de bireysel hatadan geldi. Antrenörde mi suç? Oyuncuları kötülemekten ziyade antrenörler için söylüyorum bunu."
"Elimizden geleni yaptık"
"İşin özeti, beni çağırdılar, ben Beşiktaşlıyım dedim. Onlar da bizim ihtiyacımız var, bize yardım et dediler. Ben de tamam diyerek elimden gelen tüm yardımı yaptım. Hem Ahmet Nur Çebi'ye yardım ettik, ardından Hasan Arat'ın ekibiyle beraber çalıştık. Elimizden geleni yaptık."