"Bu takıma şu kadar adam gerekli' dışında bir şey bilmiyorlar"
Transfer dosyası denilen, yapım maliyetiyle birlikte öteki yönleri de epeyce düşük programların vazgeçilmez malzemesi bu. Her yorumcuya göre bütün takımlarımızın mutlaka birtakım eksiklikleri var. Hiçbir takım, tarihin herhangi bir döneminde kendisine yeterli olacak kadro oluşturamıyor, hep eksik kalıyor. Nasıl tamamlanacağını da sadece yorumcular biliyor.
Taraftar da bunu seviyor. ‘Evet abi, ben de hep söylüyorum, bu takıma 1 stoper, 2 orta saha, 1 de golcü gerek' diye başlayan kahvehane muhabbetlerine katılım hiç de düşük olmaz. Herkesin bu konuda benzer fikirleri vardır.
Teknik direktörlerin de bundan hoşnut olmadıkları söylenemez. Öyle ya, onlar aslında çok başarılı olmak için her şeyini hazırlamışlar, ancak yönetim gerekli transferleri yapmadığı için başarılı olamamışlardır. Onlar bu konuda konuşmasalar bile ağızlarından bir şeyler yazılır.
Bu havanın oluşturduğu baskıların sonucunda kulüp yönetimleri, ellerindekilerden hiçbir farkı olmayan birkaç oyuncu daha alır. Ardından, elindeki oyuncuların bir bölümünü nasıl göndereyim diye düşünmeye başlar. Bu yönde de epeyce maddi kayba uğrar.
***
Kulüplerimizin batmasına yol açan süreç böyle işler. Bu kadar çok transfer yapılmasında birtakım karanlık işlerin döndüğü de her zaman söylenmiştir. Kişisel olarak pek bunlara kulak asmazdım ama son yıllarda Atilla Türker arkadaşımızın ortaya koyduğu belgelerle iş epeyce değişti. O boyutta da yapılması gereken çok iş var ama galiba neresinden başlanacağına karar verilemiyor.
Galatasaray geçen sezon 133 milyon Euro ile ligin en pahalı kadrosuna sahipti ve büyük bir fiyasko yaşadı. Onu 90 milyon Euro ile izleyen Fenerbahçe de bu konuda ezeli rakibini yalnız bırakmadı. Fenerbahçe'nin iki sezon üstüste yaşadığı transfer hüsranının mali boyutu elbette ki yıkıcı. Ali Koç'un çabaları bunu kapatmaya yetmiyor.
Hal böyleyken ve daha önemlisi limit sorunu varken Fenerbahçe'nin yaptığı transferlere akıl erdirmek zor. Sarı-Lacivertliler bu sezon mutlak şampiyonluk için epeyce gözlerini karartmış gibi görünüyor. Kuşkusuz ki herhangi bir ceza gelmemesi yolunda gerekli önlemler alınmıştır. Ali Koç yönetimi bugüne kadar çok hata yaptı ama bu kadarını kimse aklından bile geçirmez.
Başa dönelim: Yorumcu arkadaşlarımızın, kulüplerin yaşadığı batık durumunda belli bir payları var. Böyleyken o batağa yol açan anlayışın aynen sürdürülmesi yolunda gayret gösterilmesi, sanki bu işin içinde bir kötü niyet var gibi görünüyor.
Hayır, öyle bir şey yok. Arkadaşlarımız, transfer döneminde başka birşey konuşulamayacağı gibisinden bir kilitlenme içindeler. Elbette ki küme düşmenin kaldırılmasıyla ligin 21 takımla oynanmasının nasıl bir facia olduğu yolunda fikir söylemelerini beklemiyoruz. Hiç değilse şu takıma bu kadar oyuncu gerekli hastalığından vazgeçebilseler… O kadarı yeterdi.
***
İlle de herhangi bir takımın eksiğini-aksağını konuşmak istiyorsanız, ‘Real Madrid'in, Barcelona'nın, M.City'nin, PSG'nin, Bayern Münih'in de şu şu eksiği var' diyebilirsiniz. Onlarda da bu durumlar konuşuluyordur. Ancak tek fikir bu değildir. Başka söylenecek bir yığın fikir vardır. İşte bizim yorumcularımızın eksik yanı burası. ‘Bu takıma şu kadar adam gerekli' dışında bir şey bilmiyorlar.
Aslında doğru transferin iki önemli koşulu var: 1- Paranız olacak, 2- O parayla almaya değer futbolcu bulunacak… Kulüplerimizin parası-pulu yok. Almaya çalıştıkları oyuncuların da eldekinden fazlasının ne olduğu çoğu zaman bilinmiyor. O zaman da bugünkü feci durum oluşuyor. Yorumcu da bunun sürmesi ve daha da derinleşmesi yolunda ‘destek' veriyor.
***
Yapılan transferlerin ne kadar çok yönlü zarara yol açtığını kimse görmek istemiyor. Her sezon önüne iki adam getirirsen Adem Büyük ne zaman ve nasıl oynayacak diye kimse sormuyor. Böyle bir durumda bu oyuncu gitmeyip de ne yapsın? Son dakikada yapılan Nzonzi, Seri, Lemina transferleri müthişti ama bunun elindeki adamların düşmesine, Belhanda'nın hiçbir şey oynamamasına, Emre Akbaba, Ömer Bayram ve Taylan Antalyalı'nın sürekli kenarda kalıp giderek kaybolmalarına yol açtığını görmezden gelebilir misiniz? Jimmy Durmaz ve Şener gibi oyuncuları daha aldığınız günlerde çöpe atmış gibi olduğunuzu görmek çok mu zor?
Oynadığı zamanki Martin Linnes'ten hiçbir fazlası olmayan bir yığın adam alıp şimdi onu göndermeye çalışmak, akıl mıdır? Yorumcuların sürekli böyle saçmalıklara destek vermesi, olacak iş midir? Transferle ilgili olarak konuşulabilecek daha akıllıca konular yok mudur?
Geçmişten bu yana sözü edilen konuda hiçbirşey değişmemiş değil. Kulüpler bu sezon belki de yıllardır ilk kez dikkatli davranıyor. Geçmişin transfer çılgınlıklarına artık pek rastlanmıyor. Fakat yorumcular hala bıraktığımız yerde duruyor. Onların da memlekette neler olupbittiğini anlayabilecekleri günlerin çabuk gelmesini dileyelim.
Neyi nasıl yapmamız gerektiğinin fikir boyutundaki yetersizlik, futbolumuzun ciddi bir sorunudur. Anlamsız gevezeliklerin milyonlarca dolarlık zarara yol açtığını artık görelim. Futbolla ilgili olarak konuşulabilecek dünya kadar konunun olduğunu da artık öğrenelim.