Buraya kadar!
Futbol federasyonu, profesyonel güçleri de, yani Kulüpler birliği ve Profesyonel Futbolcular Derneği ve belki de olması gereken Antrenörler Derneği’nin de desteği ile yabancı futbolcu sayısını azaltma talebinde bulunacak… Oysa bu yasa kabul edilirken isteyenler de onlardı! Sadece bendeniz ve bir kaç cılız ses karşı durmuştu. Hatta o zaman yapılan bir toplantıda Milli takım sorumlusu da geçmişte karşı olduğu karara suskun kaldığı için yazarak ve konuşarak tutumunu eleştirmiştim.
Aslında yabancı futbolcu sayısı değil kriterin önemli olduğunu belirten bir anlayışa sahip olurken kendi eğitim düzeyi ve rekabet alanımızın gelişmesine işaret etmiştim! Sonuçta futbolumuz kalkınmadı, yapılan transfer yanlışları sonucu kulüpler cezalar aldı. Borçlar ödenemez boyutlara geldi. Ünlü kulüplerimizin bir çoğu pes etti. Dünya Kupası’na gönderecek Milli Takım’dan mahrum kaldık! Ne var ki bu ortamdan ve pastadan büyük pay kapanların çoğu futbolun ekonomik yanı ile ilgilenerek ceplerini doldurdular Bazı başarılı teknik adamların onlar gibi düşünmediği için çalışmalarını ayakçılarla engelleyerek amatör yönetici, eş, dost yakınlık gücü ile ele geçirdikleri imkanlarla kulüplere adeta sızdılar!. Yaşlı ve futbolun sonuna gelen ne kadar futbolcu varsa ülkemize getirdiler. “Yabancılar Cenneti” olan ülkemiz bu sayede kendi futbolcumuzun yerine yabancı devşirmelere de Ulusal formayı giydirdi! Adeta futbolcu çöplüğüne dönen ülkemizin futbolu bir anda dibe vurdu!. Seyirci profili değişti! Yeni jenerasyon eğitimli, beceri ve yaratıcılığa değil sadece yabancı isimler ile donandı .Genç beyinler tribünlerde onların başarılarına entegre edildi .Sadece futbolcu için var olan yetkili, yetkisiz ara kişilerin kum gibi ortalıkta koşturduğu bir transfer borsası yarattık.!
Sonuçta futbolumuzu yabancılara ve başlarına da Lucescu'yu (karşı değilim) getirdiğimiz yeni bir döneme teslim ettik. Sahada yabancı on birlerle mücadele etmek bize doğal geldi. Böylece futbolda çağdaşlaştık! Medya, genç yorumcular ve araştırmacı futbol avcıları sadece bu sistemin içine itildiler. Bu piyasa havuzunda dönen büyük paralar sayesinde kimileri mutlu(!) olurken kulüpler borç batağına sürüklendi. Ancak yayıncılık adına giriştiğimiz Dünya futbolunda yerimizi alamadık. Yine ileri ülkelerin futbolunu ekranlarda izleme önceliğinde kaldık!. Her geçen gün tribünler boşalsa da önemsemedik. Şimdi deniz bitti ve hepimiz gerçeği gördük... Futbolumuzu “Yerli ve Milli” olma yoluna girerek, eğitimle kendi çocuklarımızı yetiştirerek kısmen altyapılar özenine dönerek üretim yapıp sadece almanın değil; satmanın da Dünya futbol piyasasında olmamızın gereğini anlamamız lazım. Hatta tüm dünya üzerinde futbol istasyonları kurarak pazar kurallarına uyarak Endüstriyel futbolda başarılı olma zorunluğuna adım atmak zorundayız! Mecburuz! Almaya dayalı tek yönlü, takıntılı düşünce kulüpleri ekonomik ve sosyal anlamda yıkıma götürürdü! Tam da oradayız şimdi.!
Aklın yolu birdir ve futbolda rekabet etme şansımızı bekleyen erken tespit, altyapımız, aday sporcularımız bizden eğitim ve ilgi istiyorlar! Biraz sabır ve gerçek futbol eğitimi ile yansız ve sabırlı futbol dünyası yaratarak acilen kulüpleri bu tarzda eğitim seferberliğine zorlamak gereklidir. İşte bu anlamda yetkili ağızlardan son zamanlarda yabancı futbolcu sayısını azaltmak sözcüklerini duymaya başladık! Asında buna da gerek yok asıl olan mantalite ve görüş birliği olarak eğitimi kendi gençlerimiz ve eğitici başarılı teknik adamlar seçerek, sabırla açığımızı kapatıp öne çıkabiliriz. O zaman sadece kazanmaya, skora değil güzel futbola ve eserlerimizi alkışlamaya döneriz! Hava alanlarında karşılanan, merasimler yapılan yabancılara gösterilen ilgi bizim kendi hatamızdır!. Onlar buralara çıkarları(!) için geliyorlar. En çok para için buradalar!. Bu kadar iltifata gerek yoktur!. Ömrünü bu yola adamış bir futbol adamı olarak kendi adıma ve bu yanlışa rekabet koymaya hazır değerler var!
Benden sonra tufan ve sadece şampiyonluk adına kurumlaşmayı, sistemi kenara atamayız… Bu gün sadece kazanılan maçın geçici mutluluğu veya üzüntüsü ile dengesiz heyecanlara tutsak olmuş durumdayız. Elimize kadranı alıp geniş düşünmek ve gelecek futbol dünyasında doğru yerde olmak zorundayız. Burası Türkiye ve burada çok büyük işler yapacak değerler var. Yeter ki bütünleşelim ve çağdaş futbol çatısında korkmadan rekabete girelim. Alarak değil kapışılarak!