Caner ve Gökhan'dan flaş açıklamalar!
"Burada da çok arkadaşımız var. Beşiktaş tesislerinde milli takımdayken de kaldık. Serdar Özkan ile de Beşiktaş’ta oynadığı dönemde çok iyi arkadaşlığımız oldu. Bu bizi ilgilendiren bir şey. Biz farklı bir kulübe geliyoruz ve bizim uyum sağlamamız lazım. Çok bir sıkıntı yaşamadık. Geçmişe döndüğümüzde de Beşiktaş taraftarlarının nasıl olduğunu biliyoruz. Bizi inanılmaz sahiplendiler. Daha önce sıkıntı yaşayan futbolcular olmuştu. Biz de sahada elimizden geleni yaparak, futbolumuzla karşılık vermek istiyorduk. Sonunda şampiyon olduk. En güzel cevabı sahada verdik. Bizim için çok güzel oldu. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Bazen sol tarafta sıkışıyorum. Gökhan’a baktığımda beni anlıyor. Göz göze geldiğimizde ne yapacağımızı, neler yapmamız gerektiğini anlıyoruz. Sakatlandığımda inanılmaz ağladım. Hayatımda ilk defa bu kadar ağladım. Çok üzüldüm. Kariyerim, her şeyim belli. Ama kendimi bir kez daha gösterme amacım vardı. Taraftarlar da beni kabul etti. Az bir süre oynadım. Acaba her şeyimi verebildim mi diye düşündüm. Yönetimimiz bizi çok kabullenerek aldılar. Şampiyonlukta da biraz burukluk yaşıyorum. Ama arkadaşlarımız, yöneticilerimiz bu süreci atlatmamda yardımcı oldular. Futbolda da çok görülen bir sakatlık. Hayatımda böyle bir sakatlık yaşamadım. Eşim de o dönem çok yardımcı oldu. Şu anda atlattım. Yüzde 10’luk bir kısım kaldı. Hafif ağrılarım var. Bu normal. Ama gelecek sezon %100 hazırım"
AJANSSPOR - Beşiktaş'taki ilk sezonlarında şampiyonluk yaşayan Caner Erkin ve Gökhan Gönül, beIN Sports'a konuş tu ve birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu. Caner ve Gökhan'ın sözlerini Ajansspor derledi.
"Resmi olarak açıklanan bir şey yok. Ama ben buradayım. Beşiktaş’ta olmak istiyorum. Gökhan da ben de hücuma çıkmayı seven oyuncularız. Kariyerimizde bu hep böyle oldu. Gökhan, defansif özelliğini öne çıkarmak istedi. Şenol hoca bizden istediğinde mutlu oluyoruz. Gol attığımızda, asist yaptığımızda mutlu oluyoruz. Ben geride duramıyorum. Öyle bir öz eleştiri yapabilirim. Ben bu anlamda çok agresifim. Takıma zarar vermek istemem ama katkı yapmak istiyorum. Gökhan kendi futbolundan biraz kıstığını söylüyor. Bu durum benim için biraz sıkıntılı. Topla oynamayı çok seviyorum, top bende olsun istiyorum. Kanat olarak ikimizin de farklı özellikleri var. Onun gibi koşu yapamam. Orta özelliğim var. Ceza sahası içinde bir oyuncuyu da görsem onu bulmaya çalışırım. Bu konuda Gökhan koşu yapar, onun gibi bir özelliğim yok. O yüzden farklı özelliklerimiz var. Tabi ki Şenol hocanın ofansif futbolu sevmesi bizim için de çok sevindirici. Dışarıdan maç izlemeyi hiç beceremiyorum. Sahadakinden daha gergin oluyorum. Deyim yerindeyse sahaya atlamak istiyorum. Arkadaşlarıma sinirleniyorum, bütün arkadaşlarıma bağırdığım da oluyor. Onlar da artık beni bildiği için sorun olmuyor. Arkadan konuşmayı sevmem, yüzlerine söylüyorum. 45 dakikalık bir süre var. 2-0 geriye de düşebilirsiniz. Kariyerim boyunca saygısızlık yaptığım biri var ise özür dilerim. Arkadaşlarım beni bildiği için sorun olmuyor. Bazen kendimle de kavga ediyorum, kendime kızıyorum. Sesli düşünen bir insanım. Bazen tabi ki pişman oluyorum. Acaba beni yanlış anladı mı, çok mu ileri gittim diye düşünüyorum. İçimde kötülük olmadığını arkadaşlarım bildiğim için sorun olmuyor, barışıyoruz. Ben bayağıdır gazete okumuyorum, elime almıyorum. Ama sosyal medyaya bakıyoruz. Transferlere bakıyoruz. Ben her maçı izlemeyi seviyorum. İspanya, İngiltere ya da 2. Lig maçlarını izliyorum. Tabi ki sosyal medyaya da futbol anlamında bakıyorum tabi ki"
"Hedeflerimizin üstüne koymamız gerek. Bu sene guruplardan çıkıp gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz. Eğer olmazsa Avrupa Ligi’nde final oynamak hedeflerimiz arasında. Yüksek bütçelerle takımlar kurup transferler yapıp Avrupa’da başarı yaşayamayan takımları hepimiz görüyoruz. İlk olarak Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmaz istiyoruz. Takım olarak takım ile beraber hareket edip güzel işler başarmak hedefindeyiz. Gerçekçi olmak durumundayız. Ben futbolu bıraktıktan sonra çok fazla futbolun içinde olmak istemiyorum. Büyük konuşmamak gerek ama ne yorumcu ne gazeteci olmak gibi bir hedefim yok. Bazen hak etmediğim durumlarla karşılaşıyorum. Anneme, çocuğuma çok küfür ediliyor. Sosyal medyada 50-60 tane davam var. Sokakta yapamayan insanlar bana sosyal medyada hakaretler ediyorlar. Bu sebeple çok fazla futbolun içinde olmak istemiyorum. Herkes konuşuyor yorum yapıyor. Bana bazen eleştiride bulunuyorlar. O zaman sen gel sahada oyna bakalım. Hayatında futbol oynamayan saha çiminin kokusunu almayan futboldan anamayan insanlar gelip bana hakaret ediyorlar. Eleştiriye tamamen açığım ama bu tarz konuşmalar yorumlar son derece üzücü. Bu olaylar beni futboldan uzaklaştırıyor. Gökhan kötü bir oyuncu rezil bir futbolcu diyebilirler ama gelip te çocuğuma aileme eşime küfür edilmesi hoş bir durum değil. Yine çok uzun konuştum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum açıkçası futbolla ilgili"
"Lyon maçında kadrodaydım. Sakatlığım devam ediyordu. Listede olduğum için gerek kaldığında Şenol Hoca oyuna alabilirdi ama almadı. Ben çok fena oldum. Bir de kulübedeydim. 2-1 yenmiş Lyon’u. Yarı finale gidebilirdik. Penaltı atışları çok zor oldu. Benim için çok zor bir gün oldu. İnanılmaz üzüldük. Oradaki maçta da buradaki maçta da biz hak ettik. Ben öyle hissettim. Dünya Kupası finalinde de üst düzey futbolcular penaltı kaçırmıştır. Futbolda olan şeyler bunlar. Futbol olarak bakmamız lazım. Futbol bir eğlence yeri. Tosic ve Mitrovic’e kızmamak lazım. Biz de kızamadık, zaten kızmamak gerekiyor. Bir konuşma geçti. Onlar da çok üzüldüler.İlgi güzel bir şey ama bir restorana eşimizle arkadaşımızla gidebiliyoruz. Oturuyoruz, belki yemek siparişi vereceğiz, 50 kişi geliyor. El verdiğince hiç kimseyi kırmak istemiyoruz. Sonuçta herkesin tanıdığı insanlarız. Bir görev olarak da kabul ediyoruz ama bazen eşinizle muhabbet etmek, ilgilenmek istiyorsunuz. Futbolculuk gerçekten de zor. İnsanlar bu işi kolay zannediyor. Biz elimizden geldiğince bize saygı gösterene zaten saygı veriyoruz. O yüzden sakin yerlere gitmeye çalışıyoruz. Evimizde kalıyoruz. Amacımız rahatlayabilmek"
"Sezon başından beri şampiyonluğa hedeflenmiştim. Antep maçından sonra bunu çok fazla yaşayamadım. Herkes sevinirken ben Antep maçında soyunma odasına gittim. Bazen insanlara bir şeyler anlatmak isterken uzun uzun konuşmak gerekiyor. İnsanların beklentilerini karşıladık. Ben çok huzurluyum. Yönetime teknik heyete bu şampiyonluğu yaşattığımız için. Osmanlıspor maçından sonra daha güzel bir şekilde daha mutlu bir şekilde bu şampiyonluğu kutlayacağız. Dürüst olmak istiyorum. Her zaman göründüğüm gibiyim. Bu şampiyonluk değil daha önce yaşadığım şampiyonluklarda unutulmaz. Fenerbahçe’de yaşadığım şampiyonluklar da çok güzeldi. Basında çok fazla doğru olmayan haberler yazıldı. Çok fazla protestoya maruz kaldım. Üstüme paralar atıldı. Fenerbahçe’de yaşadığım şampiyonluklarda birbirinden özel. Özellikle 3 Temmuz’u yaşamamız çok kritik bir dönemdi. Şimdi Beşiktaş’ta yaşadığım şampiyonlukta benim için harika ve özel bir şampiyonluk. Kendi taraftarıma kendi takımıma bana verdiği desteklerine karşılık vermem gerekiyordu. Tek başına tabi ki şampiyon yapılmıyor takım ama ben bir nebze olsa da takımıma katkı verdiysem ne mutlu bana. Ben 9 sene Fenerbahçe’de forma giydim. Hepimiz insanız. Hiç kimse robot değil. Zor bir süreç yaşadım transfer döneminden sonra. Ama en önemlisi Beşiktaş taraftarıydı. Her zaman bana destek oldular. Hata yaptığım zamanlarda taraftarın bana olan desteği beni daha çok güçlendirdi ve hatalarımı azaltmaya gayret gösterdim. Fenerbahçe takımında da taraftarlar bana çok destek oldu bu yüzden onlarada teşekkür etmek istiyorum. Biz zaten ülke olarakta sevinmeyi ve üzülmeyi çok abartıyoruz. Caner veya ben bir takımdan ayrıldık diğer bir takıma gittik. Yani futbolumu bırakalım ne yapalım"
"Caner’in transfer konusunda beni aramasına gerek yok. Zaten ülkeyi ve Beşiktaş’ı tanıyordu. Bu anlamda kendi takdiri kendi tercihidir. Biz bu ülkede çok büyük bir camiadan başka bir büyük camiaya geldik. Bu süreç kolay olmadı. Biz hep Caner ile soyunma odasında da yan yana oturuyoruz. Kimseyi iğnelemek durumunda değiliz. Benim başarıdan sonra karşı takım için atıfta bulunmak, laf atmak hoş karşılayacağım bir durum değil. Bu konuda kimseyi de kırmak istemiyorum. Caner ile soyunma odasında bir anı paylaşmak istedik ve bu fotoğraf ortaya çıktı. (77-88). Ben kendi açımdan bahsedeyim. Bazen çok yorulduğum oluyor. Hata yaptığım zaman taraftarın bana destek olması çok hoşuma gidiyor ve performansım da artıyor. Performansımın daha da çok üstüne koymam gerektiği aklıma geliyor. Daha çok koşuyorum daha çok mücadele ediyorum. Bu da taraftar ile aramda son derece iyi bir bağ kurmama neden oluyor. Transferin son günleri gerçekleşen oyuncu transferleri kendi takım arkadaşlarını tanıyana kadar büyük bir süreç geçiyor"
"Ben kendi açımdan bahsedeyim. Bazen çok yorulduğum oluyor. Hata yaptığım zaman taraftarın bana destek olması çok hoşuma gidiyor ve performansım da artıyor. Performansımın daha da çok üstüne koymam gerektiği aklıma geliyor. Daha çok koşuyorum daha çok mücadele ediyorum. Bu da taraftar ile aramda son derece iyi bir bağ kurmama neden oluyor. Transferin son günleri gerçekleşen oyuncu transferleri kendi takım arkadaşlarını tanıyana kadar büyük bir süreç geçiyor. Açıkçası istediği performansı tam sergileyemedim. Sezon başından beri bir sakatlığım var. Bu sakatlık bazen sahada yapmak istediklerime engel oluyor. Bazen beni herkes ofansif bir sağ bek olarak görüyor. Bu ofansifliği önümde oynayan oyuncu veriyor. Quaresma’nın bu anlamda bana desteği çok büyük. İlk öncelikle defansif oynamaya çalıştım. Daha sonrasında ise ataklara destek verdim. Benim için asist yapmak veya gol atmak önemli değil. Önemli olan takımın kazanması. Quarsma bu ülkede daha öncede oynadı. Her oyuncu kendi özelliğini sahaya yansıtmak isteyecektir. Quaresma’nın defansif yönünü kapatmaya çalışıp fırsat bulduğumda da hücuma destek olmaya çalıştım. Quaresma’da topla oynayıp keyif alıyor.
Keyif aldığı için bunu yapıyor. Herkes takıma katkıda bulunmak için performans gösteriyor. En üzüldüğüm maç Kasımpaşa maçı. Kendi kaleme gol attım. İlk defa o maçta mağlup olduk. İçerdeki Fenerbahçe maçında da çok üzgündüm. Son saniyede yediğimiz o gol olmasa Antep maçında değil bir önceki maçta şampiyonluğu garantileyebilirdik. Yaptığım olumlu şeylere değil olumsuz şeylere odaklanıp daha iyi olmaya gayret ediyorum. Maç biter bitmez hemen eve gidip uyuyan herhangi bir futbolcu tanımıyorum ben. Bazen yorgunluk sıkıntı yaratıyor ve gece 3-4 gibi uyuyorum. Bazen yenildiğimiz de ise sabaha kadar uyuyamıyorum. Özellikle bazen çok konuştuğumu ve bir konuyu çok detaylı anlattığımın farkına varıyorum. Yaptığım açıklamalardan başkalarının açığımı aradığını görüyorum. Anlatmak istediklerim çok basit şeyler. Ülke olarak bu sorunu yaşıyoruz. Algılamak isteyenler algılamak istediği şekilde kendilerine göre yorumluyor. Ben gazete okumuyorum desem yeridir. Spor anlamında. Sosyal medyayı tehlikeli buluyorum. Bazen yapılan açıklamalara engel olamıyoruz. Bazı şeylerin sosyal medyada sahte ve yalan olduğunun çok örneğini gördük"
"İlgi güzel bir şey ama bir restorana eşimizle arkadaşımızla gidebiliyoruz. Oturuyoruz, belki yemek siparişi vereceğiz, 50 kişi geliyor. El verdiğince hiç kimseyi kırmak istemiyoruz. Sonuçta herkesin tanıdığı insanlarız. Bir görev olarak da kabul ediyoruz ama bazen eşinizle muhabbet etmek, ilgilenmek istiyorsunuz. Futbolculuk gerçekten de zor. İnsanlar bu işi kolay zannediyor. Biz elimizden geldiğince bize saygı gösterene zaten saygı veriyoruz. O yüzden sakin yerlere gitmeye çalışıyoruz. Evimizde kalıyoruz. Amacımız rahatlayabilmek. Futbola başladığımdan beri çok agresifim ben. Bir yandan da hakemlerle karşılıklı diyaloglar oluyor. Yanlış olan itirazlarım da var. Hocalarım bile bazen izletiyor. Burada bunu yapma diyorlar. Ama ben agresifliğimi bırakırsam, futbolu bırakmam lazım. Öyle bir kimliğim var. Agresifliğimle birlikte taraftarları da canlandırıyorsunuz. Ben hep taraftarla birlikte oynayan bir oyuncuyum. Agresifliğim elbette gitmesin ama biraz daha sakin olabileyim istiyorum.
-Vazgeçilmezim : Ailem
- Vodafone : Olması gereken şey
- Dost : Muhteşem taraftarlarımız
- Az bulunan : Eşim
- Başarı : Her şey
- Şenol Güneş : Agresif"
"İnsanların ne dediğini umursamamayı değiştirirdim. Hepimiz sinirleniyoruz, hepimizin duyguları var. Dün kupa finalini izlediğimde Emre abiye su şişelerinin atıldığı yabancı maddelerin atıldığını gördüm. Atanların eline ne geçiyor. Oradaki insan yarın bir gün seninde çocuğun olabilir. Bu insanlar burada spor yapıyorlar. Atılan gollerden çalımlardan biraz keyif alın. Aboubakar’ın çalımlarından attığı gollerinden biraz keyif alın. Futbol; Sinema gibi, tiyatro gibi. Sahaya taş atmak nedir. Tribünde kavga, sahaya atılan maddeler falan bunlar çok vahim durumlar.
Vazgeçilmezim: Ailem
Vodafone Stadı: Muhteşem bir taraftar.
Dost: Az bulunan
Başarı: Arzulanan
Şenol Güneş: İşini çok seven. Allah sana huzur başarı daha nice mutlu yaşlar nasip etsin. Ailen ile birlikte hep mutlu ol"