Canlı yayında flaş Arda sözleri: "Arda'yı kendisinden korumayı öğretmek gerekiyordu"
"Önemli olan Arda'nın bu noktaya nasıl geldiğidir"
Arda’nın en zirvede olduğu, reklamlarda oynadığı dönemlerde, ”Arda’yı korumak lazım. Kendisini mesleğine vermiyor. Bu onu köreltecektir” demiştim ve yanlışlığını anlatmıştım. Dememle birlikte birçok olay yaşandı. Bu arkadaşlarımız kendisini geliştirmediği için hata üstüne hata yapıyorlar. Olaya iki açıdan bakmak lazım. Yaptığı şeyler spor ahlakına yakışmayacak şeyler. Arda’yı sadece linç etmemek lazım. Önemli olan sporcular bu noktaya nasıl geliyor? Bunu irdelemek lazım.
"Bu bir sebep-sonuç ilişkisidir, tek başına Arda'nın değildir"
Sporcular ciddi baskı altındalar. Her hafta travma yaşıyorlar. Bunu kaldırabilecek yetenek ve eğitimleri yok. Psikolojik performans antrenmanları da yapmıyorlar. Herkes sadece yetenek, kondisyon ve fiziksel eğitimlere yöneliyor. Bu çocuklar baskı altında nasıl yaşayacak, kendilerini nasıl koruma altına alacaklar? Bunun eğitimi yapılmıyor. Bu iş tek başına Arda’nın değildir. Bu bir sebep-sonuç ilişkisidir. Hiçbir insanımız sahaya çıktığında normal maç yapmak için çıkmıyor. Bunu böyle değerlendirmek lazım.
"Ülkemizde sporcu koruma programları yok"
Ne altyapılarda ne de A Takım’da sporcu koruma programları yok. Ama suçlamaya gelince suçluyoruz. Arda’nın hatalı olduğu kadar onu yetiştiren antrenörler de hatta bizler de sorumluyuz. Dışarıdan beklentiler de çok yüksek. Sporcuyu her hafta nasıl hazırlayacağız, hayatını nasıl düzenleyeceğiz? Bir takım yaşam becerilerini nasıl kazandıracağız? Bu konuları da mutlaka irdelemek gerekiyor. Olay, tek taraflı değil.
"Arda'yı kendisinden de korumayı öğretmek gerekiyordu"
Arda bir kere oturacak ve düşünecek. Kendisini gözden geçirecek. Hayatı böyle gitmeyecek. Belki yönetici, menajer olarak hizmet edecek. İkinci bir Arda da yok. Arda’yı çöpe atamazsınız. Yöneticiler ona gelişim ve değişim programı hazırlamalı. Arda da bunu bir gelişim fırsatı olarak görmeli. Sporculara, kendilerini kendilerinden korumayı öğretmek gerek. Sporculara böyle bir kariyer planlaması yapmak lazım. Yönetsel beceriler önemli. Yönetim, “Seni sana bırakmayacağız arkadaş” demeli. Etinden sütünden faydalanacaksın, sonra da olay olunca kendi başına bırakacaksın. Bu olmaz. Başakşehir’in bunu yapacak kuvvet ve donanımda olduğunu düşünüyorum. Gelecek kuşaklara da örnek olabilir bu programlar.
"Sporcuları, ahlak ve karakter açısından da geliştirmek lazım"
Sporda şiddet uzun yıllardır var. Para ne zaman ki hakim oldu, sporda şiddet ön plana geçti. Futbol diğer spor branşları gibi değil. Oyuncuların da kendisini kontrol etmesi gerek. Psikolojik açıdan hazır olmayan, zihinsel açıdan gelişmeyen hiçbir oyuncu baskıya dayanamıyor. Süreci, stresi yönetemiyorlar. Spordan ziyade yöneticiler de sorun. TFF’den en çok ceza alanlar, yönetici ve teknik adamlar oluyor. Sporcular daha sonra geliyor. Sporcuları, ahlaki ve karakter açısından da geliştirmek lazım. Bu kültürü tabana yaymak lazım.
"TFF ve kulüpler üniversitedeki hocalardan faydalanmıyor"
İnsan fiziksel olarak çabuk gelişir. Fakat; duygusal ve zihinsel gelişim ihmal ediliyor. Sonra da neden böyle oluyor diyoruz. Uzun yıllardır bu işi yapıyoruz ve olayları konuşuyoruz. Deprem oluyor, deprem uzmanları devre giriyor. Olaylar olmadan bu işler yok gibi kabul ediliyor. Oyuncuların sadece futbol becerilerini geliştirmemek lazım. Çok yönlü bir eylem planı içinde olmak gerek. Bir sürü üniversitede hocalar var ama kulüpler faydalanmıyor. Ne yapılması gerektiğini anlatmak lazım.
"Yetenek koruma havuzu yok"
TFF’ye kaç defa gittim. Anlattım. Milli Takım’da 2011 yılında böyle yetenek koruma havuzu yaptık. Ama 1 yıl sürdü. Bu çocuklar özel çocuklar. Futbolcuları hayata her anlamda hazırlamak gerekiyor. Fakat; ne yazık ki bu önemsenmiyor.