Çarpıcı sözler: 'Keşke Hasan Şaş, Fatih Terim'i ikna etseydi...'
Eğer danışıklı dövüş değilse ki, pek çok insan böyle düşünüyor, "Ben sevdiğime zarar vermem" diye Galatasaray antrenörlüğünden istifa eden Hasan Şaş'ı, Teknik Direktör Fatih Terim ikna edip geri döndürmüş.. Keşke tersi olsaydı ve Hasan Şaş Fatih Terim'i ikna etseydi!.
Çok sevdiğim, çok da saydığım bir "Futbol Devi" için bunları söylemek zor, ama ne yazık ki, gerçekler acı.. Gerçek dostluk da "acı"yı söyleyebilmek.. Fatih Hocamın, sevgili dostumun en azından "ara" vermesi gerek.. Galatasaray'dan ayrılıp kendine gelmesi.. O zaman dönüşü muhteşem olabilir.
Bir zamanlar, gelmiş geçmiş en büyük Galatasaray efsanelerinden Baba Gündüz, bir gazeteci olarak bana da babalık yapan, futbolun sırlarını öğreten Gündüz Kılıç da Galatasaray'dan ayrılmış Feriköy'e gitmiş, sonra Hasnun Galip'e omuzlarda dönüp ne zaferlere imza atmıştı.
Türk futbol tarihine henüz benzerini geç, bugün ufukta ışığı bile olmayan zaferler armağan eden, adını Avrupa'nın en büyük hocaları arasına yazdıran, daha 10 gün önce yaşadık, Floransa'da yıllar sonra Krallar gibi karşılanıp uğurlanan Fatih Terim de dönecektir.
O dönüş için işte, gitmesi gerek.. Çünkü bu gidişin sonu karanlık.. Çünkü Hocam, kafasını bir türlü toparlayamadığı için hata üstüne hata yapıyor, battıkça batıyor. Sonunu tahmin etmek zor değil ve o son Fatih Terim adına yakışmaz. Terim kendi çıkarsa, kapı arkasında açık kalır.. Hep açık kalır.. Bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi Sevgili Hocam?.
Sevgili Hocam, 2016'daki Avrupa bozgununun suçunu milli takım futbolcularına yükledin. Bilinçaltında, Türklere karşı bir nefret oluştu. Galatasaray'daki bütün Türkleri, senin transfer ettiklerin dahil, temizledin, harcadın.
Ortaya yedekleri bile yabancı "Milli Marş okumayı bilen tek futbolcusu olmayan" bir takım çıkardın. Yeni sezon başlarken gördük ki, bu bilinçaltı aynen yerinde duruyor. İlk lig maçı için seçtiğin 11'de, hazırlık maçlarının en iyisi Emre Mor ve Ömer Bayram yoktu. Neden?.
Türktüler çünkü.. Şimdi bu çocuklar sana inanır, senin için oynarlar mı?. Oysa Fatih Terim'in en büyük gücüydü, ona inanan ve onun için neleri varsa, hepsini sahaya koyan futbolcular..
Giden Türklerin hepsi gittikleri takımda yıldızlaşırken, hepsini teker teker, bizzat seçip, Galatasaray'ı batıran paralar ödettiğin yabancılar içinde futbolu zevk ve heyecan veren tek kişi bile çıkmadı.
Bir zamanlar, "Artık bitti" denen ve Avrupa'dan kovulan Hagi ve Popescu'yu alan ve onları tekrar zirveye çıkaran Fatih Hoca'nın şimdi aldıklarına bakın.. Feghouli.. Belhanda.. Sadece kendileri için oynayan, top ayaklarına gelmedikçe koşmayan iki ruhsuz.. Bunlar en iyilerin, vazgeçemediğin yıldızların.. Ötesini var hesap et..
On para etmezler de ondan. Transferlerin felaket Hocam.. Peki oynattığın futbol?. Nerde o 1996- 2000 yıllarının Fatih Terim futbolu?. Avrupa'da boyun eğdirmedik takım bırakmayan Galatasaray futbolu.. Nerde bu, zevksiz, kalitesiz, ruhsuz oyun!.
Galatasaray en çok pas yapan takım.. Allah o istatistiklerin de, onu marifet gibi yazan ve övenlerin de cezasını versin. 468 değil, 1468 pas yapsan ne yazar?. Oyunu geliştiren kaç pas yapılmış, ona bakıp, onu yazsanıza..
Galatasaray kendi sahasında.. Topla en çok buluşan adamları iki stoper ve kaleci.. Çünkü topu aralarında çevirip duruyorlar.. Rakip de bırakıyor oynasın. Bırakıyor vakit geçsin. Ama kolluyor. Arada bir hatalı pas, vuruş olur da kaparsa, al sana gol.
Bu arada.. Artık oyunu da okumuyorsun. Okusan Muslera'nın topu oyuna sokamadığını, ayakla attığı her ama her topun rakibe gittiğini, yani "Top kaybı" olduğunu görür, "Muslera'ya geri pas yasak" derdin. Farkında bile değilsin hocam..
Bu seyir zevki sıfır oyunda "hız" da yok.. Galatasaray hızlı oynamayı unutmuş. Çünkü yasakladın.. Çünkü hızlı oyun risk almayı gerektirir. Oyunu geliştiren pas gibi. Senin yeni(!) oyununda "Sıfır Risk" kuralı olduğundan, oyunu geliştiren pas da yasak, hızlı çıkmaya teşebbüs de..
İkinci kümeden yeni gelen takım topu kapar kapmaz üç pasta kalene geliyor, senin takımın Mehter!. Durarak, en yakın adama garanti pas atarak oynatıyorsun takımı.. En garanti adam da hemen yan geride duran.. Çünkü onu rakip marke etmiyor. Bırakıyor ki ona atsın. O da yanındakine.. O da..
Vakit ölsün.Garanti pas futbolu.. Geriye, en fazla yana atılan, yani oyunu bir santim geliştirmeyen utanç futbolu yani.. İşte bu ülkenin en iyi oyun kurucusu, harika kaptan Selçuk'un hali.. Savunma arkası toplarla Burak'ı gol kralı yapan adam, Galatasaray'a değil, o lanet istatistiklere oynuyor artık. Yana ve geriye..
Ülkenin en değerli yerli futbolcusunu şimdi serbest bıraksan, ona da kimse on para vermez. Selçuk bile yana ve geriye oynuyorsa, ilerdekiler hareketlenip kendini göstermek için hareketlenirler mi?. Oyun tarzını bildiklerinden boşuna zahmete girmiyorlar, durup soyunuk seyirci oluyorlar.
İşte oynattığın futbol aynen bu Hocam.. Yeni Fatih Terim futbolu aynen bu.. İçlerinde tek "Galatasaraylı" bulunmayan, ruhsuz adamlardan kurulu 11 ve vakit öldüren, yana geriye ruhsuz futbol.. Şimdi seyir zevki sıfır bu futbola seyirci para verir de gider mi?.