Çebi'den Uslu'ya : "Çaresizlikten..."
- Amatör şubelerle ilgili kararınız belli oldu mu?
“Henüz bir karar alamadık. Bu şubelerin kapanmasını federasyonlar ve bizim camiamızdan da bazıları istemiyor. Ama hepsi değil. 100 üzerinden 90’ı ‘Sizi anlıyoruz’ diyor. Biz donduralım mı, Türk oyuncularla mı yola devam edelim ikilemindeyiz. Şu anda tekrar hesapları yaptırıyoruz. Gelirini aşmadan ligde mücadele edecek şubelerle yola devam edebiliriz.”
‘47-48 MİLYON EURO AÇIK VERİYORUZ’
“İşin acı tarafı bu şubeler için de faiz ödüyoruz. Gelirimiz zaten yok. Filin züccaciye dükkanına girip her tarafı kırmasına benziyor bu iş. Örneğin bayan voleybol: 1 milyon 400 bin lira geliri var. ‘Bu bütçeyle oynayın, sponsor bulun’ dedik. Arkadaşlar kendi yağlarıyla kavrulacakları bir kadro yapıp da ‘Biz böyle yaşayabiliriz’ derlerse devam edebiliriz. 47-48 milyon lira açık veriyoruz amatörlerde. Sonra gidiyoruz yüzde 18-20 faizle para bulup ödüyoruz. 48 oluyor 58... 58+48 devam ediyor. Seneye bir 48 daha ekle 106! Sonra ona da yüzde 20 faiz ekle; 126. Bitmiyor! Seneye bir 50 daha geliyor. Başa çıkılacak gibi değil.”
- Futbola dönelim. Kamuoyunda Beşiktaş’ı yine favori gösterenler çok. ‘Beşiktaş ile baş edemezler’ diyorlar...
“Baş ederler, ederler. Bunlar büyük camialar. Edemezlerse de zaten bizim bir kıymetimiz kalmaz ki. Benimle baş eden, didişen önemli rakiplerim olmazsa benim başarımın kıymeti kalır mı?”
- Beşiktaş’ın geçen sene hakemler tarafından çok kollandığı iddia ediliyordu. Örneğin Mahmut Uslu en son açıklamasında ‘Beşiktaş’ın iç saha maçlarına hep aynı hakemler atandı. Geçen sezonu Allah’a havale ettik ama bu sezonu etmeyeceğiz” dedi..
“Bu açıklamalar çaresizlikten. Yetersizlik konuşmaları. Yeterli olan kimse böyle şöyler konuşmaz. Alınan kupaya, verilen emeğe saygısızlık yapılmamalı. Biz kollanmadık. Anamızın ak sütü gibi helal kupa aldık her iki senede de.”
Geçmiş yılların aksine bu sene transferle uğraşmıyorsunuz. Eskiden daha ön planda görüyorduk sizi.
“Artık işime yoğunlaşmam gerekiyor. Ayrıca zaman içinde diğer yönetici arkadaşlarımız da tecrübe sahibi oldular. Transferleri tamamen Fikret bey yürütüyor zaten. Pazarlıkları yapıp noktayı koyuyor. Ben başkanın çok duhul olduğu işlere çok fazla girmiyorum. Balyozla yumurta kırmaya gerek yok. Birisi bir işi yaparken sen niye ucundan tutacaksın ki? Zaten yapılacak çok iş var. Biz de o işleri kovalıyoruz. Zamanında ben de yaptım. Örneğin; Demba Ba, Tolgay Arslan transferleri...”
- Yıllardır Fikret Orman ile aranızda sorun olduğu dedikoduları yapılır. Nedir işin aslı? İyi mi aranız?
“Benim hiçbir sorunum yok. Onun da olduğunu zannetmiyorum. Fikret nerelerde varsa biz de oralardayız. Bu spekülasyonları çevredekiler yarattı. Fikret bey ve yönetimi kendi isteğiyle gitmedikten sonra başkaları tarafından yıkılmaları mümkün değil. Fikret bey ve yönetimleri ‘Biz yorulduk, gidiyoruz’ demedikten sonra başkaları göreve zor gelir.”
- Tüzükte değişiklik yaptınız, Fikret başkanın da görev süresinin bitiş tarihi var...
“Dikkat edin Fikret bey ve yönetimleri diyorum. İnsanlar var. Bir dolu arkadaş var. Bu koltuklara gelmek isteyen insanlar en kolay yolu denediler. Fikret Orman ile Ahmet Nur Çebi’yi birbirine düşürürsek birisinden biri gider ve bu yönetim zayıflar dediler. Yönetimi zayıflatmak için dedikodu çıkardılar. Bütün mesele bu. Ben de biliyorum Fikret bey de biliyor. Doğrudur ikimizin de tedirgin olduğu zamanlar oldu. Ama iyi tarafımız şuydu. Birbirimize soruyorduk. Başkan, kim hakkımızda konuşuyorsa ‘Çağırın gelsin’ diyordu. Biz birbirimizle hepsini paylaştığımız için bunları aştık. Kafamızda tutup da tedirginliğimizi içimizde saklasaydık patlayan bir bomba haline gelirdi.”
- Gerçi yönetimde de artık büyük çatlaklar meydana gelmiyor. Varsa da dışarıya pek yansımıyor.
“Ben o noktada üzerime çok büyük vazife düştüğüne inanıyorum ve görevi de yerine getiriyorum. Ben abilik yapıyorum. Kimin başı sıkışsa, kim birisine kızsa, küsse, kırılsa tedavi ediyorum. Biz de kırık çıkıkçıyız!”
- Yeni ve genç yöneticiler de çabuk uyum sağladı gibi yönetime... Peki bazı yöneticilerin transferlerde ön planda gözükmesi yönetimde sıkıntı yaratıyor mu?
“Öncelikle bir şeyi tekrar söyleyeyim. Transferi Fikret bey yapıyor. Metin Albayrak ile örneğin teknik anlamda sohbet ediyor. Ama maddi anlamda, hukuki anlamda beni arar. Transferde biz yokuz ama transferin maddi, hukuku boyutunda beni arar. Başkandır aramayabilir ama arar ve fikrimi alır.”
‘BU İŞİN ŞOVMENİ FUTBOLCULAR’
“Bazı yöneticilerin ön planda gözükmesinin sıkıntı yarattığını da sanmıyorum. Benim açımdan yaratmıyor. Çünkü benim konum değil. Zaten birileri yapmak zorunda. Sakıncası yok benim için. Transferde ön planda olmak zaten sıkıntılı bir iştir. Ön planda olsanız ne olur olmasanız ne olur? Bu ekip işi. Bu işin şovmenleri de futbolcular. İşimi yaparken hiç geri planda olmadım. Görüntü öyle olabilir. Tarzım bu ve hiç rahatsız değilim. Aksine böyle olmaktan mutluyum.”
Beşiktaş’ta her şey yolunda ama azalmayan borçlar var. Gelecek adına sizi ürkütüyor mu? ‘Kulüplerimiz batıyor’ iddialarını doğru buluyor musunuz? Duvara toslar mı Beşiktaş?
“Benim en büyük arzum kurumsallaşmak. Kurumsal anlamda yapılanamazsak mali anlamda düzelemeyiz. Gelir gider dengesinde gelirin arttığı, giderden fazla olduğu bir süreç yaşamalıyız. Öyle de olacak. Bütçe yapacak ve bütçenin içinde kalacaksınız. Bütçede de borçlanmayı eski borçlanmalarınızdan dolayı yapacaksınız. Yenisi için borçlanma koymayacaksınız bütçenize. Çok rehavete gelmemek lazım. En azından ben olduğum sürece, Berk bey (Hacıgüzeller) olduğu sürece de o rehavet olmayacak. Fikret beyin deyişiyle de ben kulübün ayak freniyim, Berk de el freni.”
“Pepe’ye parayı buluyorlar da amatör sporlara mı bulamıyorlar” diyorlar...
“Pepe 5 maçta 5 gole engel olsa Avrupa’da 7.5 milyon lira yapıyor. Pepe geldiği zaman on bin tane daha kombine satabilirsin, forma satabilirsin. Ben diğer sporları aşağılamıyorum ama maalesef toplumun tercihleri var. Parasını harcadığı, keyif aldığı konular var. Ben de bunu dikkate almak zorundayım. Voleybol takımının maçlarını ortalama 24-25 kişi seyretmiş. Bunu benden istemek haksızlıktır. Camia mutsuz, salonlarda taraftar yok. Gaza gelinecek yerler değil buraları. Gaza gele gele bugünlere gelindi zaten.”
- Bir tek erkek basketbolda iddialı takım olacak gibi...
“Evet. Onu da Tuncay beye (Özilhan) teklif ettik. Gidildi, tekrar söylendi. Her sene gidiliyor.”
- Tuncay bey kabul etmemiş. Açıklamasını okudum. “Efes basketbolda bir ekol” demiş.
“Öyle mi? Haberim yoktu. ‘Efes basketbolda bir ekol’ demiş iyi de ‘Beşiktaş Efes’ olduğu zaman olmuyor mu? Biz ne yapıyoruz yani? Ekol olan bir şeyi kırıp ona cam fabrikasında sürahi mi yapıyoruz? Benim siyah beyaz formamla Beşiktaş Anadolu Efes’i koy yürü. Sen de Beşiktaşlısın. Reklamını da koy. Ne istiyorsan yap.”
‘ŞIMARMADIK, MUTLUYUZ’
“Efendi olana herkes efendi davranır. Bize karşı efendi davranılmışsa o bizim efendiliğimizdendir. Kötüyseniz kötülük, iyiyseniz iyilik görürsünüz.”
- Peki, üst üste gelen başarıların Beşiktaş’ı şımarttığı iddiaları için cevabınız ne olur?
“Camiayı çok mutlu görüyorum. Mutluluk belirtileri şımarıklık olarak algılanıyorsa yanlış algılanıyordur. Mutlu olmak, keyif almak, şımarıklık değil. Korkarım da ben şımarıklıktan. Ben böyle hissetmiyorum, sadece mutluluk görüyorum.”