'Cocu değişse ne olur, değişmese ne olur? Adres başka yerde...'
Milliyet gazetesi yazarı Şansal Büyüka, bugünkü köşesinde Süper Lig'deki son gelişmeleri değerlendirdi. Fenerbahçe'de sorunun Cocu'da olmadığını savunan deneyimli gazeteci son dönemde İstanbul'da çok sık görünen Çinlilerle ilgili flaş bir de iddia ortaya attı.
Hollanda’nın en önde gelen hocaları ülkemizde büyük hayal kırıklığı yaratmışken ve en ufak bir iz bırakmadan gitmişken... Özellikle son yıllarda iddialı hiçbir Avrupa takımı Hollandalı hocalara görev vermezken... Hollanda futbolu ulusal takımıyla, kulüp takımlarıyla büyük bir çöküntü yaşarken... En ufak bir ülke dışı deneyimi olmayan ve hocalığın başında sayılan Phillip Cocu’yu, radikal değişiklikler yapmaya hazırlanan Fenerbahçe’nin başına bulup getiren kim: Comolli... Fenerbahçe için bir yıldır çalıştığını söyleyip “100 futbolcu radarımızda” dedikten sonra, Fenerbahçe’nin büyüklüğünün ve kalitesinin çok gerisinde kalan futbolcuları bulup getiren kim: Comolli... Fenerbahçe için İstanbul’a getirilen ancak Başkan Ali Koç’a son dakikada Bursa’dan gelen bir ihbar telefonuyla transferinden son anda vazgeçilen Meksikalı Marco Fabian’ı bulan kim: Comolli...
Erzurumspor’a sezon başında 600 bin euroya teklif edildiği ancak beğenilmediği için alınmadığı iddia edilen, bu iddia bizzat Erzurumspor Başkanı Mevlüt Doğan tarafından doğrulanan Frey’e 2 milyon euronun üstünde para verdirip transfer ettiren kim: Comolli...
Görev yaptığı Liverpool’dan tatsız biçimde ayrılan, yine görev yaptığı bir başka takım, St. Etienne Başkanı’nın çok ağır suçlamalarıyla karşı karşıya kalan kim: Comolli... Phillip Cocu değişse ne olur, değişmese ne olur? Adres başka yerde...
Noktasına, virgülüne bile dokunmadan!
Fotomaç gazetesinde Hakkı Yalçın’ın köşesinde dün yazdığı yazının bir bölümünü noktasına, virgülüne dokunmadan aşağıya aktarıyorum:
“Comolli gibi bir adama günahların kapısını kendi elleriyle açan Ali Koç’a soralım. Siz işyerinizde elini kasanıza uzatan bir adamın ertesi günü işe gelmesine izin verir misiniz?”
Kulüpler böyle batmadı mı?
Hani “Bekara kadın boşamak kolay” demişler ya, o hesap, dışardan “O gitsin, bu gelsin” demek kolay... Oysa gelirken dünyanın parası, giderken dünyanın tazminatı... Kulüpler zaten böyle batmadı mı?
Sistem olunca fark etmiyor
Cocu’dan sonra PSV’nin başına geçen Van Bommel, 7’de 7 galibiyetle takıma tarihinin en başarılı lig başlangıcını yaptırdı. Kulüpte sistem olunca gelen giden fark etmiyor.
Kjaer şiir gibi oynadı
Hafta içinde Sevilla-Real Madrid maçını izledim. Sevilla daha ilk 30 dakikada Real Madrid gibi takımı 3’lük yaptı. Sevilla’nın göbeğinde de Fenerbahçe’nin eski stoperi Kjaer, şiir gibi oynadı. Hey gidi Fenerbahçe; kimleri sattın, kimleri aldın...
Umarım yanılmam
Galatasaray, Porto’ya adeta kolu kanadı kırık gidiyor. Cezalısı var, sakatı var, karşısında da kendi evinde oynayacak güçlü bir rakibi var.
Nerede o eski genel kurullar!
Galatasaray kongrelerindeki kalite ve olgunluğa hayrandık. Ancak özellikle son iki yıldır her genel kurulda, öfke, gerilim, hatta kavga yaşanmaya başladı. Böyle olacaksa bari kongreleri televizyondan yayınlatmayın da, aklımızda o eski olgun ve kaliteli kongreler kalsın.
Bir VAR’mış bir YOK’muş
VAR sistemi özellikle son haftalarda işin suyunu çıkarmaya başladı. Galatasaray-Erzurum maçında penaltı var, umursamadı. Başakşehir - Malatya maçının sonlarında önemli bir penaltı pozisyonu var, oralı bile olmadı. Beşiktaş-Kayseri, Trabzon-Kasımpaşa maçlarında çok kritik bazı pozisyonları gündeme bile almadı. VAR sistemi böyle devam ederse, fazla değil, kısa bir süre sonra “Bir VAR’mış, bir YOK’muş” diye başlayan hikayeye döner.
Hoş geldin Mustafa Hoca
Fatih Terim ile Şenol Güneş’in ardından Mustafa Denizli de Süper Lig’de... Türk antrenörlüğünün klasikleri bu isimler... Kapışmalarını merakla bekliyorum ve Mustafa Hoca’ya “Lige bir kez daha hoş geldin” diyorum.
Özdeş derin izler bırakarak gitti
Kasımpaşa’dan Kemal Özdeş’in ayrılışına üzüldüm. Ama öylesine derin izler bırakarak gitti ki, bundan sonra her fırsatta Süper Lig kulüpleri kapısını çalacaktır. Kasımpaşa’ya geldiğinde tanıyanı azdı, şimdi tanımayanı yok gibi...
Çinliler geliyor
İstanbul’da Çinli bir grup dolaşıyor. Önce Vodafone Park Stadı’nda Beşiktaş-Kayseri maçında göründüler, sonra Başakşehir-Malatya karşılaşmasında... Ülkemiz Çin mallarıyla dolup taşıyor. Benden duymuş olmayın ama yakında bazı kulüplerimizde Çinli ortak görürseniz sakın şaşırmayın.
Çift santrforda son nokta...
Sürekli “Çift stoper olur mu, iki santrforla oynanır mı?” diye tartışıp duruyoruz. Çift santrforda son noktayı Trabzon’da Ünal Hoca koydu. Kasımpaşa karşısında 2-0 yenilgiden 4-2’lik süper galibiyete dönüşte, iki golcüsü Burak Yılmaz ile Rodallega müthiş etkili oldu. Trabzon adına galibiyet de güzeldi, özellikle ikinci yarıdaki futbol da...
Akdeniz’de bahar havası
Puan cetveline bakıyorum, Antalya dördüncü, Alanyaspor yedinci sırada... Akdeniz’de sadece yazlıkçılar ve tatilciler için değil, futbol takımları için de tam bir bahar havası var.
Bursaspor tekzip etti
Bursaspor kazanamıyor ama iyi oynuyor diye yazmıştık. Aradan bir hafta geçmedi, Bursaspor bizi tekzip etti. Sivas’ta hem çok kötü oynadı hem de kaybetti.
Buruk’un son icraatı!
Okan Buruk, Fenerbahçe’nin elinden Türkiye Kupası’nı aldı. Galatasaray’ın elinden Süper Kupa’yı aldı. İki lig maçını da kazanarak Fenerbahçe’nin elinden lig şampiyonluğunu aldı. Son olarak Rizespor’daki ilk maçında 3-0 gibi çarpıcı bir galibiyete imza atarak büyük olasılıkla Phillip Cocu’nun elinden Fenerbahçe’nin hocalığını aldı.
Adalı şartlara uyacaktır
Beşiktaş’ta Serdal Adalı uzun bir aranın ardından yeniden ikinci başkan oldu. Tebrik ediyoruz. Serdal Adalı, ilk görevi sırasında özellikle İspanyol ve Portekizli birbirinden önemli yıldızları Beşiktaş’a kazandırmıştı. Ama o zaman “bolluk” zamanıydı. Şimdi “ayağını yorganına göre uzat” zamanı... Sanıyorum Adalı da şartlara uyacaktır.