Değişmeyen tek şey değişim
Giordano Bruno şöyle demiş, “Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri yanlış gider" Yine der ki Bruno, “Zaman her şeyi alır ve her şeyi verir"
2017-2018 Süper Lig İlhan Cavcav Sezonu başladığında takımlar, daha güçlü hale gelebilmek için zayıf oldukları bölgelere takviyeler gerçekleştirdi.
Fenerbahçe de rakipleriyle en üst seviyede mücadele edebilmek adına kadrosuna transferler yaparak sezona start verdi. Teknik Direktör Aykut Kocaman, takımı lige hazırlamaya başladı. Fransa'lı Methieu Valbuena, Brezilya’lı Giuliano'nun yanında, Mehmet Ekici, Eljif Elmas, Luis Neto, Roberto Soldado gibi isimlerle kadro güçlendirildi.
Lig başladığında; takım üzerinde hücum bölgesindeki eksiklik gözle görülür şekilde fark edildi. Takım puan kaybetmeye başladıktan sonra, Kocaman ön liberoda Mehmet Topal ve Josef de Souza ile iyi işler yaptı. Bu ikiliye sezon sonuna kadar da şans verdi.
Yazının başında da dediğimiz gibi; “Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri yanlış gider" Orta sahada bu ikiliye görev tanımı yapılıncaya kadar gömlek hep yanlış düğmelendi. Sonradan ne kadar doğru düğmeyi bulup iliklese de, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti.
Sekiz maçın tamamını kazanan Kanarya'nın nefesi, son düzlükte finişe ulaşmaya yetmedi.
Aykut Kocaman’ın geçmişte Alex ile başlayan 'star' takıntısı bu sefer Methieu Valbuena‘ydı. Medya o kadar yazıp çizdi, TV yorumcuları defalarca söyledi ancak Aykut Kocaman bildiğini yaptı ve koca sezon heba olup gitti.
Goethe’nin dediği gibi “İnsan ancak anladığı şeyleri duyar.” Kocaman da anladığı şeyleri duydu.
Sevdamdan olsa gerek. Her yol Fenerbahçe sevdasına çıkıyor diye düşünerek, artık değişim istiyorum. Aziz Yıldırım’ın başında yer aldığı Fenerbahçe'ye gönlüm razı gelmiyor.
Değişmeyen tek şey değişimdir. Bunun için Fenerbahçe Futbol Takımı, tarihi 3 Haziran başkanlık seçiminde “Değişime” ayak uyduracaktır. Yoksa "Bir kere yanlış trene bindiyseniz, koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur!" tezi bu olayla örtüşecektir.
Maça gelince!...
19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı nedeni ile Kadıköy’de havanın güzelliğini fırsat bilen Fenerbahçeliler, şampiyonluğu da 'şapkadan tavşan çıkarmak'la eşdeğer tuttuğundan maça gitmek yerine dışarda eğlenmeyi tercih etti.
Zira rakip, geçen hafta kümede kalmayı garantilemiş ve rahattı. Sergen Yalçın yönetiminde güzel futbol oynama gayreti içerisindeki Konyaspor, Eto'o gibi dünya yıldızı futbolcusunu bile İstanbul’a getirmemişti.
Fenerbahçe ise ofansif futbolculardan oluşan bir onbirle sahneye çıktı. Seyircinin bir gözü sahada, diğeri akıllı telefonunun ekranındaydı. 6 ve 27. dakikalarda Başakşehir’in gol yediği haberi geldi. 28'de de Fener ağları sarsınca durum daha bir hoş hal almaya başladı. İzmir’den de gol sesi duyulmaması 'Bir Umut!K' anlamına geliyordu.
Kanarya ikinci yarıya bu umutla başlamasına rağmen, seyircide bu tahayyül yoktu. Kimse şampiyonluk heyecanı ile oturup kalkmadı yerinden. Fernandao’nun penaltısı olduğunda İzmir’deki Göztepe- Galatasaray maçında da Gomis penaltıdan ağları havalandırıyordu.
Bundan sonrası angarya dakikalarıydı. “Ali Koç başkan, Fenerbahçe şampiyon” sloganları ile Sarı-Lacivertliler sezonu tüketti. Yine de sağol Fenerbahçe. Ligin son dakikasına kadar şampiyonluğu kovaladığın için.
Önümüzdeki sezon Şampiyonlar Ligi'ne kalabilmek için üç tur geçilecek…
Eğer Kanarya, bunu başaramaz ise rakibi Galatasaray’a bir kamyon dolusu Euro’yu kendi elleriyle verecek. Ona göre transfer, ona göre yönetim, ona göre planlama yapılmalı. Yoksa; Fenerbahçe taraftarı için “Bıçak Kemiğe dayandı”
Adil Yıldız / Konuk Yazar
21.05.2018
İSTANBUL