"Derbi Galatasaray'ı Özbek'ten kurtarabilir"
Fatih Altaylı, 23 Nisan'da oynanacak Fenerbahçe maçında olası bir farklı yenilginin yönetimin sonu olabileceğini düşünüyor: "Benim tek umudum Fenerbahçe. Gelip Galatasaray’a kendi sahasında 5 atarlarsa belki bu yönetimden kurtuluruz."
Galatasaray’ın, Başakşehir karşısında zorlanacağı düşünülüyordu ama bu kadar ezileceğini herhalde kimse tahmin etmezdi. Galatasaray, son zamanlarda böylesine kötü hallere hiç düşmemişti. Siz neler söyleyeceksiniz?
- Maçtan önce ben de sizin gibi düşünüyordum. Hatta Ali Dürüst ile telefonda konuştuk. Bu maçın çok önemli olduğunu, alırsak Şampiyonlar Ligi kapısını açacağımızı düşünüyorduk. Zor maç olacaktı ama Galatasaray kazanabilirdi. Maç öncesi fikrim buydu çünkü Başakşehir’de bir miktar gerilim de vardı. Galatasaray ise daha planlı oynamaya başlamıştı. Ancak maç başlayıp kadrolar belli olunca maçı birlikte izlediğimiz Fatih Kuşçu’ya “Fark yiyeceğiz” dediğimde maçın 7. dakikası falandı. Çünkü Tudor, kadro seçiminde büyük bir faciaya imza atmıştı. Galatasaray’ın en önemli kozları sahada yoktu. Tamamen yanlış bir diziliş vardı. Kimse oynaması gereken yerde oynamıyordu. Fark ilk 10 dakikada “Geliyorum” dedi.
NASUHİ SEZGİN’LERLE YÜRÜMEDİĞİ ORTADA
- Başkan Dursun Özbek ve yönetim istifa etmeli mi?
- Hemen seçime gitmeli. En azından Dursun Başkan yeni işi bilen bir yönetimle yola devam etmeli, ille edecekse veya başka aday yoksa. Nasuhi Sezgin’lerle, Eşref Alaçayır’larla bu iş yürümez. Yürümediği de ortada. Benim tek umudum Fenerbahçe. Gelip Galatasaray’a kendi sahasında 5 atarlarsa belki bu yönetimden kurtuluruz.
SÜREN, DÜRÜST VE ALBAYRAK YÖNETİMDE OLMALI
- Galatasaray ne yapmalı, nasıl yapmalı? Yeni sezona nasıl hazırlanmalı?
- Galatasaray, güle oynaya uçuruma doğru gidiyor. Şuursuz, bilinçsiz, olan bitenin farkında olmayan, kendini kandıran bir genel kurulu var. Bu rezil yönetimden ya da yönetimsizlikten çok memnunlar. Her şeyi “Ben yaptım” diyen başkan bayılıyor o genel kurulun büyük bölümü. Evet, her şeyi başkan yaptı. Bu rezaletin sorumlusu doğru düzgün bir yönetim kurulu olmayan bu başkan ve bu başkana bayılan genel kurulun önemli bir bölümü. Galatasaray’ın giderek Fenerbahçe’nin yönetim anlayışını benimsediğini görmeyen ve uçuruma giden kulübün halinden memnun görünen genel kurul. Galatasaray’ın yapması gereken ilk iş bu yönetimsizlikten kurtulmak! Başkan Özbek eğer insan içine çıkabilmek istiyorsa hemen seçim kararı almalı. İstiyorsa yine aday olsun. Hatta başka aday yoksa bile seçime gitmeli ve kendine doğru düzgün bir yönetim kurmalı. Ali Dürüst, Abdurrahim Albayrak, Hakan Üstünberk gibi aklı başında, bu işleri bilen adamlarla bir yönetim kurmalı. Sportif A.Ş. yönetimi doğru düzgün isimlerden oluşmalı. Kardeş sultası, aile yönetimi bitmeli. Oraya Ebru Köksal gibi UEFA ilişkileri iyi olan birileri gelmeli, Faruk Süren gibi ufku açık saygın isimler orada yer almalı. Mete İkiz ya da Mete Başol gibi mali işlere hakim birisi orada olmalı. Başkan yine inşaat işleri ile ilgilensin ama birileri de bu kulübün sportif tarafını toparlasın. Başkanın yanına da inşaat, imar emlak konularında yardımcı olacak yöneticiler olmalı. Mesela o noktada Tayfun Uzunova gibi bir isim çok iyi olur diye düşünüyorum.
GALATASARAY BIRAKTI BAŞAKŞEHİR OYNADI
- Başakşehir için neler söyleyeceksiniz?
- Galatasaray’ın Adana maçındaki farklı galibiyetine herkes övgüler düzerken ben burada ne dedim? “Lig sonuncusu ve çok kötü bir takımı yendik diye sevinmeyelim. Galatasaray bir halt oynamadı” demedim mi? “Bu maç ölçü olmaz” demedim mi? Açın, söylediklerim orada duruyor. Başakşehir, Adana değildi ve gördük günümüzü. Başakşehir akıllı oynadı. Silahlarını doğru kullandı ama mesele Başakşehir’de değil. Galatasaray bıraktı, Başakşehir oynadı. Orta sahayı teslim ettin. Sağ ve sol beklerin çuval gibi oynadı. Hal böyle olunca Başakşehir 4 attı. Aslında biraz şansları yaver gitse 7 olurdu maç. Başakşehir her 90 saniyede bir atak yapmış Galatasaray’a. İlk yarı Galatasaray’ın kaleyi bulan şutu yok. Attığı toplam şut 1. Aynı dilimde Başakşehir’in kaleyi bulan şutu 5. Attığı şut 9.
MUSLERA’YA DEĞİL TARAFTARA ÜZÜLÜRÜM
- Camia ve taraftar en çok Muslera’ya üzülüyor. Böyle bir kaleciyi böyle bir defans önünde oynatmak suç değil mi?
- Ben taraftara üzülüyorum Muslera’ya falan değil. Muslera işini yapıyor ve parasını alıyor. Üstelik de kahraman oluyor. Takımı yense de, yenilse de! Ama taraftar öyle mi? Para verip bilet alıyor, kombine alıyor, para verip evine dekoder alıyor. Atkı alıyor, forma alıyor ama sonunda rezil olan bir takımın taraftarı olarak eve boynu bükük gidiyor. Alay konusu oluyor. Televizyonu açsa, gazeteye baksa deliriyor. Ben sadece taraftar için üzülüyorum.
TUDOR’UN YAPTIĞI REZALETİN AĞABABASI
- Tudor’un sahaya çıkardığı kadro için ne söyleyeceksiniz?
- Rezaletin ağababası. Zihinsel engelli birini teknik direktör yapsan o böyle bir şey yapmaz! Hadi Sneijder yok. Peki, Podolski niye yok. Podolski, takımın en önemli oyuncusu haftalardır. Linnes niye sol bekte? Semih niye sağ bekte? “Gönderin, hiçbir işe yaramaz” dediğin ve kovduğun Chedjou niye stoper? Semih mi, Cavanda mı oynar orada? Ki Cavanda son maçında gayet iyi. Hadi onu oynatmadın bari Sabri’yi al oraya. Ya da Linnes’i ille oynatacaksan orijinal yerinde oynat. Sol beke de Carole’ü koy. O da olmuyorsa Hakan Balta’yı koy. Yasin haftalardır dökülüyor. Podolski mi yoksa Yasin mi oynar orada? 4 forvetle sahadasın. Çok sevdiğim bir dostumun bir lafı vardır, “Çok seks yapmakla çok çocuk olmaz” diye. 4 forvet koyunca zannediyor ki çok gol atacak. Böyle yapınca orta sahayı veriyorsun rakibe. Galatasaray’ın en büyük gücü orta saha ama orta saha yok. 4-2-4 oynuyor takım, yuh!.. Hadi bu salaklığı yaptın. Daha 10. dakikada farkın sinyalleri geliyor. Hemen değişiklik yap. Şart mı 3-0 olmasını beklemek! Belli ki iş oraya gelecek zaten. 3-0’dan sonra Sneijder’i alsan ne olur, Podolski’yi alsan ne olur! 20 dakikada 4 gol mü atacak bu takım? Basit bir soru sorayım... Diyelim ki, Galatasaray transfer yapacak ve hocanın önüne bir liste koydular “Bu oyuncuları alabiliriz” diye. O listede Galatasaray’daki tüm oyuncular var.
‘ÖZBEK BİRADERLER’LE BU OLUR
Tudor efendi acaba o listeden Sneijder’ı, Podolski’yi mi transfer etmek ister Galatasaray’a; yoksa sahaya sürdüğü oyuncuları mı? Tam bir facia ama diyorum ya, yönetim kabahati hep bunlar. Bir hoca tek başına bırakılmaz. Koca Galatasaray, kariyeri olmayan bir hocaya bu kadar teslim olmaz. Hoca dediğinle oturulur, konuşulur, tartışılır. Terim gibi bir hoca varken bile yönetim hep hocayla beraberdi. Onların da desteğe, akla, ortak düşünceye ihtiyacı var. Üstelik de Tudor bir Mourinho değil. Yönetim iyi olmazsa Mancini gibi bir star hoca bile başarılı olamıyor, gördük. Bu yönetimle bu kadar. ‘Özbek biraderler’le bu olur. Kimse başka bir şey beklemesin.
‘BAK BEN SNEİJDER’I BİLE KESİYORUM’ DİYE MESAJ VERİYOR
- Tudor’un, Sneijder’a gösterdiği tavır Aykut Kocaman’ın Alex’e gösterdiği tavır ile aynı değil mi?
- Tudor’un, tavrının aptalca olduğunu birkaç haftadır tekrarlıyorum. Tipik kompleksli, rahatsız, hasta ruhlu bir teknik direktörlük anlayışı. Benzetmeniz de çok yerinde. Bu zavallı, ezik, kişiliksiz, kendine güvensiz teknik direktör anlayışıdır. Takımın en önemli adamı kimse, ben onu keserim. Böylelikle kendimi kanıtlarım. “Bak ben Sneijder’ı bile kesiyorum. Benim otoritemi tartışamazsınız” demek için yapılmış kompleksli adam tarzı. Tam bir dangalaklık. Biraz düzgün bir adam bilir ki, bir teknik adam otoritesini yıldızları keserek değil, yıldızları yıldız gibi oynatarak pekiştirir. Ama burada suçlu Tudor değil. Suç tamamen yönetimde! Ortada Sneijder veya diğer yıldızlarla teknik adam arasında bir sorun varsa veya bir sorun oluşmaya başlamışsa bunu yönetimler çözer. Hoca ile konuşur, oyuncu ile konuşur, bunları bir araya getirir, kaynaştırır, soruna el koyar. Ama Dursun ve kardeşinin böyle bir şeyi yapma imkanı yok. Çünkü dünyadan bihaber iki gariban bunlar. Rüyalarında görmeyecekleri bir yerdeler, Galatasaray’ın başındalar ve nerede olduklarının farkında değiller. Onlar anca inşaattan, salon yapmaktan, imardan, araziden bahsederler. Onlar kim Galatasaray’ı yönetmek kim...
KOMPLEKSLİ VE RAHATSIZ OLDUĞUNU BİLEMEZDİM
- Bazıları sizin Tudor’u doğru tercih olarak gördüğünüzü söylüyor.
- Söylediklerimi iyi dinlemeyenler veya iyi okumayanlardır onlar. Ben Riekerink’i en çok eleştiren ve gelişine karşı çıkmış biri olarak “Sezon ortasında Riekerink’i yollamak yanlış” diye 40 kere söyledim. Hem televizyonda hem burada... Tudor içinse “Sezon ortasında alınabilecek en iyisi. Ligi biliyor hiç değilse” dedim ama kompleksli ve rahatsız olduğunu bilemezdim. Büyük takım hocası olmak, olabilmek başka bir şey. Tudor’da o kumaş yokmuş. O küçük iddiasız takımların büyük hocası olabilir ama büyük takım hocası olabilme şansını kullanamadı. Olamazmış demek ki!
GÜZEL FUTBOL LYON MAÇINA YANSIR
- Haftanın en güzel maçı Trabzon- Beşiktaş arasındaydı. Bu futbolda teknik direktörlerin etkisi var mı?
- Muazzam bir maçtı. Ekran başından kalkamadım. Premier Lig’i aratmayan bir maç oldu. Her anı heyecan dolu... Gollü ve iki takımın da çok efendice, futbol dışına zerre çıkmadan oynadığı şahane bir maçtı. Her hafta bu düzeyde bir maç olsa ligimizin değeri katlanır ama nerede? Bu yıl izlediğimiz ilk ve tek güzel maçtı. Her iki takımı da, her iki teknik direktörü de kutlamak lazım. Elbette ki, hocaların katkısı büyük bu oyuna... Ve bakın maç o kadar güzel oldu ki, yenilgiye tahammülü olmayan Trabzonspor taraftarı bile maç sonunda iki takımı da alkışladı. Gerçek bir futbol şöleniydi. Ama aslında hakkı beraberlikti. Trabzonspor böyle oynamaya devam ederse, Yanal konsantrasyonunu kaybetmezse Trabzonspor seneye şampiyonluğun en güçlü adayıdır. Fenerbahçe ve Galatasaray’dan bu yönetimleriyle cacık olmaz. Beşiktaş ve Trabzonspor şampiyonluk için kapışırlar. İnşallah Beşiktaş’ın bu güzel oyunu Lyon maçına da yansır. Bu arada bir şey söylemek istiyorum. Atiba 35 yaşında ve yılda 1 milyon Euro’ya oynuyor. Oynadığı oyuna bak. Galatasaray’da ise açlık sınırı 2 milyon Euro ve Galatasaraylı futbolcuların oynadığı futbola bak. Bunu da bir kenara yazın.
Habertürk