"Ders verenlerin dünyası!"
Ajansspor konuk yazarı Adnan Dinçer'in yazısı:
Geçmişte "Medyada" yazar bir arkadaşım benim başarılarımın karşısında tavır alıp yıkıcılık yapanlara, "Ne İSA’ya, Ne de MUSA’ya yaranamayan Teknik adam!" başlığı ile Spor dergisinde yazmıştı. Kendisi yaşıyor. Allah uzun ömürler versin! Ben o zaman verdiğim mücadele nedeni ile "Hala veriyorum!" üzerinde durmamıştım. Ancak saygılı olma, örnek olma adına verdiğim spor eğitmenliğim nedeniyle örnek olma gayretim hiç önemsenmedi !Çünkü kervana dahil olmadım. Başarı ve kanıtlarım "Arı kovanına çomak sokmak!" olarak algılandı. Şimdilerde artık herkesin KELİ görülüyor. Çünkü şapkalar düştü!
En çok sevilen spor alanı; futbol. Bu dünyada da böyle oldu. Çünkü en son işin içine öylesine para girdi ki alakasız ve bir çok bilmeyen kişiler futbol üstünden taşıyıcılık yapıp köşe dönmek isteyince ele geçirdikleri kulüplerde sahadaki oyunu körelttiler ve üretimi durdurdular. Yaratıcılık ve eğiticilik adına gençlerimizi, geleceğimizi onları eğiten benim de dahil olduğum başarılı Teknik adamları bloke(!) ettiler. Futbol çölünde "VAHA" misali yabancıları kulüplere doldurup toplumun gözüne emrivakilerle zorla sokmaya çalıştılar. Hatta o kadar ileri gittiler ve alakasız kişilerle, yaygın medya reklamı ile kendilerini adeta ilah ilan ettiler.!
Geçmiş dönemde Alman eğitimci Hedergoot şöyle demişti: "Futbol da birinci derecede başarılı genci bırakın zaten onu herkes bilir! Asıl olan olması muhtemel ikinci gençleri eğitin ve futbolcu olarak kazandırın.! "Bizim ülkemizde olan gençleri dahi yok eden, eğitimsiz bırakan "BEN BİLİRİM!" sistemi iflas etti ama yine de ortama hakimler. Çünkü ayakçı çoğaldı! Alakasız kişiler çanta gibi yurt dışından buldukları futbolcuları yaşına başına bakmadan kulüplere sokuyorlar! Geldiğimiz yer artık netleşti!. Şampiyonumuz Beşiktaş nedense finallere kalamadı ve basit futbol hataları ile üç yıldır Avrupa hedefine ulaşamadı. Galatasaray son oynanan dün geceki karşılaşmadan sonra ne durumda olduğunu ilk kez "Avrupa fatihi" olan unvanını ilk tura dahi giremeden kaybetti! Fenerbahçe kaostan çıkmak için son kozunu oynuyor ve Milli takımımızın hali ortada. Yani futbolda BUDUR! diyemiyoruz artık. Oysa Avrupa şampiyonu olmuş ve Dünya üçüncüsü idik bir zamanlar. Geçmişte sadece kendi gruplarına iş veren ve verdirenlerin aynı zihniyete hizmet eden transfer bütünlüğü teknik adam tayini iflas etmiştir.
Bu sistemsizlikte başarı olamaz. Zaten kendi ligimizde her türlü eksiklik olsa da nasılsa birileri ŞAMPİYON ve başka birileri de küme düşecektir.! Önemli olan DÜNYA FUTBOLU karşısındaki durumumuzdur.. Bir zamanlar Aurelio'yu da Milli yapan denemenin de bir şey vermediğini yaşadık! Seksen milyonluk ülkenin en sevdiği spor dalı olan Futbolda takımlarda neredeyse kıdemli yabancılardan bizim çocuklarımıza ve onlara sahip teknik adamlara yer yok! Futbol yaşamının finalinde müzelik gibi yabancılar alınıyorlar ve oradan da veteranlar ligine dahil olacak sürece terfi ediyorlar !Kulüplerimiz tıkandı .Ekonomik olarak satmadan alamıyorlar! Ticari düşünenler sadece şampiyonluk ve benzeri günlük başarılarla bizim ülkemizin futbolunu kilitlediler! Okulda, altyapılarda, gençlerde ve kulüplerde yıldız yok!. Ayrıca yetişenlerin davranışlarında da bize umut veren bir örnek özenti kalmadı. Asalet ve hayranlık terbiyeli davranış ve gelecek nesli özendirecek hiç bir güzel örneğe rastlamıyoruz .Hatta tam tersi kötü örneklerle burada dahi konuşmak istemediğim tablolar toplumu dejenere ediyor! Şu anda bana baş vuran, kapımı çalan genç futbolcu ve velilere verecek cevap bulamıyorum !."Takımım yok teklif almadım diyorum!" inanmıyorlar!. Derler ya "İçi beni dışı seni yakar!" tam da oradayım.
Sporda başımıza gelecek var demeyelim geldi de pişkinlik içindeyiz! Her şey kokuyor. Şimdi yeni Spor Bakanımıza sesleniyor, görevini kutluyor ve bu işin içinden geldiği için çözebilir umudumu yineliyorum. Bizim için ülkemizin futbolu, sporu önemlidir. Söylenecek çok şeyimiz var hepsi burada olmuyor. Hatta bana yazılarımdan dolayı kızanların olduğunu da biliyorum. Ne yani doğruları bu yanlış ortamı devam etsinler diye yazmayalım ve konuşmayalım mı!? Kimileri ve çoğalan benzer tipler bir kısmı peşine takılmış gidenlerin çıkarları ve bir kısmının da ele geçirdikleri ortam değerlendirip sözde transfer adına piyasada at oynattıkları dönemi kontrol altına almalıyız! Avrupa ve hatta dünya futbolu da böyle. Ancak onlar eğitimi bırakmadılar.
Hatta başka bakir ülkelerde kendi eğiticileri ile yetiştirdikleri yetenekli gençleri dünya piyasasına satıyorlar. Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, Brezilya ve diğerleri... Bizim acil toparlanmamız lazım! Bu süreçte artık "Ders verenlerin!" anlamsız sözleri yerine eğitimlerine ihtiyacımız vardır!. Altı yaşında başlayan amansız futbol eğitimi sabrı ve bilgisi olmayanların halı sahalarda anlamsız sözde eğitim ile geleceğimizi yok etmelerine son vermek lazımdır .Bu ülkede Futbol denilince sadece iki üç lig şans oyunları hatırına takip ediliyor veya fanatizmin pençesine düşenlerin mutluluğu gibi algılanmaktadır . Sahada iki takım olduğunu dahi kabul edemeyen tahammülsüzlükler yaşanıyor. Dünyanın en ünlü teknik adamlarını rezil edip gönderen içi boş teneke yapılarımız yordu ve bıktırdı.!
Futbol ve spor ile yakın duralım izlemek değil uygulamak için kulüp yasasını çıkartalım. Sabırla eğitime önem verelim. Ayrıca spor yapmayan değil sürekli sporun sağlık olduğunu sevdirerek hatırlatalım. Obez yapıların hızla topluma egemen olması ve hastalıkların artmasına izin vermeyelim .En önemlisi kendi insanımıza güvenelim ve onları uluslararası platforma taşıyacak başarılarla alan değil; satan ve kazanan ülke olalım. Endüstriyel futbolun sorumluluklarından habersiz kişilerin kulüpleri batırmasına izin vermeyelim .Çünkü bu ortamda "verilen dersleri kimse dinlemez!" Hatice’ye değil; Herkes neticeye bakar!