Don Carlo Ancelotti'nin mezun olup, DR. Carlo Ancelotti olurken öğrettiği

Futbolculuk kariyerinde ünlü bir orta saha oyuncusu olan Ancelotti, 30 yılı aşkın zamandır teknik direktör... Bu zamana tam 4 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, Avrupa’nın en büyük 5 ligi kabul edilen İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya ve Fransa liglerinde şampiyonluklar, 3 kez FIFA dünya kulüpler şampiyonluğu, 2 kez yılın kulüp teknik direktörlüğü dahil sayısız kupa ve başarı sığdırmış, birçokları için dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biri.

Özel sektörde yıllardır CEO unvanıyla görev yapan bir dostumun geçenlerde yaptığı konuşmaya tanık oldum. Kullandığı çarpıcı ifadelerden birisi beynime kazındı: “stratejik pragmatizm”. Kulağa, oksimoron, yani birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması gibi geliyor, değil mi? Öyle ya, stratejiyi belirli bir amaca ulaşmak için sabırla, kararlılıkla gidilen yollar, uygulanan tutarlı yöntemler olarak tanımlıyoruz. Pragmatizmi ise mevcut koşullara uygun, hızlı ve esnek uygulamalarla, gerçekçi hedeflere ulaştıracak taktiksel düşünceler olarak biliyoruz...

Aslında öyle değil!.. Eğer değişen koşullara rağmen, farklı rakipler karşısında sürekli başarı elde etmek istiyorsanız “stratejik pragmatizme” başvuracaksınız. Sizi siz yapan değerleriniz ve yetkinlikleriniz stratejinizin özünü oluştururken, başarıya adanmışlığınız, gerçekçiliğiniz, esnekliğiniz, öngörünüz ve cesaretiniz de pragmatik çözümlerinizi belirleyecek. Guardiola, Klopp, Mourinho, Van Gaal, ve diğerleri... Hepsi başarılı ve saygıyı hak ediyor; hepsinin inan(dır)dığı kendi yolu var... Diğer yanda ise bana göre futbol dünyasının en “stratejik pragmatist” iki teknik direktöründen ilki Carlo Ancelotti’dir (İkincisi de Zinedine Zidane). Özellikle Ancelotti, farklı ülkelerde, farklı kadro yapılarıyla, farklı rakiplere karşı, uzun bir zaman dilimine yayılmış bunca başarıya hep aynı yoldan ulaşmış olabilir mi?.. Acaba bu iki ismin “stratejik pragmatizm” tarzına sahip oluşlarında, kariyerlerinin ortak istasyonu Real Madrid “tornasının” etkisi var mıdır?.. Veya tam da bu baskın nitelikleri sayesinde mi Real Madrid’de teknik patronluk yapabilmişlerdir?.. Bu soruları şimdilik bir kenarda tutalım.

Ancelotti doktor unvanıyla mezun olmayı başardı

İşte o Carlo Ancelotti, artık 64 yaşına gelmiş ve yıllardır futbolun zirvesindeki adam, Parma Üniversitesi'nde "Önleyici ve Uyarlanmış Motor Aktiviteleri Bilim ve Teknikleri" bölümünde yüksek lisans eğitiminden onur belgesiyle ve doktor unvanıyla mezun olmayı başardı.

" Olmayan bir yetenek öğretilemez"

Ancelotti törende yaptığı konuşmada, 44 yıldır içinde olduğu futbolun kendi açısından tutkusunu ifade edebildiği bir yaşam biçimi olduğunu vurguladı. Futbol dünyasının kendisine birçok şey öğrettiğini söyleyen tecrübeli teknik adam, "Futbol benim hayatım için büyük bir okul görevi gördü. Bana rekabet etmeyi ve sınırlarımı zorlamayı öğretti. İnsan ilişkilerim, kurallara ve liyakat sahibi otoriteye saygım, insanları dinleyebilme özelliklerim çok gelişti. Olmayan bir yetenek öğretilemez ama var olan yeteneği davranışlara dönüştürmek ve yönetebilmek, işte bu öğretilebilir. Bana göre bir şampiyon, yeteneğini, başkalarına yardım etmek için kullanabilmeyi başaran kişidir." dedi.

Yıllardır “Don” (=Patron) lakabına sahip Ancelotti, Real Madrid’li futbolculardan, artık kendisine “Doktor” diye seslenmelerini isteyeceğini söylerken, aralarında “ustası” Arrigo Sacchi’nin de bulunduğu dinleyicileri güldürdü.

Elde edilen geçmiş başarıların referans değeri şüphesiz ki büyüktür. Bununla birlikte aktif iş yaşamının içinde olduğumuz sürece, gelişimimizin sürekli olması, başarılarımızın ise mümkün olduğu kadar güncelliğini ve gerçekliğini koruması esastır. Ancelotti ve Zidane gibi kişiliklere bu perspektiften bakarak kenarda bekleyen sorularımızı şimdi yanıtlayalım mı?

Uzmanlığı ve deneyimiyle bir strateji geliştiren, değişen koşullara göre esnek, hızlı, pratik çözümleri stratejisine ekleyebilen liderler, sektörlerinin Real Madrid’lerinde olmayı hep hak ederler. Er ya da geç orada olurlar!.. Meselenin esası, hayatta “ders alan” ya da “ders veren” rollerinden birini tercih etmek değil; ders verirken ders almaya da devam edebilmek!

Bize verdiğin ders için teşekkürler Dr. Carlo Ancelotti!

64 yaşında, aldığın dersler sonunda mezun olurken bize verdiğin ders için teşekkürler Dr. Carlo Ancelotti!..

Parma Üniversitesi, Carlo Ancelotti’ye fahri doktora unvanı verdi.

pic.twitter.com/vvaYlTX902

— Ajansspor (@ajansspor) October 11, 2023