Dört nala koşmak!
Hiç kimse şikayetçi değil futbol ortamından. Çünkü onların amacı üzüm yemek, bağcıyla işleri olmaz. Futbol nasıl oynanmalı, doğrusu nedir, neler yapmalıyız? Bunlar kimseyi ilgilendirmiyor. İzleyen kesim değil onlar, onlar için önemli olsunlar! Önemli olan futbol olsun, cepler dolsun veya boşalsın
Hiç kimse şikayetçi değil futbol ortamından. Çünkü onların amacı üzüm yemek, bağcıyla işleri olmaz. Futbol nasıl oynanmalı, doğrusu nedir, neler yapmalıyız? Bunlar kimseyi ilgilendirmiyor. İzleyen kesim değil onlar, onlar için önemli olsunlar! Önemli olan futbol olsun, cepler dolsun veya boşalsın (!) kim alırsa alsın paraları!
Oysa hiç de öyle değil kazın ayağı! Sizler, uzantılarınız, yakın çevreniz mutlu olabilir. Ancak gerçek futbol dünyasının emekçileri ve ciddi dünya futbolu yarışmacıları çok üzgünler sistemsizlikten.
O kadar ki futbolun hangi yıldızlarını alırsanız alın, öğüten ters bir mekanizmamız var. Şark kafası ve bencilliğimiz doğru kişilere izin vermez oldu. Direksiyon başındakiler eleştiriyi doğru yolu gösterenlere saygı duymuyor! Hatta onları yok ederek neredeyse alakasız kişilere tezgahları devrediyor. Yeter ki hoşlarına gidecek ve kullanacakları olsun vitrinde! Bol bol kavga edin ve bunun adı spor dünyası olsun. Futbol adına yaşamak için adını SPOR koyun sayfanın ve böylece çatık kaşlı kulüp taraftarları yaratın. Hem de her şeyi en iyi bilen!
Bu futbol dünyamıza gelenlerin çoğu para için geliyor ve bir süre sonra buradaki sistemi çözerek bizlere hiç bir şey vermeden gidiyorlar, kamyon dolusu paralarla. Arada geçinenleri ile öyle bir zengin piyasa yarattılar ki işi olmayan futbola takılıyor!
İşte bu sabah bir futbol söyleşisinde genç arkadaşım karşısındaki bayana Beşiktaş karşılaşmasını yorumlarken öyle bir söz etti ki; Sporting Lizbonlu futbolcuları anlatırken kanım dondu ve neredeyiz diye düşündüm! Onları Beşiktaş'ın çözememe nedeni çok basitmiş! Adamlar "DÖRT NALA KOŞUYORLARMIŞ!" Bu durumda meğer biz AT'larla mücadele veriyormuşuz da haberimiz yokmuş!
Ne alaka diye düşündüm! Bu kadar emek, futbola kafa patlatmak ve neyin hangi bilimsel veri ve kriterlere göre değerlendirilmesi çabamız boşmuş! Biz futbolcuları önce dört ayaklı düşünecek ve hipodromlarda dört nala koşturmak eksikliğine sahipmişiz de haberimiz olmamış! Çok bilgilendim.
***
Gözü yaşlı bir toplum olma olgusu genişliyor. Dalga dalga her alana yayılıyor. Bunu birçok alanda dramatik olarak yaşıyoruz. Son günlerde futbol dünyamıza da bu dramatik görüntüler girdi. İki sezon önce Bursaspor'u şampiyon yapan ve tarihine geçen teknik direktörümüz gözyaşları içinde basın toplantısı yaptı. Bana göre de haklı gerekçesi tribünden kendine layık görülen ölçüsüz sözlerdi. Yazık çok yazık!
***
Değerli Hakemimiz Deniz Çoban da hakemliği gözyaşları içinde bırakırken çok buruk ve saygındı bana göre. Gözyaşları ile çok şey anlattı ama bizim öyle bir merakımız hiç bir zaman olmadı ve sadece kendisine gelecek yaşamında başarılar diledik.
***
Hamza kardeşimi yere göğe sığdıramayanlar, belli kişileri(!) afişe ederek yönetim toplantısına "istifası cebinde mod'unda görmeye çok merak salarak manşet yaptılar. Yahu bu hocamız daha bir kaç ay önce bütün kupaları toplayan takımın teknik direktörü değil miydi? Acaba teknik adamlığımı unuttu diye düşünmemek elde değil!
Kısacası; uzayıp giden bir futbol dünyamız var ama hep yanlışlarla dolu. Robin van Persie, Podolski ve Quaresması'yla... Bu yıl da böyle geçecek anlaşıldı. 14 futbolcu depremi de böyle aşılacak!