Dorukhan Toköz: 'Beşiktaş, Türkiye'nin en büyük taraftarına sahip'
Beşiktaş'a sezon başında bedelsiz olarak transfer olan Dorukhan Toköz, ilk haftalarda kadroya girmekte zorlansa da deplasmanda oynanan Genk maçında sırtına geçirdiği formayı bir daha bırakmadı ve ligin ilk devresinde takımın yıldızı oldu. Genç futbolcu Beşiktaş Dergisi'nin Ocak sayısına konuk olarak kendisi hakkında merak edilenlere cevap verdi.
Dorukhan Toköz'ün Beşiktaş Dergisi'ne verdiği röportaj şu şeklide:
Küçük yaşlarda sosyal hayattan çok futbola yönelme kararını aldığını belirten Toköz, "İnsan küçükken gezip tozmaya çok meraklı oluyor. Sokaklar cıvıl cıvıl, arkadaşlarınız dışarıda geziyor. Ben de yanlarında olmak istiyordum. Babam bana 'Bir karar vermek zorundasın. Arkadaşlarınla gezebilirsin ama o zaman da okula biraz daha ağırlık vermen lazım ya da futbolcu olmak istiyorsan ona göre dinlenmelisin ve yaşamalısın' dedi. O ara benim için bir dönüm noktası oldu. Biraz zorlansam da sosyal hayatımdan daha çok futbola ağırlık vermeye karar verdim" şeklinde konuştu.
''BEŞİKTAŞ TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TARAFTARINA SAHİP''
Beşiktaş'ın Türkiye'nin en büyük taraftarına sahip olduğuna vurgu yapan 22 yaşındaki genç oyuncu, "Büyük taraftarı olan kulüpte oynamak, bir futbolcu için çok güzel bir şey. Beşiktaş da, Türkiye'nin en büyük taraftarına sahip kulübü. İki sezon üst üste şampiyonluğu ve çok da iyi futbolcuları olan bir kulüp. Başka takımlarla da görüşmelerim oldu ama kalbim hep buradan yanaydı. Beşiktaş formasıyla ilk sahaya çıktığımda deplasmandaydık. Evimizde ilk dakikalarımı aldığımda muhteşemdi. Normalde çok heyecanlı bir insan değilim, daha sakin kalmaya çalışırım ama o taraftarın önünde inanılmaz heyecanlandım. Gerçekten taraftar beni çok etkiledi" ifadelerini kullandı.
''HATA YAPSAM DA DAHA FAZLA SORUMLULUK ALIYORUM''
Takımdaki herkesin iyi niyetli olduğunu ve taraftarların da bunu farkında olduğunu söyleyen Dorukhan Toköz, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
"Normalde benim bölgem, ön libero, altı numara. Sekiz numara da çok oynadım. Ben hırçın futbolcuyum. Topu gördüm mü dayanamam. Almak için koşarım, basarım. Benim için takıma yararlı olmak, göz önünde olmaktan daha önemli. Benim üç gol attığım maçta 3-4 yenileceğimize, hiç gol atmayayım ama takım 1-0 yensin düşüncesiyle oynayan bir insanım. Biliyorum ki, yanlış yapsam da kötü niyetle yapmıyorum, hepimiz iyi niyetliyiz ve taraftar da bunun farkında. Beni desteklediklerini de biliyorum. En azından bir kişi daha fazla benim için dua etsin, bu hoşuma gidiyor. Hata yapsam da daha fazla sorumluluk alabiliyorum. Üçüncüye de aynı hatayı yapsam, beni alkışlayacaklarını biliyorum. Bu çok iyi bir şey. Taraftarlarımızdan her zaman bizi desteklemelerini, tezahürat yapmalarını istiyorum. Çünkü onlar sustukları zaman, biz de daha düşük performans gösterebiliyoruz. Ama karşı takımı ıslıklama gibi durumlar çok etkili oluyor. Mesela Trabzonspor maçında da, tribünler karşı takımı ıslıklamaya başladı, bizim tempomuz ve baskımız arttı."