Dünyanın en büyük kulübü
Real Madrid, Şampiyonlar Ligi kupasını üstüste ikinci kez kazanarak, bu özel yarışma grubunda bir ilki gerçekleştirdi.
Ayrıca Zidane da arka arkaya kupayı kazanan ilk teknik direktör oldu; fakat bu ilklerden bağımsız biçimde söyleyecek olursak Real Madrid bir kez daha sportif başarı açısından dünyanın en büyük kulübü olduğunu kanıtladı.
İster beğenelim, ister beğenmeyelim futbol tarihinin en başarılı kulübü; çünkü Dünya Kupası'ndan bile zor olan Avrupa Şampiyonlar Ligi'ni, ki burada tüm dünyadan seçilen en iyi, en elit futbolcular oynuyor, 12 kez kazandı, kendi sınıfında yer alan tüm rakiplerine bu alanda fark attı.
15 finalin 12'sini kazandı. Milan 11 final oynadı, 7 kupa aldı. Liverpool 7 finalin 5'ini, Bayern Münin ise 10 finalin 5'ini kazandı.
BARSELONA MI REAL MADRID Mİ?
Ezeli rakip Barselona, 2008-12 yılları arasında Pep Guardiola yönetiminde 14 tane kupa kazansa ve müzesindeki 5 Şampiyonlar Ligi kupasının üç tanesini bu döneme sığdırsa da, sportif başarı açısından en çok ivme kazanan kulüp olmakla birlikte, başarıya endeksli sıralamada Real Madrid'in arkasında kalıyor.
Kurumsallaşma, taşınmaz varlıklar, bütçe, gelir kaynakları, taraftar potansiyeli ve harcamalarbakımından Real Madrid, Barselona ve kendisi gibi birinci sınıf olan kulüplerden çok önde olmasa bile, tek başına aldığı kupalar onu birinci sınıf takımların lideri yapıyor.
Ayrıca bu durumun ülke içi rekabette çok daha belirgin... sezonu önde bitirdiler ve 33. lig şampiyonluğuna ulaştılar. Barselona 24 şampiyonluğa sahip; Atletico'nun 10 şampiyonluğu bulunuyor.
Real Madrid'i sevdiğimi söyleyemem; fakat onların futbolun bir numarası olduğu gerçeğini gözardı edemeyiz.
ŞAŞIRTICI OLMAYAN SONUÇ
Son final maçıyla da ilgili aslında söyleyecek çok fazla bir şey yok.
Juventus oynadığı 10. finali de kaybetmiş oldu. Sadece 2 tane kazanabildi, finallerin en çok kaybedeni konusunda lider oldu. Sağlam savunma anlayışı, hızlı ve bitirici gücü onları finalde Real Madrid karşısında sadece teoride şanslı göstermişti; pratikte ise dünyanın en hızlı hücum yapan ve oyun değiştiren takımı karşısında şansları olmadığı görüldü; 4-1'lik sonuç benim için hiç de şaşırtıcı olmadı.