Düşmenin kaldırılması kararını TFF almadı
Ajansspor yazarı Hüseyin Özkök, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) küme düşmeyi bir sezonluğuna kaldırmasını değerlendiren bir yazı kaleme aldı. Özkök, TFF'nin aldığı kararı garabet olarak nitelendirdi.
Almanya'da ne yapıldı?
Şimdi burada Türkiye'den çıkıp Almanya'ya gidelim ve orada yaşanan bir olayı kısaca anlatalım.
Bundesliga 1 ve 2 16 Mayıs günü başlamadan hemen önce yapılan testlerde Dynoma Dresden'in iki oyuncusu pozitif test edildi. Her ne kadar Bundesliga'nın hazırladığı sağlık konseptinde grup karantinası öngörülmese de eyalet sistemi ile yönetilen Almanya'da Dresden şehri il sağlık birimi, yetkisini kullanarak takımın tamamı için karantina kararı verdi. Bunun anlamı şuydu. Dresden'in hem ilk üç maçı iptal edilecek hem de oyuncular normal antrenmanlarını yapamayacaklardı. Bunun yanında tekrar oynamaya başladıklarında ise ligin sonuna kadar aralıksız şekilde hafta içi ve hafta sonu sahaya çıkmaları ve 4 haftada 9 maç oynamaları gerekecekti. Nitekim bütün bunlar gerçekleşti ve zaten düşmeme mücadelesi veren Dresden takımı bu yükü kaldıramayarak ligden düştü. Herkesin kesinlikle büyük bir mağduriyet yaşadığına hemfikir olduğu kulüp, Bundesliga'ya (DFL) başvurarak ligden düşürülmemesini ve 2. Lig'de gelecek sezonun 19 veya 20 takımla oynanmasını talep etti. Ancak bu talep DFL tarafından sportif açıdan diğer takımlara haksızlık olacağı gerekçesiyle reddedildi.
TFF'nin bileğini büktüler
Tekrar Türkiye'ye döndüğümüzde ise görüyoruz ki pandemi döneminde her takım eşit şekilde mağduriyet yaşadı ve ligin bitiminde de üç takım sportif bir yarışma sonrası ligden düştüler. Ancak onlar bunu kabul etmeyerek “bir şehrin kaderi” gibi safsatalarla yaptıkları mağduriyet edebiyatı ve baskılarla hem Kulüpler Birliği hem de TFF'nin adeta bileğini büktüler.
Bu karar kesinlikle ne TFF'nin ne de Kulüpler Birliği'nin iradesi ile alınmıştır.
Bu bağlamda futbolun tüm paydaşlarını “tebrik” ediyorum. Ancak ligde kalanlara hak etmedikleri bir şekilde ligde kalmak onurlarına dokunmadığı ve içlerine sindiği için yazıklar olsun diyorum. Ayrıca Türk futbolunda adeta bir çiçek gibi açtığı için sevindiğimiz Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı da erkek mevkidaşlarından farklı değilmiş onu da böylece öğrenmiş olduk. Berna Hanım bence benim için bu sürecin beklenmeyen hayal kırıklığıdır.
Bu karardaki amacın maç sayısını dolayısıyla gelirleri arttırmak olduğu söyleniyor. Ancak Digiturk Spor İçeriklerinden Sorumlu Grup Başkanı Saad Saleh Al-Hudaifi, kararın hemen akabinde yaptığı açıklamada bunun böyle olmadığını çok net şekilde ortaya koydu. İngiltere'de sezonda 380 maçın yalnızca 200'ü canlı yayınlanırken Türkiye'de hem illegal yayınların fazlalığı hem de üye sayısının azlığı maliyetleri artırırken maç sayısını çoğaltmanın gelirleri arttıracağına inanmak nasıl bir düşüncenin ürünü bilemiyorum. Digiturk'te Galatasaray ve Fenerbahçe en çok seyredilen takımlar. Onları Beşiktaş ve Trabzonspor takip ediyor. Diğer takımların maçları çok düşük izlenme oranlarına sahip. Yani elde edilen reklam ve paket gelirleri o maçların canlı yayınlarına yapılan masrafları kesinlikle karşılamıyor. TFF bu karar sonrası sadece seyredilmeyen maç sayısını arttırdı o kadar.
Ben yaptım ve oldu!
Yeniden kararlara dönecek olursak. Uygar ülkelerde bu tip kararlar oynanan sezon üzerinden alınmaz. Eğer örneğin ligdeki takım sayısını arttırmak istiyorsanız bunu deklare eder ve yeni oynanacak sezonda herkesin ne olduğunu bilerek eşit şartlarda oynadığı bir lig düzenlersiniz. Keza, yabancı yasağı konusu da oldubittiye getirilemez. Kadro yapılanmasını eldeki kurala göre yapmış kulüplere sizin planladığınız düzene geçebilmeleri için 2-3 transfer dönemi zaman verip buna adapte olmalarını sağlamanız gerekir. Bizde olan ne? Yabancı kuralı önce gelecek sezondan itibaren diye çıktı şimdi ise ertelendi. İstemeden de olsa eğrisi doğrusuna geldi. Ama bizim futbol ve spor düzenimiz maalesef hep “ben yaptım oldu” üzerine kurulu.
Yabancı konusuna girmişken aklıma bir soru geliyor. Acaba TFF küme düşmenin altyapısını hazırlamak için kulüplere “siz küme düşmenin kalkması için hep beraber olumlu görüş belirtin, biz de yabancı kuralını bir yıl erteleyelim” mi dedi? Bunu da buraya not etmiş olayım.
Kupanın statüsü değişecektir
Şimdi artık bu karar alındı bundan sonra TFF'nin yine “maharetini” gösterip sıkışık takvimi itirazlara meydan vermeden organize etmesi gerekiyor. İlk olarak Ziraat Türkiye Kupası statüsünün de değişmesi ve muhtemelen tek maç eleme sistemine geçilmesi gerekecek. Burada da kupa yayıncısı Turkuvaz Medya'nın görüşü alındı mı bilemiyorum. Bein'in yayınlayacağı maç sayısı artarken onlarınki azalacak. Tabi ligin devre arası tatili de kısalacak. Hafta içi oynanması gerekecek lig maçları ise zaten işin olmazsa olmazı olacak.