Elke Lale van Achterberg'in müthiş başarı hikayesi!
11 yaşında evde kardeşiyle oyun oynarken ters bir takla atıp, ayağında kırık oluşan bir çocuk düşünün... İlerleyen dönemde bu kırık, ağır sancı ve fonksiyon kaybına yol açan distrofi hastalığına dönüşüyor ve bu çocuk uzun yıllar tedavi görmek zorunda kalıyordu. 3 Nisan 2015’te, yani 15 yaşındayken kendi kararı ile sol bacağı ampute edilen o çocuk, şimdilerde dünyaya ilham veriyor... Milli eskrimcimiz Elke Lale van Achterberg’den bahsediyoruz...
28 Mart 2000’de Hollanda’daki Nieuwegein şehrinde Hollandalı bir baba ve Sakaryalı Türk bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi Elke Lale... Dedesi ve çok sayıda akrabası Sakarya’da Yanıkköy’de yaşayan Elke Lale ve Çerkes kökenli ailesinin, Yanıkköy’de kendilerine ait bir evi de var. Engelli olmadan önce haftada 3 gün ritmik jimnastik antrenmanı yapan Elke’nin hayatı, yaşadığı kaza sonrası bu sporu yapamamaya başlaması ve tekerlekli sandalye kullanmasıyla değişti.
28 Mart 2000’de Hollanda’daki Nieuwegein şehrinde Hollandalı bir baba ve Sakaryalı Türk bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi Elke Lale... Dedesi ve çok sayıda akrabası Sakarya’da Yanıkköy’de yaşayan Elke Lale ve Çerkes kökenli ailesinin, Yanıkköy’de kendilerine ait bir evi de var. Engelli olmadan önce haftada 3 gün ritmik jimnastik antrenmanı yapan Elke’nin hayatı, yaşadığı kaza sonrası bu sporu yapamamaya başlaması ve tekerlekli sandalye kullanmasıyla değişti.
“ESKRİMLE TEKRAR GÜLMEYE BAŞLADIM”
3 Nisan 2015 tarihi, Elke Lale için kritik bir yere sahip... Çünkü Elke, o gün kendi kararı ile sol bacağının ampute edilmesini kabul etmişti. O günden sonra ise kendisi için tasarlanan protezle eskisi gibi her şeyi yapabilmeye başladı. Elke, o günleri şöyle anlatıyor; “Spor yapmadan kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Mutsuz olmuştum. O yüzden 2012’nin kasım ayında yapabileceğim bir spor branşı arayışı içerisine girdim. Sol bacağım çok sancılı olduğu için topla yapılan sporları yapmaya imkanım yoktu. Tekerlekli sandalye eskrimde bacaklardan puan kazanamıyorsun. O yüzden eskrimi denedim ve çok sevdim. Tekrar gülmeye başladım. Benim hayatımın vazgeçilmez bir parçası oldu...”
2016’DAN BERİ TÜRKİYE ADINA YARIŞIYOR
Madalyaları ve üst üste elde ettiği başarıları 2013 yılında filizlenmeye başlayan Elke, Şubat 2016’da Türkiye ve Hollanda vatandaşı olmanın avantajını kullanarak, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’na bağlı olarak, Türk Milli Takımı adına yarışmaya başladı. Türkiye’den çok daha fazla destek göreceğine inandığını belirten Elke Lale, kulübü Bursa Nilüfer Belediyespor ve Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Arif Ümit Öztürk’ün, hayatında çok ciddi bir olumlu etki yarattığının altını da çiziyor...
BOŞ ZAMANLARINDA MODELLİK YAPIYOR
Eylül 2017’de, Amsterdam’da moda üzerine eğitim görmeye başlayan milli sporcu, yarışmalara ve stajına okulunun izin verdiğini dile getiriyor. Haftanın belli günlerinde, çift idman yapan Elke, hafta sonu da annesi, babası ve kız kardeşiyle birlikte Hollanda’nın IJsselstein kentinde yaşıyor. Elke Lale van Achterberg, hafta içi ise Amsterdam’daki okulundan ötürü bir ailenin yanında yaşıyor ve boş zamanlarında modellik de yapıyor.
ENGELLİ OLMAYAN SPORCULARLA ÇALIŞMALAR...
Hollanda’da çalışmalarını sürdürdüğü eskrim kulübünde tek engelli sporcu olduğuna dikkat çeken Elke, en büyük avantajlarından birinin engelli olmayan sporcularla çalışmak olduğuna dikkat çekiyor. Engelli olmayan eskrimciler de, Elke Lale gibi tekerlekli sandalyeye oturarak onunla çalışıyor. Eskrim ve engelli eskriminin Türkiye’de yaygınlaşması konusunda da açıklamalar yapan milli eskrimci, “Bu branşın yaygınlaşması için Türkiye’de eskrimi gönülden seven antrenörlerin engelli eskrimine daha fazla ilgi göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda biz, Türkiye Mili Takım sporcuları, yarışmalarda derece alırsak, bu güzel spor daha da çok engelli birey tarafından tercih edilir ve sayımız artar” diyor.
“SAATTE 200 KİLOMETRE HIZLA SATRANÇ OYNUYORUZ”
Elke, yakın mesafeden yaptığı eskrim sporunun ayrıntılarını ise şu şekilde özetliyor:“Tekerlekli sandalye eskrim çok hızlı bir spordur ve çok teknik oynanır. Anında düşünüp, hemen karar verip, uygulamaya geçmek gerekir. Saatte 200 kilometre hız ile satranç oynuyoruz! Genel eskrimde 14 metrelik bir pist var. Bizde yalnız bir buçuk metre var. Bu da demek oluyor ki, daha çabuk düşünmemiz lazım ve vücut hareketlerini yapmalıyız. Yalnızca üst vücut ile öne arkaya hareket ederek karşımızdaki sporcuyu aldatabiliyoruz. Hedefim dünyanın en büyük eskrimcisi olmaktır.”
“SPORU BIRAKMA NOKTASINA GELMİŞTİM”
Son olarak Polonya’nın başkenti Varşova’da temmuz başında yapılan şampiyonada 17 ve 23 yaş altı Dünya Şampiyonası’nda altın, gümüş ve bronz madalyaları kazanan Elke Lale van Achterberg, Twitter üzerinden kendisine yönelttiğimiz sorulara içtenlikle yanıt verdi. Haberimizde yararlandığımız kendi resmi sitesindeki bilgileri bize ileten Elke, daha sonra özel açıklamalara da imza attı.İlk olarak, tüm samimiyetiyle ve Google Translate aracılığıyla bizimle Türkçe konuşmaya çabalayan Elke ile bu durumu fark edince İngilizce diyalog kurduk. Milli sporcumuz, duygularını içtenlikle aktardı ve Dünya Şampiyonası sakatlıktan ötürü bu sporu bırakma noktasına geldiğini açıkladı.
TURNUVA ÖNCESİ SADECE 3 KEZ EPEDE ÇALIŞABİLDİM
İşte Elke’nin Spor Arena’ya sözlerinden satırbaşları...
- Bu Dünya Şampiyonası’ndan önceki turnuvalarda 3 gümüş ve 7 bronz kazanmıştım. Bu ilk altınım oldu ve çok mutluyum. Geçen yıl Varşova’da omzumdan sakatlandım ve Temmuz 2017 ile Nisan 2018 arası spordan uzak kalmak zorundaydım.
- Daha sonra koç Matthijs Rohlfs ile 5 dakikalık özel antrenmanlara başladım. Daha sonra bu süreyi yavaş yavaş uzattım. Temmuz başındadaki şampiyonadan sadece 3 hafta önce bir rakiple eskrim yapabilecek duruma geldim. Daha sonra epe branşında sadece 3 antrenman yapabildim turnuva öncesi...
“TÜRK HALKINA SEVGİ VE SAYGILARIMI SUNARIM”
- Dünya Şampiyonası’nın başlangıcına kadar, bir rakiple karşılaşabileceğim konusunda endişelerim vardı. Çünkü tekrar sakatlanmaktan korktum. Türk fizyoterapistler Yeşim Özkan ve Türkiye Milli Takım Koçu Yusuf Şahin ile bu konuda hakkında görüştük. Omuzum, dirseğim veya bileğimde acı hissedene kadar eskrim yapma kararı aldım.
- Daha sonra turnuvada eskrim yaparken, hiç acı hissetmedim. Bu sağlıklı geri dönüşten ötürü çok mutlu oldum. Sakatlığım sürecinde gerçekten eskrimi rehabilitasyonu ve bu sporu bırakmayı çok fazla düşündüm. Mental olarak çok zorlu bir süreçti. Ama şimdi, eskrim aşkım daha kuvvetli olarak geri döndüm. Türk halkına, sevgi ve saygılarımı sunarım... (Spor Arena)