Emre Belözoğlu teknik ekipte görev alacak mı? Açıkladı...
"Sezona iyi bir giriş yaptık"
Sezona iyi bir giriş yaptık. Bence sezonun ilk yarısını da iyi bir yerde bitirdik. İkinci yarının ilk iki maçıyla birlikte beklentiler oluştu. Sahanın içinde elimizden geldiğince performansı artırmaya çalışsak da bazı eleştirilen oyunlarımız oldu. Grafiğimiz inişli çıkışlı oldu. Oyuncu grubu olarak bazen sahanın dışına çıktık. Fenerbahçe yalnızlaştırılmaya çalıştığında daha reaksiyonel olabilirdik. Kaybettiğimiz bu 6 maçlık serüvende hemen hemen her maçta skora etki edecek hatalarla karşılaştık. Bunu da ne yazık ki söylemek zorunda hissediyorum. Biz bunu saha içinde net bir şekilde hissettik. Fenerbahçe’nin yalnızlaştırılmaya çalıştığını ne yazık ki hissettik. Övülecek oyunlarımız kadar eleştirilecek oyunlarımız da oldu. Karşımızda oluşan bu düzene de karşı koyamadık. Bu düzene isyan eden oyunlar sergileyebilirdik.
Şampiyonluk iddiası hakkında...
Matematiksel olarak şampiyonluk şansımız devam etse de şansımız azaldı. Bir takımda başarısızlık olunca herkes üzerine düşen sorumluluğu almalı. Önümüzde 6 tane takım var. Böyle bakarsak, şampiyonluktan ziyade Türkiye Kupası'na yönelip ilk 3'ü zorlamak gerçekçi olarak görünüyor.
Ali Koç ile ilişkisi
Başkanımızın her oyuncuyla olan ilişkisi samimi. Zor bir süreçte görevi devraldı. Fenerbahçe sevdalısı bir insan. Fenerbahçe'nin güzel günlerini herkesten daha fazla görmeyi hak ediyor. 3 Temmuz sürecinde vermiş olduğu desteği hiçbir zaman unutmayacağım. Kimse de unutmamalı. Benim gözümde sokakta yürüdüğünüzde Ali Koç dediğinizde herkesin adına Fenerbahçe gelir. Süreçle ilgili değerlendirmeler yapıyoruz. Kupaların geldiği süreçleri hayal ediyor. Teknik direktörlükle alakalı bir düşüncemin olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Ben Fenerbahçe'nin futbolcusu ve takım kaptanıyım. Yönetimimiz benimle alakalı hangi kararı verirse elimden geleni yapmaya çalışacağım. Olayın bir de geçmiş kısmı var. Ben, hiçbir zaman geçmişte tek başıma futbolcu olarak hareket etmedim saha içinde. 24-25 yaşından beri hemen hemen oynadığım her takımda kaptanlık yaptım.
"Ben kimseden görev istemedim"
Kimden ne görev isteniyorsa, bugün Emre Belözoğlu’ndan kaptan olarak saha içinde teknik ekibe yardımcı olarak bir şey isteniyorsa, ben elimden geleni yapmalıyım. Taraftarların hakkını ödeyemeyiz. Hepimiz Fenerbahçe'nin menfaatleri adına birleşmeliyiz. Ben kimseden görev istemedim. Bundan sonra da Fenerbahçe benden ne isterse yapacağım. Hayatımın her döneminde sorumluluk almaya çalıştım ve bundan hiç kaçmadım. Fenerbahçe için elimi taşın altına koymaktan geri durmadım. Fenerbahçe camiası Emre Belözoğlu'nu, Emre Belözoğlu da Fenerbahçe camiasını çok iyi tanıyor. Kendimi anlatmaktan ziyade 9 haftalık periyotta ne yapabilirim diye düşünüyorum. Ankaragücü maçında yaşamış olduğum sakatlık, benim için yeterince üzüntü vericiydi. Önümüzde Galatasaray maçı vardı. Takım 2-3 maçtır galibiyet alamama süreci yaşadı ve o süreçte takıma yardım etmek istediğim için üzüntü yaşadım.
"Bir kere bile kendimi Fenerbahçe'nin önünde görmedim"
Kaptanlık bir sorumluluk, kazanırken de kaybederken de yapılması gerekenler var. Sahanın içinde kazanma hissini gördüler de bana bu bandı layık gördüler. Kaptanlık ciddi bir sorumluluk. Bazen sahanın içinde öyle anlar oluyor ki, tüm takım arkadaşlarınızın düştüğünü veya çok olumlu bir skorda değişkenlik gösterdiğini, şımarmaya başladıklarını gördüğünüzde, sizin o değerlere hakim olduğunuzu takıma göstermektir. Bir kere bile kendimi Fenerbahçe'nin önünde görmedim, burada böyle bir oyuncuya da Fenerbahçe değerlerini anlatmaya çalıştık.
"Galatasaray'da defansif bir orta saha oynadım"
Oynadığım genç takımlarda genelde 10 numara girdim. Galatasaray'da defansif bir orta saha oynadım. 5 numara giydim. 5 numara, Oğuz Çetin ve Tugay Kerimoğlu’nun hep giydiği numaraydı. Gerçekten onlar gibi oyuncu çok az gelmeye başladı. Tugay abiye de buradan selamlar. Merkez orta sahada oynamak gerçekten büyük bir meziyet ister. Devamlı devam eden bu performansı oynamak kolay değil. Oğuz Çetin de, Tugay Kerimoğlu da benim gözümde çok özel 5 numaralardı.
Birçok teknik adamla çalıştım. Kariyerim içinde beni değiştiren ve geliştiren çok hoca oldu. Spesifik bir kişi üzerinden konuşmak yerine, her hocanın bana olumlu ve olumsuz katkıları oldu. Futbolu biraz daha uzun oynamama vesile olan teknik adam Diego Simeone’dir. Dünya üzerinde güncel olarak tüm teknik direktörleri elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum. Birkaç senedir teknik direktörlük hakkında, bu mesleği yapmam hakkında içimde olumlu duygular var. Benim benim bulunduğum takımda; kazanmayı devamlı bir keyif haline getiren, devamlı isteyen ve arzulayan bir takım olsun. Kaybetmekten de nefret eden bir takım olsun isterim. Bu da benim saha içindeki profilime uygun bir yapı olur diye düşünüyorum
Genç oyunculara, mesleklerini çok sevmeleri gerektiğini her zaman söylüyorum. Kendilerini sadece futbolcu olarak değil, sosyal hayatlarını da geliştirecek bir birey olarak görmeliler. Ne yazık ki Türkiye'de futbolcuların etrafında çok doğru profiller oluşmuyor ve onları ister istemez yanlışa sürüklüyorlar. Herkes hayalindeki mesleğe ulaşamıyor, bizler şanslı kişileriz.
Özkan Öztürk: ''Bugüne kadar değiştirdiğin formalardan en değerlisi hangisi?;''
Emre Belözoğlu: ''Yanlış anlaşılmasın ama kimseden forma değiştirmek için talepte bulunmadım. Annemin evde sakladığı birkaç forma dışında özel forma koleksiyonum yok."
Fenerbahçe'deki 2. ayrılık dönemi
Emre Belözoğlu: ''Bir oyuncunun veya bir teknik adamın ayrılmasının, 1 kişi üzerinden yorumlanmasını doğru bulmuyorum. O dönem, yönetimin aldığı bir karardı. Ben de Emre olarak, kendime yakışanı elimden geldiğince yapmaya çalıştım. Çok üzüldüm. Bir gün yönetici olursam, o takımın kaptanı kulüpten ayrılırken, çok daha doğru bir şekilde ayrılması gerektiğini etrafımdaki herkese söylemek adına çok büyük bir tecrübe oldu benim adıma. Fenerbahçe, benim için kırmızı çizgidir."
'Luiz Gustavo da benim gibi futbol tutkusunu ve sevgisini hiç kaybetmiyor. 'Antrenmanda onu bir çocuk gibi görebiliyorsunuz, kaybettiğinde nasıl sinirlendiğini görebiliyorsunuz. Kazandığında nasıl çocuk gibi sevindiğini görebiliyorsunuz. Fenerbahçe taraftarının istediği oyuncu tipi de bu. Camiamızın ve taraftarımızın, birçok oyuncumuza sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum. Baktığınızda bazen haklı tepkiler de oluyor. Oyuncularımız kendi seviyelerinin altında kalıyor, bu da üzüldüğüm bir nokta. Sevilmeyi herkes kaldırabilir ama sevilmemeyi herkesin kaldıramamasını hoş görmemiz gerekiyor. "
Milli Takım ile alakalı inşallah çok iyi bir süreç olur. Ülke futbolunun da buna ihtiyacı var. Çok iyi bir Milli Takımımız var. İyi bir grubumuz ve iyi bir iletişimimiz var. Güzel bir aile ortamı oluştu. Görev alırsak elimizden geleni yapmaya çalışacağız.
Özkan Öztürk: ''Inter formasıyla Lazio'ya attığın gol kariyerinin en iyi golü diyebilir miyiz?''
Emre Belözoğlu: ''En güzeli miydi bilmiyorum ama çok gol atmasam da, güzel goller atmak nasip oldu. Diego Simeone, hem oyuncu olarak rakibim oldu, hem de teknik direktörüm oldu. Şimdi, kendisi büyük bir teknik direktör oldu. Kazanmayı her zaman seven bir oyuncuydu, aynı şekilde devam ediyor."
2011'den bu yana Fenerbahçe'yi yalnızlaştırmaya çalışıyorlar. Gönül isterdi ki, şu an şampiyonluğa oynayan bir takımın kaptanı olarak konuşmak, mayıs ayının sonunda 2 kupa varmış gibi konuşmak. 1 tane kupadan uzaklaştığımız gerçeğini düşünerekten taraftarımız üzüldüğümüzü bilsinler.
Fenerbahçe, ne değerinden ne de gücünden hiçbir şey kaybetmez. Sezona genel anlamda baktığımızda, 30 küsür penaltının tekrarlanması gerekirken, ligde sadece 3 penaltı tekrarlanıyorsa ve 2 tanesi Fenerbahçe içinse. Başakşehir maçında geldiğimiz süreçte Fenerbahçe ligin en tepesinde, en büyük aday görülürken; son 6 maçta ne yazık ki skorlara direkt etki edecek hakem hataları, VAR'a gidilmeyişler, bu süreçleri düşündüğümüzde oyuncu grubu da bunu sorguladı. Hakkaniyetli bakıldığında, bizim lehimize de hatalar olmuş olabilir ama aleyhte olanları hesapladığımızda, arada bence çok ciddi bir fark var.