Futbolda parayla saadet olur mu?
10 yılda Galatasaray her bir şampiyonluk için 152 milyon Euro, Beşiktaş 197 milyon Euro, Fenerbahçe ise 713 milyon Euro futbolcu ücreti ödedi. İşte detaylar...
Soruya cevap ararken 4 kulübün halka açık şirketlerinin KAP’ta (kamuoyunu aydınlatma platformu) yayınlanan 2012-2021 yıllarını içeren 10 yıllık bağımsız denetim raporlarından ve www.transfermarket.com sitesinden faydalanıldı. Özetle 40 adet bağımsız denetim raporu incelendi. Analizi yaparken ana gider kalemi futbolcu ücretleri Euro üzerinden olduğu için bütün rakamları ilgili yılın ortalama Euro kurundan Euro’ya çeviridi. Böylece yıllar arası kurdan kaynaklı değişimler nedeniyle oluşan dalgalanmaların da önüne geçilmiş oldu.
Her mali yılı kendi içindeki yılın ortalama Euro kurundan hesaplandığı için bugünkü kurdan çevirip de hesap yapmak çok yanıltıcı olur. Mesela 2022 yılı Mart ayında kur 16,35 iken 2021 yılı mali dönem ortalama kuru 8,96, 2018 ise 4,50. Örnek olarak Beşiktaş 10 yılda ortalama 99 milyon Euro gelir elde etmiş. Bugünkü kurdan çevirmeye kalkarsanız yaklaşık 1,5 milyar TL yapar ki bu gerçek rakamın neredeyse üçte biri.
Aşağıdaki tabloya baktığımızda Beşiktaş’ın 100 milyon Euroluk gelirini baz alırsak Fenerbahçe’nin gelirinin % 23, Galatasaray’ın % 40 daha fazla Trabzonspor’un ise % 50 daha az olduğunu görüyoruz
G.Saray Sponsorluk & reklam ve maç hasılatı gelirlerinde fark attı
Galatasaray özellikle Sponsorluk & reklam ve maç hasılatı gelirlerinde rakiplerine büyük fark atıyor. Bu iki kalemde Beşiktaş’tan 26 milyon Fenerbahçe’den ise 10 milyon Euro yıllık ortalama daha fazla gelir elde etmiş. Lisanslı ürün satışlarında da Beşiktaş’ın İstanbul’daki rakiplerinin yaklaşık 5,5 milyon Euro gerisinde kaldığını görüyoruz.
Seyirci sayında G.Saray, doluluk oranında Fenerbahçe önde
Stat hasılatı kalemini incelediğimizde gelir farkının bilet veya kombine fiyatlarından ziyade seyirci sayısı ile ilgili olduğunu tespit etmek mümkün. En yüksek ortalama seyirci sayısının Galatasaray’da en yüksek stat doluluk oranının ise Fenerbahçe’de olduğunu, İstanbul kulüpleri içinde Beşiktaş taraftarının rakiplerine oranla takımını statta destekleme konusunda geride kaldığını görüyoruz. Seyirci sayılarında neden 10 yıllık değil de 3 yıllık ortalama alındı diye sorarsanız verinin alındığı transfermarket sitesinde geçmiş yıl verilerinde standart sapma çok yüksekti.
Transfer gelirlerinde F.Bahçe lider
4 büyük kulüp için gelirlerin yüzdesel dağılımına baktığımızda ilk iki sırayı Naklen Yayın ve Sponsorluk & reklam gelirleri alıyor. Fenerbahçe ve Galatasaray için maç hasılatı üçüncü sıradayken Beşiktaş için lisanlı ürün (mağaza) satışları Trabzonspor için ise futbolcu satış ve kiralama gelirleri üçüncü sırayı alıyor. Futbolcu satış ve kiralama gelirlerinde Fenerbahçe rakiplerine göre önde görünüyor.
Şimdi 4 büyük kulübümüzün 10 yılda ortalama giderlerinin nasıl göründüğüne ve paranın saadet getirip getirmediğine bakalım. Bu soruya hangi renk gözlük taktığınıza göre farklı cevaplar verebilirsiniz. Örneğin sarı kırmızı bir gözlük ile bakan en çok futbolcu ücretini biz ödedik ve karşılığını 5 şampiyonluk ile aldık derken Fenerbahçe taraftarı Beşiktaş’tan ortalama % 20 daha fazla futbolcu ücreti ödememize karşın Beşiktaş 3 şampiyonluk almış biz ise sadece 1 diyebilir.
Aslında esas resim tablonun ikinci satırında görmek mümkün. 10 yılda Galatasaray her bir şampiyonluk için 152 milyon Euro, Beşiktaş 197 milyon Euro, Fenerbahçe ise 713 milyon Euro futbolcu ücreti ödemiş.
10 yıl ortalamasına baktığımızda futbolcu ücretlerinin Tüm giderler içindeki payı 38% ile 44 % arasında değişiyor. Beşiktaş’ın diğer 3 kulübe oranla 2021 yılında oranın 40%’dan 29% düşmesinin temel nedeni finansman giderlerinin yüksekliği.
En düşük finansal borç Trabzonspor'da
Kulüplerin geleceği için en önemli konu olan finansal yükümlülüklere halk arası değim ile banka borçlarına bakalım. KAP’ta en son yayınlanan 30.11.2021 tarihli mali tablolara baktığımızda en yüksek finansal borcun Beşiktaş ile çok yakın olmakla birlikte Fenerbahçe’de en düşük finansal borcun ise Galatasaray ile çok yakın olmakla birlikte Trabzonspor’da olduğunu görüyoruz.
Finansal borçların detayına baktığımızda ise en yüksek faiz gideri İstanbul kulüpleri ile yakın olmakla birlikte Beşiktaş’ta en yüksek kur farkı giderinin ise açık ara Fenerbahçe’de olduğunu görüyoruz. Hatta Fenerbahçe’nin 10 yılda ödediği toplam kur farkı gideri Beşiktaş ve Galatasaray’ın toplamından dahi fazla. Kulüplerimiz 10 yıl boyunca bilançolarını koruyacak türev araçlardan (kur farkı etkisini azaltan finansal ürün) yararlanmış olsa finansal borçları bugünkü seviyesinden çok daha düşük olur ve görece sağlıklı bir finansal yapıya sahip olurlardı. Nitekim bankalar ile imzalanan borç yapılandırması sonucunda finansal borçların hemen hemen tamamı Türk Lirasına çevrildi.
Geçmiş 10 yılı inceledikten sonra sıra gelecek 10 yılı incelemeye, tahminlerde bulunmaya ve kulüplerimizin borç sarmalından kurtulmak için nasıl bir yol izlemesi gerektiğine geldi. Önce kulüplerin harcama alışkanlıklarını hiç değiştirmedikleri ve borç yapılandırmasının da mevcut hali ile devam ettiği takdirde ne olacağına bakalım. Gelir tahminini yaparken kulüplerimizin geçmiş 10 yıldaki gelir ortalamasında bir değişiklik olmayacağı varsayıldı. Özellikle yayın gelirlerindeki düşüş ve bugünkü kur seviyeleri nedeniyle çok iyimser bir tahmin olduğu konusunda haklı eleştiriler olabilir. Ancak 10 yıl içinde yeni gelir kalemleri yaratılabileceği gibi mevcut gelirlerde önceki 10 yıla göre bir artış olacağı düşüncesiyle olumlu ve olumsuz etkilerin birbirini dengeleyeceği öngörüldü.
Kulüplerimiz önceki 10 yılda olduğu gibi harcamaya devam eder ve kredi geri ödemlerine mevcut anlaşma şartlarına uygun olarak başlarlar ise Galatasaray hariç 3 kulüp yıllık ortalama 35 milyon Euro eksi hanesine ekler ki bu 10 yılda kulüp başına 350 milyon Euro birikimli zarar demektir. Galatasaray’ın finansal borcunun görece az olması nedeniyle hem kredi geri ödeme hem de faiz giderinin bilançolara negatif etkisinin de daha az olacağını bununla birlikte Trabzonspor’da aynı durum olmasına karşın gelirlerinin görece çok daha düşük olması nedeniyle zarardan kurtulamayacağını görmek mümkün
Yukarıdaki tablodan görüldüğü üzere futbolcu ücretleri, kredi geri ödemeleri ve faiz giderlerinin mevcut haliyle devamı halinde kulüplerimizin düze çıkması mümkün görünmüyor. İlk yapılması gereken tüm kulüplerin futbolcu ücretlerini önemli oranda düşürmeleri ve bunu da bir kulüp politikası haline getirerek her gelen yeni yönetimin bir harcama furyası başlatmasının önüne geçmesidir. İkinci önemli konu ise mevcut kredi yapılandırma anlaşmasının ikinci kez revize edilerek daha uzun vadeye yayılması olup yıllık taksitin azaltılarak kulüplerin hem borç ödemelerine hem de faaliyetlerini sürdürmelerine imkân verilmesidir.
Kulüplerin futbolcu ücretlerini düşürmesi şart
Şimdi hem futbolcu ücretlerinde azalma hem de kredi vadesinin 12 yıla yayıldığı varsayımı ile tabloya yeniden bakalım. Aşağıdaki tabloya göre Beşiktaş önümüzdeki 10 yıl boyunca futbolcu ücretlerini geçmişe göre % 40 azaltır ve 10 yıl boyunca bu politikayı sürdürürse artı değer üretmeye başlayabilir. Bunun için Trabzon’un yarı yarıya futbolcu ücretlerini düşürmesi Fenerbahçe ve Galatasaray’ın ise % 35 düşürmesi yeterli olacaktır. Önümüzdeki 10 yıllık süreçte Fenerbahçe kulübü Beşiktaş ve Trabzonspor’a göre Galatasaray ise 3 kulübe göre büyük bir fark ile kar biriktirecektir. Bu nedenle Galatasaray ile aradaki mali farkın büyümemesi için Beşiktaş Fenerbahçe ve Trabzonspor’un çok daha iyi çalışması daha düşük bütçeler ile şampiyonluğu hedeflemesi çok kritik. Örneğin Beşiktaş yıllık 34 milyon Euro yerine yılda 25 milyon Euro harcayarak şampiyonluklar elde ederse 10 yılda 100 milyon Euro biriktirerek geleceğe daha güvenle bakacak yarattığı bu artı değer ile altyapının ihtiyacı olan tesisleri bitirme imkânına kavuşacaktır.
Kulüplerin nakit akışlarına uygun bir yenileme yapılması gerekiyor
Banka kredilerinin 2+7 olan yani 2 yıl ödemesiz 7 yıl vadeli (2022 yılında başlıyor) olan mevcut şartlarının ödemesiz dönemi olmadan 12 yıla çıkarılması halinde özellikle Beşiktaş’ın ve Trabzonspor’un ancak artıya geçebildiği yukarıdaki tablodan görülüyor. Bu nedenle artık son bir kere ve gerçekten kulüplerin nakit akışlarına uygun bir yenileme yapılması şart. Neden ödemesiz dönem öngörülmedi diye soru olabilir okuyucuların kafasında. Kulüplerimiz ne yazık ki banka kredi taksidi ödemesi olmadığı zaman yarın borç ödemesi için lazım olacak diye biriktirmek yerine daha fazla harcama yapmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle hemen kredi taksidi ödemeye başlayarak bugünden disipline girmek daha iyi olacaktır.
Mali disiplinden ödün verilmemeli
Kulüplerimizin değerli yöneticilerinin ve onları seçen değerli genel kurul üyelerinin taraftar şapkalarını en az 10 yıl boyunca naftalinleyerek dolaba kaldırmaları yanında x, y, z futbolcuyu getireceğim ve rakiplere çalım atacağım diyene değil her türlü taraftar ve medya baskısına göğüs gererek mali disiplinden asla ödün vermeyeceğim diyen başkan adaylarına prim vermeleri çok önemli.
Başkanların sportif başarı için para harcamalı ve şampiyonlar ligine gidip para kazanmalıyız yanılsamasından kurtulmaları şart. 50 milyon Euro yerine 100 milyon Euro harcama yapmanın ne yazık ki şampiyonlar ligi açısından maddi bir faydası yok. Olsaydı defalarca şampiyonlar ligi bileti kazanan Beşiktaş ve Galatasaray’ın mali durumu bugün çok daha iyi olurdu. Fark yaratmak için çok daha büyük rakamlar harcamak gerekli ancak böyle bir imkân da bizde yok maalesef. Bu durumda ayağımızı yorgana göre uzatmalı her ek harcamanın marjinal faydasının olup olmadığını dikkatlice hesaplamalıyız.