Ergin Ataman: "Türkiye'nin dünyanın en iyisi olduğunu düşünüyorum"
KÖTÜ ÖRNEK (!) OLUYORLAR
Ataman, “Yemek yapıyor musunuz?” sorumuza ise şöyle yanıt veriyor: “Yemeği yemesini seviyorum. Yemek yapmayı gündeme getirmek bile sakıncalı (gülüyor). Sosyal medyada bazı oyuncuları eşim mutfakta yemek yaparken görünce, bunu kafama vuruyor. ‘Oyuncuların yemek yapıyor. Sen niye mutfağa girmiyorsun’ diye. Geçen akşam mutfağa girdim, elektrikli fırın açık. Fırına elimi sürmediğim için eşime seslendim, ‘Bu nasıl kapanıyor” diye. Dedi ki ‘Yangın olsa dışarı çıkacaksın.’ Elektrik ocağının nasıl kapandığını bile bilmiyormuşum o Tesisleri 2 kadar alakam yok.”
Karantina günleri nasıl geçiyor, hayatınızda neler değişti?
Tabii ki çok şey değişti. En önemlisi adrenaline ve sürekli dinamik bir hayata alışkınken şimdi sabah uyandığım zaman sadece o gün tekrar evde oturup, biraz çalışıp, film seyretmek, çocukla oynamakla geçiyor günlerimiz. Bu çok müthiş bir değişim bizim hayat tarzımız için. Biz normalde bir ayda 15-20 günü evin dışında geçiriyorduk. Şimdi her gün bir hafta gibi geçiyor.
Yenge sıkıldı mı sizden?
Aileyle beraber olmak güzel de tabii ki yıllardır alışık olduğumuz düzenin dışına çıkınca, evin içinde de harpler oluyor.
Gıda stoğu yaptınız mı?
Yok, herhangi bir stok yok. Biz sadece haftalık alışveriş yapıyoruz. Çünkü tedarik, gıda sisteminde Türkiye’nin dünyanın en iyisi olduğunu düşünüyorum. Stok yapmaya ihtiyaç duymuyoruz. Ama markete daha az gitmek için haftalık yapıyoruz.
Sipariş mi veriyorsunuz, alışverişe mi çıkıyorsunuz?
Bizim oturduğumuz sitede büyük bir market var, oraya gidip maskemizi takıyoruz ve kendimiz alıyoruz.
Alışverişten sonra gıdaları hemen kullanıyor musunuz?
Alışverişten sonra paketleri yaklaşık 2 saat balkonda tutuyoruz, havalandırıyoruz. Ondan sonra da kapalı olan kutuları kolonyalı bezle silip, dolaba koyuyoruz. Bu salgın bittiği zaman hepimiz toplum sağlığı konusunda uzman diploması alabiliriz her halde.
İtalya’daki dostlarınızla görüşüyor musunuz?
Çok sık görüşüyorum. İtalya’da sağlık sistemi bizimki kadar güçlü değil. Genelde aile hekimleriyle işi götürüyorlar. O yüzden bu yükü sistem taşıyamadı.
TAM ZAMANINDA DURDUK
Ataman, “Ben Euroleague yönetiminden çok Dünya Sağlık Örgütü’nü sorumlu görüyorum. Onlar pandemi ilan etmekte geç kaldı. Euroleague tam zamanında durdu” diyor.
Euroleague’e karşı eleştiriler var maçları geç durdurdu diye, katılıyor musunuz buna?
Benim eleştireceğim en önemli konu, dünya sağlık teşkilatının bunun bir pandemi olduğunu geç açıklaması. Euroleague orayı takip etti. Aynen futbolda olduğu gibi. UEFA’da olduğu gibi. Euroleague’in tek başına bir hata yaptığını düşünmüyorum. Bütün hepsi aynı anda karar verdiler. Bir iki takım dışında hastalık belirtisi yok. Bu iyi bir şey ama bu futbol için de geçerli. Futbolda da birkaç vaka dışında, özellikle sporcu bazında vaka görülmedi. Aslında tam da zamanında liglerin durdurulduğunu düşünüyorum. Belki bir hafta daha gecikilseydi, sporcularda da ciddi anlamda bir sıkıntı olabilirdi.
Fenerbahçe’ye geçmiş olsun dileklerinizi ilettiniz, telefonla da görüştünüz mü?
Hastalığı hastanede geçiren Cenk Renda takım menajeri iyi arkadaşımız. Oradan aldığımız haberler var. Ama çok şükür ağır bir vaka olmadı. Fenerbahçe Kulübü de isim açıklamadı. Hangi oyuncuların pozitif olduğunu da bilmiyoruz.
HİÇBİR SPORCUM BIRAKTIĞIM GİBİ OLMAZ
Ergin Ataman, “Euroleague yaz aylarında oynamayı planlıyor. Bize 1 ay hazırlık süreci verilecek. Bunun 15 günü yabancıların karantinası, 15 günü hazırlık için” diyor.
Takım ne kadar sürede hazır olur?
Euroleague maçları yaz aylarında oynatmayı planlıyor ama oynanmadan bir ay önce takımlara hazırlık programı verecek. Bunun iki haftası yurt dışından gelecek olanların karantinası olarak düşünülüyor. İki haftalık da bir takım antrenmanı yapacağız. Bir anda başlamayacak. Böyle bir aradan sonra ancak 3 haftada hazır olurlar. Ama performanslarının yüzde yüzüne ulaşamazlar. Sezon başındaki pozisyonuna gelirler. Yani yüzde 70-80’e gelebilir. Tabii ki bu dönemde yatmamak kaydıyla.
Sezonun en formda takımıydınız, şimdi yeniden başlamak riskli mi?
Bu bir risk bizim için. Biz sezonun en formda takımıydık. Hem Euroleague hem de Türkiye liginde lideriz. Aynı ritmi başlar başlamaz yakalayabilir miyiz? Bu bir risk. Buna yönelik oyuncularımızı takip ederek süreci geçiriyoruz. Sonuçta bütün takımlar eşit olacağı için yüzde 70-80’le oynayabilirler. Hiçbir oyuncu bıraktığımız gibi olmaz.
Sarp’la (oğlu) neler yapıyorsunuz?
Sarp’la daha çok satranç oynuyoruz. Ondan sonra Uno oynuyoruz. Hava güzelse küçük bir bahçemiz var, orada basket, futbol oynuyoruz. Akşamları film seyrediyoruz. Çocuk filmi izliyoruz. Bu akşam (dün) ‘Amatör’ diye bir film seyredeceğiz. 15 yaşındaki basketbolcunun hayatını konu alıyor. Spor ağırlıklı filmler seyrediyoruz. Komedi izliyoruz. Bunun dışındaki zamanlarda da haberleri takip ediyoruz.
Oyunlarda kim kazanıyor?
Sarp da babası gibi kaybetmeyi hiç sevmiyor. Bu bir oyun olduğu için de genelde günün sonunda Sarp kazanıyor. Mızıkçılığı da var. Genelde kazanan Sarp oluyor. Sarp kazanmazsa oyun bitmiyor.
TESİSLERİ 2 SAAT AÇIYORUZ
Ataman: “Sporcularımız bireysel olarak çalışmalarına devam ediyorlar. Hepsinin evlerinde koşu bantları, ağırlık malzemeleri var. Onun dışında tabii ki müsait olanlar sitede yaşayanlar, sitenin bahçesinde koşarak da bir takım aktiviteler yapıyorlar. Onun dışında günde 2 saat de antrenman tesislerini açıyoruz. Oraya gelmek isteyen oyuncumuz olursa da bir tane nöbetçi antrenör görevlendirip, temassız şekilde ihtiyacını gideriyoruz.”
KARAMSARLIK YOK KURALLARA UYALIM
Ataman: “İnsanlara tavsiyem birlik olmak. Hep beraber... Bugünler geçecektir. İnsanlığın, teknolojinin, bilimin bunu bertaraf edeceğini düşünüyorum. Ama burada karamsarlığa kapılmadan, sabredip, kurallara uyup, devletin çizdiği ve bize göstermiş olduğu şekilde yaşayalım. Böylece hastalıktan çıkacağız. Pozitif olalım ama tedbiri bırakmayalım.”
ÖNLEMLER İYİ VE YERİNDE
Ataman: “Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda devletin hareket ettiğini görüyorum. Bilim Kurulu Türkiye’de hiç vaka çıkmadan önce bu tedbirleri önerseydi, daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Çünkü biz Çin, İran, İtalya, İspanya bu salgınla uğraşırken, sanki bize hiç gelmeyecekmiş gibi davrandık. Toplum olarak böyle bir hava vardı. Sonraki önlemlerin gayet iyi ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Ancak insanlar da bu konuda gerekli özeni göstermeli. Sadece resmi makamların talimat ve telkinleriyle olmaz, insanlar da hem kendisini hem de karşısındaki koruması gerektiğini düşünmeli ve bu bilinçle hareket etmeli.”
ELLERİNİZİ YIKAYIN TEMASTAN KAÇININ
Ataman: “En önemli önlem eve her geldiğimizde elleri yıkamak. Temastan kaçınmak. Mesela kulüpte bilgisayarım vardı, bilgisayarımı alınca da dezenfekte ettim. Hem başkalarını hem kendimizi korumalıyız.”