Ersun Yanal: 'Kişileri tartışmaktan...'
Türkiye'nin en deneyimli, kariyeri başarılarla dolu teknik adamlarından biri Ersun Yanal... Şu sıralar ligin durumu ve şampiyonluk yarışından ziyade, Türk sporunun sorunlarına yoğunlaşmış durumda... İl il, okul okul gezip sporda altyapı ve eğitimin önemini anlatıyor. Biz de Yanal ile bir araya gelip, neden böyle bir proje başlattığını konuştuk.
Tecrübeli hocanın, neden altyapıdan bu kadar az oyuncu çıktığına yanıtı ise şöyle:
- Takımlarımız o kadar çok skora odaklandı ki, kişileri tartışmaktan, soruları ve sistemi tartışmayı unutuyoruz. Sanki kişiler gittiğinde sorunlar düzelecek. Hayır, görüyoruz ki sorunlar daha da artıyor. Bu bir sistem problemi. Bugün Federasyonumuz, Federasyon Başkanımız, kulüplerimiz eleştiriliyor . Bu sistemle bu iş artık gitmiyor. Kendisini belli bir standartta tutup aynı zamanda yarışmak isteyen ama skor kültürüne de mahkum olmuş ve bir süre sonra doğru giderken baskı ve problem yüzünden yarı yolda hatalı kararlar alan ve bu kararlar doğrultusunda kişiselleşmeye dönüp o kişiselleşmeler yüzünden bırakıp ayrılanlar olacak. O yüzden bizim gibi belli görevler yapmış insanların bir araya gelerek sistemin nasıl düzeltilmesi gerektiğini tartışmamız gerekiyor. Bunlardan bir tanesi de altyapı. Futbol, voleybol ve basketbol gibi sporlardan farklı olarak, ilgi başladığı andan itibaren çok küçük yaşlarda başlanması gereken bir spor. Altyapılarda, özellikle ekonomik durumların daha iyi takip edilip denetlenebileceği, kişilerin sonuna kadar hesap verebilecekleri bir şeffaflığa ve düzene ihtiyaç var.
Yanal, altyapı takımlarından çıkıp A takıma giren oyuncuların uyum sorununu da şu şekilde açıklıyor...
- Oyuncuların olgunlaşma süreçleri var. Bir oyuncu, bakıyorsunuz çok yetenekli, ama psikolojik, sosyal ve kültürel anlamda yaşıyla yetenek yaşı arasında ciddi bir fark var. Belki 16-17-18 yaşına kadar birikimleri onu idare etmiş olabilir. Ama yarışma safhasına geldiğinde şartlar farklılaşıyor. Masum bir oyun ortamından kişisel hırsların döndüğü bir ortama giriyorsun. O psikolojiyi kaldırmayabiliyor. Skorun hakim olduğu, başarı kriterinin birincilikten geçtiği ve paylaşımların para olduğu bir yerde bir oyuncunun "olacak mı olmayacak mı?" kaygısını mı tercih edersiniz, yoksa o seviyedeki hazır bir oyuncuyu getirmeyi mi? Böyle bir duruma dönüştü. Ne var ki, skordan uzak, sadece yetiştiriciliğe odaklanmış olmak da bazen problem. Bu ikisin birleştiği bir ortam yaratmak gerek. Büyük kulüpler oyuncu yetiştiremez deniyor. Beşiktaş bunu yaptı. Kendi altyapısından oluşturduğu takımla 3 yıl üst üste şampiyon oldu. Aynı şekilde Galatasaray da altyapı oyuncularıyla büyük bir başarıya gitti. Barcelona altyapısında A takıma katılan oran yüzde 50'nin üstünde. Bu işin büyük takımlar seviyesinde de yapılabildiğini görüyoruz.
"Ben inanıyorum ki biz sıradaki Avrupa Şampiyonasını alacağız. Federasyonumuz Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, herkes çalışıyor ve Türkiye'ye mutlaka alırız. Alacağız da. Diyelim aldık, önümüz de belli bir zaman var. Burada bir vizyon çalışması yaparak orayı hedefleyeceğimiz bir yol haritası çizmek gerektiğine inanıyorum. Bizim bunu yapacak gücümüz var. Başka ülkelerden bunun feyzini almamıza da gerek yok."
Altyapıdan çıkan oyuncuların Avrupa'ya gidip bir süre sonra dönme nedenlerini; Cengiz ve Enes gibi yeteneklerin nasıl başarıyı yakaladıklarını da konuşuyoruz...
- Ülke oyuncuları olarak bazı şeyleri biraz ıskaladık. Türkiye'nin başarılı olduğu dönemde Tugay Kerimoğlu çok büyük bir başarı gösterdi. Orada gösterdiği profesyonellik ve sağladığı uyumla ülkemize çok fazla şey kazandırdı. Keşke diğer giden oyuncularımız da aynı değerle dönseydi. Bu durum oyuncuların ve ligin itibar puanını düşürüyor.
İzlanda 350-400 bin nüfuslu bir ülke. Küçük dokunuşlarla büyük işler yapabilirler, işleri kolay. Biz ise birkaç ilde bile bunun modelini uygulayamıyoruz. Orada herkes kazanılıyor ve değerlendiriliyor. Antrenör kalitesi artırılıyor. Ama burada yapılacak düzenleme de buraya uygun olmalı. Buraya birçok ülkeden altyapı antrenörü geldi. Ancak bizim ülkemiz başka bir demografik yapıya sahip. Bizim onlarla aynı yerde, düşüncede olmamız mümkün değil.
"Birçok kulüp başkanının bu farkındalıkta olduğunu biliyorum ama ortak çalışmaya ve konsensusa ihtiyaç var. Bunlardan bahsettiğimizde herkesi eleştiriyorlar. beni de eleştirdiler, kişiselleştirdiler.. Ama aynı başarısızlıklar devam ediyor. "