Fark yaratmak gerek - 2
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte futbolda da her gün birçok yenilikle karşılaşıyoruz. 2016-17 sezonunda Bundesliga'yı 4. sırada bitiren Hoffenheim idmanlarda "Videowall" isimli yeni bir teknoloji denerken Guardiola hayranı genç bir antrenör futbolcuların maç önü konuşmalarına daha iyi konsantre olması için bir video oyunu geliştirdi. İstatistik ve verilere oldukça önem veren Brentford ise teknoloji kullanımına ek olarak sürpriz bir kararla altyapısını kapattı ve İngiltere'de yeni bir çağ başlattı. İşte bütçe olarak rakiplerinin gerisinde olan takımların aradaki farkı kapatmak için yaptığı inovatif aksiyonlar...
Biri onları gözetliyor ve anında müdahale ediyor!
İlk olarak en yenisiyle başlayalım. Hoffenheim, 4 Temmuz tarihinde idmanlarda "Videowall" isimli bir cihaz kullanacaklarını ve bunu bir hafta boyunca deneyeceklerini açıkladı. Bu teknolojiyle birlikte antrenör kadrosu eş zamanlı olarak oyunculara nerelerde hata yaptıklarını ve sonrasında da doğru yolu gösterebilecekler. Hem de oyuncuların saha kenarına gelmesine gerek kalmadan o esnada bulundukları yerde.
Kulübün IT ve Spor İnovasyonu Direktörü Rafael Hoffner, Videowall'la ilgili şunları söyledi: "Videowall'u bir hafta boyunca deneyeceğiz. Onun gece, gündüz, her türlü hava koşulunda nasıl tepkiler verdiğini gözlemleyeceğiz."
Sistemin oluşturulmasında kulüple birlikte bir İsrail firmasının da desteği olmuş. Test süresi boyunca bütün oyuncuların sahanın herhangi bir yerinden video görüntülerini rahat bir şekilde izleyip izleyemedikleri de belirlenecek.
6 metre genişliğinde 3 metre uzunluğunda olan cihaz sahanın kenarında orta saha çizgisi hizasında bulunuyor. Toplamda 4 tane kamera mevcut. Bunlardan ikisi cihazın tepesinde yer alırken diğer ikisi kale arkalarına yerleştirilmiş. Bu teknoloji sayesinde antrenörler oyunu durdurup nelerin geliştirilebileceğini oyunculara anında aktarabilecek. Ve bunu da istediği kamera açısından gerçekleştirecek.
Takımın 29 yaşındaki teknik direktörü Julian Nagelsmann da teknolojinin kendisine düşen kısmıyla ilgili bilgiler verdi: "Eğer test başarıyla tamamlanırsa oyunculara oldukları yerde görüntü üzerinden çözüm sunma fırsatımız olacak. Bunun için benim elimde kameraları kontrol eden bir iPad olacak. Oyunu durdurduğumda iPad üzerinden çözüm önerilerimi gösterme şansı yakalayacağım."
Altyapıyı kapatıp sistemin açıklarından yararlanmaya çalışan bir kulüp! Böyle şey mi olur demeyin....
İngiltere Championship ekiplerinden Brentford 2015-16 sezonunun sonunda U8'den U21'e kadar olan bütün altyapı takımlarını kapattığını duyurdu ve yola sadece 17-20 yaş aralığında futbolculardan oluşan bir B takımla devam etme kararı aldı. İlk bakışta pek anlam verilemeyen bu hamlenin arkasında aslında oldukça basit bir mantık var. Önce biraz başa saralım.
Brentford öyle sıradan bir kulüp değil. 5 yıl önce takımı satın alan Matthew Benham servetini önce bahiste kazandıklarıyla sonra da kurduğu bir bahis firmasıyla yapmış bir isim. İstatistiğe ve analitik düşünmeye oldukça önem veren Benham, aynı zamanda 2015-16'da Danimarka Ligi şampiyonu olan Midtjylland'ın da sahibi. (Hikayesini burada okumuştunuz.)
Brentford Futbol Direktörü Rasmus Ankersen takımın felsefesini şu sözlerle anlatıyor: "David'in Goliath'ı yenmesi için farklı bir silah kullanması gerekmişti. Eğer David aynı silahı kullansa savaşı kaybederdi. Kendi silahınızı bulmanız gerek. İşte Brentford'un olayı bu."
İngiltere U16 Milli Takımı'nın yıldızlarından Ian Carlo Poveda, Brentford altyapısında geçirdiği iki sezonun ardından Manchester City'nin yolunu tuttu. Bundan birkaç ay sonra Josh Bohui, Manchester United tarafından transfer edildi. Brentford bu iki transferden toplam 60 bin Pound elde edebildi. Bunun nedeni 18 yaşına girmemiş futbolcuların profesyonel sözleşme imzalayamamaları ve bu transferlerde cüzzi bir yetiştirme bedelinin ödenmesi. Yani Brentford'ın 8 ila 16 yaşları arasındaki futbolcularını elinde tutması ya da onlardan iyi bir gelir elde etmesi mümkün değildi. Ve onlara harcadıkları paranın karşılığını da alamıyorlardı. İngiliz ekibi işte bu sebeple akademisini kapattı ve yola sadece bir B takımla devam etme kararı aldı.
Ankersen B takımın mantığını ise şöyle açıklıyor: "Eğer aynı oyunu oynamaya devam edersek kazanamayacağız. Başka bir oyun oynamalıyız. Biz de dedik ki "Tamam, beyaz bir sayfa açalım. Peki nasıl fark yaratacağız? Sistemdeki açıkları nasıl göreceğiz?" İşte burada "Transfer" dedik. Premier League akademilerinden serbest kalan birçok futbolcu oluyor. Bazen hatalar yapıyorlar. Bizim amacımız Jamie Vardy'leri bulmak."
Brentford, B takımına transfer yapmak için hem İngiliz kulüplerinin gözden çıkardığı oyuncuları hem de İngiliz futboluna adım atmak isteyen denizaşırı ülkelerdeki futbolcuları hedef alıyor.
2016-17 sezonunda 4 tane B takımı futbolcusu A takımla maçlara çıkmış. Bu, son 10 yılda akademiden yetişip A takımla maç yapmış oyuncuların sayısından fazla. B takımı bir rezerv takım olarak değil de A takıma paralel bir takım olarak görülüyor. Geçen sezon B takımından futbolcular toplamda 395 idmanı A takımla yapmışlar. B takımı sezon içinde hem akademi liginden takımlarla hem de Avrupa devlerinin rezerv takımlarıyla maçlar yapıyor. Ama bazı futbolcular A takıma yükseldiklerinde haftada 3 maç temposuna mental olarak hazır olamadıklarını yönetime iletmiş. 2017-18 sezonunda B takımına buna göre bir maç fikstürü ayarlanması gündemde. Brentford transferde tahmin edileceği üzere hak ettiği değerin altında kalan futbolculara yöneliyor. B takımı ocak ayında 18 yaşındaki İsveçli kanat oyuncusu Henrik Johansson'u transfer etmiş. Kendisi Brezilyalı efsane Garrincha'nın torunu. Bu transfer o dönem Halmstadt forması giyen oyuncu hakkında toplanan veriler ışığında gerçekleştirilmiş. Elbette transferlerde sadece veriler kullanılmıyor. Geleneksel yöntemler de işin içinde. Mesela oyuncuların yabancı bir kültüre adapte olup olamayacakları analiz ediliyor. B takıma yapılan transferlerde 10 scout raporu hazırlanırken bu sayı A takıma geldiğinde 25'e çıkıyor. Brentford bu sistemle hem ucuza oyuncu kaptırmanın önüne geçerken hem de gözden çıkarılmış birçok ucuz oyuncuyu kadrosuna katıp onları A takım için hazırlama fırsatı yakalıyor. Maç öncesi yapılan taktik konuşmalarına yeni boyut! Manna da tıpkı Guardiola gibi futbolcu. Tarz olarak da ona benzediğini söylüyor: "Çok inceydim. Diğerlerinden fazla koşmaz, topa sert vuramaz, kafa topuna çıkamazdım. Pep'in yaptığını yapardım. Olan biten oyuna dair bir hissinizin olması." Manna o kadar büyük bir Guardiola hayranıdır ki daha henüz 2004'te, yani Guardiola'nın futbol kariyeri devam ederken onun futbol felsefesini savunan yazılar yazmaya başlar. 2006'da blog açmaya karar verir ve "Paradigma Guardiola" adlı blog işte böyle doğar. Rosario Üniversitesi'nde İletişim okuyan Manna daha sonra Dijital İletişim alanında yüksek lisans yapar. Antrenörlük kariyerine başlangıcı ise tesadüfler zinciri sayesinde gerçekleşir. Guardiola 2006'da Arjantin'e geldiğinde ona aralarında Bielsa'nın biyografisinin de bulunduğu 5-6 kitap hediye eder. Guardiola bu buluşmanın ertesi günü içinse Bielsa ile sözleşmiştir. Sabah kısa bir sohbet gerçekleştirilmesi planlanırken tam 11 saatlik bir görüşme gerçekleşir Bielsa ile Guardiola arasında. Guardiola görüşmenin ardından Manna'ya şu mesajı atar: "Az önce futbolla ilgili en çok bilgiye sahip adamla birlikteydim." Bielsa bu görüşmede Guardiola'ya kitabını hediye eden kişinin Manna olduğunu öğrenmiş. 2 ay sonra Bielsa ile ortak bir tanıdıkları kendisini Bielsa'nın çalışmalarını görmesi için yanına götürür. 2007'de Bielsa, Şili Milli Takımı'nı çalıştırmaya başladığında Manna analist olarak teknik ekibe dahil olur. Henüz 23 yaşındadır ve Bielsa ile birlikte büyük bir gelişim kaydetmiştir. 2010 Dünya Kupası'nda Şili'nin teknik ekibinde yer alır ve orada Jorge Sampaoli'nin asistanlarından biriyle tanışır. Sonrasında Facundo Sava ile birlikte önce Union Sante Fe sonrasında da San Martin (SJ) macerası başlar. Manna video oyunu projesini burada şekillendirir. Projenin adı "Sandball"dur. Amaç idman ve takım konuşmalarına yeni bir boyut kazandırmak. Manna şöyle açıklıyor: "Hocanın konuşması ve futbolcunun dinlemesi olayını değiştirmek istiyorduk. Amacımız daha interaktif bir şeylerdi. Üniversitede gördüğüm programlar sayesinde Sandball'u tasarladık. Takım konuşmalarında başınıza gelecek en kötü şey hocanın çok fazla konuşmasıdır. Daha fazla etkileşim olmalı."
Sandball aslında FIFA benzeri bir video oyunu. Her oyuncu bir joy sticke sahip. Normal bir şekilde maçlarını yapıyorlar ve bu sayede onlara eksikleri ve ne yapmaları gerektiği gösteriliyor. Mesela bir sonraki maçta yavaş bir sağ bekle karşı karşıya gelecek olan bir sol kanat oyuncusu maç öncesi neler yapması gerektiğini bu sistem sayesinde daha kolay kavrayabiliyor. Manna, Facunda Sava ile çalıştığı dönemde kullanmaya başladıkları bu sistemin farkını ve oyuncular üzerindeki etkisini şu sözlerle anlatıyor: "İdman sonrası konuşmalarda fark ettim ki futbolcular 6 ila 8 dakika sonra konsantrasyonlarını kaybediyorlar. Ama Sandball'la birlikte bilgisayar başına oturduğumuzda yüzlerindeki ifade bir anda değişiyor. Bu sayede oyuncular, hocanın fikirlerini çok daha kolay bir şekilde kavrayıp maçlarda uygulayabiliyor." İlk başta Beta sürümü olan Sandball, 2015'te yapılan 550 bin Dolar'lık yatırımla orijinal halini almış. Şili o sene bu sistemin de katkısıyla Copa America'da şampiyonluğa ulaştı. Elbette ki Matias Manna o dönem Şili Milli Takımı'nı çalıştıran Jorge Sampaoli'nin teknik ekibinde yer alıyordu. (O dönemle ilgili ilginç bir not: Kampa çok geç katılan Vidal ve Medel, Sandball sayesinde önceden ne yapmaları gerektiğini öğrenmişler. 2016'da Sampaoli ile birlikte Sevilla'nın yolunu tutan Manna, İspanya'da bu sistemi kullanmadıklarını söylüyor.)
Matias Manna, Arjantinli futbol aşığı bir adam. Henüz 1990'lı yılların başında İspanya Ligi, Arjantin'de yayınlanmaya başlayınca Cruyff'un Barcelona'sına hayran kalmış. Özellikle Guardiola onun için büyük bir anlam ifade ediyor. İngilizce öğretmeni olan annesi Madrid'e gittiğinde forma satan kişi Real Madrid forması vermek yerine Barcelona'nın 4 numaralı formasını vermiş, yani Guardiola'nın giydiği formayı.