Faruk Koca’nın Futbolumuza Yumruğu
Ajansspor yazarı Fatih Cumhur Sarıkan, hakem Halil Umut Meler'in görevinden istifa eden Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca'nın yumruklu saldırısına uğramasını değerlendirdi.
"FIFA’nın sportif değil, siyasi bir yapı olduğunu söyleyebiliriz"
Futbol, dünyada en popüler spor branşı. Bu “oyunu” küresel ölçekte ve çok disiplinli bir perspektifle ele alan “Futbol ve Küreselleşme” kitabının yazarı Fransız sosyolog Pascal Boniface’e göre "Dünya jeopolitik açıdan bir süredir çok kutuplu bir yapı kazanıyor. Futbol ise çok uzun zamandır zaten çok kutuplu." Boniface, futbolun demokrasiden, piyasa ekonomisinden, hatta internetten çok daha önce küreselleştiğini söylüyor. FIFA - Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği bir karar aldığında, bu karar Birleşmiş Milletler kararlarından bile daha fazla saygı görüyor. FIFA, üyeleri üzerinde gerçek bir otoriteye sahip; yaptırım gücü ve etkisi açısından FIFA’nın sportif değil, siyasi bir yapı olduğunu söyleyebiliriz.
Davranış bilimciler insanın sosyal olduğu kadar siyasi bir varlık olduğunu öne sürüyorlar; bu açıdan “siyasetin futbola karışması” ile kast edileni anlamakla birlikte, ifadenin sorunlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü siyaset zaten toplumsal yaşama dair her şeyin içinde; çünkü insan yaşamındaki her unsur zaten siyasi!.. Esas olan, futbolun hiçbir sorununun çözümü için siyaset merciine başvurma gereği duymaması, kendi özerk yapısı içinde, kendi kurum ve kuralları ile kendi doğasına en uygun çözümleri bulabilmesi, uygulayabilmesi...
"Asıl nakavt olan maalesef futbolumuzdu"
Bir futbol karşılaşmasındaki hatalı -ki bu hatalar şüphesiz tartışmaya açık- hakem kararlarının yaptırımı MHK tarafından belirlenir. MHK’nin görevini layıkıyla yerine getirmemesi, hakem kararlarıyla “mağdur” olduğunu iddia eden tarafların, hakem hakkında hüküm verip, bizzat uygulamasına gerekçe olamaz. En azından yasaların tanımladığı, görev, yetki ve sorumlulukları olan kurumlar üzerinden topluma hizmet eden bir hukuk devletinde, olamaz!.. 11 Aralık Pazartesi akşamı Faruk Koca’nın yumruğu, hakem Halil Umut Meler’i Eryaman Stadı çimlerine düşürdüğünde, asıl nakavt olan maalesef futbolumuzdu. Futbol tarihinde, herhangi bir ülkenin en üst liginde mücadele eden bir kulüp başkanının maçın hakemini yumruklamasına dair bir kayıt var mı, bilmiyorum; ben rastlamadım...
"Bu duruma bir yumrukla gelmedik"
Öte yandan Faruk Koca’nın yumruk darbesi tek başına, ne Halil Umut Meler’in kariyerini ne de futbolumuzu bitirmeye yetmeyecek olsa da 11 Aralık akşamı düştüğümüz “başkasının yaptığından utanma” ve “masum değiliz hiçbirimiz” durumlarına bir yumrukla gelmedik elbette... 11 Aralık akşamı nakavt oluncaya kadar, yalnızca son on yıllık geçmişinde futbolumuzun aldığı ağır darbeleri birlikte hatırlamaya ne dersiniz:
09.2013: BJK – GS karşılaşmasının son dakikalarında tribündeki taraftarların sahaya inmesi
04.2015: Rizespor karşılaşması dönüşünde FB takım otobüsünün, içindeki kafileyle kurşunlanması
10.2015: Gaziantepspor karşılaşması sonrası, dönemin TS Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun maçın hakemlerini saatlerce soyunma odasında alıkoydurması
04.2018: TS – FB karşılaşmasında, taraftarın yardımcı hakem Volkan Bayarslan’a saldırması
04.2018: Ankaragücü karşılaşmasında, deplasmandaki Amedspor yöneticilerinin tribünden atılması
04.2018: FB – BJK maçında teknik direktör Şenol Güneş’e tribünden yabancı maddeler atılması
05.2018: Dönemin Rizespor Başkanı Hasan Kartal’ın, maçın hakemini kast ederek “yanımda silahım olsa, vururdum” açıklaması
06.2020: Dönemin TS Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun, Alanyaspor deplasmanında rakip kulüp çalışanlarına saldırması
09.2022: Ankaragücü – BJK karşılaşmasında bir taraftarın saha ortasındaki BJK’lı futbolculara saldırması
11.2022: Göztepe – Altay karşılaşmasında, taraftarların birbirlerine yabancı maddeler atması ve Altay kalecisi Ozan Evrim Özenç’e korner direği ile saldırılması
03.2023: Bursaspor karşılaşmasında, Amedsporlulara saldırılması
"Masum değiliz hiçbirimiz"
Yukarıda bahsi geçmeyen takımların yöneticilerinin, taraftarlarının, medyasının masum olduğu ya da sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmasın sakın!.. Gerçekten “masum değiliz hiçbirimiz!” Yukarıdaki eylemleri yapanlar, söylemlerde bulunanlar kadar, yetkisini/görevini/sorumluluğunu ihmal edenler, olanı biteni “normal” kabul edenler, olandan bitenden fayda/avantaj/çıkar umanlar, tutacağı safla birlikte kariyeri açısından kendisine “fırsat” çıktığını düşünenler... Mağlubiyete yol açan yetersiz performansı, eksik analizi, yanlış taktiği, vb. eleştirmek yerine, saatlerce pozisyon tartışıp, hakem eleştiren “yorum(cu)lar”; özetle hepimizin sorumluluğu var.
TFF’nin mevcut yönetimine de bir sorum var:
Faruk Koca’nın yumruğunu hala yüzünüzde hissetmiyorsanız hatırlatmak isterim;
- performans yetersizliğinin ötesinde, meslek olarak güvenilirliğini, saygınlığını, itibarını yitirmiş Türk hakemliği,
- yaklaşmakta olan ancak kriterleri belirsiz yeni yayın ihalesi,
- kulüplerin finansal sorunlarına yönelik, af veya yapılandırma dışında kararlar,
- özellikle amatör futbol organizasyonunda yıllardır var olan şiddet,
- Süper Lig’de yıllardır mücadele eden ve kendisine hala saha tahsisi yapılamayan kulüplerimiz ...
Böyle el yakan, kalp sıkıştıran bir gündeme sahipken, uzman, teknokrat, yeni bir yönetim kuruluna fırsat tanımayı düşünüyor musunuz acaba?