Fatih Altaylı'dan sert eleştiri: Bunlar Galatasaray üzerindeki asalaklardır!
Dursun Özbek ibra edilmemekten çok korktuğu için muazzam hazırlık yapmıştı. Çeşitli kişilerle görüştü. Galatasaray'dan ihraç edilmesi için arayan üyeleri bile arayarak destek istedi ve yerime konuşma yapın dedi. Otelinde binlerce kişiyi ağırlayıp yemekler verdi. Genel kurul da dedi ki, 'Adnan Polat'ta böyle bir şey oldu, milletin ağzına sakız olduk. Böyle bir daha olmasın'. Bu yüzden ibra edildi. İbra edilmemesini isteyen büyük bir çoğunluk da vardır. Kongrenin uzaması da bunda etkili oldu. İbra etmeyecek olanlar ne hali varsa görsün diyerek gitti. Askerler ise orada kaldı. Bir Galatasaray başkanı seçime hazırlanır gibi ibraya hazırlanması ve stresini görüyoruz. Ortaya dökülen belgelerin ne olduğunu herkesten daha fazla kendisi biliyor. Stresli olması da bu yüzden normal. Kongrenin tamamını izledin mi bilmiyorum ama ortaya konulan felaket belgeler vardı.
Mesela otel faturaları... Özbek, Galatasaray'ı affede affede geriye kalan 4 milyon TL'lik bir otel faturası, o zamanki kurla 1.1 milyon Euro ediyor. 'Bunlar kim?' deyince cevap vermiyordu. Kongrede ortaya konulan belgelerde her şeyi gördük. Mesela, yeğeni 48 gece konaklamış geceliği 150 Euro'dan... Bir arkadaşım beni aradı. Tur operatörüne verilen fiyat 35 Euro dedi. 5 katı fazla fiyata başkanı olduğu Galatasaray otelde kalıyor. Yeğeni adına Galatasaray E-Spor Takımı adına kayıt yaptırıyor. Özbek aylarca ve haftalarca kalıyor, fatura Galatasaray'a gönderiliyor. Asıl büyük rezalet, daha sonra almış olduğu kararların tarihleri... Geçmiş tarihli belgeler düzenlemişler. Geçmiş tarihli yönetim kurulu kararları almışlar. Bunları yaparken bilgisayarların otomatik tarih atadığını unutmuşlar. Bunların hepsi büyük suç. Oradaki kalabalık ortaya konulan felaket belgeleri umursamadı bile çünkü onların amacı oraya gelip Dursun Özbek'i ağırlamaktı.
Ben oraya çok erken gittim ve aralarındaki konuşmalara şahit oldum. Salonda farklı bölümlere oturtarak hakimiyet hissi ve laf atmak gibi konularda full organize bir şekilde çalıştılar. Genel kurul mühendisliği vardı. İbra edenlerin büyük bölümü, yarın öbür gün Özbek aday olduğunda ona oy verecek insanlar değil. Galatasaraylılar bilsin ki, 'Dursun Özbek, Mayıs'ta yine aday olacak'. Yaptığı rezaletler bir bir ortaya dökülen rezaletler yetmemiş. Yenilerini yapmak için yeniden aday olacak. Onun yanındaki Galatasaraylılara Allah akıl fikir ihsan eylesin. Bunca yolsuzluğu ortaya dökülen kişiyle birlikte beraber olacaklar. Genel kurulda ibra olması çok bir şey ifade etmiyor. Özbek'in ibrası 20 Ocak'ta yapıldı. O gün Galatasaraylılar, ona, 'Sen artık git' dedi. Mayıs'ta aday olursa yine ibra edilmeyecektir. Eğer edilirse; Galatasaray'ın sonu olur.'' ifadelerini kullandı.
''TEMLİK KOYDURDUĞU İÇİN GALATASARAY'IN TÜM GELİRLERİ DURSUN ÖZBEK'E GİDECEK''
Galatasaray'ın bundan sonraki tüm kazancının Dursun Özbek'e gideceğini söyleyen Fatih Altaylı, ''Galatasaray parası olduğu zaman zaten bu borçları ödeyecek. Galatasaray kime borcunu ödememiş. Geçmişteki belgelerde değişiklik yapılıyor ve bu bir suçtur. Galatasaray camiasından kimse şikayetçi olmadığı için savcılar muhtemelen bir şey yapmıyor ama bu büyük bir suç. SPK'lık bir suç ama bunu bir tarafa bırak. Ben affettim demiyorum. Almayacağım diyor ama takır takır alacak. Bağış diyor ama böyle bir makbuz yok bir şey yok. Sürekli borcu affettiğini söylüyor ama böyle bir af yok. Yaşanan gerçeklikle alakası olmayan laflar söyleniyor. Sana verdiğim örnek her zaman geçerli. Laf abi bunlar! Gerçeğe dönüşmüyor ve dönüşmeyecek de... Birincisi koyduğu temliklerden dolayı Galatasaray gelir tahakkuk ettikçe, mesela stadyum ve yayıncı kuruluştan gelen gelirler... Bunların hepsine temlik koyduğu için bu paralar bu vatandaşa gidecek. Başkan da olsa bugün de olsa temlik koyduğu için paralar ona gidecek. Galatasaray'ın hareket kabiliyetini kısıtladı. Galatasaray'ın mali bir hareket etme gücü yok. Bu suçtur, tefeciliktir! Otel faturalarına da faiz işletiyor. Bağışladım diyor ama çok küçük bir kısmını bağışlamış. Geçen sene Mart'ta bir bağış makbuzu kesmiş ve faizleri işletmiş. 'Kestim' dedikleri de bir kısmı...
Ben başka bir şey söylüyorum. Özbek Turizm'den Galatasaray'a 90 milyon liralık kredi için faturalar kesmiş. Özbek Turizm, Galatasaray'a kredi vermiş gözüküyor. Bu bir suçtur. Galatasaray ile ticari ilişkin varsa ve alacağın var ise faiz işletebilirsin. Galatasaray başkanı olursan bu faizi işletmezsin ama onun başkanlığı da gazozdan olduğu için ne yapacağını bilmiyor. Dursun Özbek'in yaptığı tefeciliktir. Özbek Turizm ticari ilişki dışında Galatasaray SK'ya bir para veriyor. Galatasaray bu parayı alırken buna faiz işletileceğini dair ne bir yönetim kurulu kararı var ne başka bir şey var. Herhangi bir anlaşma ve yönetim kurulu kararı Galatasaray tarafından yok. Kanuni tarafından bakılırsa Özbek Turizm hazine denetimine tabi değil, para alıp satma konusunda devletten alınmış bir izni yok. Bu iş bir izne tabidir. Böyle bir izni olmadan Galatasaray'a finansal işlem yapıyor. Para veriyor ve faiz alıyor. Bu TCK'ya göre suçtur. Eğer Özbek ortak olup kendi cebinden para koysaydı; şahsi parasıyla konuşma hakkı olurdu. Dursun Özbek, tefecilik yaptığı kendi şirketinden o parayı aldı ve verdi.'' dedi.
''DURSUN ÖZBEK'İN YAPTIĞI EVRAKTA SAHTECİLİKTİR''
Dursun Özbek'in yaptığı hareketlerin TCK'ya uygun olmadığını söyleyen Altaylı, ''Benim anlattığımı genel kurul anlamamış olabilir. Benim Galatasaray başkanlığı gibi derdim yok. Denetleme Kurulu bir rapor sunuyor. Diyor ki; Dursun Özbek böyle bir işlem yapmış. Bu işlemin tarihi bu ama bu yazılan tarih yalan. Çünkü bilgi işlem kayıtlarında böyle görünüyor. Özbek, temlik koyup bloke etmek için bir işlem yapmak istiyor dediler. Aracı bir kuruma gidiyor onlar da Özbek'e 'geçmiş tarihli işlem yapamayız' diyor. Seçimden sonra, bir kamu bankasına gidiyor ve orada hesap açıyor. Bunun adı sahtekarlıktır! Bu evrakta sahteciliktir!'' dedi.
''ÖZBEK'İN YÜREĞİ VARSA GELSİN BURAYA KARŞILIKLI OTURUP KONUŞALIM''
Dursun Özbek'in Genel Kurul'da yaptığı hareketleri Genel Kurul tarihinde ilk kez gördüğünü söyleyen Altaylı, ''Bunlar anlatıldı. Bırak benim söylediklerimi. Bunlar detay gelebilir bazıları için. Bunları anlatan belgeleriyle denetleme kuruluydu. Genel kuruldaki bir kısım bunları görmezden geldi. Bunları anlatanlara 'yuh' çekip, küfür ettiler. En sonunda gördün her şeyi! Ben hemen hemen 40 senelik Galatasaray SK üyesiyim. Ben ibra olduktan sonra sahnede 3'lü çekip sevinen bir başkan Galatasaray tarihinde ilk kez gördüm. O da değil. Dursun Özbek ibra olduktan sonra Galatasaray Genel Kurulu'na dönüyor ve diyor ki, ''Sizinle görüşeceğiz'' diyip tehdit ediyor. Tehdit ettiği kimler? Galatasaray üyeleri... Belki ona oy vermiş olanlar belki oy vermemiş olanlar... Onlara üç kez 'görüşeceğiz' diyor. Galatasaray Genel Kurulu'nu tehdit etmek ve görüşeceğiz demek hiçkimsenin hele hele sapık bir başkanın haddi değildir. Özbek biriyle görüşmek istiyorsa; Aha buradayım! Gelsin senin yerine otursun sen de hakem ol, gelsin buraya otursun benimle bire bir görüşsün. Eğer yüreği yetiyorsa! Bu da yürek işidir! Gelsin karşıma otursun. Bütün bunları tek tek konuşalım. Var mı? Yok... Çünkü bunun için insanın paçalarının sıkı olması gerekir.'' ifadelerini kullandı.
'DURSUN ÖZBEK 'GALATASARAY BENİ ZENGİN ETTİ' DİYOR, BU BİR İTİRAF MI?'
''Bak şimdi. Genel kurul dediğin zaman ben alınıyorum. Orada tüm rezaletin farkında çok ciddi bir blok vardı. Bunun dışında sayısını bilmediğimiz ama kimisinin 30 milyon dediği, bana göre de 10 milyon olan Galatasaray taraftarının tamamı bunun farkında. Buradaki mesele Galatasaray'daki bir çıkar grubunun olması ve kemik şeklinde hareket etmesi. Dursun Özbek haftalardır bu işin üzerine çalışıyordu. Benim gibi ibra etmeme yanlısı olanlar ise seçim hazırlığı gibi bir şey yapmadık. Biz Galatasaraylıların izanı var ise 'ibra etmezler' diye düşündük. Eğer bu çalışma ise; ben ve benim arkadaşlarım hiçbir çıkar gütmeden ve sadece Galatasaray'ı seven geniş grup, Özbek ve yanındaki çıkar çetesini suya götürürüz suyu içirmeden geri getiririz ama böyle bir derdimiz yok. Biz Özbek ibra olmasın diye organize olmadık. Çok övünüyor ya Galatasaray kendisiyle. Biz Galatasaray'ın durumuna inandık ama menfaatçilik ve tırnak içinde sözde lisecilik işi bu hale getirmiş. Ben liseli konusuna da takığım.
Ben Galatasaray Lisesi mezunuyum. Benimle birlikte Özbek'e karşı ve ona 'ne yapıyorsun?' diyen tanıdığım 100 kişinin 95'i de Galatasaray Lisesi mezunu. Biz Galatasaray'a minnet ve şükran borçluyuz. Eğitim, çevre, kültür her şeyimizi lisede edindik. Galatasaray bizi Özbek gibi zengin de etmedi. Herhalde onu etmiş ki böyle söylüyor. Servetimi Galatasaray'da yaptım diyor. Bu itiraf mıdır nedir bilmiyorum. Biz servetimizi Galatasaray'da yapmadık ama burada kültür ve irfan aldık. O yüzden çok şey borçluyuz.
Biz birileri tarafından Galatasaray'ın kullanılmasına karşıyız. Yarı mafyöz bir örgütlenme ile dışarıya görüntü vermesi, 150 yaşına gelmiş lisenin adının kirletilmesine biz karşıyız. Siz kimsiniz? Bu liseli denen tayfa, aslında Galatasaray'ın asalak tayfasıdır. Bunlar Galatasaray üzerindeki asalaklardır. Bunlar Galatasaray'dan nemalanan asalaklardır. Bu maddi değil adam yerine konmak ve kendi adlarıyla yükselemedikleri için kendilerini toplum içinde önemsetmek için Galatasaray'ı kullananlar bunlardır. Günü geldiğinde bunlar inşallah Galatasaray üstünden atacak. Bunlar bir bit gibi bir pire gibi bir tenye gibi iliğini emiyorlar. Kimisi dışarıdan sülük gibi, kimisi tenya gibi içeriden, Galatasaray'ın kanını emiyorlar. Bunlar sonunda Galatasaray'ı öldürürler. Galatasaray bunlardan kendini kurtarmak zorunda. Galatasaray bugün olmazsa; ben mutluluk ve keyfimi kaybederim. Ama bunlar hayatlarını kaybederler çünkü bunların hayatı Galatasaray'a bağlı. Bunların bağlılığı simbiyotik bir bağlanma değil tek taraflı bir bağlanma.'' şeklinde konuştu.
''DURSUN ÖZBEK SEÇİM OFİSİNİ ÇOKTAN TUTMUŞ BİLE''
Dursun Özbek'in Mayıs ayı için çalışmalara başladığını söyleyen Altaylı, ''Seçim ofisini çoktan tutmuş bile. Galatasaray'a gönderilen makbuzlardan bir tanesi de seçim ofisi ödemelerinin makbuzu. Onu da Galatasaray'a ödetmiş ama artık geçmiş olsun. İnşallah ileride birisi bunların hesabını sorar. Mayıs'ta başkan seçilirse şimdi tuttuğu ofisin de parasını Galatasaray'a ödetir. Seçim ofislerini tutup bir grupla birlikte çalışmalarını yürütüyorlarmış. Galatasaray'ı 50 milyon zararla alıp 450 milyon zararla bırakan 550 milyon borçla alıp 1.1 milyar borçla bırakan ve bu arada da Riva ve Florya'yı satıp yok eden, ajandasının ne olduğunu bilmediğimiz adam başkalarına 'beceriksiz' diyor ha? Ben 2001 yılında kulüpten ayrıldığım zaman 5 milyon dolar teminat mektubu borcu, kulüpten giden futbolculara bir miktar 6 milyonluk bir borçla Özhan Canaydın'a yönetimi devrettik. 8 aylık yönetim borcunda dünya kadar borcu kapattık. Hukuki sorunları çözdük. Bana kendi özelinde beceriksiz diyemez. Eğer beceriksiz varsa kendisinden başka beceriksiz yok.
Ben futbolcu sattım yaptım diyor. Senin adına satılan futbolcuları kim almıştı kardeşim? Bu işin devamını unutuyor musun? Olabilecek şey değil! Ünal Aysal'ın zamanında alınan oyuncunun satış gelirini kendine yazıyor. NDiaye'den satış gelirini de kendine yazıyor. Birinden birini vazgeç kardeşim! Ben bu işlerin içinde olmayı pek sevmiyorum. Sadece Galatasaray çok zarar görecek noktadaysa bu işe giriyorum. Bundan sonraki dönem içinde Galatasaray'da yapacağım hiçbir şey olmayacağını düşünüyorum. Çünkü o çirkin tabloda olmak istemiyorum. Etrafa tehdit savuranların bulunduğu bir ortamda olmak istemiyorum.
Spor kulüplerinde centilmence rekabet olur. Dursun Özbek'in başında olduğu bir Galatasaray, benim tutmayı düşüneceğim bir takım olmaz. Çocuk olsam bu takımı tutmam. Artık bu meselelerin içinde asla yer almam. Kendi adıma Galatasaray'ı büyük tehlike içinde görüp Özbek'in devrilmesi gerektiğini söyledim ve üzerime düşen vazifeyi yaptım. Bundan sonra Galatasaray'ın bu gibi işleri içinde yer almam. Almamam lazım çünkü o çirkin tablonun bir parçası gibi görünmek istemiyorum. Ben Dursun Özbek ve benzerleri ile muhattap olmak istemiyorum. Çünkü günlük hayatımda böyle bir düzen kesinlikle yok. Ben o düzeyin karşısında olduğum zaman aynı düzeyde algılanmaktan korkuyorum. Bundan sonra Kasım'da ne olur Mayıs'ta ne olur açıkçası hiç umrumda değil. Genel Kurul salonlarında tepinip zıplayanlar kendilerine yakışanı yaptıklarını düşünüyorlarsa devam etsinler. Ben adamlığımdan insanlığımdan daha fazla bunların düzeyine inerek kaybetmek istemiyorum. '' dedi.
''BİR GALATASARAYLI OLARAK AZİZ YILDIRIM'IN BAŞKAN SEÇİLMESİNİ İSTİYORUM''
Fenerbahçe'nin kongre süreciyle ilgili konuşan Fatih Altaylı, ''Fenerbahçe'de birisi başkan adayı olacaksa; Aziz Yıldırım'ın 'tamam ben bıraktım' demesini mi bekleyecek? Demokrasi bu mudur? Aziz Yıldırım 3 yıldır başkan olur ve 'bir dönem daha yapayım' der ve anlarım. Ama 20 yıldır başkansın! Üstelik sen kendin dedin 'benim veliahdım Ali Koç'tur' diye. Veliahdın tahta gelmek için kralın ölmesini mi bekleyecek? Tabii ki çıkabilir. Ali Koç'a çıktı diye niye sinirleniyorsun. Çıkarsın düzgün bir yarış yapar, kazanırsan kazanırsın kaybedersen kaybedersin. Galatasaraylı olarak Aziz Yıldırım'ın devam etmesini isterim. Bir Galatasaraylı olarak oy hakkım olsa oyumu ona veririm.
Ali Koç yeni, hırslı ve kurumsal bir isim olarak gelecek. Ali Koç dediğiniz zaman arkasında dev bir Koç grubu var. Parasal anlamda demiyorum. O para yağdırır anlamında demiyorum. Yağdırması da gerekmez. Ali Koç başka bir şey! Yarın Avrupa'da sıkıştığı zaman Ali Koç'un İtalya'daki futbol devi ortaklığından Agnelli ailesinden yardım istemesi, transfer konusunda Juventus, Milan ve Inter ile iş birliği yapması, buraya değerli profesyoneller getirmesi bunları bir Galatasaraylı olarak istemem. Ve ben sana bir şey söyleyeyim. Ben Fenerbahçe kongresinden korkuyorum. Dün Galatasaray'ın ibraya yönelik bir kongresi yakışıksız bir şekilde gerçekleştiyse; bazı platformlarda benim aleyhimde yazılanları okusan insanlığından utanırsın. Beni 40 yıldır tanıyan ve menfaat peşinde olmayacağımı bilen adamlar. Kendileri menfaat peşinde oldukları için neler yazıyorlar. Ben dünya ile kavga ederim, umrumda olmaz.
Fenerbahçe kongresinde neler olacağına dair ciddi çekincelerim var. Katılımın yüksek olması bekleniyor. İki taraf da kendi tarafını mobilize etmeye çalışacak. Ali Koç'un kongre üyelerine ulaşması Aziz Yıldırım'a göre daha zor. Benim başında söylediğim şuydu: Eğer katılım 16 bin üzerine çıkarsa; Ali Koç'un şansı artar diye düşünüyordum. Hala da bu fikirdeyim. Fenerbahçe iç dinamiklerini çok bilmiyorum. Oraya katılacak aklı başında Fenerbahçeli sayısı arttıkça Aziz Yıldırım'ın şansı düşer. Galatasaray kongresi gibi... Nasıl aklı başında kişiler Galatasaray kongresine katıldığı zaman Özbek kazanamayacaksa; aynısı burada da geçerli. Galatasaray kongresine 2000 kişi katılsaydı Özbek kazanırdı çünkü onun bu potansiyeli var. Galatasaray'ın menfaatlerini düşünenler geldiği zaman Özbek gibiler bir anda seçimleri kaybediyor. Orada da sayı artarsa; Aziz Yıldırım kaybeder diye umuyorum. Bir Galatasaraylı olarak Aziz Yıldırım'ın takımın başında kalmasını diliyorum ve Galatasaray'ın uzun yıllar şampiyonluklar yaşayıp onun da bunları görmesini diliyorum.'' dedi.
''ALEX'LE YILLARCA ÖVÜNEN SİZ DEĞİL MİYDİNİZ? ŞİMDİ NE OLDU?''
''ALEX'LE YILLARCA ÖVÜNEN SİZ DEĞİL MİYDİNİZ? ŞİMDİ NE OLDU?''
Aziz Yıldırım'ın Alex de Souza hakkında sarfettiği sözler için konuşan Altaylı, ''Platini de hiçbir yeri çalıştırmıyor. Kötü bir futbolcuydu. Zidane geçen senelere kadar hiçbir yeri çalıştırmıyordu, demek ki kötü futbolcu. Hagi çalıştırdı, kötü yönetti, demek ki kötü futbolcu. Beckenbauer hiçbir yeri çalıştırmıyor, demek ki kötü futbolcuydu. Kim var başka? Bu kriter güzel bir kriter. Bunlar nasıl Kopenhag kritleri varsa bunlar da Aziz Yıldırım kriterleri... Yıllarca Alex ile siz övündünüz. Ben 'kandırmayın Fenerbahçeliler Alex gelmez' dedim. Türkiye'ye kolay kolay gelmeyecek kadar iyi bir futbolcu olduğunu düşünüyordum ama geldi. 10 sene boyunca 'dünyanın en iyi futbolcusunu ben getirdim' diye övüneceksin, sonra o kadar iyi futbolcu değil diyeceksin. Türkiye'nin genel sorunu bu. İzan duygusunun kaybolması. Minnet duygusunun kaybolması. Belgelere ve bilgilere dayanarak karar vermenin kaybomlası. Artık her şey siyah ve beyaz taraftarlık haline bürünmüş halde. Beşiktaş'ı kastetmiyorum.
Ben X kulübün başkanının bütün kirli çarşaflarını ortaya döksem de onun taraftarları sayesinde görevde kalıyor. Kriterler taraftarlık üzerine dönüştü. Aynı kulübün içinde bile hizip taraftarlıkları var. Bu utanç vericidir. Galatasaray genel kurulunda ortaya dökülen belgelerden sonra Özbek hala aday oluyorsa ve 6 yıl başkan olacağını söylüyorsa ve buna bir kişi bile taraftar oluyorsa ayıptır. Aziz Yıldırım hala bunları söyleyip kabul görüyorsa bunlar ayıptır. Onun dostları, 'Başkan bir dakika deyip ayıp' demes lazım ama artık kurum murum kalmadı. Ülkede tek bir kurum kalmasın diye yemin etmiş gibiyiz!'' dedi.
''GALATASARAY NEDEN ŞİKE OLAYINDA TARAF OLMAYA ÇALIŞIYOR, BİZE NE AĞABEY!''
Galatasaray-Trabzonspor maçında açılan pankartla ilgili konuşan Altaylı, ''Ben kimseye omurgasız demem. Yazan da Galatasaray yönetimi değil. Trabzonspor maçında ekrana yansıtılan yazının yönetimin bilgisi dahilinde olduğunu zannetmiyorum. Haberlerinin olduğunu bile sanmıyorum. Ben bu yazıyı maçta gördüm. Aklıma hiç düşünülen şeyler gelmedi. Hiç böyle bir şey düşünmedim. Kafanın öyle çalışması lazım. Kafam böyle çalışmadığı için öyle düşnmemiştim ama sosyal medyayı görünce 'Aaaaa' dedim. Yazılanlar o minvalde düşünürsen çok çirkin. Kelimelerin yazılışını yan yana koyunca bir kinaye var gibi görüyoruz. Trabzonspor tepkisi de normal. Galatasaray niye bu meselenin içine giriyor. Şike döneminde de aynı şeyleri söylüyordum. O zaman, 'Neden bu meselede taraf oluyoruz? Fenerbahçe bizim en değerli rakibimiz' diyen hep bendim. Bu da anlamsız. Niye Trabzon ile böyle gerilim oluyor? Son iki maçta biraz gerilim oldu ve son 3 senede Galatasaray'a 6 kez yenilip, şampiyonluktan bizi ettiler diye niye Trabzon'a düşman olalım? Trabzon bizim yıllardır en rahat gittiğimiz deplasman. Durduk yerde başka birinin problemi yüzünden niye papaz oluyoruz? Bize ne abi?'' ifadelerini kullandı.
''BEŞİKTAŞLI FUTBOLCULARIN VE FİKRET ORMAN'IN AFRİN ZİYARETİ ÇOK ANLAMLIYDI AMA...''
Fikret Orman ve Beşiktaşlı oyuncuların Afrin ziyaretini çok anlamlı ve doğru bulan Altaylı, sanatçıların ziyaretini bambaşka şiler için yapıldığını söyledi ve ekledi: ''Beşiktaşlı futbolculara ve taraftarlara teşekkür ediyorum. Çünkü bu ziyareti olması gerektiği gibi yaptılar. Dünyanın her yerinde silahlı kuvvetlere destek veren de olabilir karşı duran da olabilir. Ülke aydınları gider ve moral verirler. Beşiktaşlılar bu işi çok düzgün şekilde yaptılar. Kendi PR'larına yönelik çalışma yapmadılar. Beşiktaş çok doğru ve yerinde iş yaptı. Fakat sanatçılar bunun tam tersini yaptı. Sosyal medyada paylaştıklarını görünce ben utandım. Sosyal medyada yaptıklarını görünce devlet büyüklerine yakın olduklarını gösterip, kendi şovlarını ve PR'larını yapmaya gitmişler. TSK'ya moral vermeye değil! Beşiktaş dediğim gibi 10 numara şekilde gidip uyguladı ve bunu PR için kullanmadı. Sanatçıların yaptıklarını gördükçe, keşke gitmeseydiler diyorum. Bakın biz kimlerle beraberiz? demek ve kendi PR'ları için gitmişler. Bunu görünce utandım ve çok üzüldüm. Keşke gitmeseydiler! O sanatçılar adına çok üzüldüm ve utandım!''