Fatih Tekke: “Teknik adam seçimleri siyaset ilişkisine göre yapılıyor”
Türkiye’de teknik adam seçimlerinin başarı veya başarısızlık kriterine göre yapılmadığını söyleyen İstanbulspor Teknik Direktörü Fatih Tekke, “Genelde bu tercihler ilişkiler, siyaset, ahbap çavuş ilişkilerine göre yapılıyor” dedi.
TFF 1. Lig ekiplerinden İstanbulspor, ikinci devre hazırlıklarını Antalya Belek’te sürdürüyor. Sarı-siyahlılarda bir kez daha göreve gelen Teknik Direktör Fatih Terim, takımın son durumu ve hedeflerine ilişkin İHA’ya açıklamalarda bulundu.
“Türkiye’de tabela almadığınız sürece işler başka türlü yürüyor”
İstanbulspor’a ilk geldiği dönemde mevcut kadronun çoğunun gitmiş olduğunu hatırlatan Tekke, “Biz hemen hemen 50-60 oyuncuyla bir takım oluşturmaya çalıştık ve oluşturduk da. O takım şu an 1-2 oyuncu haricinde burada. Bizim dönemimizde 11 veya 12 beraberlik var yanılmıyorsam 26 maçta. Onların çoğu bize de dönebilirdi. Ama yeni kurulmuş, oyunun taktik anlamıyla ilgilenen bir hoca olarak bence çok iyi şeyler yaptık. Ama Türkiye’de tabii tabela almadığınız sürece işler başka türlü yürüyor. İstanbulspor’da hedef olarak ekibim ve ben, oyuncunun taktiksel anlamda belirginliğini sağlayacak şeylerin önünü açmak. Tabii bu ikinci gelişte bunu tamamen sonuca dönük gerçekleştirmek. Ama bazen her şeyi yapsanız dahi üç direk arasında her şeye hakim olma şansınız yok, ölçülebilir alanların hala bir kısmı karanlık olarak dururken futbolda. Ama ben ve ekibim ciddi çalışıyoruz, oyuncularım da öyle. İlk dönemde de öyleydim ama bu sefer şunu söyleyebilirim; Allah nasip ederse sonuca yönelik oynamaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
“Bazı şeylerin gelişmesi için belli süreler lazım”
Özellikle dört büyük takımda çok fazla süre alamayan futbolculara İstanbulspor’un kapı açarak gelişimlerine katkı sunduğunu ve genç oyunculara daha fazla şans verilmesi gerektiğini dile getiren Fatih Tekke, “Zeki, çok ciddi bir örnek Türkiye için. Türkiye’de birçok takım görmezken başka biri görüyor ve şu anda Avrupa’da önemli oyuncular statüsüne kadar çıktı. Gelişmesini sağlamak demek bu oyuncunun oynaması gerektiğini söylemek demek. Her oyuncu hata yapıyor ama gelişim sağlayacak oyuncu daha fazla hata yapar. Dolayısıyla bu sizin tabela almanızı zorlaştıracak. Tabela almayınca da istediğiniz kadar sevilen ve güvenilen insan olun, sonunda ayrılıklar oluyor. Dolayısıyla bu Türkiye’de çok az kulübün yaptığı bir şey. Yapanları da kutluyorum, Altınordu bunu çok iyi yapıyor. İkinci bir örnek olarak vereceğim kulüp de yok gibi gözüküyor. Türkiye’de bazı şeylerin gelişmesi için belli süreler lazım. Ama tabelayı aldın mı birçok şeyi değiştirme şansı var. Benim amacım; Türkiye’de bazı şeylere ön ayak alabilmek. Oyuncu gelişimine, oyunun gelişimine katkı sağlamak” diye konuştu.
“Ülkemizde yetenekli futbolcular var”
Süper Lig’de son zamanlarda genç futbolculara forma şansı verilmesinin zorunluluktan kaynaklandığını sözlerine ekleyen tecrübeli çalıştırıcı, “Bunların hiçbiri ekonomiyle alakası yok. Zorunluluktan olan şeyleri biz, planımız, programımız gibi göstermeye çalışıyoruz. Benim her zaman vurguladığım şey; bu topraklarda yetenekli insanlar var. Ama Ferguson’un söylediği gibi iyi bir hoca olmanız için size güvenecek ve o süreyi verecek birine ihtiyacınız var, oyuncular için de aynı. O gelişim oynamadan, zaman olmadan olmaz. Burada ciddi emek var, ciddi parametreler var. Yine Ferguson kitabından bir alıntı; bir oyuncunun maç öncesi kız arkadaşından aldığı kötü mesajı hocanın veya birinin bilme şansı yok. Dolayısıyla her şeyi tamamıyla kontrol etme şansınız zor. Yetenekli oyuncu var mı, var. Umarım ülke futbolu adına düşündüğüm gibi şeyler olur. Oyuncular adına gelişmeler var ama teknik adamlar adına bence yok. Sadece teknik adamlar açısından da değil, yönetenler açısından da bir problem. Bir hocayı seçerken belli bir kriterinizin, belli bir bilginizin olması lazım ki onun iyi veya kötüsünü seçebilesiniz. Genelde bu tercihler başarı - başarısızlık, liyakat - liyakatsızlıktan ziyade ülkemizde olduğu gibi ilişkiler, siyaset, ahbap çavuş ilişkilerine göre yapılıyor” şeklinde konuştu.