Fatih Terim: "Hak etmediğimiz hiçbir şeyi istemedik"
İlk yarı kötü oynadık, geriye düştük. İlk yarının sonundaki gol bizi maça daha çok bağladı. 3 gol bulup 2-3’ü almak Bursa’da çok kolay değil. Futbol sahada oynanan bir oyun. Hak etmediğimiz hiçbir şeyi istemedik. İlk yarı kötü, ikinci yarı iyi oynadık. Puan sıralamasına bakmaksızın sezon sonuna dek olan maçları kazandığımız zaman nereye geleceğimizi herkes biliyor. Ben bu inancımı hiç kaybetmedim. Şimdi oyuncuları analiz etme ve değerlendirme fırsatımız olacak. Kupaya kadar kalan bölümde hazır olacağız.
"Kazanmasını bilmek çok önemli"
Bazı oyunları çözmek çok zordur. Bugün kritik bölgede bulunan Bursaspor, kaybettiği maçlarda da iyi oynadı, hakkını vermek lazım ama Galatasaray hiç beklenmeyen iki golle geri düştü. Üçten sonra dördüncü golü atabilir ve daha çok rahatlayabilirdik. Kazanmasını bilmek çok önemlidir.
Emre Taşdemir hakkında...
Emre’yi aldığımız zaman bir hayli papara yedik. Sakat oyuncuyu alıyorsunuz, 1.5-2 senedir oynamıyor dendi. Bizi bilen Galatasaraylılar bir durun dedi. Galatasaray sıfır aldı, o çocukcağız da ağzını açıp ben şunu istiyorum demedi. Bunların bilinmesinde yarar var. O çocuk daha %50-60’ı ile ancak oynuyor. Her çıkışı sakatlığıyla ilgili değil, fiziki-kondisyon eksiği ile ilgili. Çok genç bir oyuncu ve Galatasaray’ın kaybedeceği bir şey yok. Galatasaray bir Türk oyuncu daha kazanmış oldu.
Basın toplantısında neler söyledi?
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Bursaspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Geri dönüşlere Galatasaraylıların alışkın olması lazım. Avrupa’da da, Türkiye’de de en çok geri dönüş yapan takımlardan biridir Galatasaray” dedi.
Spor Toto Süper Lig’in 26. haftasında deplasmanda Bursaspor ile karşılaşan Galatasaray, karşılaşmadan 3-2 galip ayrıldı. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, “İlk yarının izahı yok. Kötü oyun oynadık. Futbol sahada oynanan ve oynanması gereken bir oyun. İyi oynarsanız kazanırsınız. Oyuncularımın ikinci yarıda isteği vardı. Üçüncü golden sonra kaçırdığımız goller de vardı. Bursaspor genel olarak bu sene kaybettiği maçlarda da kötü oynamadı. İyi bir takımla oynuyoruz. Bu kadar kritik noktada mücadele etmek kolay da değil. Oyuncularımı kutluyorum. Oyunu ve oyuncuları tekrar analiz ederek neyi iyi, neyi kötü yaptığımızı tekrar önümüze koyacağız” diye konuştu.
“Soyunma odasında olan soyunma odasında kalsın”
"Devre arasında ne konuştunuz?" sorusunu yanıtlayan Terim, “Devre arası ‘Arkadaşlar hepinizi tebrik ederim’ diyecek halimiz yok. Bir kaç değişiklik yaptık oyun içinde. Kendi aramızda klasik bazı şeyler konuştuk. Onlar da iyi hazırlanmışlar ikinci yarıya. Soyunma odasında olan soyunma odasında kalsın” diye konuştu.
“Hocalar sosyal medyaya göre takım yapmaz”
Bir basın mensubunun, "İlk yarının izahı yok dediniz ama değişiklikle başlamadınız. Sosyal medyada da büyük tepki vardı. Neyi planladınız?" sorusuna tecrübeli çalıştırıcı, “Hocalar sosyal medyaya göre takım yapmaz, en azından ben yapmam. Bu takımın sorumlusu bensem, kaybettiğimiz zaman sorumluluğu alacak da benim. Kimin ne zaman çıkacağını biz karar veririz. Geri dönüşlere Galatasaraylıların alışkın olması lazım. Avrupa’da da, Türkiye’de de en çok geri dönüş yapan takımdır Galatasaray. 2-0’ın verdiği kızgınlıkla söylemişlerdir. Bazen oyuncu değiştirmezseniz, oyunu değiştirirsiniz. Allah’a şükür mahcup da olmadık” diye cevap verdi.
“Lütfen bu tuzağa düşmeyin”
Yabancı kuralı hakkında da konuşan Terim, “Bu hafta baktım, ısrarla ve inatla yabancı konusu veya kuralı, yerli yabancı sayıları, tribünde kim oturacak, kaç olacak, böyle bir sürü laflar duyuyorum. Bence çok doğru yapmıyorlar, bunu bu şekilde kullananlar sizlere yalan söylüyor. Sizi kandırıyor, bana göre futbola da ihanet ediyor. Buradan ülkemizdeki tüm futbol taraflarına seslenmek istiyorum; çünkü bu kararın alınmasında ben de varım, büyük de payım var. Takım fark etmeksizin bazı şeyleri söylemek istiyorum. Futbol bilgisi sınırlı olanlar, hatta yanlı olanlar, sorunun kaynağıyla veya kaynağını konuşmak gerekir, bunu konuşmuyorlar ama yanından bir tarafından çıkarcı bir kesim var. Bunu gündemden hiç düşürmüyorlar. Ya bundan besleniyorlar ya buradan çıkarları var çünkü bunun başka açıklaması olamaz, lütfen bu tuzağa düşmeyin, bu çıkarlara da alet olmayın. Herkes için söylüyorum. Sosyolojik kayıtlara işlenmiş çok önemli futbol kuralı vardır, futbol kişilere göre değil evrensel kurallara göre oynanır. Dolayısıyla 2015’te bu kural devreye girmiş. Ben de çalışıyordum, en önemli faktörlerden biri de benim. Bütün kulüp başkanlarına da sunumu ben yaptım. Bunun adı esasında yerli teşvik sistemiydi. Bu süreç kamuoyuna açıklanmadan evvel bu konuyu uzun süre profesyonel arkadaşlarımla beraber çalıştık inceledik ve herkese anlattık. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere konuya hakim taraf olan herkesin bilgisi ve görüşü onayı alındı. Tüm kulüplerin başkanlarının toplantısında sunum bittikten sonra bazı başkanlarımızın alkışlayarak bu bir devrimdir dediğini hatırlıyorum. Bizim yaptığımızın özü şuydu; yabancı sayısını sınırlayarak yasaklayarak yerli oyuncuyu artıramazsınız. Yerli oyuncuyu, demin söyledim teşvik sistemini, her yabancı alınan rakamla havuz oluşturulacak yerli oynatanlara geri dönecek oradan eğitim ve altyapıya yatırım yapılacaktı. Sonrasında bu teşviklerin hepsi fazla geliyor diye bu rakamlar yavaş yavaş eridi. Ancak bakıyorum, herkes bunlardan çok mutlu olanlar da var. Bazen yabancı sayısı fazla gibi şeyler söyleniyor. Bu sistem özellikle altyapıya kaynak sağlayacak sistem olarak çıkarıldı. Sistemi daha bilmeyenler var. 14 yabancı mecburi değil, 14 Türk mecburi. Alma, 28 Türk ile oynayabilirsin. Bunun çıkma nedenleri var; bu kime zarar? Bu milli takım hocasına zarar öyle görünüyor. Ben bunu kabul etmiyorum, etmediğim için de 2016 öncesi 2015’te yürürlüğe girdi bu, bir gün de şikayet etmedim Türk Milli Takımı da bu sisteme rağmen 2016’ya gitti. Kalsaydık belki 2018’e de giderdik. Bazıları arkamızdan iş çevirmeseydi, şu an yönetimde olan belki oraya da giderdik. Ben diyorum ki; 14 yabancı tercih edersem bunun bir bedeli var, bu bedeli ödediğin zaman havuza, havuzdan da kulüplerin altyapısına gidecek diye koyduk. Büyük rakamların ödenmemesi adına konuldu, neredeyse rakamlar stabil oldu. Bazı oyuncularımız çok büyük rakamlarla yedek oturuyordu. Belki Avrupa’ya giderler dedik, tarihimizin en yüksek rakamı gitti Avrupa’ya. Olay şuna döndü, yerli yabancı. Böyle bir şey yok. İsterseniz almazsınız. Daha çok anlatabilirim bu konuda ama ilk günden beridir benim duruşum belli. İlk günden beri fikrim de belli, aynı yerde ve aynı duruştayım. Hiçbir zaman da değişmeyecek. Yerli yabancı diye bir kavram da benim kitabımda yok açıkçası. Çünkü Avrupa ile mücadele ederken diyorsunuz ki aynı şartlarda değiliz, yeri geldiğinde, yabancı serbest oluyor bu sefer çok yabancı oluyor diyoruz. Futbol Federasyonu nasıl bir karar alır, biz buna saygı duyarız ama benim fikrim çok net duruşum da belli. Yapılmış birçok yenilikler var. Ben şunu kabul etmiyorum biz Avrupa şampiyonasına katılamadık çünkü çok yabancı oynuyor yabancı liglerimizde katılamıyoruz, başarabiliyoruz biz gittik. Bir gün şikayet ettim mi gidemeyince yabancılar, gidince hiç ses yok. Bu yarışma onların lehine Türk oyuncuların 2 milyon Euro'larla 2.5 milyon Euro'larla yedek oyuncular var. Korkmayalım yasaklardan onun için. Size soruyorum buna karşı kim ise bunun çözümü için bunun herhangi bir argüman gördünüz mü? Yok. Almanya, İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda hepsinde serbest. Avrupa şampiyonu olanların hepsinde serbest. Ama hep Dünya şampiyonu, Avrupa şampiyonu onlar oluyor” dedi.
“Ben yine susma hakkımı kullanacağım”
Maçın hakemi hakkında konuşmak istemediğini dile getiren Terim, “Benim bir şey söylediğim pek duyulmamıştır. Söylediğim zaman da 10 maçtan başlıyor. Ben yine susma hakkımı kullanacağım. Yeni maçtan çıktık. Biz mi doğranıyoruz, ince ince mi, kalın kalın mı bunu bilmiyorum. Sayın başkan yukarıdan söylüyor. Ben uzak kalmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.