Fatih Terim her şeyi anlattı! Flaş sözler...
Yayıncı kuruluşa neler dedi?
Bir defa oyuncularımı kutluyorum. 11 Haziran gibi sapa bir tarihte oymak kolay değil. Her milli takım için kolay değil. Bizimki biraz daha değişik. 14 Mayıs'ta biten var, 17-18 Mayıs'ta biten var. Biz ise 4 Haziran'da bitirdik. Oynayan oyuncu çok az, uzun süredir kendi takımında oynamayanlar var. Bunları aynı potada eritmek kolay değil. Herkesin tatilde olduğu dönemde, arkadaşlarımızın bu özveriyle çalışmasına, oynamasına teşekkür etmekten başka yapacak bir şey yok. Kosova'dan daha iyi takımız ama İzlanda'ya kök söktüren bir takımdı burada, agresif oynuyorlar. İyi bir hocaları ve takımları var. Daha iyi olacaklar. Arnavut halkına çok teşekkür etmek istiyorum, bizi çok güzel ağırladılar. Bir rapor yazmak istiyorum FIFA'ya. Mart'tan sonra, Eskişehir'de yaptığımız Moldova maçının ardından biz hiç resmi maç yapmadık ve arada boşluk oldu. Bu maçı orada oynasaydık daha iyi olur muydu diye düşünüyorum. Sezonu erken açaack takımlarımız var, 10 gün sonra başlayacaklar. Bundan sonra Temmuz başı ve 10'unda UEFA'da maçlar var. Uzun bir sezonu yorgun bitirmiş, yıpranmış bu kadar oyuncunun bu ateşte oynaması da kolay değil. Buna da bir çözüm bulunması lazım
Her şey her zaman bizim elimizde. Mümkünse lider gitmeliyiz, yoksa ikincilik. Başka bir şans verildi bize. Kimseyle aynı fikirde değilim; 11-11-13-13 puanlar. İzlanda yenemese ikinci olurduk. Bize 1.'lik şansı ortaya çıkmıştır. Üzülecek bir şey yok. Diğer takımlar, San Marino, Cebelitarık vs ile oynarken bizim grubumuzun en sondaki takımı bile Kosova. Oynanabilecek en zor gruptayız. Çekindiğimiz için değil gerçekleri ortaya koymak için söylemek lazım. Hırvatistan uzun süre sonra yenildi. Ukrayna çok önemli bir takım. İzlanda zaten EURO 2016'nın yıldızı. Finlandiya bugün galibiyeti kaçırdı. Bu grup her şeye açıktır. 5 puan gerideyken şu an 2 puan gerideyiz. 8-13'tü 11-13 oldu. Lider bitirebilir miyiz diye bakıyoruz, umarım olur. Gayet neşeliyim bugün. Tarih kolay değildi. Kiminin transferi var, kiminin aklı başka yerde, kimi sakat. Gökhan ilk dakikada darbeden sakatlandı ama sonuna kadar devam etti. Hoşumuza gitmeyen bir olay da oldu. Bu maçın 4-1 bitmesi tüm oyuncuların takdir edilmesi gerektiğini ortaya koydu.
Ukrayna ilk yarıda iyiydi ilk maçta, ikinci yarıda müthiş bir baskıyla 2-0'dan 3-2'yi yakalayacaktık. Bize tek kalan avantaj 2-0'dan 2-2 olması o maçın. Yoksa kendi sahamızda 2 puan kaybettiğimiz aşikar. Bizim takımımız her yerde her şeyi yapabilir. Ukrayna deplasmanı ve Hırvatistan maçı belki de çok şeyi belli edecek. Ukrayna'ın avantajı var. Ligi devam ediyor. Ukrayna tamamen oynamış bir halde olacak o maç zamanı. Tek dezavantajımız olacak. Şartlar ne olursa olsun Allah'ın izniyle her yerde her şeyi oynayacağız.
Basın toplantısı
"Çok da rahat bir maç olduğu söylenemez. Kendi sahasında agresif oynayan bir takım. Kosova buralara yeni yeni ısınıyor ama meslektaşım Bunjaki ile birlikte iyi yerlere gidecek gibi görünüyor. Arnavut halkına da teşekkür ediyorum. Oyunun kontrolünü genel olarak biz elimizde tuttuk. Öne geçmemize rağmen, iki kişi arasında olan bir yan toptan gol yedik. Sonra da ikinci yarı oyuna daha hakim olan bir takım."
Öncelikle birkaç şeyi ifade etmek istiyorum. Açıkçası ülkede Mehmetçikler toprağa düşerken. Gençleri eğitmek için öğretmenlerimiz hain saldırılarda can verirken. Ülke içeriden ve dışarıdan birçok sıkıntı varken böyle bir şımarıkla gündeme gelmekten ciddi hicap duyuyorum. Dünyanın kendi etrafında dönmediğini, yaşananlardan kısa bir süre sonra da kimsenin bunu umursamadığını bildiğim için açıkçası üzülüyorum. Ama yine de söz verdim olayları açıklayacağım.
Biliyorsunuz 2016'da birtakım şeyler yaşandı. Bu sadece prim değildi. Biz toplandık da Burak'a prim vermeyelim mi dedik. Birçok şey yaşandı orada. Önemli olan olanların bizim için somut sizin için soyut olmasıydı. Oradakiler sadece prim ile ilgili konu değildi. Antrenmanlara geç çıkıldı, fotoğraflara girilmedi. Siz çektiniz! Döndükten sonra da hiç kimsenin bilmediği, kimsenin duymadığı şekilde ben kadro açıkladım ve bazı arkadaşlarımız yoktu. Muhakkak oyuncular çok önemlidir, büyük oyunculardır ama; bir yerde de ilkeler, disiplin ve herkesin kendini bilmesi çok önemlidir. Bir başarı elde etmek istiyorsanız milli takımı, kulüp takımı haline getirmeniz gerekmektedir. Ben de bu hale getirdim. Kulüp takımın başına gelenler bizim de başımıza geldi. Kulüpte bunu çabuk halledersiniz. Beğenmezseniz gereğini yaparsınız. Milli takımlarda oyuncular sizin değil kulüplerinden. Buna rağmen Ankaragücü'nden bu yana benim 30. yılım. Benim idare ettiğim hiçbir takımda olay olmamış ama dışarıdan ediliyorsa yapacak bir şey yok. Ben kadroyu açıklayınca kıyamet koptu. Herkesin alınmayış nedeni farklı demiştim. Bir daha almadım. Ondan sonra da bütün ülke de, herkes bir hata yapar. Herkes bir şans daha almalıdır düşüncesiyle ben de kadro açıkladım ve hepsi burada oldu. O tarihten bu yana herhangi bir şey var mı? Yok. Ta uçağa kadar. Sizlerle karşılaşılmadı mı? Karşılaştı. Hiç tepki var mı? Yok. Bu zaman zarfında oyuncularım tarafından Fransa'da tüm basın, bilgi sızdırıldı suçlamaları oldu. Hande Sümertaş uzun yıllardır hizmet ediyor. İçinizden biri çıksın desin bana bilgi verdi. Ekibimizde bilim adamı olmasını istiyorsunuz. Bülent Bayraktar. Onları size vereceğimizi mi zannettiniz. Onlar oyuncuların birçok işlerini hallediyorlar. Ancak diğer arkadaşlarımın bir düşüncesi var. Ben de bizi tuzağa düşürdüler . Ben de her şeyi doğru yaptım demiyorum. Ne oldu da bu kadar karşılaştığımız insanlar bir şey olmazken burada oldu. Yoksa evladımız yerine koyduğumuz sporcuların iyi olması için biz başka ne düşünebiliriz.
Olay Bilal Meşe olayı değildir. Gazetecilerin uçağa alınması da değildir. Gazetecileri ben aldım uçağa. Üç ay önce program hazırlanırken. Hocam bizim uçakla gelmezlerse, saatlerce sahura kadar direksiyon sallayacaklar dediler. Ben de gelebilirler dedim. Sizin müdürleriniz de geldi. UEFA Şampiyonası’na giderken Genel Yayın Yönetmenleri ile gittik. Bir uygulama yaparken oyuncuya sormayız. Gazeteler TFF'ye de ücretini ödüyor. Buna rağmen biz sizi alıyoruz. Arkasına baraj koyuyoruz. Yıllardır da sorun olmuyor. 2016'dan bu yanan yaşanan da budur.
Prim bir araç. Burada birçok sebep oldu. Demin anlattım. Ben böyle bir karar aldım o gün için. Dünya kimsenin etrafında dönmüyor. Benim de dönmüyor. Kimsenin de dönmüyor. Herkes kurallara uymak zorundadır. Bakılması gereken en önemli yer ilk maç Kosova mı? Evet. O günden bu yana herkes mutluydu.
Milli takıma aldım gönlüme almadım dedim. İçime sinmeyeni yapmam söylerim de. Bazen ben de içime sinmese de kendi çocuklarıma da şans veriyorum. Ben de böyle yaptım ve bu notu da düşmek istedim.
Hande'ye diyor ki, “Ben bir şey mi yaptım diyor” oyuncu. İçine iyi baktığınız zaman birileri söylemiş Benim odam şurası gelir benimle konuşabilir. Açın bakın tekrar.
Prim hiçbir zaman konuşulmadı. Kimim kime hizmet ettiği açık. Mehmet Aslan gelse ne olur, gelmese ne olur.
Öte yandan 150 bin olan primlerin önce 500 bine sonra oyuncuların ısrarıyla 650 bin Euro'ya çıktığı sorusuna Terim, “Evet doğru” cevabını verdi.
Şansal'ın söylediklerine katılıyorum. Ben o günden beri kimseyle yemek de yemiyorum çay da içmiyorum. Bu şehir efsanesini nasıl yaptılar size izah edeyim
Fatih Terim'den korkuyorsunuz yazamıyorsunuz diye herkesi bu algı içerisinde hazırladılar. Yazıyı da avukatlarım inceliyor. Böyle ağır bir yazı yazarken. Beni, bir diğerini suçlarken... Hiç kimse korkmuyor, utanmıyor hatta çekinmiyor. Fatih Terim'e herkes soru soruyor. Türkiye'nin en önemli gazetesinden suçladığınız kişilere telefon açıp sormak olmaz mıydı? Tek taraflı yazıyorsunuz... Güzel. Ben size ve ülkeme çok güzel kapı açıyorum. Ahbap-çavuş ilişkilerini bırakalım. Realitelerden hareket edelim. Avrupa'nın çeşitli ülkesinde herhalde tazminattan birçok kişi zengin olur. İsterseniz son bir sene yayınlarına da bakın benimle ilgili. Bakın! Bizde hepsi mevcut. Açıkçası tabii ki üzülüyorum ama beklemediğim şey de değil. Ben bana sorulanları cevaplıyorum.
Sen de Burak ve Selçuk'un oynamak istediğini yazıyorsun! Sen de sormuyorsun. Seni de es geçmeyelim (Fatih Doğan) Üzerinde durulacak şeyler değil. Takım kaptanıdır arkadaşlarının ne alıp, almayacağını soracaktır. Onu Cengiz Zülfikaroğlu'na soracaksınız.
Kimin kime veya kimin kimlerin avukatlığına soyunduğuna ya da yapılan yanlışlara kimlerin sahip çıktığına ya da nelerle beslendiğine bakmak lazım. Dolayısıyla sizin neyin ne olduğu bilecek kadar bu işin içindesiniz. Biz kötü insanlara ve kötü durumlara karşı uyanık ve hazırlıklı olmalıyız. Bu şaka değil. Türk Milli Takımı 13-13-11-11 kağıt üzerinde şansı var mı? Var. Bir tane milli maç öncesi bize huzurlu bir kap dönemi yaşatmadınız, yaşatmadılar! Biz ne yaptık da bunu hak ettik? Mantık olarak bu işe zamanını vermiş tecrübeli bir insan olarak, bu işlerin ağız şapırdattığını bilen biriyim. Aklınıza ne gelirse.. Etkilenmeyecek diye bir şey var mı ya?
Küçük bir grup var mesela farklı görenler. Hamili kart yakinimdir ile iş bulmuşlar. İşin garibi de anlaşılmayacağını zannediyorlar. Dolayısıyla bunlar kolay göğüslenecek artı hepimizin milli takımı dedirtmeyecek konular. Ve hep aynı tarihlerde ve aynı zamanlarda. Zaten İzlanda'da kaybettik. Ukrayna'da berabere kaldık felaket. Şu an kağıt üzerinden iddialıyız ama takımıma ve oyuncularıma yapılanlar ortada.
(Uçakta Arda Turan'ın küfür iddiası) Bana söyleneni söylüyorum: "Size buraya aldıranın..." hadi neyse. Benim yerim, adresim belli. Sonra da Yıldırım Bey ile görüşmüşler bir sorun madem öyle. Bir sorun bakalım ne konuşmuşlar. Niye açılmış telefon? Ben birinci sıradayım olay 12. sırada oluyor. Ben hostes ile basın mensubu münakaşası sandım. Ben de oturdum yerime maçı izliyorum. Sonra da Levent Hoca geldi. Biz gittiğimizde herkes yerindeydi. Sonra Bilal Meşe ile münakaşa edildi dendi. Aradan bir süre geçti. Gülerken oyuncuyu gördüm, kokpite gidiyordu. Ne zaman uçaktan indik, sahur yaparken bana anlattılar. Yatın dedim. Sabah hallederiz. Sabah kendisini çağırdığımda başkan ve Ali Dürüst bir an önce deklarasyon gerektiğini söylediler. Eylül ve Ekim kaybetmemek adına bir şans vermek istediğimi söyledim ve bütün ekibimiz güzel bir metin yazdı ama ondan sonra olan olayları biliyorsunuz. Arkamızdan konuşulanları bilmiyoruz. Yerimiz, yurdumuz da belli. Bir şey varsa yüzüme söyleyecek. Kimin varsa...
Son kampta Riva'da Bülent Hoca ya kasığını göstermiştir. Bunlar gelirse ben gelmiyorum kimse diyebilir mi ?Pazarlık söz konusu olur mu.
"Arda Turan'ı bir daha Milli Takım'a alacak mısınız?" sorusuna da cevap veren Fatih Terim, " İstediğiniz soruyu sorun dedim ama işi de magazine dökmeyin lütfen! Bu magazin sorusu. Biz bakalım şöyle bir yazı geçirelim. Müsade edilsin bir tatil yapalım. Uygulamaları zaten göreceksiniz bundan sonra. Alırım almam dersem, manşet çıkartacaksınız" dedi.
Bir kısmı formsuzluk, bir kısmı olaylara müdahale etmediği için diyorum ama anlamıyorsunuz. Gönlümün kırık olduğunu ifade etmeyeyim. İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketleri görülünce kırılır. Kimseyi üzmek, üzmemek değil. Her kamp bir şey oluyor.
Bu arkadaşlar oynamadılar aldık. Kilolarıyla aldık. Ben de insanım tabii ki kırılacağım. Sizden özür dilerlerse dediler ama ben “bu halkın milli takımı, özür dilesinler” dedim. Almadım ben, almadım yine ben eleştirildim. Halbuki konsensüs sağlanıp, konuşulabilirdi.
Milli takım açıkçası herkese açık. Ben olduğum sürece, buraya kimse giremez, kimse formayı giyemez gibi köşeli cümleleri sevmiyorum açıkçası. Bir karar verirsek, herkes milli takıma gelebilir. Volkan Demirel için de geçerli. Herkes için de geçerlidir. Şu an Volkan Babacan çok iyi oynuyor. İyi bir kaleci de oldu. Kimi alıp almayacağıma hak yememeye çalışarak karar vermeye çalışıyorum. Her yönüyle değerlendiriyorum ve öyle de devam edeceğim.
Ne olursa olsun prim listesinin çıkması bir ayıptır. Ardından bir de benim sözleşmem basına sızdırıldı. Sanki yasa dışı yollardan para kazanıyormuşum gibi! Bu da büyük ayıptır. TFF tarafından dikkatle saklanması gereken bir evrak…Bir gün evvel yapılanları gördünüz.Zannedersiniz gayrimeşru kazanıyoruz. Bu da bir ayıptır. Çok ayıptır. Biz hepsinin çok kazanmasını isteriz. Hak etmeyenlere de verelim diye rica isteriz.
Burak benden gelip prim istemedi. Arda, Burak'ın hakkını ararken sesi biraz fazla yükseldi. Sesini yükseltmemesini söyledim.
Terim, Arda olayıyla alakalı, “Olayı görseniz ne olurdu?” sorusuna da “Aynı uçakla geri gönderirdim” cevabını verdi.
Sadece benimle de ilgili değil. Yıldırım Demirören artı onlarla ilgili düşünceleri olanlar da var. Net. Böyle bir oyunu artık görmemek için insanın...
Ayak izlerini o kadar net görüyoruz ki bazı şeylere mantıklı açıklama da bulamıyoruz. Bu kavganın kazananı olabilir mi? Herkes kaybeder. Ama zaten bazılarının istediği de bu.
Dünyanın en büyük oyuncusu da olabilirsiniz ama sonuçta oyuncusunuz; ona göre davranacaksınız. Biz de başka bir şey beklemiyoruz. Ben yanlış yönlendirildiklerini inanıyorum. Demin yolu da gösterdim size.
Prim mevzu esasında hepimizin tekrardan düşünmesi gereken bir yanlıştır. Prim tabelaya göre verilir. Milli takım kalifeye olduğu zaman primini alacaktır ama ondan evvel almayacaktır.
Yapılanın karşılığı zaten kırmızı kart. Bunun karşılığı da budur. Ama önümüzdeki günleri kurtarabiliriz dedim. Arkadaşlarıyla bir yazı hazırladı. Sonradan bir araya getiririz. Karşılıklı gönüller alırız... Özür dilenmiyor ama ona muadil bir şeyler söyleniyor. Başkan arandığına göre bir şeyler söylendi elbet. Arkadaşları da destek vermek için izin istediler. Son anda kendisi vazgeçmiş. Spontane gelişmiş bir şey değil. Böyle bir karar aldığını açıkladı. Bunu kabul etmemiş olsa milli eşofmanla yaptırmazdık o basın toplantısını. Ama bu onu tercih etti. Gazeteciler terk ettiği için okumadı diyorlar ama ben sanmıyorum. Keşke olmasaydı ama.. Herkes yaptıklarının bedelini ödüyor. Ben de ödüyorum, siz de... Arda'nın o konuşmasını kimler yazdı, kimler hazırladı. O bizde kalsın.
Belki beklenen başkaydı. Yıldırım Demirören ile benim görüşlerim farklı olabilir ama geldiğimden beri birbirimize yakın ve tutkun duruyoruz. Sorun yok. Benim duruşum belli. Başkanla konuştuğumda herhangi bir sıkıntı yoktu. İlk günden bugüne kadar herhangi bir sıkıntı olmamıştır. Bazı konularda ayrı düşüncelere de sahip olabiliriz. Sadece başkan değil, Servet Yardımcı'nın da beyanatı var. Onlarla aynı fikirde değilim. Sözleşmem var ve gençlere güveniyorum. Ben sorunları çözerim, buradayım.
Volkan Babacan'la ilgili ben de duydum. Ne hakemler, ne Disiplin Kurulu ne de Tahkim ile işim olur. Hayal dünyasını geniş olanlar var. Tasvip etmediğimi de söyledim. Hep kafamızda bir şeyler dolaşıyor. Yok ben az ceza alsın demişim...
Fransa'da takım disiplini sorunu yoktu. Oyuncu disiplini sorunu vardı. Bu oyunu kişiselleştirmemek lazım.
Caner'e gelince söylediği doğru değil ama arkadaşını koruma refleksi olabilir. Onu normak karşılamak lazım. Burak da geldi. "Hocam benim ne yapmam lazım" dedi.
Eski oyuncuları Fransa kafilesine almak bana göre teoride muhteşem bir fikirdi. Çok daha fazla şeyler bekledik ama istediğimizi alamadığımızı düşünüyorum. Hiçbir kamp, antrenman ya da soyunma odası sorunsuz olmaz. Biz neler yaşadık! Hepinizin bilmediği biz neler yaşadık, mezara kadar bizimle gidecek.
Öte yandan İşkodra'da Fatih Terim'in 1 saat 28 dakika süren basın toplantısı, stadyumda otomatik elektrik kesileceği bilgisi gelmesi üzerine sona erdi.
YASAL UYARI : Bu haber ajansspor.com tarafından yazılmıştır. KAYNAKSIZ KULLANANLAR HAKKINDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR.