Fatih Terim'le görüşmesini anlattı!
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, korona virüsüne yakalanan ve taburcu olan Fatih Terim'le görüştüğünü açıkladı ve detayları anlattı.
Nergis Aşkın : Öncelikle gündemimiz maalesef corona virüs. Siz hem kişisel olarak hem takım olarak nasıl önlemler aldınız?
Hamza Hamzaoğlu : Zaten bu virüs yayılmaya başladığında biz hemen bir toplantı yaptık sağlık ekibimiz ve sportif direktörümüzle. Ne yapabiliriz diye konuştuk kendi içimizde. Aslında federasyonun biraz geç kaldığını düşünüyorum erteleme konusunda. Bu seyircisiz oynanan maçlar bence hiç oynanmamalıydı. Daha önce antrenmanlar dahil herkes evine gönderilmeliydi. Bu öngörülmeliydi diye düşünüyorum. Ama tabii ilk defa böyle bir şey yaşandığı için bu tür hataların çok normal karşılanması gerekir. Dolayısıyla biz dediğim gibi hemen bir toplantı yaptık. Avrupa’daki ligler ne durumda konuştuk zaten ertelenmeler olmuştu bizden önceki. Virüsün yayılma hızını konuştuk. Bizde o güne kadar her ne kadar bir şeyler çakmamış olsa da eninde sonunda etrafımız virüsle kaplanmış olduğu için bize de buluşacağız kesindi ve bizde mecburen o sarmalın içine gireceğimizi düşünerek bir öngörü yaptık. Ayın 6’sına kadar biz çocukları evlerine gönderelim diye konuştuk. Kendi güvenli ortamlarında hijyenlerine dikkat ederek bu karantina süreçlerini geçirsinler diye düşündük. Ancak bundan sonra maç oynadık tabii ki. Denizli’ye gittik maçımızı oynadık,döndük. Federasyon daha sonra erteleme kararını açıkladı ki ben açıklandığı gün antrenmanı akşama almıştım,kulüpler birliği toplanacak diye haberimiz vardı. Akşam olunca da oyuncularımıza haber verdik,gelmeyin dedik. Herkes evinde kalsın. Biz size program göndereceğiz dedik.
N.A. : Futbolcularınız şu an nasıl bir program içerisinde ve siz takip ediyor musunuz?
H.H. : Bir whatsapp grubu oluşturduk. Performans antrenörümüz sürekli hem görsel hem yazılı şekilde yapacakları antrenmanları onlara gönderiyor ve onlardan yine görüntülü hem fotoğraf hem video şekilde sonuçlarını alıyoruz. Oyuncularımızı bu şekilde motive olarak yüksek tutmaya çalışıyoruz. Bir süre böyle devam edeceğiz. Biz ayın 6’sına kadar böyle bir karar almıştık. Fakat öyle görünüyor ki biraz daha uzatacağız bu süreyi. Çünkü ayın 6’sına kadar çözülecek gibi görünmüyor şu an bu durum. Maalesef bu yüzden bir kaç gün önceden onara yine bir tarih verimi diye düşünüyorum.
N.A. : Liglerin seyriyle ilgili bir çok senaryo konuşuluyor. Sizin düşünceniz nedir en adil olan karar ne olur sizce?
H.H. : Bence ne olursa olsun lig tamamlanmalı diye düşünüyorum. Zaten Haziran sonuna kadar UEFA bir zaman tanıdı bütün liglere. Haziran sonuna kadar bitmeyecek gibi olursa, bence önümüzdeki sezon bile farklı şekillenebilir. Önümüzdeki sezon oynanacak şampiyonlar ilgi ve UEFA kupası maçları ve ligler farklı oynanabilir diye düşünüyorum. Hepsi farklı zamanlarda oynanabilir, kaydırılır diye düşünüyorum. Ne olursa olsun bu lig tamamlanmalı. Play-off falan konuşuluyor. Zaten play-off oynanacaksa yani o zaman maç oynayabiliyor demektir. O halde bütün maçlar oynanabilir. En adili ligin devam etmesi olduğunu düşünüyorum. Ama zaten şu süre uzarsa liglerden konuşmanın bir anlamı yok. O zaman her şeyi bırakıp sadece bu virüsle savaşmaya bakacağız demek olur bu. Ondan sonrada her şey yoluna girdiğinde, tekrar futbol konuşmaya başladığımızda, tekrar antrenmanlar başladığında o gün düşünülüp, o günün şartlarında illa bir formül üretilir diye düşünüyorum. Yoksa şu an söylediğimiz her şey senaryodan öteye gitmez. Ancak ligin tescil edilmesi de çok adil olmaz diye düşünüyorum.
N.A. : Hocam liglerin bitmesine 8 hafta kalmıştı. Eğer her şey normale döner ve bu 8 hafta sıkıştırılmış bir şekilde oynanırsa futbolcuların sakatlık durumları ortaya çıkabilir diye konuşuluyor. Bunun önüne nasıl geçeriz?
H.H. : Zaten şu anda oyuncularımızın futbol ortamında antrenman yapma şansı yok. Evde, kapalı bir odada kasıtlı imkanlar ile çalışıyorlar. Mevcut durumlarını en az kayıpla kurtarmaya yönelik çalışmalar yapıyorlar. İlla ki kayıp yaşayacaklar. En azından kondisyon kaybı yaşayacaklar, dışarda koşamayacaklar. Sadece biz bu süreci daha az zararla tamamlamaya çalışıyoruz. Ama zaten antrenmanlara başlama ortamı oluştuğunda mutlaka federasyon ya da ilgililer bize mutlaka belli bir süre tanıyacaklardır. Bu minimum iki hafta olmalı bana göre. 15 günü bulmalı diye düşünüyorum bu hazırlık döneminin. Bu iki haftalık sürelerde hızlandırılmış bir sezon başı kampı gibi hazırlanıp ondan sonra maçlara çıkılabilir. Ligi de hızlandırılmış şekilde oynamak zorunda kalırsak, çarşamba - pazar gibi, o zamanda mecburen tabii sakatlıklar mutlaka yaşanır. Yaşamama adınada bütün kadroyu kullanmak gerekecek. Üst üste iki maç oynamış oyuncuyu değilde bir başka oyuncuyu biraz rotasyona gidip bu ilgi takımlar bu şekilde tamamlamak zorunda kalacak. Ancak adil olan bir şey olacak, herkes eşit bir sürede hazırlanmak durumunda kalacak. Yani 10 günde başlayacaksa lig herkes 10 günde hazırlanacak. Herkes aynı seviyede başlayacak diye düşünüyorum. Sakatlıklar mutlaka olabilir. Oyuncularımızı sakatlamamak biraz bizlerin elinde olacak ama. Tabii burada şampiyonluk yarışı var. Ligde kalmak var düşmek var. Bazı antrenörler bu tür hedefleride düşünerek bunları uygulayabilir de uygulamayabilir de. Bazı futbolcular mutlaka oynamak isteyecektir. O yüzden ağrılarını sazılarınızda gizleyecektir belki. Bu durumları yaşayacağız, bunlar futbolun içinde olan şeyler.
N.A. : Gençlerbirliği bu sezon iyi bir performans gösteriyor. Her zaman söylediğimiz gibi ligler devam ederse sizin hedefiniz nedir bu sezon?
H.H. : Benim geldiğimde de söylediğim bir hedefim vardı. İlk 10’un içinde yani 8-9-10. olarak bitirebilirsek bence bu sezonki hedefimizi tutturmuş olacağız yan ikizim koymuş olduğumuz hedefi. Yoksa aldığımız pozisyondaki Gençlerbirliği’ne bakarsanız 17. sırada 6 puanlı bir takımı aldık biz. Bana göre iyi bir performans yakaladık ki bunun içimde sakatlıklarımız vardı, eksik kalan oyuncularımız çok oldu. Ona rağmen biz kadromuzu çok iyi değerlendirdik. Bütün oyuncularımızın hepsi özveri ile çalıştılar. Hepsi de çıkıp görevini en iyi şekilde yapmaya gayret etti. Kazandığımız maçlar oldu, kaybettiklerimiz de oldu ama hiç bunlara takılmadık. Şu anda da iyi olduğumuzu düşünüyorum. Daha da iyisini yapabiliriz tabii ki ama şu an ihtiyacımız olan puanları topladığımızı düşünüyorum. Bunu pozisyonuda koruyabileceğimizi daha yukarılara çıkabileceğimizi düşünüyorum. İnşallah bunu da başarırız.
N.A. : Transfer sormak için çok erken ama aklınızda mutlaka bazı isimler olmuştur. Sizce corona virüs transfer sezonunu etkileyecek mi?
H.H. : Kesinlikle etkileyecek. Çünkü bu virüs aslında iyi tarafından bakacak olursak bize çok şey kazandıracak. Unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlamamızı sağladı. Bence oyuncular kendi bölgelerinde, sevdiklerinin yanında daha çok olmayı tercih edecekler diye düşünüyorum. Ailelerinin yanında olmayı tercih edeceklerdir daha çok. Çok iyi takımlardan ülkelerden almamız zor olabilir transfer belki. İhtiyacı olan ülkelerden oyuncular gelebilir gibi geliyor bana. O yönden biraz sıkıntılarımız olacak bence oyuncuları getirmek konusunda.
Fatih Terim'le görüşmesi...
N.A. : Fatih Terim’den iyi haberi aldık. Kendisi taburcu oldu ve evinde. Siz kendisi ile konuşabildiniz mi?
H.H. : Taburcu olduktan sonra ben kendisine mesaj attım. Hastaneye yattığı günün sabahında konuşmuştum. Çok da iyi konuşmuştuk aslında. Öğleden sonra televizyonda gördüm şaşırdım hatta. Sabah konuştuğumuzda sesi dinç geliyordu, tabii testi pozitif çıkınca hemen hastaneye yatmış. Bu süreci böyle atlatmasına çok sevindim ama. Hem hocanın hem Abdurrahim abinin ve eşinin, herkesin iyi olmasına ailece sevindik. Ama maalesef hayatlarını kaybedenler oldu. Allah’tan rahmet diliyorum onlarada. Şu anda hastanede tedavi olmayı bekleyen hatta sadece corona virüse yakalananlar değil başka hastalıklarla da mücadele eden bir çok insanımız var. Allah hepsinin yardımcısı olsun. İşte hayat neyin daha değerli olduğunu bize çok acı ama güzeldir şekilde öğretiyor. Sağlığımızdan, ailemizden kıymetli hiçbir şey yok. Bazen dünyanın koşuşturmasında bunları biraz ikinci üçüncü plana attığımız oldu. Bu yüzden olumlu tarafından bakarsak en azından bunu bizlere hatırlatması güzel oldu diye düşünüyorum.
N.A. : Takımınız ve sizler testten geçtiniz mi?
H.H. : Biz test yaptırmadık. Yani şu ana kadar herkes evinde. 11-12 gün oldu şu ana kadar sürekli hekimlerimiz ile görüşüyoruz. Hem ailelerinde hem kendilerinde en küçük bir belirti olursa doktorumuzu arayacaklardı zaten. Şu ana kadar Allah’a şükür ne personelimizde ne oyuncularımızda kimsede bir belirti ortaya çıkmadı. Test yaptırmayı da uygun bulmadık. Çünkü bütün oyuncuları biraraya toplamak, evlerinden çıkartmak çok doğru gelmedi. Zaten bir emare gösteren olursa o kişi hemen hastaneye gidecekti,test yaptırıp onun sonucuna göre hareket edecektik. Ama şükürler olsun böyle bir ihtiyaç olmadı şu ana kadar.
N.A. : Son olarak futbolseverlere ne söylemek istersiniz?
H.H. : Tabii şimdi futbol gerçekten çok güzel bir oyun. Hep bunu dile getirdim. Hem futbolculuk hem antrenörlük hayatım boyunca. İnsanlara hep mesajım şu oldu; bu güzel bir oyun biz bunun keyfine varalım. Maalesef biz bu oyunu hep stres haline dönüştürüyoruz. Oyun olduğunu unutuyoruz. İşin içine maddi kazançlar girince, hep o taraftan bakmaya başladık. Yayın gelirleri üzerinden ligleri değerlendirmeye başladık öyle söyleyeyim. Para üzerinden değerlendirmeye başladık. Avrupa’nın 5.-6. büyük ligiyiz bütçemiz böyle falan diye konuşmaya başladık. Bu da bizim futbola bakış açımızı değiştirdi. Olumsuz yönde.. Kulüplerin, yöneticilerin maçlara bakış açıları değişti. Sadece kazanmaya odaklı bir futbol kültürüne sahip olduk. Bu da oyunun güzel taraflarını görmemize engel oldu. Sürekli bir çekişme içinde geçirdik son seneleri. Hep bir kavga, hep bir kaos ortamında maalesef futbolu icra etmeye çalıştık. Bu oyunun amaçlı değil yani bu oyun çok güzel bir oyun. İki takım sahaya çıkıp, daha iyi oynayanın kazanacağı,kaybedenin onu tebrik edeceği bir oyun aslında. Buradan uzaklaştık biraz. Oyunun gerçek ruhunu maalesef yaşayamadık ama bence bundan sonra tekrar futbola döndüğümüzde işin bu tarafı da biraz önem kazanacak diye düşünüyorum. Birbirimize karşı daha saygılı olacağız, emek verenlere karşı daha saygılı olacağız. Çünkü artık meyin daha önemli olduğunu sanıyorum ki herkes biraz daha iyi anladı. İnsafsızca eleştirilerin biraz daha azalacağı, hak edenin halkının verileceği bir süreç inşallah bundan sonra bizi bekler hem futbolda hem normal hayatta.