F.Bahçe avukatı Karakaya: "Bu dava bir onur mücadelesidir"
Fenerbahçemize kumpas kuranların yargılandığı Fenerbahçe Kumpası Davası’nda 14. duruşma haftasının ardından mahkeme ara kararları açıkladı.
FETÖ/PDY'nin ‘Futbolda şike’ soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasıyla açılan ve Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu’nda görülen, sanıkların Fenerbahçe’ye kumpas kurdukları iddiasıyla yargılandığı davada 14. celse tamamlandı.
İlk olarak 2 haftalık süreci Fenerbahçe Televizyonu'na değerlendiren Kulüp avukatı Naim Karakaya, “Bildiğiniz üzere 3 Temmuz davası ile ilgili Mayıs 2016’da yapılan bir soruşturma, bir operasyon vardı. Ve o operasyondan sonra 107 sanık hakkında dava açılmıştı, bunların ağırlığı emniyet görevlisi ama hukuktan, avukatlardan, gazetecilerden ve diğer meslek gruplarından da insanlar vardı. Bu davanın özü hukuk dışı içgüdülerle hukukun, devletin öngördüğü kurumların başka yerlerden aldıkları iddia edilen emirlerle, talimatlarla, içgüdülerle bu süreci yürüttükleri ve amacın aslında adaletten çok hukuk dışı odaklar tarafından Fenerbahçe’nin ele geçirilmesi şeklinde bir soruşturma yürüdü ve dava açıldı.
Biz, Şubat 2017’de ilk duruşmalara başladık. Bu duruşma hariç hep sanıkların sorgularıyla devam etmişti, bu yargılama. Önemli bir kısmı da tutukluydu. Süreç geçtikten sonra yavaş yavaş bazı sanıkların geçen süre dolayısıyla tahliyelerine karar verildi. Şimdi de 2 haftalık yorucu bir süreci atlattık. Bu 2 haftada bazı günler gece 12’lere kadar duruşmalar yapıldı. Bu iki haftanın önemli kısmı şu; ilk defa tanıkların ve şikayetçilerin ifadelerine geçildi. Tanık ifadeleri özellikle bu soruşturmanın nasıl başladığı ve Fenerbahçe yönetimine nasıl bağlanmaya çalışıldığı yönünde önemli anlatımlar oldu. Bunları usule uygun olup olmadığıyla ilgili bizim sorularımız oldu. Sorularla beraber bu kısımlar açıklanmaya çalışıldı. Bu yönüyle önemlidir.
Bu duruşmaya Başkanımız Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile Fenerbahçeliler katıldı. Bu, davaya destek anlamında güzel bir gelişme oldu. Bizim tahminimiz, öngörümüz bu yıl içerisinde bu davanın her türlü biteceği şeklindedir. Diğer davalardan gecikmiş bir davadır ama geçmişte eylül ayında yapılan 1 aylık duruşmayla bu süreç önemli ölçüde kapatılmış oldu. Sanıklardan şu anda sorgusu yapılmamış olan kimse yok. Firari sanıklar var, onlar hakkında da mahkeme ilanen tebligat yaptı. İlandan sonra eğer 15 gün içerisinde mahkemeye başvurmazlarsa onlar hakkında da ‘kaçaklık’ diye bir statü var, o statü uygulanacak ve ülkedeki tüm mal varlıklarına el konulacak.
Bu bir kısım sanık için yapılmış, bir kısım sanık için de yeni yapıldı. Şimdi yine müşteki ve sanıkların dinlenmesi, eksik kalanların dinlenmesi, mazeret gösterenlerin dinlenmesi için 13-14-15-16-17 Nisan haftasına duruşma ertelendi. O hafta da bu kişiler dinlendikten sonra artık davada savcının sonuç hakkındaki görüşü, sanıkların son savunmalarıyla beraber hükme ulaşabileceği bir aşamaya geçilmesini bekliyoruz.” dedi.
Firari sanıkların davanın seyrine herhangi bir etkisinin olmayacağını da dile getiren Karakaya, “Firari sanıklar ki bunların bir kısmının yurt dışında olduğu belli. Yurt dışında olan kişiler için zaten ‘kaçaklık’ kararı verilmişti, diğer kişiler için ilanen tebligat yapıldı, ulaşılamazsa onlar için de bu karar verilecek. Bu kişiler bizim davamızı erteleyecek bir duruş, bir sonuç doğurmayacaktır. Yargılamanın sonucunda bu kişiler halen yakalanmamışlarsa, yakalanamamışlarsa bu kişiler hakkındaki dosyaları ayırıp yargılamasını yaptığı kişiler hakkında mutlaka bir karar verecektir.” diye konuştu.
Şikayetçi, tanık, gizli tanık, mağdur ve müşteki ifadelerinin sürece etkisi konusunda da bir değerlendirmede bulunan Naim Karakaya, “Anlatımların içerisinde yeni insanların çıktığı oldu. İlk defa ismi duyulan ya da geçmişte duyulup biraz daha altı çizilerek konuşulan kişiler çıktı. Mahkeme bu kişilerin kimlik ve adres bilgisi olanların hızlı bir şekilde araştırılmasına karar verdi. Ve bu adres bilgileri geldiği taktirde de nisan ayı beklenmeksizin bu kişilerin duruşmaya çağrılmasına karar verdi. Bizim öngörümüz bu kişiler yeni kişilere eklendi, yani tanık olarak dinlenecek kişiler var, bazı olgular var. Aslında eksikler tamamlanıyor diyebiliriz. Ancak yargılamayı uzatacak bir gelişme olarak değerlendirmiyoruz. Bu kişiler dinlenecek ve nisan ayında, en kötü olasılıkla bir sonraki celse onların dinlenmeleri tamamlanmış olacaktır. Yargılamayı uzatacak bir nokta değildir, mahkeme o kişileri davet eder, davete uyulmazsa, gelmezlerse polis zoruyla getirme kararı verir ve yargılamayı mutlaka sonuçlandıracaktır.” şeklinde konuştu.
Kulüp avukatımız Naim Karakaya, Başkanımız Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyelerimizin, 14.duruşma haftasına katılmasının çok değerli olduğunu ise şu şekilde özetledi:
“Başkanımız ve Yönetim Kurulu Üyelerimizin bu davaya katkı sağlaması gerçekten çok değerli. Başkanımızın da ifade ettiği gibi hakikaten bu dava sadece Fenerbahçelilerin, sporseverlerin davası değil; hukuka inanan ve hukukun dışında bir muameleye maruz kalmış, hukuk dışı iç güdülerle hareket edilmiş, soruşturulmuş, polis, savcı, hakim tarafından kovuşturulmuş herkesin davasıdır. Bir hukuk mücadelesidir, bir onur mücadelesidir. Bu yönüyle son derece değerli ve buradan çıkacak karar hakikaten de önemlidir. Buradan ‘Kumpas’ kararı çıkacağına olan inancımız tamdır. Bundan sonra hukuk dışı iç güdülerle bu işleri yapmaya kalkmaya düşünenler için önemli bir sonuç, önemli bir karar olacağını düşünüyoruz ve bu anlamda da son derece değerli ve hayati buluyoruz.”
Sözlerini bu davanın sadece Fenerbahçelilerin değil, tüm ülkenin ve hukuka inanan herkesin davası olduğuna vurgu yaparak noktalayan Kulüp avukatımız Naim Karakaya, “Bu dava hakikaten Fenerbahçelilerin o gün mağdur edilmiş, o gün polis, savcı, hakim işbirliğiyle mağdur edilmiş Fenerbahçe yöneticilerinin ya da onun dışında diğer insanların davası olmasının ötesinde tüm ülkenin, hukuka inanan herkesin davasıdır. Biz, Fenerbahçemizin haklarını o gün koruduk, bugün koruyoruz, sonuna kadar koruyacağız. Yargıtay, 3 Temmuz dosyasında çok önemli bir karar verdi ve bu kararın da gerek teknik aksaklıklar gerekse de daha önemli bir kısımda ‘Kumpas’ olgusundan bahsetti.
Çünkü Yargıtay bu kararı verdiğinde ülkede henüz 15 Temmuz yaşanmamıştı. Aslında 3 Temmuz süreci ve tüm Fenerbahçelilerin bu konudaki başkaldırısı, sivil itaatsizliği, konuyu gündeme taşıması aslında son derece önemliymiş, henüz toplumun bilmediği bir aşamada, toplumu ön görmediği bir aşamada bu hukuk dışı yapılanmanın, olgunun ortaya çıkması yönünden ilk işaret fişeğini vermiş olduğu kabul edilmekte. Bu yönüyle 3 Temmuz dosyasında da Yargıtay, burada ‘Kumpas olguları vardır, kumpas olgularıyla ilgili dava açılmıştı ve bu kumpas olgularını araştır ve delilendir. Bunun sonucuna göre yeni bir karar ver, bana gönder’ dedi. Yargıtay’ın ‘Kumpas’ olgularına ilişkin tespitleri yönüyle son derece önemlidir. Bu yönüyle her iki dava birbiriyle karşılaşacak şekildedir. Biz, Fenerbahçemizin haklarını korumaya devam edeceğiz, tüm Fenerbahçelileri bu davaya gelerek, yazarak destek vermeye çağırıyorum.” şeklinde bir açıklamada bulundu.