Federasyon özerkliğini, kulüp bağımsızlığını kaybedecek
Eski Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanı Avukat Hüseyin Karaahmetoğlu, federasyonların ve kulüp yönetimleri için köklü değişiklikler getiren Spor Kulüpleri Ve Spor Federasyonları Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı Ajansspor için değerlendirdi. Karaahmetoğlu, yasa tasarısının ciddi sıkıntılar içerdiğini belirterek, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kulüpler federasyon ve kulüpler üzerindeki gücünün artacağını söyledi.
TFF'ye müdahale yolu açılacak
Bu tasarı bu haliyle yasalaşırsa, 6222'deki gibi sadece belirli bir olaya veya belirli bir zamanda uygulanıp kanunların çöplüğünde yerini alacağını üzülerek görebiliyorum.
Tasarı kulüp yöneticiliği gerçeğinden bihaber. Spor ailesinin fertlerinin ve özellikle faal yöneticilerin görüşleri alınması lazımdı. Umarım kanunlaşma aşamasında bu eksiklik giderilir. TFF Başkanı Nihat Özdemir ve bazı kulüp başkanları da tasarıda önemli sıkıntıların olduğunu dile getirdi.
Tasarı bu haliyle yasallaşırsa özerk spor federasyonlarıyla yarı özek veya bakanlığa bağlı federasyonlar arasındaki ayırım kalkacak. Bu da en başta Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) müdahale demek. Bu da TFF ile FIFA ve UEFA arasında ciddi sıkıntılara neden olur. Bu algıyıya mahal verecek düzenlemeden kaçınılması lazım.
Bakanlık idari yapıya çok müdahil
Tasarıyla Gençlik ve Spor Bakanlığı, kulüpleri mali açıdan ziyade ağırlıkla idari olarak denetimine alıyor. Oysa temel ihtiyaç kulüplerin mali yapılarındaki bozukluğun önüne geçtmektir ve yasa talebi de bundan ötürüydü. Dolayısıyla yasa, mali denetimi öne çıkartmalıdır. İdari açıdan önerilen kriterler sonrası istenilen nitelikte yönetici bulunması kolay olmayacaktır. Aksine kulüpleri batıran, reklam peşinde koşan ve amigo gibi davranmaya devam eden yönetici tipi ortaya çıkabilir.
Tasarıda, Türk Ticaret Kanunu’na (TCK) göre kurulan, halka arz edilen veya edilmeyen spor anonim şirketlerinin Dernekler Kanunu’na göre kurulan spor kulüpleri arasında bir ayrım yok. Her iki yapının da bir bütünlük içinde değerlendirmeye alınması, ikili yapıya sahip kulüplerin yönetimi ile seçimine kadar her şeyin birbirine karışmasına yol açacak. Ayrıca tasarının 12. maddesinde yer alan kamu yararına faaliyet gösteren spor kulüpleri ile diğer spor kulüpleri arasında var olan belirli imtiyazların eşit bir duruma sokulması gerekirdi.
Yönetimlere müdahale izlenimi oluşuyor
Tasarıda kamu yararına faaliyet gösteren spor kulüplerine en az üçü olimpik, paralimpik veya deaflimpik branş olmak üzere, altı dalda faaliyette bulunmak şartının konulması doğru. Ama bu dallara ayrılan bütçenin ne oranda masraf edilmesi gerektiği de belirtilmeli.
Hatta ve hatta kamu yararına çalışan spor kulüplerinin tanımında yer alan faaliyetlerinin sadece kulüplere imtiyaz sağlanması değil, kendilerine bu hakla verilen imtiyazların sıkı bir denetime alınacağı da yer almalı.
Tasarı, spor kulüplerinde yönetim kurullarına bir müdahale izlenimi veriyor. Kulüp yönetimlerine bağımsız üye yerleştirmenin Dernekler Yasası’na uygun olarak nasıl yapılacağı net biçimde belirlenmelidir.
Tasarının 5. maddesinin 3. bendinde yönetime seçilenlerle ilgili bilgi ve buna ilişkin belgelerin bakanlığa gönderileceği belirtiliyor. Seçilenlerin mal beyanı bildirimi de belgeler içerisinde yer almalı.
Ceza koşulunda 5 yıl sınır olmamalı
Tasarının 5. maddesinin 4. bendinde yönetici olamayacaklarla ilgili kısıtlamalar daha net ortaya konulmalı. Seçilecek yöneticilerin son 5 yıl içinde aldığı cezaların toplamı değil, daha önce görev yaptığı süreçte aldığı cezalar da zamanaşımına uğramaksızın değerlendirmeye alınmalı.
Hatta bu cezaların denetiminin bir merkezde toplanması ve tüm spor kulüplerinin aktif olarak daha önce verilen cezalar konusunda yazılı bilgilerine başvurulmalı.
6. maddedeki spor kulüplerine üye olma hakları, birçok spor kulübünde belirli kişi veya kurumlara imtiyaz verilmesinin önüne geçecek şekilde tanınlanlanmalı.
Birleşen kulüp şehir değiştirmemeli
8. maddedeki birleşme ile ilgili açıklamalarda; 1. bentte yer alan spor kulübünün bir başka spor kulübüyle birleşmesinde, oylamaya katılanların en az dörtte üçünün oyu ile alınacak kararla sağlanması öngörülüyor. Bu dörtte üçte, üye sayısının en az 1/10’u oranına tekabül etmesi şartı aranmalı.
8. maddenin 3. bendindeki birleşmeden kaynaklı sorumluluğun 3 yıl süreyle sınırlanması birçok muvazaalı işlemi ortaya çıkaracağından, 3 yıl sınırı konulmaması daha doğru olacaktır.
8. maddenin 4. bendinde spor kulüplerinin farklı illerde olmalarına rağmen birleşmeleri halinde, il değişikliğinin önüne engel konulmalıdır.
Tasarının 13. maddesindeki il bazında üst kurul oluşumunda yer alan federasyon veya konfederasyon kurulmasının, ülke nezdinde bir ayrışmaya yol açabileceği tehlikesi öngörülmelidir.
Denetim raporu federasyona sunulmalı
Tasarının 14. maddesindeki mali denetimle ilgili başlıkta, 3 ayda bir yeminli mali müşavir veya bağımsız denetçilerden alınacak raporun kulüplerin bağlı bulundukları spor federasyonlarının denetimine sunmaları hükümde yer almalıdır.
Tasarının 15, 16 ve 17. maddesinde birçok doğru kısım bulunmakta ancak hükmün içeriğinde spor kulüpleri ile spor anonim şirketleri hissedarlarına yer verilmektedir. Spor kulüpleri dernekler yasasına göre kurulu olduğundan spor anonim şirketlerinden farklı olarak hissedar olmaları mümkün değildir. Spor kulüplerinin, spor anonim şirketlerine hissedar olmalarına ilişkin esasların daha açık bir şekilde izah edilmesi gerekir. Ayrıca spor anonim şirketleri hakkındaki kısıtlamanın spor kulüpleri alanına da kaydırılması gerekir.
Borçlanma kriteri belirlenmeli
Üçüncü bölümde yer alan mali hükümler ile ilgili ifadeler, içeriğindeki hükümlerin birçoğunun yerinde olduğu fakat kulüplerin yapısında muaccel veya müeccel borç ve alacakların bir bütün olarak değerlendirilerek, borçlanma kriterleri belirlenmelidir.
Zira bir cari yılın içerisinde borç ertelemenin bütçeye yansımasının söz konusu olamayacağından, borçlanmaya esas alınacak miktarın fazla olabileceği tehlikesi söz konusu olabilecektir.
Yine yardım şekilleri başlığı içinde yer alan 23. maddede belediyelerin spor kulüplerine yapacakları yardımların engellenmesi, Belediyeler Kanunu’na ters düşmektedir. Zaten zor şartlar altında mücadele eden alt lig takımlarının kaynak bulmadaki sıkıntılarının bir nebze olsun çare olan belediye katkılarının yok olması, birçok mağduriyete yol açacaktır.
Genel kurul bağlamaz maddesi sıkıntı
Tasarının 24. maddesinde kulüplerle ilgili açılacak davalarda bakanlığın veya ilgili spor kulüplerinin feri müdahil olmaları geçmişte de mümkün olmakla birlikte, bir zorunluluk haline getirilmesi doğru bir yaklaşımdır. Ancak spor kulüpleri ile spor anonim şirketlerinin genel kurullarınca ibra edilmiş olmasına rağmen, bakanlığın ve spor federasyonları açısından bir bağlayıcılığı olmadığı şeklindeki hüküm hatalıdır. Bu hüküm özerk federasyonların, bağlı bulunduğu uluslararası federasyonlar nezdinde sıkıntı yaşamasına neden olur.
Tasarıda yer alan genel kurullarla ilgili bölümde mali genel kurulun 2 yılda bir yapılması yer almaktadır. Ancak mali denetimin 1 yıl şeklinde sınırlandırılmasında bir uyumsuzluk olabileceği gibi, kulüplerin mali genel kurulunun 2 yılda bir yapılması ile bütçelerin 2 yıllık olması, borçlanma oranında sıkıntıya yol açabilir. Bu durum bazı kulüplere Bakanlar Kurulu tarafından sağlanan imtiyazlara da aykırı olacaktır.
Tasarıdaki spor federasyonlarının tüm gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçlardan muaf olması doğru. Bu konudaki ayrımın nasıl olması gerektiği ise netleştirilmeli.
Denetimi bakanlık yapmamalı
Spor federasyonlarının başkan ve yönetim kurulu üyelerinin kasıt veya ihmalden kaynaklı zararlarından sorumluluğuna ilişkin denetiminin bağımsız denetçilerin raporları ile belirlenmelidir. Bakanlık denetçilerinin bu konularda tek yetkili olması ciddi bir sıkıntılar doğurur.
Tasarının dördüncü bölümünde yer alan tahkim kurulları ile ilgili açıklamaların öncelikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ile uyumlu bir hale getirilmesi gerekir.
Tahkime devlet memuru atanamaz
Halihazırda özerk ve özerk olmayan federasyonların tahkim kurulları ayrı. Ancak yeni kanunda tüm federasyonlara ayrı ayrı ve bağımsız şekilde seçilen tahkim kurulları ve disiplin kurulları öngörülmeli. Tasarı özerk olmayan federasyonların tahkim kurullarına devlet memuru atamasına olanak tanıyor. Bu durum Devlet Memurları Kanunu’na göre sakıncalıdır. Bilindiği üzere devlet memurlarının ikinci bir işte çalışamayacakları ve ikinci bir maaş alamayacakları esastır.
Tasarının 59. maddesinde atıf yapılan maddenin 51. madde değil, 52. madde olması gerekir. Bu maddi bir hatadır ve düzeltilmelidir.
Tasarıdaki TFF Tahkim Kurulu ile ilgili madde, AİHM’de verilen karara uyumun olup olmadığı noktasında kilitleniyor. Bilindiği üzere tahkim kurulunun atama ile değil, seçimle iş başına geleceği ve yönetimin müdahalesinin bu yönü ile engellenmesi yolu tercih edilmektedir. Bu yönde TFF’nin özerk yapısındaki statü değişikliğini yapması ve AİHM kararına uygun hale dönüşmesi daha isabetli olacaktır.
İki dönem başkanlık sınırı Anayasa'ya aykırı
Yine tasarıda spor federasyonlarında mevcut başkan veya eski başkanların en fazla iki dönem başkanlık yapabilecekleri şeklindeki hüküm, Anayasa Mahkemesi'nin bu yönde verdiği karara aykırıdır. Bu konunun farklı bir ifade ile aşılması sağlanmalıdır. Tasarı bu haliyle 6222 ile aynı kaderi paylaşır.
Sonuç olarak; hazırlanan bu tasarı genel hatlarıyla doğru fakat yetersiz ve ciddi eksiklikler de barındırıyor. Bu yüzden de uygulama yönünden daha önce çıkarılan 6222 sayılı yasanın akıbetine uğrayabilir. Tasarı bu haliyle Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, spor federasyonları üzerinde güçlü bir kontrol ve baskıya yol açabilecek.
Bu tasarıya spor ailesinin tümünün görüşlerinin yansımadığı aşikar. Eğer yansıdığı iddia ediliyorsa da o zaman spor ailesi yasa hazırlığı için çok fazla bir katkı sunmamış. Tasarıyı hazırlayanlar, tüm güç ve yönetimi bakanlığa ihale etmiş durumda. Bu da hukuk devleti açısından ileride sakıncaların doğmasına neden olacak. Bir çok değişiklik yapılması şimdiden kaçınılmaz.