Fenerbahçe 3 puanı söktü aldı
Spor Toto Süper Lig’in 24. haftasında Aytemiz Alanyaspor deplasmanına çıkan Fenerbahçe, mücadeleci ve savaşçı oyun karakteriyle 2-0 geriye düşmesine rağmen maçı ve 3 puanı söktü aldı. 3-2.
Ev sahibi takım Aytemiz Alanyaspor açısından;
Takım olarak iyi motive olmuş, konsantrasyon bütünlüklerini sahaya iyi yansıtan sert ve baskılı oyun kurgularıyla ofansif anlamda maça fırtına gibi başladılar. Yardımlaşma saha parselasyonu, kanat beklerinin hücuma katkısı, topun olduğu yerde çoğalmak, savunma hattını öne çıkartarak alan daraltmak, organize takım presi, akıcı pas oyunu gibi modern futbolun gereksinimlerine ilaveten kolektif ruh ve kolektif oyun yapılarıyla kompakt bir takım hüviyetindeydiler. Bu istekli oyun kurguları kapsamında daha ilk çeyrek geçilirken skor tabelasında 2-0’ı çok kolay yakaladılar.
Ancak tüm fizik ve mental yapıları sadece yarım saat sürdü. Kalan dakikalarda tersi bir oyun karakterleriyle rakibe teslimiyetçi bir takım haline dönüştüler. Sadece dokuz dakika içinde iki golü kalelerinde görmeleri ise bu tezin en net kanıtıydı. İlk yarıda bitime üç dakika kala yedikleri üçüncü gol hakem Ali Palabıyık tarafından ofsayt gerekçesiyle sayılmayınca ucuz yırtıp, devreyi 2-2 beraberlikle kapattılar.
İkinci yarıda vasatın altında kalan futbol kurguları, Aytemiz Alanyaspor’un en azından bir beraberlik umutlarına yeterli olamadı. Baskılı ve bunaltıcı ataklar yapan ve galibiyeti isteyen rakip Fenerbahçe karşısında ancak 68. dakikaya kadar dayanabildiler. Söz konusu dakikada yedikleri 3. gole bu kez hakem Ali Palabıyık’ta engel olamayınca ne yazık ki ev sahibi takım açısından maçın sonu oldu.
Fenerbahçe’ye gelince;
Fenerbahçe açısından bu maçın özeti; “Büyük Takım Refleksi” diyebiliriz.
Konuk ekip Fenerbahçe maça tutuk başladı. Nedendir bilemiyorum ama; Sarı lacivertli oyuncular psikoloji disiplininde Sensomotorik olarak tanımlanan “kondisyon eksikliği ile güdü ve beceri arasındaki uyumsuzluklar” yani duyu-hareket çatışmalarını daha maçın ilk dakikalarında su yüzüne çıkarttılar. Toparlanmaları kalelerinde iki gol görmelerine neden oldu. Yaklaşık yirmi-yirmi beş dakika bu negatif nitelikli oyun kurgularını sürdürdüler. Kazanılan bir duran top organizasyonunda maçın adamı Lens’in çok akıl dolu ortası rakip savunmada panik yaratıp golü kendi kalelerine atmalarına sebebiyet verdi. İşte ne olduysa bu skordan sonra oldu.
Gol sonrası Fenerbahçe takımı maç genelinde inanılmaz bir değişim içine girdi. Birden bire takım halinde motivasyon, konsantrasyon, özgüven, takım ruhu, hedefe doğru emin adımlarla ilerleme, takım halinde olumlu düşünme, enerjik ve senkronize olma gibi psikolojik becerilerde yaşanan hızlı artış ve bu artışın performansa yansımasını sağladılar. Bu pozitif olgu, Fenerbahçe’nin adeta bir psikolojik momentumu olmuştu. Sarı lacivertlilerin pozitif ve kararlı oyunu sahanın her yerine damgasını vururken skora yansımayı da ihmal etmedi.
Fenerbahçe adına atılan sadece bir gol adeta sahada rolleri değiştirdi. Kolektif ruh ve kolektif oyun kurgularıyla modern futbolun gereksinimlerini sergileyen kompakt takım bu kez Fenerbahçe oldu. takım halinde sergiledikleri pozitif nitelikli oyun kurgularıyla maça pozitif katkı sağlayarak 2-0 geriye düştükleri maçtan 3-2 galip gelmesini bildiler.
Maça kötü başlayıp, 2-0 geriye düştükten sonra kazanmaya endeksli oynayarak altın değerinde önemli bir 3 puanı söküp alan Fenerbahçe takımını kutluyorum.