Fenerbahçe Beko’dan Euroleague güçlü başlangıç
Fenerbahçe Beko, Euroleague’de sezona güçlü başladı. Sarı lacivertliler, Zeljko Obradovic sonrası dönemde şimdiye kadar ki en iyi görüntüsünü veriyor.
Tepe takım koçu Dimitris Itoudis
Fenerbahçe’de Zeljko Obradovic’ten sonra o koltuğa oturan herkes tartışmaların göbeğine düştü. Sırasıyla Igor Kokoskov ve Sasha Djordjevic, Obradovic’in gölgesinde kayboldu. Yeniden doğmak için tek çare gözünü daha kesin bir çözüme gitmekti. Yani yüksek profilde bir başantrenöre... Sarı lacivertlilerin bu dönemde önüne büyük bir fırsat çıktı. Rusya-Ukrayna krizi sonrası CSKA Moskova’dan ayrılan Yunan koç Dimitris Itoudis, Fenerbahçe koçluk koltuğunun ağırlığını kaldırabilecek yegane kişiydi. 8 yıl CSKA Moskova ile Avrupa’nın zirvesinde rekabet etmiş, bunu da 2 şampiyonlukla taçlandırmış basketbolun elit koçlarından birisi... Aynı zamanda Zeljko Obradovic’in eski yardımcısı...
Yapılanmada kim ne der yok!
Fenerbahçe’nin sezon başında yaptığı bazı, hatta çoğu transfer eleştrildi. Ama gelinen noktada, hepsinin planlanmış bir kurguyu oluşturmak için kadroya eklendiği gayet açık. Barcelona’da kariyerinin en kötü dönemini geçiren Nick Calathes ve Maccabi’yi bir türlü bir üst seviyeye çıkaramayan Scottie Wilbekin bu isimlerin başını çekiyordu. Ama Yunan koçun kafasında kesinlikle bir plan vardı. Bu iki istenmeyen parça aslında birbirini tamamlıyordu. Transferler konusunda değinilmesi gereken bir diğer husus ise kulübün bütçesinin Euroleague’de 4-5 takımın gerisinde kalması. Ki zirve ile makas uçuk derecede açık. Bu koşullarda rekabetçi bir kadro kurabilmek için ya çok kafa patlatmalısınız, ya da çok risk almalısınız. Dimitris Itoudis ve Maurizio Gherardini kafa kafaya vererek iki seçeneği de hayata geçirdi.
Hiyerarşide net çizgiler çizildi
Bu dışarıdan harmanlaması zor gözüken kadroyu verimli bir hale getirmenin yolu, saha içindeki hiyerarşinin etrafına net çizgiler çekmekti. Herkes sahada üstün olan niteliklerini yansıtırken, aynı zamanda arkadaşlarının zaaflarını örtecekti. Bu doğrultuda Yunan koç; Nick Calahtes’e organizatörlük, Scottie Wilbekin ve Marko Guduric’e ise bitiricilik görevini uygun gördü. Euroleague tarihinin en çok asist yapan oyun kurucusu Calathes’i saf bir “playmaker” rolüne soyundurup daha fazlasını beklememek, takımın komutasına geçtiğinde potansiyellerinin gerisinde kalan, takımın tavanını aşağıya çeken Marko Guduric ve Scottie Wilbekin gibi oyuncuları takımın ana skorerleri yapmak takımın verimini en yukarı çekecek seçeneklerdi.
Fenerbahçe 10 yıllık takım gibi başladı
Bütün bunların ortaya çıkardığı sonuç ise Avrupa basketbolunda görmeye alışık olmadığımız cinsten. Genel itibariyle çoğu takım sporunda sezon sonunda rejenere olan takımlar yeni sezona pek iyi başlamaz, taşlar yıl içerisinde yerine oturur. Ortaya net bir şablon çıkınca da bu projenin başarılı ya da başarısız olduğu kendini gözler önüne serer. Fenerbahçe’nin bu safhada bizlere verdiği görüntü ise oturmuş bir takım. Bunun doğru stratejisi ve kadro mühendisliğinin bir ürünü olduğu da aşikar... Bir takım için kadar erken randıman almak, başarıya giden yolda sizi eş konumdaki rakiplerinizin adım adım önüne geçirir. Yanlış fren kullanmadığınız takdirde ise yolun sonunda ufukta bir kupa görebilirsiniz.