SKORDAN ve hakem kararlarından bağımsız olarak önce şunu söylemem gerek: Son yılların en çekişmeli maçını izledik ligde. İki hocaya, sahaya terlerinin son damlasına kadar bırakan 28 futbolcuya gönülden tebrikler her şeyden evvel...
Fenerbahçe - Beşiktaş maçının ardından yazar görüşleri!
Palabıyık rekor kırdı! - Bilal Meşe (Milliyet)
Yahu arkadaşlar ligin daha altıncı haftası, yol uzun, bu köprünün altından daha çok sular akar! Dememiz o ki bu neyin gerginliği? Bu oyunun güzelliklerine hasret kaldık, neredeyse gözümüz açık gideceğiz! Son yıllarda futbolumuzda bir gerginlik aldı başını gidiyor, futbolcular topla haşır-neşir olacaklarına ya birbirlerine, ya da hakeme gider yapıyorlar! Bu güzelim oyunu çirkinleştirme adına elimizden geleni yapıyoruz valla! Efendim, neymiş 13 yıldır Beşiktaş Fenerbahçe’yi sahasında yenemiyormuş? Olsun ne çıkar, son iki yıldır Lig’in şampiyonu kim Beşiktaş.
- * *Koca bir ilk yarıda aklımızda ne kaldı futbol adına, hiç bir şey! Beş SARI, iki KIRMIZI kartı anımsıyoruz! Evet Ali Palabıyık. Bu yarıda hep gördüğünü çaldı, çıkardığı sarılara asla itirazımız yok. Neto’nun direkt kırmızısı doğru, Cenk bize göre kurtulsa, net gol pozisyonu... Quaresma’nın ikinci sarısı tartışılır... Ekici’ye kontrolsüz giriyor, faul kararı doğru, ama ikinci sarı bizce çok ağır... Palabıyık, gerginliği düşürme adına sarılarda taviz vermedi, doğru da yaptı.
- * * *Ne var ki Palabıyık’ın ikinci yarıdaki yönetimi skandal ötesiydi, bu yarıda da toplam 3 kırmızı kart çıkarırken, müthiş gözle görülür hatalar yaptı. İşin özeti maçın önüne geçti Palabıyık! Hangisini saysak? Güneş’i kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle tribüne gönderdi ! Bitmedi, 70’de Hasan Ali Kaldırım’ın Cenk’in tendonuna basması hem penaltı hem de kırmızı ötesiydi, onu da süzemedi, yani gördüğünü çalamadı Palabıyık. Negredo’nun sayılmayan golünde ofsayt göremedik. Maalesef bu derbiye de gölge düşürdü, Başkan Fikret Orman’ı haklı çıkardı bizce. Eeee böylesi kamuoyu baskısını ne Palabıyık, ne de başka hakem kaldırabilir!
- * * *Elbette bu yarıda Fenerbahçe daha baskılı gibi gözüktü... Bunun da temelinde Beşiktaş’ın, orta sahada gerekli direnci gösterememesi vardı. Yani Babel ve Talisca bu alana gerekli desteği bir türlü veremediler. Bu da Fenerbahçe’nin işine geldi, bir gol bulurken, pozisyon ürettiler... Medel’in Jannsen’e cezaalanı içinde kontrolsüz yüklenmesi ve penaltıya neden olması inanılır gibi değildi! Bu yarıda Beşiktaş’ın tek net pozisyonu Atiba’nın kafa şutu, hepsi o kadar.
- * * *Güneş hocanın Tolgay, Negrado ve Lens hamleleri oyunun şeklini doksan derece değiştirdi... Beşiktaş tüm riskleri göze aldı, oyunu rakip alana yıktı, hatta Kartal tek kale oynadı dersek abartmış olmayız... Öyle bir baskı kurdu ki Kartal, Fenerbahçe’ye nefes aldırmadı, aldırmasına da golü yine penaltıdan kalesinde görürken, Babel, 87’de kafayla farkı bire indirirken takımını da puan için umutlandırdı. Ne var ki, Kartal’ın beraberlik çırpınışları yarar getirmedi... Valla, Beşiktaş yenildi, yenilmesine de, bu yenilgi onun kalitesinden asla bir şey alıp götürmez, sadece üç puan kaybetti, hepsi o kadar. Fenerbahçe’de bu derbi galibiyeti olası tehlikeli çanlarını da şimdilik ortadan kaldırdı.
Çılgın derbi - Şansal Büyüka (Milliyet)
Yazıyı yazarken Fenerbahçeli Janssen canlı yayına geldi. Görüşlerini yansıtırken “Çılgın bir derbi oldu” dedi. Gerçekten öyle... Beş kırmızı kartıyla, iki penaltısıyla, Şenol Güneş’in tribünlere gönderilmesiyle, verilen-verilmeyen kararlarıyla, bir saniye olsun düşmeyen tansiyonu ile gerçekten çılgın bir akşam, çılgın bir derbi oldu.Fenerbahçe ne kadar kötü olursa olsun, ne kadar eksik olursa olsun, bir kez daha inandım ki, derbilerde bir büyüsü var. Kadıköy’ün derbiler adına “yıkılmaz” bir tarafı var. Beşiktaş’ı yenebilmek, futbol olarak, sonuç olarak Beşiktaş’a üstünlük sağlayabilmek çok kolay değil...
Ama Beşiktaş özellikle ilk yarıda rakibinin işini kolaylaştıran çok ciddi yanlışlar yaptı. Hatta sağ kanatta kendisini imha etti. Beşiktaş’ın kabul etmek gerekir ki en güçlü özelliklerinden biri, kanatlarda son derece etkili olması... Ama baktık özellikle ilk yarıda sağ kanatta Medel müthiş aksadı. Daha ilk 15-20 dakikada Şenol Hoca “Keşke Necip’i oynatsaydım” demiş midir merak ediyorum. Medel gibi üst seviyede bir oyuncunun, Avrupa’nın en güçlü takımlarında forma giymiş bir oyuncunun, rakibine arkadan böyle acemice bindirmesi, hakeme penaltıyı çalma konusunda şans vermesi çok da kabul edilebilir değil... Önünde oynayan Quaresma’nın da kırmızı kartla oyun dışında kalması Beşiktaş’ın sağ kanadını adeta çökertti.Beşiktaş sol kanadını geride bıraktığımız haftada, yani Caner-Babel ikilisini Porto takımı bile durduramamıştı. Ama Fenerbahçe, Giuliano’nun çok da defansif özelliği olmamasına rağmen, bu alanı özellikle ilk yarıda çok iyi kapadı. Öyle kapadı ki, İsla tek başına mücadele edip tek tehlikeye bile izin vermedi.Fenerbahçe bununla da yetinmedi...
Gene ilk yarıda, geri dörtlüsünün önüne de akıllı ve disiplinli bir duvar örüp, Beşiktaş’ın pas yapmasına, oyun kurmasına ve tehlike yaratmasına izin vermedi. Onar kişiyle başlayan ikinci yarıda roller değişti. Mehmet Ekici’nin çıkmasının ardından Fenerbahçe orta alan organizasyonunu kaybetti. Pas trafiğini ve üstünlüğünü yitirip, durup dinlenmeden gelen Beşiktaş ataklarını sadece uzaklaştırmaya çalıştı.Beşiktaş’ın ciddi baskı kurduğu dakikalarda Fenerbahçe göbeğinde önce Souza, sonra Neustader sahneye çıktı. Ozan da akıldışı bir gol kaçırmasına rağmen sıkıntılı dakikaların çalışkan adamı olarak ortaya çıktı.Caner’in ikinci yarıda biraz da içeri kaçmasından sonra olağanüstü çabası ve çalışkanlığı Beşiktaş’ın gol bulmasına yetmedi. Kameni’nin de hakkını teslim edelim. Tam 42 maç sonra Volkan’dan teslim aldığı bir derbide, kaleyi ve formasını sağlama aldı.Benim anlamadığım, Beşiktaş eksik kaldıkça, Fenerbahçe’nin ışık hızıyla buna cevap vermesi ve kırmızı kartları görmesiydi. Oysa büyük ve usta takımların rakibin eksik kalışını avantaja çevirmesi gerekmez mi?Hakem Ali Palabıyık elbette çok konuşulacak. Penaltıları ve kırmızıları haklıydı. Beşiktaşlı Negredo’nun bir golü adeta “güme” gitti. Ofsaytla uzaktan yakından ilgisi yok. Bunun faturası Ali Palabıyık’a mı çıkar, yardımcıya mı bilemem ama, bildiğim bu pozisyonda Beşiktaş’ı kötü yaktılar. Tabi bir de Hasan Ali’nin Cenk’e müdahalesinde ciddi bir penaltı tartışması var. Bu yenilgi Beşiktaş’ı fazla sarsmaz. Hesaplarını altüst etmez. Ama bu galibiyet Fenerbahçe’yi hayata, lige ve yarışa yeniden döndürdü.
Keşke yanılsaydım! - Ersin Düzen (Vatan)
DÜN gazetemizde, bizi gergin bir derbi beklediğini, kaliteli bir oyunun hayâl olduğunu ifade etmiş, Ali Palabıyık’ın işinin çok zor olduğunu vurgulamıştım. Yanılmayı isterdim! Sahada, teknik kapasitesi yüksek birçok yıldız olmasına rağmen kötü ama heyecanlı, aksiyonu bol bir derbi izledik.
DERBİNİN hikayesini, penaltılar ve kırmızı kartlar belirledi. Palabıyık, 4 kararında da haklıydı. Ancak çıkması gereken kartlar, verilmesi gereken Beşiktaş’ın 71’deki penaltısını da unutmamak gerek. İLK yarıda futbolun konuşulabileceği sadece 30-35 arasında iki takımın girdiği pozisyonlar. Bunun yanı sıra M.Ekici’nin F.Bahçe için ne kadar önemli bir oyuncu olabileceği gerçeği. Orta sahadaki köprü vazifesini eksiksiz yerine getirdi. Ozan’ın üzerindeki sorumluluğu aldı. Topu çıkarttı, pas dağıttı. Janssen’in etkili oyununu unutmamak lazım. Bir yıldız değil belki ama savaşan, pes etmeyen ve çok faydalı bir genç...
NETO’NUN atılması, Kocaman’ın planlarını direkt etkilemiştir. Ekici’nin çıkışı, hazır olmayan M.Topal’ın girişi, orta alandaki zaafiyeti ortaya çıkardı. Beşiktaş’ın presi, sarı-lacivertlileri hataya zorladı ve mahkum oynattı. Oğuzhan ortaya çıktı, Şenol Güneş’in Negredo hamlesi ile Cenk, Babel ve Caner rakip kalede daha fazla göründü. Ancak başta De Souza’nın performansı ile defans hattının disiplini skor fırsatı vermedi.
KARTAL AĞIR HASARLI
KOCAMAN, tehlikeyi fark ederek, Alper’i alıp doğru bir müdahale yaptı; belki Valbuena tercihini eleştirebiliriz. Giuliano olabilirdi. Alper ile geniş alanı daha etkili kullanmaya başlayan F.Bahçe, biri Ozan’la net olmak üzere fırsatlar buldu. BEŞİKTAŞ için her şey bitti dendiği anda, Babel’in golü, İsmail’in atılması son saniyeye kadar heyecanın sürmesini sağladı. Skoru, takımların oyunu değil, bireysel hatalar belirledi. Sinirlerine hakim olmak, bu maçlarda belirleyici oluyor. Quaresma, ilk sarıyı gördüğü pozisyonda atılmalıydı. Sarısı varken, yaptığı ise iş değil! BU galibiyet F.Bahçe’nin lige yeniden başlamasını sağlayacak. Beşiktaş ise ağır hasarla çıktı. Önce Leipzig maçı var ama Trabzon mücadelesi için daha kötüsü olamazdı. Quaresma, Oğuzhan, Atiba yok!
Kırmızı gece - Güntekin Onay (Vatan)
BEŞİKTAŞ’IN özellikle ilk yarıda oynadığı futbol siyah-beyazlıların kalitesinin çok altında kaldı. F.Bahçe sadece daha istekli ve dirençli gözükerek Beşiktaş karşısında penaltıyla da olsa golü buldu ve disiplinli oyunuyla da siyah-beyaslılar pozisyon vermedi. Quaresma’nın atılmasıyla 10 kişi kalan siyah-beyazlılar için her şey çok zor gözüküyordu. Hem 11’e 10 dezavantajı hem de skor olarak yenik durumda olmak büyük bir felaketti. Ancak Neto’nun büyük hatası ve bariz gol şansı olan Cenk’i düşürmesiyle birlikte karşılaşmanın 10’a 10 noktasına gelmesi Beşiktaş için avantaj oldu.
TARTIŞILACAK ÇOK ŞEY VAR
F.BAHÇE stoperde Josef-Neustadter ikilisiyle oynamasına rağmen iyi bir savunma yaptı, özellikle de kaleci Kameni bence takımın en iyisiydi. Beşiktaş’ta derbi performanısını eleştirdiğimiz Quaresma sarı kartı olmasına rağmen yaptığı kontrolsüz hareket sonrası oyundan atılarak mağlubiyette en önemli etkendi. Talisca kötü oyunuyla hayal kırıklığı yaratan bir isimdi. Dünkü yazımda da bahsettim daha çok savaşan ve ev sahibi olan İstanbul derbilerinde avantajlı oluyor. F.Bahçe daha çok isteyerek ve savunmada dikkatli oynayarak kazanmaya başardı. BEŞİKTAŞ 9 kişi bile 2-1’i buldu ancak bu gol için çok gecikti. 5 kırmızı kart, penaltılar, tartışılacak çok fazla pozisyon var. Bana göre kırmızı kartlarda Atiba’nın 2. sarısı belki biraz ağırdı. Beşiktaş’ın iptal edilen golünde de Palabıyık yanlış karar verdi.
Oyun Beşiktaş’ın maç F.Bahçe’nin - Mehmet Ayan (Vatan)
F.BAHÇE’NİN penaltısı: Doğru…Q7 kırmızı kart: Doğru…Neto kırmızı kart: Doğru…İlk 45 dakika harika bir Ali Palabıyık performansı…2. yarı…Negredo golünün iptali (Cem Satman kararı): Yanlış…Hasan Ali’nin Cenk’e basması, net penaltı: Yanlış karar!Atiba’nın sarı kartı ve sonrasında verilen penaltı: Doğru…İsmail’in atılması: Doğru…Şenol Güneş’in atılması: Doğru.. (Ekrandan gördük, hakeme küfür var) 22 kişi başlayan ve 18 kişi biten maçta heyecan, tempo, adrenalin, gerginlik, çirkinlik.. Tonla hatanın yanında birçok da güzellik görmek mümkündü. İyiliklerine sağlık, kötülüklerine bir son artık diyelim…
BEŞİKTAŞ maça beklediğimden hücumcu, F.Bahçe olması gerekenden etkili başladı. Penaltıya kadar Beşiktaş bir tık önde bile olsa, F.Bahçe ‘klasik Kocaman futbolu’ oynamıyordu. Ekici ile hareketlendirdiği orta alanından kanatların desteğiyle doğru çıkışlar yapabiliyordu. Beşiktaş’ın da derdi, kendi topunu oynayabilmekti. GOLE kadar başabaş, golden sonra (Ozan’ın bir pozisyonu dışında) Beşiktaş’ın iki net pozisyonuyla birlikte tamamen Beşiktaş’ın oyunu vardı sahada. Q7 atılınca avantaj F.Bahçe’ye geçti dedikten kısa bir süre sonra sayısal beraberlik çıktı ortaya.
UNUTULMAYACAK BİR MAÇ
İKİNCİ yarı oyun tamamen Beşiktaş’ındı. Rakip sahaya yıktı da yıktı maçı… F.Bahçe hem geri çekildi, hem de Beşiktaş onu arkaya itti. Pozisyonlar da buldu siyah-beyazlılar. Ozan’ın akıllardan çıkmayacak pozisyonu hariç, F.Bahçe nadiren kaleye gittiği ataklardan birinde penaltı geldi; maç da orada koptu. Sonrası 2-1 ve yine sonlara doğru bol heyecan… HER şeyiyle hatırlanacak, futbol dışı konuşması bol bir haftaya bizi hazırlayan bu derbi sonrasında lig F.Bahçe için yine yeniden başladı.
SERDAR ALİ ÇELİKLER | ''Yabancı hakem şart oğlu şart'' (HT Spor)
Birinci penaltı: Medel’in Janssen’e elleriyle müdahalesi var. Türkiye’de futbolu bilen herkes ama herkes şunda hemfikir: Evet, Medel’in müdahalesi var ama aynı pozisyonu Beşiktaş lehine vermez. Bu pozisyonun aynısı Vodafone Park’ta olsa yine vermez. İkinci penaltı: “El açık olursa çarpma olsa bile ver” denildi. Tamam ama elle müdahale etme isteği olmayan, açık olan eline hasbelkader çarpan top nedeniyle penaltıya sebep olan Atiba’ya 2. sarı karta gerek yoktu. Yine Türkiye’de herkes biliyor ki Atiba’yı atmasa İsmail’i de atmazdı. Şenol Güneş’in atılmasına neden olan faul: Valbuena ile Pepe arasındaki pozisyonda faul kesin olarak yok. Şenol Hoca çıldırdı sonra da tribüne gönderildi.
''O PENALTIYI BEŞİKTAŞ'A HAYATTA VERMEZDİ''
Hakemin sadece Q7’ye gösterdiği 2 sarı kart doğruydu. Eğer Quaresma’yı atmamış olsa Neto’yu da atamazdı.. Ve en önemlisi; durum 1-0 iken Cenk’e HAK’ın yaptığı net penaltıyı vermedi. Ali Palabıyık maçın önüne geçti. Yardımcısı da Negredo’nun golünü hiç etti. İşte Türk hakemliği bu! Eyyam, sahaya ve duruma göre kararlar. Biz futbol yerine hakem konuşmak istemiyorsak artık yabancı hakem getirmeyi düşünmeliyiz. Maça gelirsek F.Bahçe ilk yarıda istediğini yaptı. Arkada iyi beklediler, istekle telaşı karıştırmadan baskıya gittiler ilk atakta devşirme sağ bek Medel’in zaafından yararlanma taktiği tuttu ve penaltı böyle geldi. Sonra Ozan ile aynı bölgeden net bir pozisyon daha yakaladılar. Bu dönemde OJE muhteşem işler yaptı. Ozan-Josef-Ekici'den oluşan OJE F.Bahçe’yi güzelleştirdi. Ekici 2 kere 50 metre top taşıdı ve pozisyon üretmeye çalıştı.
Quaresma da atılınca her şey F.Bahçe’nin lehine gelişiyordu ki Neto’nun da atılması oyun dengesini getirdi. Kocaman Topal’ı ön stopere Josef’i stopere attı. Bu devrede F.Bahçe çok bekledi ve hiç çıkamadı. Alper daha erken girmeli, Giuliano çıkmalıydı diye düşünüyoruz. Bu dönemde Kameni skoru tuttu, Palabıyık da net penaltıyı vermeyince Beşiktaş’ın en kötüsü Atiba’nın kendi hatası ile başlayan pozisyonda penaltıya sebebiyet verince maç aslında o anda bitti. Akabindeki gol son 7-8 dakikayı kakafoniye döndürdü. Sonuç olarak Beşiktaş bu maçtan kenetlenme ile çıkacaktır. Her Beşiktaşlı mağlubiyeti Palabıyık’a yükleyecek ve oyuncularını kucaklayacaktır. F.Bahçe ise bu galibiyet ile lige döndü. F.Bahçeliler bu kritik sonuçla tribüne daha çok gelecektir. Kocaman’ın Başakşehir maçından bu yana oynattığı 3’lü orta alan Alanya maçında Dirar’ın sakatlanması ile idealini buldu. Ekici-Ozan-Josef üçlüsü ile en önde Janssen artık bu takımı taşıyacak omurgadır.
JOSEF DE SOUZA
Her derbide olduğu gibi dün de çok iyiydi. Orta alanda da stoperde de...
ALİ PALABIYIK
Beşiktaşlılar haklı olarak onu bir daha görmek istemeyeceklerdir.
Son 10 yılın en iyi maçıydı - Uğur Meleke (Hürriyet)
- Bu çok büyük maçı analiz etmek içinse, iki bağımsız perdeye ayırmamız gerek sanırım: 11’e 11 oynanan bölümde istediklerini sahaya yansıtan taraf Fenerbahçe’ydi. O bölümü 1-0 kazanmayı hak ettiler. Ancak 45’le 85 arası, yani kırmızı kartlardan Janssen’in golüne kadar ibre büyük ölçüde Beşiktaş’a döndü. Hem Fenerbahçe’nin en iyisi Mehmet Ekici’nin çıkışı, hem de etkisiz Talisca’nın yerine istekli Negredo’nun girişi maçın ritmini değiştirdi o bölümde. Beşiktaş’ın o 40 dakikada maçı dengeleyememesi siyah-beyazlıların talihsizliği.
İLK PERDE
- 11’e 11 oynanan bölümde Aykut Kocaman’ı yeni stratejisi için tebrik etmek gerek:
- Net bir 4-3-2-1 oynadılar. Sahada kenar hücumcusu yoktu; Giuliano-Valbuenaikilisi, Janssen’in arkasında duble oyun kurucu rolü üstlendiler. Tottenham’da Kane’in arkasındaki Dele Alli-Eriksen gibi. Bu tercih, Fenerbahçe’nin göbekte beşli bir kalabalık bulmasını sağladı; ilk devrede merkeze sahip oldular.
Özellikle Isla-Giuliano-Valbuena-Ekici’nin tamamının sağda buluştuğu bazı anlar, Fenerbahçe’nin ofansta en etkili olduğu anlardı. Souza yengeç gibi bir ilk yarı oynadı, Mehmet Ekici futbolu çok özlemiş. Janssen’in de bu etkili gruba kattığı enerjinin hakkını teslim etmek gerek.
VE İKİNCİ PERDE
- İKİ takımın da 10’ar kişi kalmasından sonra ise el Güneş’e geçti adeta. Kocaman, sahanın en iyisi Ekici’yi çıkararak orta saha üstünlüğünü kaybetti. Şenol Hoca’nın da koşan, arayan, isteyen Negredo’yu sokmasıyla siyah-beyazlılar çok daha efektif hücum etmeye başladı Kadıköy’de.
- Negredo aslında bu arayışının ödülünü 60’ta almıştı ama Cem Satman’ın yanlış ofsayt bayrağı İspanyol oyuncuyu haklı golünden etti, puan da böyle kaydı ellerinden. Ancak Leipzig maçında Talisca’nın yerinde Negredo’yu bekliyorum ben.
KOCAMAN’IN FAUL OYUNU
FENERBAHÇE çizgileri tek adamla oynadığı için hızlı hücumları hep faulle kesti. İlk 45’te 12 faul yaptılar, 11’i hücumculardan. Büyük bölümü de Beşiktaş hücum tohumlarını ekerken. Savunma dörtlüsünün ilk devrede tek faulü vardı, o da Neto’nun kırmızısı.
HAKEM İÇİN ÇOK ZOR MAÇ
- QUARESMA’nın ilk faulü zaten kırmızıydı. Neto’nun, Atiba’nın, İsmail’in kartları doğru. Pepe’nin Janssen’e dirseği de kırmızı.
- Medel, Janssen’in üstüne yüklendi, Atiba’nın kolu açıktı, penaltılar doğal. Ozan’ın koluysa bitişikti. Negredo’nun iptal edilen golünde Satman’ın bayrağı hatalı. Gol nizamiydi.
Hasan’ın bileğe basışı da bence penaltı olmalıydı.
MAÇIN ADAMI: OZAN-SOUZA
OZAN’ın yükselişi muazzam. Biraz şanslı olsa, iki golü olabilirdi. Souza önce merkezde, sonra stoperde büyük oynadı. İki tartışmalı ismin bu maçta öne çıkmaları enteresan.
Yarışta artık Fenerbahçe de var - Rüştü Reçber (Hürriyet)
DÜN iki teknik adam da sahaya çıkan takımlarında önceliği güvenliğe vermişti.
Dengeli ve kontrollü oynamak, az hata yapmak futbol felsefelerinin temelini oluşturdu. Sönük başlayan derbinin heyecanlı hale gelmesini sağlayan olay, Fenerbahçe’nin penaltıdan gelen golüydü. Bu gol sonrası maçın hareketlendiğini, oyuncuların da afresifleştiğini gördük.
Bunun neticesinde Quaresma’nın atılması Fenerbahçe için büyük bir avantaj oluyor derken Neto’nun kırmızı kart görmesi oyunu yine dengeye getirdi. Fenerbahçe’de Valbuena etkin oyununu ilk yarıda her bölgede gösterirken, gol dışında aklımızda kalan başka bir pozisyon olmadan ilk 45 devre böyle bitti.
KRİTİK KURTARIŞ
Fenerbahçe ikinci devreye Topal-Ekici değişikliğiyle başladı, Josef stopere geçerken Topal da orta sahada görev aldı. Beşiktaş 60. dakikadan sonra oyunda üstünlüğü ele aldı, hatta golü de buldu ancak Negredo’nun ağlara giden topu -hatalı bir kararla- gol değeri kazanmadı. Bunun dışında Cenk’in kafa şutunu Kameni’nin kurtarması maçın bir diğer kırılma noktasıydı.
Ev sahibi ekip kontrollü bir oyunla rakibi kaleden uzak tutma düşencesini maç boyunca gerçekleştirmeye çalıştı. Bunu yaparken buldukları ikinci bir penaltı golüyle skor anlamında rahatladıkları ancak yedikleri golle yine stres altına girdiler. Üstüne -tıpkı Beşiktaş gibi- dokuz kişi dokuz kişi kalınca bu stres iyice kendini belli etti. Yine de Fenerbahçe, ligden kopmama ve ‘Yarışta ben de varım’ iddiasını kabul ettirme adına mutlaka kazanması gereken bir maçı yüksek istek ve mücadele gücüyle kazandı.
TARAFTARDAN MESAJ
Fenerbahçe adına bir diğer dikkat çeken nokta tribünlerin dolmasıydı ki aslında bu bir mesajdı. O mesaj da şuydu: “Biz bu takıma sonsuz güveniyoruz ve siz iyi olduğunuz sürece yanınızdayız.” Taraftar dün desteği ile bunu gösterdi.
Beşiktaş’ta oyunun şeklini değiştirebilecek futbolcuların gününde olmayışı en büyük handikaptı. Buna rağmen tepki vermeye çalıştılar ancak Fenerbahçe istediği üç puanı almayı başardı.
Hakem Ali Palabıyık ise taraflı tarafsız herkesin eleştirebileceği kararlara imza attığı bir maç yönetti. Yani kendisi için negatif bir karşılaşmaydı.
MAÇIN ADAMI: JOSEF DE SOUZA
İlk yarı orta sahada dirençli bir futbol ortaya koydu. Stopere geçtikten sonra da hatasız oynadı. Belki hücuma çok katkı vermedi ancak rakibin dört önemli atağını kesti.
GÜRCAN BİLGİÇ: Ağabey geri geldi (Sabah)
Aykut Kocaman maçı bir hafta önce, Alanya maçı bittiğinde başlattı. "Mazeretsiz çıkacağımız ve kazanmazsak, bahanemiz olmayacak bir maça çıkacağız" diyerek, ekibini Beşiktaş maçına odakladı.
Samandıra'da haftanın ilk nefesi alındığında; "kazanacağız" diye verildi. Ligin altıncı haftasında, sezonun finaline çıkmaya hazırlandılar. Henüz yolun başındayken, herkesin omzuna verilen çok ağır bir yüktü bu. Hesapların - kitapların içinde, her şeyi hem iki yönlü, hem de iki defa düşünmek gibi zorunlukları da vardı.
Hata yapılmayacak, hata kollanacak. Sabırlı olurken, aynı zamanda agresif oyun tarzı da korunacak. Tribünleri oyuna çekmek için çok koşulacak. Birçok şeyi aynı anda yapmak, hem de tabelaya "galip" yazmak zorundaydılar.
Şenol Güneş tüm bunların farkında ve bu baskıyı kendi lehine çevirebileceğini de biliyordu. Ama Kadıköy'ün baskısı içinde oyuncularının ruh halini normale çevirmek için formülü yoktu. Taktikler verilmiş, uyarılar yapılmış fakat sahadakiler kendi oyunlarına başlamışlardı. İki kırmızı kart var. Queresma'nınki gecikmiş şekilde geldi. İlk tekmesini sarı ile atlattı, Neto son adamdan gitti. Üstünlüğü yakalamış olan Fenerbahçe'nin tandemini, iki orta sahadan kurarak yoluna devam etmesi de aslında bu sezon yaşananlara bakılınca, yadırganmadı kimse tarafından. Dört kırmızı kart, iki penaltı. Fenerbahçe tam avantajı yakaladığında ya ayaklarındaki topu kaptırdılar, ya da ayaklarına gelen topu rakiplerine ikram ettiler.
Maçın kendi kahramanları vardı elbette. Isla'nın adanmışlığına hayran olurken, Ozan Tufan'ın maçı kendi finali haline getirmesini de izledik. Valbuena'nın vücudunda tekmenin değmediği yer kalmadı, Janssen tribünleri oyuna davet edecek farkındalıkta oynadı.
Bu maç Fenerbahçe'yi, Aykut Kocaman'ı, en önemlisi 20 milyonluk camiayı tekrar lige getirdi. Beşiktaş'a sezonun ilk yenilgisini tattırmaları sosyal medyanın oyuncağı olacaktır. Fenerbahçe sadece maçı kazanmadı, ligin "ağabeyi" olarak geri döndü. Artık mahallede "boş dolaşmak (!)" yok...
ERMAN TOROĞLU: Kına yaksınlar! (Sabah)
Korku filmi gibi bir maç. Epey konuşulur. Yalnız bunun konuşulmasına en büyük sebep hakem Ali Palabıyık'ın bu maça atanmasıdır. Kimse kusura bakmasın. Bence hakemi ateşe attılar.
Neymiş efendim Cüneyt Çakır'ı Fenerbahçe de istemiyormuş, Beşiktaş da istemiyormuş. Eğer ikisi de istemiyorsa özellikle Cüneyt Çakır'ı bu maça verirdim ben. Peki hakem ne yaptı? Verdiği iki penaltı kararı doğru. Cenk'in tendonuna bastılar, orada net bir penaltıyı vermedi. Bir de Pepe'nin ilk yarıda rakibine dirsek vurduğu bir pozisyon var. Verdiği sarı kartlar doğru. Verdiği kırmızı kartlar da doğru. Vermedikleri var onlar yanlış... Bir de Beşiktaş'ın iptal edilen bir gol pozisyonu var. O da ofsayt değil. Net bir gol... Bakın, hakemin ve yardımcı hakemin yaptıkları ve yapmadıkları.
Peki futbolcuların yaptıkları ve yapmadıkları. İlk yarı Fenerbahçe çok iyi oynuyor, oyunu daraltıyor. Beşiktaş'a mümkün olduğu kadar gol pozisyonu yaratmıyor. Kendisi de tehlikeli oluyor. İkinci devre bu sefer Beşiktaş futbol oynamaya başlıyor.
Sahada kaliteli bir futbol yok, ama inanılmaz bir yüksek gerilim var. Bu tarz yüksek gerilimde kalite beklemek zor. Beşiktaş takımı fizik olarak daha iyi. Zaten 70'ten sonra Beşiktaş'ın fizik olarak daha iyi olduğu gözüktü. Fenerbahçe toparlanma yoluna girmiş. Hazırlar mı? Değiller... İyi olurlar mı? Olurlar.
Şenol Güneş'in Talisca'yı oyundan alması bence doğru değildi bu tarz bir maçta. Çünkü oyun gittikçe Beşiktaş'ın lehine dönüyordu. İyi frikik atan bir adamın kesinlikle maçta kalması gerekirdi.
Çok pozisyon var, çok tuhaf pozisyonlar oldu. Mesela Ozan Tufan'ın direkten dönen pozisyonunda gol olmadan çıkan Bu maçın bu tarza gelmesindeki en büyük etken Ali Palabıyık'ı bu maça veren Merkez Hakem Komitesi'ndeki tayin yapan vatandaşlar. Kimler bu maça bu hakemi verdiyse şimdi kına yaksınlar. Tabi nerelerine!