Fenerbahçe daha neler yapacak; bekleyin…
Fenerbahçe Beko, THY EuroLeague’de beklenenin üzerinde mi bir başlangıca imza attı?
Fenerbahçe Beko, ING Basketbol Süper Ligi’nde, kendisine göreceli daha az zorlanacağı rakiplerle karşılaştı ve rahat galibiyetler elde etti. Ama Sarı Lacivertliler’in EuroLeague’de neler yapacağı asıl merak konusuydu ki, Kokoskov’un sezon öncesi yaptığı veya yapmak istediği şeyleri yavaş yavaş sahaya koymaya başladı. İyi bir defansla ve akıcı bir oyunla Kızılyıldız’ı 77-63’lük skorla geçen Fener, ikinci haftada ise, Efes ile oynanan derbi maçını 80-71 kazandı. Bu, THY EuroLeague’de Fenerbahçe Beko’nun beklentiler üzerinde bir başlangıç yaptığı gibi gözükse de, aslında öyle değil…
Bir işin gidişatı en başta başlar Öncelikle, Genel Menajer Maurizio Gherardini’nin izlediği politika ile bu bütünlük oluşturuldu. Aylar süren çalışmaların bir sonucunu görüyoruz. Igor Kokoskov, asla tesadüfen buraya gelmedi. Oyuncular belli bir çerçeve doğrultusunda seçildi. Buna göre yeni isimler ile eski isimler harmanlandı ve ortaya yüksek bir kimya ortaya çıktı.
FENERBAHÇE BEKO, EFES’E KARŞI NEREDE FARK KOYDU?
Geçmişte yaşananlar ve kağıt üzerinde görülenlere bakınca, Anadolu Efes’in Fenerbahçe Beko’ya karşı daha avantajlı olduğunu düşünenler vardı. Shane Larkin’in sakatlığından ötürü olmamasını, Efes’i pek etkileyeceğini zannetmeyenler vardı. Lakin Larkin’in yokluğu, hem Zenit hem de Fener karşısında hissedildi. ING Basketbol Süper Ligi’nde, Türk Telekom deplasmanında zorlanılması da, Anadolu Efes için hiç iyi sinyaller değildi. Sadece Krunoslav Simon’un kritik yerlerdeki sorumlulukları ile bir yere kadar ilerlenebileceği kesindi. Farklı opsiyonlar, Simon’un etkisini gösteremedi.
Fenerbahçe Beko’da ise, birçok opsiyon sahneye çıktı. Süreleri az ya da çok olsun; De Colo’dan Melih Mahmutoğlu’na, Edgaras Ulanovas’tan Jarell Eddie’ye, Jan Vesely’den Johnny Hamilton ve Ahmet Düverioğlu’na… Neredeyse tüm oyuncular önemli katkılar verdi. Herkes sorumluluklarını yerine getirdi, 21 top kaybına rağmen 48 ribaund ile kulüp rekoru kırıldı ve bu durum skora da yansıdı; Anadolu Yakası, Avrupa Yakası’na karşın üstün çıktı.
Her şeyden önemlisi, bu Fenerbahçe Beko’nun rakip seçmediği ortada. Ormanspor, Kızılyıldız, Anadolu Efes fark etmiyor. Aynı mantalitede sahaya çıkıp oyununu oynuyor ve hem oynayanlar hem de izleyenler, bu Fenerbahçe Beko’dan keyif alıyor.
EFES İÇİN SANCILI BİR SÜREÇ
Anadolu Efes’e gelince…
Pandemi sürecinde sadece Alec Peters’ı Baskonia’ya gönderen ve alt yapısından yetişen Erten Gazi’yi NCAA’den geri alan Lacivert Beyazlılar’ın aklı geçen sezonda kalmış olabilir. Çok başarılı bir sezonun koronavirüs nedeniyle yarıda kesilmesi ve başarılarının neticelendirilmemesinin üzüntüsünü yaşamaya devam ediyor. Ama şunu iyi bilmek gerekir ki, geçmiş geçmişte kalmıştır. 2020-2021 sezonu, 2019-2020 sezonunun devamı gibi görülmesi pek de sağlıklı değil. Belki de bazı oyuncularda bu mantalite, Zenit ve Fenerbahçe Beko karşısında mağlubiyetlere neden oldu. Son maçta, yine birçok maçta olduğu gibi, sorumluluk almayı iyi ve doğru bir şekilde bilen Krunoslav Simon, Efes’in oyunda kalmasını sağlasa da, Micic ve Beaubois’nın aynı etkiyi gösterememesi, Lacivert Beyazlılar’ı zora soktu.
Shane Larkin’in 1.5 aylık yokluğu Micic veya Beaubois’nın akıbetine bağlı. Anadolu Efes’e nefes de aldırabilir, kötü performansları durumunda Ergin Ataman’ın elindeki opsiyonları daha da daraltabilir. Fenerbahçe Beko’da yenilikler var ama roller belli olduğu için tüm opsiyonları işledi.
İşin özeti, oyuncuları doğru opsiyonlarda kullanmak, ister kemikleşmiş kadronuz olsun, isterseniz sil baştan bir yapı; takıma ve skora etkisini arttırır.