Fenerbahçe Doğuş, Madrid seferinde
Ajansspor'un konuk yazarı İsmet Badem'in yazısı:
Yaşamımız boyunca duyduğumuz bütün sesler, arasında en az tanıdığımız, daha doğrusu hiç tanımadığımız tek ses kendi sesimizdir. Kendi sesimiz bize yabancıdır. Aslında kendi kokumuzu da algılayamadığımız bir gerçektir. Bu kadar yakın olupta sesine ve kokusuna yabancı olduğumuz tek insan kendimiziz! Belki de bu yüzden kendimizi tanımayız! Bir felsefeci sadece insan oğlu bu özellikleri ile başkasına ihtiyaç duyar ve aşık olur! Ama esas olan sesimize ve kokumuza hafızamızda yer yok! Bu nedenle kendimize yabancıyız!
Neden böyle bir cümle kurdum? Son zamanlarda, herkes kızgın, herkes gergin, herkes pimi çekilmiş el bombası gibi! Kendini tanımadan, tüm kabahatları başkalarına yıkmaya çalışan insanlarız! Neden? Çünkü huzurlu ve mutlu olmak insanlarımızı kesmiyor! Herkes birilerinden nefret ediyor, sanal alem dahil her türlü ortamda “küfürün bini bir para!” Beşiktaş ve Fenerbahçe maçı sonrası, gazetede, radyoda, ve Televizyonda yorum yapanların çoğu taraflı ve acımasızca “ maç sonrası devam eden yangının üzerine benzin dökmeye devam ediyorlar!” yorumcular tam gaz eleştiri yaparken, sanal alemde küfürler karşılıklı uçuşurken ortada en garip olarak gördüğüm insanlar hakemler ve iki takımın antrenörleri. Hakem ve ekibi sahip oldukları göz ve 6. Hisleri ile ancak yetişebildiler, kötü niyetli oyunculara! Yumruklar, tokatlar, domuz kurşunu yemiş gibi numaradan yerlere düşenler, verilmeyen penaltılar, yerlerde numaradan kıvrananlar! Sonunda teknik patronlar! Ekmekleri için mücadele verirken, yenildikçe ve şampiyon olamazlarsa kovulacaklarını çok iyi biliyorlar. Maç sonrası basın toplantılarını dinlediğimde tabiri caiz ise “feci şekilde köşeye sıkıştıklarını hissettim!” Herkes özgür, herkes istediğini konuşurken, eleştirip hakaret ederken, bir tek teknik patronlar sus pus kalmak mecburiyetindeler! Çünkü cart diye ceza kapıda! Bu haksızlığa kocaman “YUF.” Milyonlarca dolarlık oyuncu kadrosu ve dünyanın her yerinde taraftarı bulunan takımlarını yönetecekler, ama en ufak bir eleştiri yaptıklarında para veya sahaya çıkmama cezası! Hadi oradan be! Sırf bu oyuncuları ve teknik adamları yerden yere vuranlar prim yaparken ve hakemler yüzde yüz iki takım aleyhine hareket ederken onlar susacaklar yoksa ceza! Bu nasıl bir adalet! Daha konuşacak çok şey var ama! Bu seferlik bu kadar! Sahi son bir konu! İkide bir Kaleci Volkan ve Aykut Kocaman “Bizim futbol maçlarında seyircimiz ile bütün değiliz! Diye vır vır şikayet ediyorlar! Kendi seyircisinin hiç ama hiç sevmediği Volkan ve seyircinin aşık olduğu Alex’i kovan, Valbuena’ya acemi ve değersiz oyuncu muamelesi yapan Antrenörün maçında tribünler nasıl bütünleşsin! Seyircinin büyük bir aşk ile sevdiği oyuncular kovulur veya oynatılmaz ise olacağı bu! Birde yönetimin tribünlere yaptığı baskı sonucu, yalvarsanız o tribünler nasıl bütünleşecek! Çünkü “ARTIK FENERBAHÇE’DE DEĞİŞİM VAKTİ!” DİYOR HAKLI OLARAK SEYİRCİ...Basketbolda öyle mi? Avrupa’nın en iyi salonu ve seyircisi Fenerbahçe Doğuş’ta! Çünkü bu salon seyirci ve takım arasında sihirli bir iletişim ve sevgi bağı oluşmuş, veriler Fenerbahçe’de futboldan çok basketbol takip ediliyor.
Fenerbahçe Doğuş, Madrid seferinde “Kralın tacı” (Real Madrid’in Türkçesi.) Efsane takıma karşı inanılmaz bir maç oynadı. Öyle iyi bir savunma ile başladık ki, tam altı dakika ev sahibine sayı attırmadık. Real’de Randolph ve Ayon’un sakatlıkları geçmiş. Bizde ise Kalinic iyileşmiş durumda. Ancak asla ihmal edilmeyecek ve şu anda Avrupa’da her ülkede özel seyircisi olan Doncic takımını bazen tek başına sürüklüyor. Bu arada baskılı savunma yapalım derken, çuvalla faul yaptığımız gibi kenardan teknik faulde yedik. İlk çeyrek o kadar farkla önde olmamıza rağmen 20/20 bitti. İkinci çeyrekte, Datome 9 sayı, Nunnally’in 8 sayı, Kalinic 7 sayı atarken, sadece Doncic 12 sayı ile parlıyor.Madrid’in Coachu Pablo Laso rakibini şaşırtmak için tüm oyuncularını kullanarak önemli rotasyon yapıyor! Devre 45/40 Real Madrid önde bitirdi. Devre arasında röportajda Obradovic “oyuncularım hakeme itiraz ediyor, çok konuşuyor. Çok yanlış yapıyorlar!” dedi. İşte teknik adam böyle olur. 20 faul ve 10 top kaybı kötü bir istatistik!
Üçüncü çeyrek, çok faullu olduğumuz için adam adama savunma yapsakta içeri gömülü oynuyoruz. Kalinic dört numaraya geçince işler biraz kolaylaştı. 4.09 kala 56/59 öndeyiz. Sakin ve oyuna konsantre olunca herşey kolay olmaya başladı. Nunnally,Datome ve Melli önemli sayı katkısında bulundular. Hele Kalinic Doncic’e tam saha baskı yapınca üçüncü çeyreği 65/68 önde geçtik. Son çeyrek bakalım ne gösterecek? Daha ilk dakikalarda Vesely beş faul ile dışarda kalması çok aleyhimize. Skor olarak kaçmaya çalışıyoruz. Carroll bana göre Avrupa’nın en önemli şutörlerinden biri. Öyle anlarda şut atıyor ki, bir türlü skoru koparamadık! Kıran kırana geçen bu bölümde hakemler yine zaman zaman aleyhimize hatta Sloukas’a yapılan sportmenliğe aykırı faulu pas geçtiler! Datome 17 sayı, Nunnally 16 sayı, Kalinic 7 sayı ve maçın MVP.si Sloukas 20 sayı atarak maçı çeviren adam oldu. Ancak maçın gerçek kahramanı Coach Obrodovic oldu. Çünkü oyunda ve oyuncular üzerinde kurduğu otorite ve herşeyi ile düzelen oyun. 10 top kaybı ilk yarı, ikinci yarı sadece 3 top kaybı. Bunun yanında futbola örnek olacak şekilde! Hakemlere itirazı durdurdu ve böyle hayati bir maçı Fenerbahçe Doğuş 83-86 kazandı. Bu maçı izleyen herkeste şöyle bir kanı :”Demek ki oluyormuş!” Evet eliine sağlık koca usta Obradovic. Ari sevinç ce başarılara böylesine ulaşmak önemli bir başarı.