Fenerbahçe - Kayserispor maçı sonrası ne yazdılar?
Kocaman - Valbuena problemi! - Rıdvan Dilmen (Sabah)
Adamın üç tane golde etkisi var. Oyundan çıkma sebebi koşu mesafesi. Böyle yaparsan gelen fırsatı itersin Fenerbahçe'nin sahasında gol yemediği maç yok... 18 takımlı ligde ilk 5'te yer alıyor, gol yeme bakımından. Bu kadar gol yer mi Fenerbahçe? İç sahada 10 gol yemişsin. Ortalaması 2 gol... Bir de sürekli hücum yapan bir takım değilsin. Kısacası maçın özeti; fıkra gibi bir maç oldu. İlk 30 dakika herkesin izlerken sıkıldığı bir karşılaşmaydı. Fenerbahçe'nin bir özelliği var o da çok güzel gol yiyorlar. Yenilen ilk golde de mükemmel vurdu Umut. Hakem, Ozan Tufan'ın, Deniz Türüç'e yaptığı faulü görmüyor ve eşitlik öyle geliyor. Başlangıç pozisyonu faul ve skor 1-1'e geliyor.
Aslında Umut'un golü canlandırmıştı Fenerbahçe'yi. İkinci golde de Valbuena kesiyor, Ozan sektiriyor ve Neustadter atıyor. Valbuena orta gösterip vuruyor, 3-1. Öne geçiyorsun, 5'e 2 yakalıyorsun bu saatten sonra, burada yana oynuyorsun. Diğer gollere gelelim, Neto göğsüyle atıyor. Son ana gel, Hasan Ali gidip rakibin formasını çekiyor, dakika 94... Niye? O duran top da gol oluyor. Kana Bıyık'ın bir pozisyonu var, kırmızı kart ama görmesi zor hakemin. Bu noktada video hakeme de hak vermemek zor. Türkiye Ligi'nde santrforları en az gol atan takım herhalde Fenerbahçe'dir. Jahovic 11 attı, Gomis 9... Fenerbahçe'nin en baba forveti Janssen 3 gol atmış, 2'si penaltı. Topların daha fazla gelmesi lazım golcülere. Bu istatistikler teknik direktörleri de kandırıyor. Maçı dinlerken de duyuyorum. Fenerbahçe üçüncü bölgede en çok topla buluşan takımmış. Ben maça bakıyorum, Kayseri tek kale top oynuyor. Nasıl bir istatistikse bu artık... Fenerbahçe Giuliano'yu aldı. Bu oyuncu her haliyle bir forvet arkası, içeri girip çıkacak. En çok koşan oyunculardan birisidir mutlaka. Bir oyuncu bu kadar koşup da bu kadar benzin yakabilir. İnanın, bir oyuncu bu kadar az topla buluşabilir. Rakip takımda Deniz üç katı fazla buluşmuştur topla. Peki neden forvet arkası oynamıyor bir türlü, biliyor musunuz?
Hep bu koşu mesafesi yüzünden kanatta oynuyor. Bütün problem şu bilgisayar... Tabii ki futbolda bilim var, her şeyden faydalanın ama bilimi tamamen oyun görüşünün önüne geçirmek hatadır. Valbuena'yı çıkarma sebebi bu koşu mesafesi. Adamın üç tane golde etkisi var. Mesela o duran topta cin gibi... Aykut hoca-Valbuena ilişkisinde böyle bir problem var. Böyle yaparsan eline gelen fırsatı itersin.
Cesaret! - Ersin Düzen (Vatan)
LİDERİN mağlup olduğu haftada günün sloganı “kazan da nasıl olursa kazan”dı. Stada giderken yolda görenler, “öyle bir başlarız ki, ilk yarı en az 2 olur” diyordu. İlk yarı 2 gol oldu ama, evdeki hesap çarşıya uymadı!
F.BAHÇE, Kayserispor’un disiplinli takım savunmasını açamadı çünkü girişimde dahi bulunamadı. Kadıköy’e gelen takım ile evinde oynayan takımın oyun formatı aynı, oyuncu tipleri benzer. F.Bahçe’nin farkı bireysel kalite.
VALBUENA maça damga vuran oyuncuydu. 3 golde de katkısı var. Üstelik arı gibi çalıştı. Ozan’ı ikiye yazarım, arkasından da Janssen gelir.
PUAN FARKI SUNİ DEĞİL! 3 futbolcu dışında, sınıfı geçen kimse yok. 11’de 3, bir maçı kazanmaya yetebilirdi ama yetmedi! F.Bahçe’de oynayan stoper, her topa dan-dun vurmaz, böyle goller yenmez. Dün akşam ikisi de felaketti.
ISLA ve Dirar çok pas hatası yaptılar; De Souza ile Guilano vasattı. Kayserispor sadece yüreğini ortaya koymadı, 9 haftalık performansı ile Kadıköy’den puanla ayrıldı. Hem de sonuna kadar hak ederek! Badji muazzam bir maç çıkardı, Umut-Deniz ikilisi yorulmak bilmedi, takım arkadaşları da öyle.
TEKNİK direktörü “Şampiyon olacağız” diyorsa, F.Bahçe böyle oynatılmaz, son dakikalarda ecel terleri dökmez! Giden 2 puan, Aykut Hoca’ya yazar. Oyuna müdahalesi, çıkanlar ve girenler ile takıma verdiği mesaj skoru belirledi.
DEĞERLİ hocam; suni olan lider G.Saray ile F.Bahçe arasındaki puan farkı değil, sizin bir türlü yenileyemediğiniz ve değiştirmeye cesaret edemediğiniz oyun anlayışınız!
Savunma rezaleti! - Gökhan Dinç (Vatan)
YENİ Malatyaspor galibiyeti ile sahadaki düzen ve oyun anlayışı açısında değişim rüzgarlarının estiği F.Bahçe, G.Saray’ın puanlar kaybettiği ve kaybedeceği haftalara girdiğinin bilinci ile mücadeleye başladı. Sakin ve orta sahadaki baskısını arttırdığını düşündüğüm dakikalarda Roman ve Kameni’nin ortaklaşa yaptıkları bireysel hatalar zinciri ile geri düştü F.Bahçe.
ANCAK maçın adamı olmaya aday Valbuea’nın inadı ve kazanma isteğinin tüm takıma yayıldığı dakikalarda F.Bahçe skoru yedine eşitledi. Atılan gol öncesi Kayserisporlu Deniz’in yerde yatıyor olmasına verilen tepkileri görebiliyorum. Ancak oyuncunun oyuncuya, oyuncunun hakeme, hakemin oyuncuya, teknik direktörün hakeme ve hatta kendi oyuncusuna, başkanı başkana (annesine) bile küfür ettiği bir lig’de fair-play anlayışını beklemek romantiklik olur.
ZOR KAZANIRLAR! BAZI maçlar ve anlar vardır ki nasıl oynarsan oyna kazan anlayışı ile oynarsın. F.Bahçe, G.Saray’ın puan kaybettiği her hafta bunu yaşayacak, G.Saray’ı yakalayana kadar. F.Bahçe adına zirve yarışındaki iki rakibine karşılık vereceği bir maçtı. Ancak takımı oluşturan bazı oyuncuların kendisini sorgulaması gerekiyor.
F.BAHÇE bu savunma oyuncuları, Roman, Hasan Ali, Neto gibi oyuncularla nerede oynarsa oynasın zor kazanır. Atar ama attığı kadar veya attığından da fazlasını yer. Hasan Ali’nin maçın bitiş düdüğü çalınacakken Deniz’in formasını çekmesine ancak amatör maçlarda görürsünüz, yazık.
PEKİ ama taraftar nerede? F.Bahçe’nin sahada güzel futbol oynamadığı ortada. En azından göze hoş gelen futbol oynamadığı. Ancak artık takım halinde mücadele ediyor ve kazanmayı istediğini gösteriyor. İyi günde kötü günde hem destek tam destek demeli ve F.Bahçe taraftarı takımına sahip çıkmalı.
Şampiyonluk hayal - Ömer Üründül (Sabah)
Kayserispor'un oyunu domine ettiği, karşılıklı iki gol dışında pozisyonsuz bir ilk yarı izledik. Bilhassa orta saha yapısından kaynaklanan organizasyon sıkıntısı yüzünden Fenerbahçe kontrollü anlayışı benimsemek zorunda. Kayseri karşısında Aykut Kocaman'ın taktik planı doğruydu. Bu sezonun modası takım savunmasını arızaya uğratan riskli ofansif anlayıştan vazgeçilmişti. İyi top oynayan rakip karşısında geniş alan bırakılmadı. Neustadter'in kişisel hatasından yenen gol dışında pozisyon verilmedi Devre sonu Ozan'ın golü, hem soyunma odasına moralli gidilmesini sağladı hem de ikinci yarı için mecburi erken riski engellemiş oldu. İkinci devre Fenerbahçe duran toplardan iki gol buldu.
Oyun istediği gibi gidiyordu ama Neto'nun kendi kalesine attığı golle tekrardan telaş başladı. Ondan sonra Kayserispor'un yine yoğun baskısı vardı. Bu baskıya karşı Fenerbahçe geride iyi yerleşiyordu. Yapılması gereken karşı alandaki genişlikten yararlanıp skoru garantiye alacak golü bulmaktı. Bu kontratak başlangıçları yanlış pas tercihleri ile acemice harcandı. Ayrıca top tutacak ve o pasları atacak tek adam Valbuena'yı oyundan almak da hataydı. Sonra son saniyede yine bir duran toptan Fenerbahçe beraberlik golünü yedi ve çok önemli iki puanı kaybetti.
Fenerbahçe dün üç gol yedi ama üçünde de pozisyon yoktu. Biri Neustadter'in hatalı pası, diğeri Neto'nun kendi kalesine, sonuncusu ise uzatmanın son saniyesinde yine bir duran top golüydü. Dünkü maç gösterdi ki Fenerbahçe'nin çok önemli saha içi rahatsızlıkları var. Bir defa iyi futbol oynayan organize bir rakibe karşı kontrolü elinde tutamıyor. Çünkü orta saha yapısından dolayı pas trafiği yetersiz. Büyük ümitlerle alınan Dirar ve Giuliano'da da hiçbir olumlu hareket yok. Bu iki puan kaybı ve takımın bu göstergesi ile şampiyonluk yarışının içinde olmak bana hayal gibi geliyor. Kayserispor'un Rumen antrenörü Sumudica'yı kutlamak gerek. Yeni bir takımda bu kadar erken iyi bir oyun planı oturtmak, tempolu ve etkili bir takım yaratmak hiç de kolay bir iş değil. Deniz Türüç de Kayserispor'un en iyisiydi.