Fenerbahçe Şeytanın Bacağını Yine Kıramadı
Spor Toto Süper Lig'in ilk haftasında Medipol Başakşehir ile dış sahada karşılaşan Fenerbahçe, zorluk derecesi yüksek olan bu maçta iyi mücadele etmesine rağmen maçı çeviremedi ve 1-0 yenilerek lige puansız başladı.
Ev sahibi Medipol Başakşehir açısından;
Karşılaşmaya ev sahibi ekip Medipol Başakşehir hızlı ve etkili başladı. Baskılı oyun erken dakikalarda ev sahibi ekibe aradığı golü getirdi. Dakikalar henüz üçü gösterirken Visca'nın pasıyla topla buluşan Mossoro sol çaprazdan ceza sahası çizgisi üzerinden yaptığı düzgün ve sert vuruşta topu ağlara göndererek takımını 1-0 öne geçirmeyi başardı. Gol sonrası Medipol Başakşehir takımı oyunu istediği gibi yönlendirerek dakikaları tüketmeye başladılar. Orta alanda Fenerbahçe’ye iyi baskı kurup, kısa mesafeli ve kalabalık oyuncu grubuyla iyi kapanarak Fenerbahçe’yi ceza alanlarına sokmadılar. İlk yarının önemli bölümünü topu rakibe bırakarak kapalı savunma kurgusunu tercih edip Cengiz ve Visca gibi top teknikleri yüksek ve sprinter oyuncularıyla ani kontratak planları içine girdiler.
İkinci yarıda 1-0’lık skor avantajını koruma bağlamında aynı oyun kurgularını devam ettirdiler. 54. Dakikada Emre’nin kırmızı kartla atılmasıyla 10 kişi kalmalarına rağmen çok adamla iyi kapanarak dirençli savunma futbolu örneği verdiler. Son dakikalarda Fenerbahçe’nin iyice artan baskısı sonucunda direk ve kaleci Volkan Babacan’ın kurtarışları gole izin vermedi ve maçı erken dakikalarda buldukları tek golle kazandılar. .
Fenerbahçe’ye gelince;
Bu maçı skor olarak kaybettiler ancak maç genelinde iyi mücadele ettiler. İlk yarıda tek forvetli hücum hattı zayıf kaldı. Özellikle orta alanda gördükleri baskı ve kapalı alan savunması karşısında skor üretmekte zorlandılar. Topu kanatlara aktaramadılar, ileriye iyi servisler olamadı. Emenike, formda olmasına rağmen kalabalık savunma karşısında tek başına fazlaca etkili olamadı. Fenerbahçe Teknik Direktörü Dick Advocaat’ın sistem ve kadro yapısı aslında doğruydu. Çünkü rakibin çok adamla orta alanda baskısı, savunmada iyi alan daraltması ve hızlı kontrataklar yapmaya yönelik oyun kurgusu ve taktik anlayışı karşısında çift forvete dönmek orta sahayı daha da zayıflatacak ve gol yeme rizikosu çok daha fazla olacaktı. Fenerbahçe ilk yarıda 1-0 geride oynamasına rağmen sahanın her yerinde topa sahip olan ve sürekli ofansif futbola pirim tanıyan taraftı. Ancak rakip ceza sahasına girmekte çok zorlanıyor ve uzaktan atılan şutlardan da pek sonuç alamıyorlardı.
İkinci yarıda rakibin bir kişi eksik oynaması Fenerbahçe’yi ofansif oynama açısından biraz daha rahatlattı. Son yarım saati adeta tek kale oynamaları ve girdikleri çok sayıda net gol pozisyonlarında final vuruşları yapamamaları sarı lacivertliler adına hakikaten büyük şansızlıktı. Özellikle son dakikalarda direkten dönen top ve akabinde kalecinin kurtarışı gerçekten Fenerbahçe adına büyük talihsizlikti.
Sonuç olarak; Fenerbahçe kendisine uzun zamandır hep ters gelen rakibi karşısında bu seferde şeytanın bacağını kıramadı. Mücadeleci, kazanmaya istekli oynamaları ve sürekli ofansif yönde maça pozitif katkı sağlamalarına rağmen gol kaydına muvaffak olamadılar. Pazar gecesi, futbol şansı Fenerbahçe’den yana değildi.
İlk 10 dakika daha etkili oynayan rakibi karşısında dengeyi kurmaya başlayan Fenerbahçe, daha çok kanatlardan pozisyon aramaya başladı. 18. dakikada Alper Potuk'un pasında Gregory Van Der Wiel topla buluştu. Gregory Van Der Wiel sağ kanada yakın noktada aldığı topla biraz ilerledikten sonra kaleye şutunu çıkardı ancak kaleci Volkan Babacak topu kontrol etmeyi başardı.