Fenerbahçe'deki sorunu açıkladı: "Hoca değil, yanlış transferler."
Fenerbahçe bugün, kadro mühendisliğini iyi yapamamanın, bir anlamda takımı kurarken hesapları yanlış yapmanın sıkıntısını yaşayıp, faturasını ödüyor. Ciddi meraktayım, Fenerbahçe’de 2-3 lisan bilen, dünya futbolunun içinde yaşayan, bilgisayar teknolojisinin çok içinde olan, çalışmalarını sezon boyu sürdüren bir scout ekibi var mı? Varsa görüşleri dikkate alınıyor mu?
Daha doğrusu bu transferlere neye göre yapılıyor? Böyle bir scout ekibi yoksa, niye yok? Transferlerde kimin görüşü geçerli... Başkanın mı, futbol şubesinin patronunun mu, yoksa hocanın mı?
Fenerbahçe bir önceki yılı dolu dolu geçirenleri değil de, niye genellikle düşüşe geçenleri ve uzun süre sakatlık yaşayanları alıyor? Örneğin, kaleye Kameni yerine, daha ciddi bir rekabet yaratacak isim alınamaz mıydı? İki stoper Neto ile Neustadter’in Fenerbahçe kalitesinin ve büyüklüğünün çok altında olduğu bilinmiyor mu? Dirar geçen sezon Monaco’da sahadan çok kulübede oturmadı mı? Janssen genç ve iyi bir futbolcu... Ancak geçen yıl Premier Lig’de az oynayıp, çok oturmadı mı? Soldado, Premier Lig’in en kötü transferlerinden biri seçildikten sonra İspanya’nın yolunu tutmasına rağmen geçen sezonun çok büyük bir bölümünü sakat geçirmedi mi? Van Persie transferindeki hayal kırıklığını gördükten sonra, “kandırıldık” denmesine rağmen, ortada böyle acı bir örnek olmasına rağmen, uzun sakatlık döneminden çıkan Soldado transferine kim karar verdi? Uzun süre oturan ya da sakatlık yaşayan futbolcuların geri dönüşlerinin çok zor olduğu ve eski çizgilerini asla yakalayamadıklarını normal bir futbol seyircisi bile anlarken, Fenerbahçe’de transfere karar verenler, bile bile bu gerçeğe gözlerini niye kapattı?
Fenerbahçe’de ilk sorun hoca sorunu değil... Özellikle son yıllarda yanlış, araştırmadan uzak, sistematiği olmayan transfer anlayışı Fenerbahçe’yi bu sıkıntılı ve dramatik günlere getirdi.
Kim daha etkili?
Bu yazacaklarım şaşırtıcı gelebilir. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın kulüpte “uçankuş”tan haberi olmasına rağmen , futbol takımının yapılanmasında ve yönetilmesinde yüzde 100 etkili olduğunu düşünmüyorum. Aykut Hoca’nın gelişinde, transferlerin yapılışında sanki Ali Yıldırım ile birlikte göreve başladıktan sonra Aykut Kocaman’ın daha etkili olduğunu görüşündeyim. Bu sadece bir tahmin, ancak yanıldığımı sanmıyorum.
Camia bu anlayışı reddediyor
Fenerbahçe seyircisi önce oyundan, sonra sonuçtan memnun değil... Aykut Hoca, Fenerbahçe seyircisinin beklediği coşkulu, baskılı, bunaltan, hızlı oynayan, sürekli gol arayan, savunma önlemleri ile birlikte hücum anlayışından ayrılmayan bir futbol oynatamazsa Fenerbahçe takımının hocası olur ama camianın hocası olamaz. Görüyoruz, biliyoruz: Fenerbahçe camiası bu futbol anlayışını reddediyor.
Neto biraz gayret etse!
Fenerbahçe’ye son dakikada “ayağı düzgün” iddiasıyla alınan Neto, oynadığı 7 lig maçında 4 sarı 1 kırmızı kart gördü. Son Osmanlı maçında hakemin hoşgörüsü olmasa, ikinci sarıdan gene gidecekti. Neto biraz daha gayret etse, neredeyse her maçta bir kart görecek. “Ayağı düzgün” iddiasıyla alınan stoper böyle mi olur?
‘Var’lık ve ‘yok’luk!
Kalende Galatasaraylı Muslera, Beşiktaşlı Fabri gibi bir kalecin var mı? YOK...
Stoperde Galatasaraylı Maicon, Beşiktaşlı Pepe gibi bir stoperin var mı? YOK...
Orta alanda Galatasaraylı Fernando, Belhanda, 6 gollü Tolga, Beşiktaşlı Talisca, Atiba, Oğuzhan gibi oyuncuların var mı? YOK...
Hücumda 11 maçta 11 gol atan Galatasaraylı Gomis, Avrupa’nın bile peşine düştüğü Beşiktaşlı Cenk Tosun gibi bir golcün var mı? YOK...
Şampiyonluk yarışında çekişmek için yola çıktığın rakiplerinde “VAR” olan, sen de “YOK”sa...
O zaman şampiyonluk yarışında bu kadar “YOK” luk içinde, nasıl “VAR” olacaksın...
Yapma Şenol Hocam!
Güneş, “Yanıma değil, yerime adam lazım” dedi. Yapma Şenol Hocam... Yerinin dolmayacağını kendin de biliyorsun. Şaka yapmış olmalısın.
- Beşiktaş’ın son Göztepe maçının ardından transfer komitesi sorumlusu yönetici Metin Albayrak’ı dinliyordum. Albayrak bir soru üzerine “şu anda scout ekibimiz 20 maçı canlı izliyor” dedi. Aynı anda, sadece bir hafta sonunda 20 canlı maç... Kolay iş değil ama istersen, organize olursan, beceriyorsun, başarıyorsun. Umutları, hayalleri ve paraları “boşa harcamamak” için bu titizliği göstermek gerekiyor.
- Beşiktaş’ta Caner uzun bir ceza dönemine girince sol kanatta Adriano oynamaya başladı. Gördük ki, Caner’in bu kadar etkili ve önemli olmasına rağmen değişen bir şey yok. Giren, çıkan fark etmiyor. Adriano’nun oynadığı pozisyonda Caner aranmıyor bile... Kadro kalitesi ve derinliği bu olmalı...
- Beşiktaş’ın hocası Şenol Güneş, “Yanıma değil, yerime adam lazım” dedi. Yapma Şenol Hocam... Yerinin dolmayacağını kendin de biliyorsun. Şaka yapmış olmalısın...
- Negredo, Beşiktaş’ta maçların sonuna doğru çok kısa süreler almasına rağmen çok önemli işler yapmaya başladı. Bu görüntüsü ile Negredo sanki daha fazla süreyi hak ediyor gibi...
Ektiğini biçiyorsun
Galatasaray, modeli çoktan geçmiş “kulaktan dolma” transferlerden vazgeçince, yani yanlıştan dönünce; verdiği paranın, beslediği umutların karşılığını aldığı bir futbolcu topluluğu ortaya çıktı.
Galatasaray, geçmiş yıllarda transferde çok “karavana” attı. Bu yanlışı anlamış olacaklar ki, bu sezon gerçekten çok planlı, programlı, analitik çalışmalara dayalı “tam isabet” transferler yaptılar.
Bu sistem nasıl çalıştı? Igor Tudor, istediği mevkiler için, sportif direktör Cenk Ergün yönetimindeki scout ekibinden isim talep etti. Tudor isteklerini bildirirken, stoper için topu oyuna iyi sokması gerektiğini, sağ beki için hücum anlayışı kadar savunma anlayışına da sahip olması gerektiğini, duran değil, koşan bir 10 numaraya ihtiyacı olduğunu söyledi.
Galatasaray scout ekibi transferden transfere değil, 12 ay çalıştığı için, Igor Tudor’un önüne istediği her mevki için üç alternatif isim koydu. Bu isimlerin futbol anlayışlarını, karakterlerini, huylu mudur, huysuz mudur, bütün özelliklerini içeren bir rapor ortaya çıktı.
Maicon 3. sıradaydı
Tudor baktı, inceledi, kararını verdi ve “şu isimleri istiyorum” dedi. Sportif direktör Cenk Ergün transfer listesini başkan Dursun Özbek’e götürdü, işin ekonomik boyutu konuşuldu ve Cenk Ergün bu transferler için yollara düştü. Juventuslu Assamoah dışında hepsinin işini bitirip geri döndü. Hatta stoper için Maicon verilen üç ismin üçüncü sırasındaydı. İlk iki isim olmayınca Maicon alındı. Şuna da dikkat: Galatasaray transferde, geçen yılı boş geçiren ya da uzun süre sakat geçiren tek oyuncuyu kadrosuna katmadı. Sakatlık deyince biraz Feghouli, hepsi o kadar...
Şimdi görüyoruz, Galatasaray yıllar sonra transferde “tam isabet” yapmanın sonuçlarını alıyor. Günümüzde istatistikler, ayrıntılı performans bilgileri, istikrar, sportif karakter bu kadar önem kazanmışken, bu kadar değer bulmuşken, kulaktan dolma transfer yapamazsın. Galatasaray, modeli çoktan geçmiş “kulaktan dolma” transferlerden vazgeçince, yani yanlıştan dönünce; verdiği paranın, beslediği umutların karşılığını aldığı bir futbolcu topluluğu ortaya çıktı. Sonuçta ektiğini biçiyorsun...
Arda’yı nasıl oynattın?
Milli takımın hocası Lucescu, İtalyan medyasına verdiği röportajda, “Kendi kulübünde oynamayanları milli takımda nasıl oynatayım?” demiş. O zaman adama, “Altı aydır kendi takımında oynamayan Arda Turan’ı milli takımda nasıl oynattın?” diye sorarlar. Lucescu ya bizimle dalga geçiyor, ya da söylediklerini kulakları duymuyor.