"Fenerbahçeliler bana kızacak ama..."
Ümit Özat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milli takım formasını 53 defa giydiğini, 32 yaşında teknik adamlığa başladığını, Gençlerbirliği, Fenerbahçe ve Almanya'dan Köln dahil 17 yaşından itibaren forma giydiği takımlarda kaptanlık yaptığını vurgulayarak, "Ben konuşmayacağım da kim konuşacak, ben yorum yapmayacağım da kim yapacak." ifadesini kullandı.
Futbol adamı olarak kendisi için milli takıma kimin gelip gittiğinin öneminin olmadığını dile getiren Özat, "Oraya gelen adam o gün için en değerli adamdır. O makam her şeyin üstündedir." dedi.
Kendisini milli takıma gelenlerin sıfatlarının ilgilendirdiğini aktaran Özat, şöyle devam etti:
"Milli takımlar sorumlu yardımcı antrenörü, diğerleri sorumsuz yardımcı antrenör mü? Futbol direktörü bir adam her şeyi bilemez ki. İngiltere'de Almanya'da bu var mı? Almanya'da altyapı başkasına bağlı, A Takım Löw'e, İngiltere'de de öyle. Altyapı başka bir sanattır. Elbet biri gelecek, biri gidecek ama sonuçlar bahane olacak ama başka bir şey... Türkiye'de bahaneden bol ne var? Milli takım teknik direktörü olduğunda ne kaybediyorsun, yine aynı parayı alıyorsun? Futbol direktörü oluyorsa altına milli takım teknik direktörü getirirsin. Bir adam her şeye yetişemez ki."
"Fenerbahçeliler bana kızacak"
Ümit Özat, "Fenerbahçeliler bana kızacak ama Fenerbahçe, Galatasaray mevzusu değil. Başarılara, skorlara, istatistiğe bakıyorum. Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük hocası Fatih Terim'dir. Bana kimse hikaye anlatmasın." şeklinde görüş belirtti.
"Neden? Sen Milan'a gezmeye bile gidemezken adam orayı çalıştırmış." ifadesini kullanan Özat, şöyle konuştu:
"Kimseyi torpille Milan'da, Fiorentina'da 2 gün bile idmana çıkartmazlar. Kimse torpille 200 A Milli Takım maçına çıkamaz. Seversin sevmezsin. Adalet, sevmediğin adama yeri geldiği zaman hakkını teslim edebilmektir. Adalet, sevdiğin adamı yeri geldiği zaman eleştirebilmektir."
"Gitmiş, niye gitmiş, o onların kendi arasındaki problem, olaya, kavgaya, ayrılık nedenine yorum yapmak bize düşmez." diyen Özat, şunları söyledi:
"Biz antrenörüz. Bu işlerde evlilik kadar ayrılık da var. Yani 'vay efendim niye gelmiş, niye gitmiş, kavgadan mıymış' bunların muhatabı biz antrenörler değiliz. Hangi teknik direktör cevap veriyorsa, yorumluyorsa hata yapar. Ben sadece görev tanımlarına bir teknik adam olarak eleştiri getirebilirim. Bunu da sadece bugün için değil, geçmiş ve sonrası için de getiririm, 30 yılımı vermişim."
Eden Hazard'ı alabiliyor musun?"
Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin bile kendinden daha üst kulüplerden hazır oyuncu transferi yapamadığına dikkati çeken Özat, "Transferlerin hepsi ya performans kaybına uğramış futbolcular ya da daha iyi para kazanmak için gelenler." dedi.
Transferlerin önceki takımlarından Türkiye'ye yüzde yüz hazır gelmediğini vurgulayan Özat, "Pepe gelmiş, Pepe'ye Real Madrid bir yıllık sözleşme teklif etmeseydi gelmezdi. Türkiye’de Geremi, Balic, Filipescu, Okocha dışında çıkan bir piyango var mı? Eden Hazard'ı alabiliyor musun, 5 sene sonra alırsın." ifadelerini kullandı.
Medipol Başakşehir'in Gençlerbirliği'nden İrfan Can Kahveci transferini örnek gösteren Özat, şunları kaydetti:
"Başakşehir 6,5 trilyona İrfan Can'ı aldı ama 6,5 dakika oynamadı. Kötü niyetle söylemiyorum. Bana göre Abdullah Avcı bugün Türkiye’nin en iyi 1-2 hocasından biri. İrfan da o pozisyonun en iyi 1-2 oyuncusundan biri. Şimdi Abdullah Hocaya 'işi bilmiyor' İrfan'a da 'kötü futbolcu' diyebilir misin? Uyum için zaman da gerekiyor olabilir. Kona, Khuse, Moshoeu bunlar piyango transferler, her zaman böyle çıkmaz. Futbolun yeni gelişmeye başladığı dönemlerdi. Bugün Osmanlıspor’dan Ndiaye 7 milyon avroya gitti. Hak ediyor, hak etmiyor, bunu tartışmıyorum. Çünkü artık futbol piyasası yükseldi. Daha iyisini almak için daha fazla vermen lazım ama biz elimizdekilerine göre oyuncu almaya çalışıyoruz."
"Karar merci Sayın Cumhurbaşkanı"
Ümit Özat, duayen başkanı İlhan Cavcav'ın isminin verildiği sezonda Gençlerbirliği'nin maçlarını Ankara 19 Mayıs Stadı'nda oynaması kararını ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verebileceğini söyledi.
Kırmızı-siyahlı kulüp yönetimi, teknik heyet ve futbolcuların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ziyaret etmeleri gerektiğini vurgulayan Özat, "Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bakış açısı biliniyor, spora çok yakın, halden anlayacaktır. Futbol da oynadığı için bilecektir. Ben aracıların fayda sağlayacağına inanmıyorum." dedi.
İlhan Cavcav'ın Gençlerbirliği'nin Ankara 19 Mayıs Stadı'nda, çok soğuk bir günde Bursaspor ile oynadığı maçı, hastaneden yeni çıkmışken gelip protokoldeki yerini alarak battaniyelere sarılı şekilde izlediğini gösteren fotoğrafı hatırlatan Özat, şu değerlendirmede bulundu:
"İlhan Cavcav'ın o fotoğraftaki gibi heykeli yapılmalı, içinde ışık yanan güzel bir heykel olabilir. Heykel, Gençlerbirliği maçlarında Ankara 19 Mayıs Stadı'nda sezon sonuna kadar durmalı, ışığı yanmalı. İlhan Cavcav'ın ruhu, 19 Mayıs Stadı'nda isminin konduğu sezonda bir sene daha yaşatılmalı. 40 yıllık başkanlığını 19 Mayıs'ta yaşamış bir adamın ruhunu Eskişehir'de yürütemezsin, devam ettiremezsin, yaşatamazsın."
Sezona İlhan Cavcav isminin verilmesini eleştirmediğini, bunun zaten kırmızı-siyahlı camianın talebi olduğunu belirten Özat, "Sağ olsunlar kırmadılar ama stat yıkımının başkanın isminin verildiği sezona denk gelmesi üzücü. Bu saatten sonra İlhan Cavcav sezonu adını da değiştiremeyiz. Önemli olan sıcağı sıcağına yaşamak, yaşatmak. Ben en kötü ocak ayına yani devre arasına kadar maçlarımızın Ankara’da oynanabileceğini düşünüyorum. Karar merci Sayın Cumhurbaşkanı. Başkan, yöneticiler, teknik ekip ve futbolcular olarak ziyarete gitsek bunun olabileceğine inanıyorum. Çünkü halden anlayacağına inanıyorum." diye konuştu.