"Fenerbahçe'yi Erol Bulut kurtaramaz!"
Spor yorumcusu Mehmet Demirkol, beIN MANŞET programında Türkiye'de ve dünyada spordaki son gelişmeleri ve UEFA başkanının açıklamalarını değerlendirdi.
Ceferin'in kötü yönetim gösterdiğini düşünmüyorum. Acele şeyler söylemiyorlar. Hızlı ve kendisini bağlayacak şeyler söylemiyor. Bir taraftan da çalışıldığını görebiliyorsunuz. Bir plan üzerinde çalışıyorlar. Sürekli diğer ülkelerle kontak halindeler. Şu ana kadar yanlış bir şey yapmadı. En iyi UEFA başkanlarından biri demiyorum ama kriz döneminde yanlış bir şey yapmadı. Ancak insanlar Atalanta-Valencia maçını neden oynattın diye kendisine sorabilir. Biraz önce Atalanta-Valencia maçı öncesi açtım baktım 3 vaka varmış. O gün, 3 vaka varken iptal etmek çok mümkün değildi. Bugün için bu durum mümkün. Ancak o zamanalar herkes oynamak istiyordu, ligler devam ediyordu. O gün, birini suçlayacaksak Dünya Sağlık Örgütü'nü suçlamak lazım. Aralık ortasından beri olan bir şeyi niye daha ciddi bir şekilde anlatılmadı? Buna bakmak lazım. UEFA başkanı ya da Federasyon başkanı sağlık konusunda bir karar veremez. Eğer Sağlık örgütlerine karşı direnen birileri varsa o zaman onlara bu soruları sorabiliriz.
"Durmuş bir şey zarar etmez"
Şampiyonlar ligindeki ikinci maçları konuşmak için doğru bir zaman değil. Çünkü bir günde bile oynayabilirsiniz bu maçları. Takımları toplarsınız ve kendilerine oynayacakları zamanları verirsiniz. Hızlı bir turnuvayla bu problemi aşabiliriz. Ancak bugünün konusu bu değil. Eğer Dünya Sağlık Örgütü derse ki, bu iş artık kontrol edilebilir hale geldi, artık normal hayata geçebiliriz. Ancak o gün karar verilir. O yüzden, o güne kadar kendini bağlayacak şeyler söylememek mantıklıdır. Bugün için insanların konuşacağı iki şey var. Birincisi: Çalışmak zorunda olan insanları mümkün oldukça sağlıklı bir ortamda tutup, çalışmalarını kolaylaştıracak bir düzen kurmak. İkincisi: Çalışması mecbur olmayan insanları evde tutmak ve onlara bakmak. "Futbol zararda!" gibi haberler çıkıyor ya, neyin zararında? Durmuş bir şey zarar etmez. Bugün zarar hesabı yapılmaz. Zarar marar etmiyor kimse. Şu andaki zarar, kaybedilen insanlardır.
UEFA ertelemeleri hakkında...
Karar almaktan ziyade kararları erteleme üzerine bir şeyler yapılıyor. UEFA, yapılması gerekeni yapıyor. Belçika'nın yaptığı yanlış. "Ben şimdiden ligi tescil etmek istiyorum" Niye? Neyin acelesi bu? Tescil edince ne olacak? Bir ayda olan bir şey hakkında acele bir şekilde karar vermeyi yanlış buluyorum.
Maaşların kesintiye uğraması hakkında...
Yapmamız gereken, düşük gelirli olan %90'ı hayatta tutmak. %10'un zaten torunların torunlarına yetecek birikimleri var. Sporcuların hakkı yensin demiyorum ama onların hakkında bir donma olmalı. Çünkü donma olmazsa ve diğer kesimi ayakta tutamazsak, yarın öbür gün fubolcuları halısahada, basketbolcuları da sokaklardaki sahalarda görürüz. Ortada oynanacak bir lig kalmaz. Ligi ve sporu ayakta tutan insanları yani izleyicileri ayakta tutmamız lazım.Bunu yapmanın yöntemi de, yıldızların paralarında en azından "şimdilik" kesintiye gitmek. Bunun başka çaresi yok.
"Önemli olan geri kalanların hayatta kalması!"
Şimdi haberler çıkıyor: "Milli Takım Teknik Direktörü maaşında indirime gidecek." Alma kardeşim bir sene. Bir sene sonra yeniden oturur konuşursun, 'Geçen sene almamıştım, bu sene ne olacak?' diye. Bu mecburi böyle. Önemli olan, geri kalanların hayatta kalması. Sektörün ayakta kalması lazım. "Motor!" dediğin gün, oraya gelip çalışmaya başlayabilecek insanların şartlarını bozmadan yaşamaya devam etmelerini sağlamak lazım. Asıl hedef bu olmalı. Bunu yapmadan olmaz.
Belarus Ligi'nin devam etmesi hakkında...
Aklıma bahis geliyor, başka bir şey gelmiyor. Onlardan yapılan açıklamalar da "Merak etmeyin bir şey olmaz." Sürü bağışıklığı mantığı onlarda da sanırım, hükümetin söylediği buymuş. İngiltere de durum öyle başlamıştı ama vakalar artınca, doktorlar durumun ciddiyeti hakkında yorumlar yapmaya başlayınca halk ayaklandı. "Ne oluyorsunuz kardeşim?" deyiverdi. Başbakanda da vaka poiztif çıkınca, geri adım atmak zorunda kaldılar.
Falcao, Galatasaray'dan ayrılır mı?
Falcao'nun Galatasaray'a transferindeki ana motivasyonun, çok net ve samimi bir şekilde söylediğine inanıyorum, seyirci-ambiyans olduğunu biliyoruz. Falcao tabii ki bir profesyonel. Tabii ki para kazanıyor. Ancak bunu önemsediğini biliyoruz, bir coşku aradığı net. Burada FFP kuralları da önemli. Eğer Galatasaray, finansal ya da teknik açıdan Falcao'yu yollamak istemezse, ben Falcao'nun ayrılacağını düşünmüyorum.
"Fenerbahçe'yi Erol Bulut kurtaramaz"
Türk takımlarının kendine has "Teknik direktör-sportif direktör-futbol şubesi" yapılanması kurmamız lazım. Avrupa'da birçok kulüpte neredeyse teknik direktörler oyuncu kadrosuna karışmıyorlar bile. Del Bosque, Beşiktaş'a geldiğinde 'Sana kimi alalım?' diye sorduklarında, 'Kimi istiyorsanız alın, benim işim o değil.' demişti. Çünkü çalıştığı kulüpler ona belirli bir kadroyu kuruyordu, o da saha içindeki işi yapıyordu. Türkiye'de bunu çalışmak kolay değil. Burada Türkiye'de teknik direktörün, sportif direktörün, futbol şubesinde karar verecek olan kişinin ortak bir akıl kurması gerekiyor ve sonuçta birinin bütün bu fikirler belirlendikten sonra asıl kararı vermesi gerekiyor. Comolli-Cocu-Semih Özsoy ve Ali Koç bir araya geldiklerinde bu yapıyı kurmak mümkün değil. Neden değil? Cocu, Türk tarzına uygun değil. Comolli, Türk tipi sportfi direktör değil sadece işin başka yönleriyle ilgilenen birisi. Ali Koç ve Semih Özsoy'un da futbolla alakası yok. Dolaysıyla bu sistemden iyi bir şey çıkması mümkün değil." Fenerbahçe'nin Türkiye'ye iyi uyum sağlayan yabancı bir sisteme, bence Alman sistemine ihtiyacı var. Bununla birlikte Türkiye şartlarına uygun çalışabilecek isimlere ihtiyacı var. Fenerbahçe'yi bir teknik direktör kurtaramaz. Açık söyleyeyim, Fenerbahçe'yi, Erol Bulut kurtaramaz. Fenerbahçe'yi, Erol Bulut'un teknik direktör olarak içinde bulunduğu bir yapı, bir takım kurtarabilir ama.
Dorukhan Toköz'ün son durumu...
Ben bütün bunların neden medya ya da sosyal medya üzerinden bunun konuşulmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Bir oyuncunun değeri vardır. Dorukhan iyi bir oyuncu. İleride iyi bir seviyeye gelebilecek bir oyuncu diye düşünüyorum. Türkiye'de başka bir değeri var ancak bundan kurtulmamız lazım. Öncelikle global değere ulaşması lazım. Bu değer üzerinden iş yapmaları lazım. Bunu sağlamanın önceliği de vergi vermeleri lazım. Vergi sistemini oturttuktan sonra kulüplerinden ne kadar kazandıklarını görebiliriz. İnsanlar yardım kampanyaları düzenliyorlar. Kendi ceplerinden yardımda bulunuyorlar. Futbolcular da veriyorlardır tabi ancak sosyal devlet olmanın gereği vergi sistemini oturmaktan geçer. Futbolcuların da burada vergi vermesi gerekiyor. Ondan sonra bu ücret konusu tartışılabilir.