Fener’in baskılı oyunu 3 puana yansımadı; Ama…
Saha ve seyircisi önünde Trabzonspor’u konuk eden sarı lacivertliler 5. dakikadan sonra tek kale oynadığı maçta arzuladığı ve hak ettiği galibiyete ulaşamadı. 2-2
Konuk ekip Trabzonspor açısından;
Erken dakikalarda buldukları sürpriz bir golle maça galibiyetle başlayan bordo mavililer en önemli gol ayaklarından Burak’ın sakatlanarak oyun dışı kalması sonucu maç genelinde Fenerbahçe’ye mahkum oynamak zorunda kaldılar. Yani istediklerini yapamayan, oyun stratejisini sahaya yansıtamayan bir takım hüviyetindeydiler. Gerek ilk yarı gerekse ikinci yarı Fenerbahçe’nin sürekli baskılı ve bunaltıcı ofansif oyunu karşısında savunma yaparak rakibe pozisyon vermemeye çalıştılar. Özellikle rakibin yüklendiği dakikalarda tek çareyi çok faul yapma stratejileriyle Fenerbahçe’yi durdurmaya çalıştılar. Ciddi pozisyonlar bulamadan attıkları iki gol Trabzonspor takımı adına gerçekten çok büyük şans oldu. Ve uzun yıllardır Şükrü Saracoğlu’ndan alamadıkları tek puanı almaya başardılar.
Fenerbahçe’ye gelince;
İlk beş dakika geçilirken yedikleri golden sonra maç genelini adeta tek kale oynayan sarı lacivertliler mücadele gücü açısından çok yüksek performans sergilediler. Çok sayıda pozisyonlar bulup tehlikeler ürettiler. Ancak final pas ve vuruşları arzulanan dozajda olmadı. Ayrıca Fenerbahçe’nin baskılı ve bunaltıcı ofansif futbolu karşısında çok bunalan Trabzonsporlu futbolcuların kasti fauller yaparak Alper, Valbuena gibi top tekniği yüksek, sprinter ve skorer oyuncuları sık, sık durdurmaları ki “söz konusu futbolcuların çekilerek yere bırakılmaktan, tekmeler yemekten canları çıktı” oyunu soğutmak ve dakikaları tüketmek adına yine sık, sık yerde kalmaları, ilave olarak hakemin Fenerbahçe aleyhine özellikle de duran top organizasyonları başlangıcında oyunu yeniden tekrarlatarak sarı lacivertlilerin fırsat üstünlüğünü yok etmesi ve çoğu kararında takdir haklarını Trabzonspor lehine kullanması Fenerbahçe’nin galibiyetine gölge düşüren bir başka unsurlardı. 90 dakikalık bir süreçte topun oyunda kalma süresi sadece 43 dakika, ama yazık değil mi? Özetlersek, Fenerbahçe takımı izah ettiğim nedenlerden dolayı belki 3 puanı alamadı ama sergilediği ofansif futbolla maça pozitif katkı sağladı. Ayrıca tribünleri dolduran taraftarı da bir başka tebrik etmek gerekiyor. Her maç böyle olsun, rakipleri titreten Saracoğlu ruhu yeniden gelsin…
Sonuç:
Şu an için; takım olarak yardımlaşma, saha parselasyonu, kolektif ruh ve kolektif oyun yapısı açısından henüz kendilerini yeni, yeni tanımaya başlayan Fenerbahçe’nin tam anlamıyla kompakt bir takım haline gelmesi sürece orantılı. Ancak dün geceki sergilenen futbol, yüksek mücadele gücü ve kazanmaya endeksli istekli oyun kurgusu Fenerbahçe takımı adına ileriye yönelik iyi sinyaller vermiştir.
İki haftalık periyotta puan kayıpları elbette bir dezavantaj ancak Fenerbahçe bu kayıpları yakın bir süreçte telefi edecektir. Çünkü takım içinde futbolcu kumaşı oldukça kaliteli. Son iki haftadır henüz galibiyetle tanışamadılar ancak takım olarak sergilenen ofansif futbol, girilen çok sayıdaki pozisyonlar Fenerbahçe adına korkulacak bir şeyin olmadığını açıkça su yüzüne çıkartıyor. Yani takım kötü oynamıyor önemli olanda bu. Sadece skor üretmede güçlük çekiliyor, o da zamanla rayına oturacaktır.
Bir parantez de Volkan eleştirilerine açmak gerekiyor…
Bugünlerde biraz fazlaca eleştirilen Kaleci Volkan’ın yüksek kalitesi ortada beyler ! Sanki bu oyuncu tanınmıyormuş gibi yapılan subjektif yorumlar Volkan açısından ciddi bir haksızlıktır. Volkan yarınlarda toparlanarak yine eski performansına kavuşup, geçtiğimiz sezonlarda gördüğümüz gibi, bireysel başarılarıyla Fenerbahçe’ye 3 puan getiren maçları kazandırdığında acaba ne denilecek? Ya da hiç utanılmayacak mı?
Özetle yakın gelecekte çok özel bir Fenerbahçe görülecektir. Taraftarlar rahat olsun keyfine baksınlar…