FIFA'yı o isim yaktı!

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), İsviçre’nin Zürih kentinde bugün düzenlenecek 65. kongresinde yeni başkanını seçecek. Mevcut başkan Sepp Blatter ile Ürdün Prensi Ali bin el-Hüseyin arasındaki seçim, FIFA yöneticilerinin gözaltına alındığı Amerikan Federal Soruşturma Dairesi (FBI) operasyonu ve İsviçre Başsavcılığı’nın 2018 ve 2022 Dünya Kupası kapsamında başlattığı “kara para aklama soruşturması” gölgesinde yapılacak.

FIFA üst düzey yöneticileri Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (CONMEBOL) İcra Kurulu Üyesi ve Venezüella Federasyonu Başkanı Rafael Esquivel, FIFA üyesi ve Brezilya Futbol Federasyonu Başkanı Jose Maria Marin, FIFA İcra Kurulu Üyesi Kosta Rikalı Eduardo Li, FIFA Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi, Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (CONMEBOL) Başkanı Uruguaylı Eugenio Figueredo, Nicolas Leoz, FIFA’nın eski başkan yardımcılarından Jack Warner (Hakkındaki yakalama kararı nedeniyle Trinidad’da teslim oldu), FIFA Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi, Kuzey Amerika, Orta Amerika ve Karayipler Futbol Konfederasyonu (CONCACAF) Başkanı İngiliz Jeffrey Webb, FIFA yetkilisi, Orta Amerika Futbol Birliği (UNCAF) ile Nikaragua Futbol Federasyonu Başkanı Julio Rocha’nın tutuklanmasına yol açan operasyonun geçmişi yaklaşık 20 yıl öncesine dayanıyor.

FIFA ve bağlantılı kurumlara ilişkin rüşvet, sahtekârlık ve dolandırıcılık iddialarıyla yürüttüğü soruşturmada FBI’ın radarına ilk takılan, CONCACAF ve FIFA üst düzey yöneticisi Charles “Chuck” Blazer oldu. 1990-2013 yılları arasında 23 yıl boyunca Kuzey ve Orta Amerika ile Karayipler Futbol Konfederasyonu (CONCACAF) Başkan Yardımcısı olan Blazer’in sürdüğü lüks yaşama karşın tek kuruş vergi vermediğini tespit eden FBI, dünyaca ünlü futbol adamını mercek altına aldı.

KEDİ REZİDANSI
Araştırma sırasında; New York Manhattan’taki lüks bir gökdelende, birinde “sadece kedilerini barındırdığı” 2 dairesi bulunan, 50 bin dolarlık Hummer cip kullanan, Miami ve Bahamalar’da yazlığı olan Blazer’in CONCACAF turnuvalarının sponsor anlaşmaları, yayın hakları ve bilet satışlarından yüzde 10 pay, turnuva ev sahiplerinin belirlendiği oylamalarda da milyonlarca dolarlık rüşvetler aldığı tespit edildi.

FBI MUHBİRİ OLDU
1997-2010 arasında görev yaptığı FIFA İcra Komitesi’nde de “yüzde 10” alışkanlığına devam eden Blazer’in, iddiaya göre 2010 Dünya Kupası ev sahipliği için Güney Afrika Cumhuriyeti’nden aldığı rüşvet 1 milyon dolardı. Blazer’in yüzde 10’lar ve rüşvetlerle elde ettiği 20.6 milyon dolarlık serveti aracılar ve sahte isimlerle offshore hesaplara yatırdığını belirleyen FBI, 2011 yılında “Bay Yüzde 10”u “vergi davası açılmaması” karşılığında işbirliğine zorladı. 2012 Londra Olimpiyatları sırasında FIFA İcra Kurulu üyelerini lüks bir otelde yemeğe çağıran ve üzerinde taşıdığı mikrofonla FBI’ın konuşmaları dinlemesini sağlayan Blazer, 2013 yılında hakkındaki suçlamaları resmen kabul ederek savcılıkla anlaşma yaptı. 2014 yılı kasımında FBI muhbiri olduğuna ilişkin iddialar bazı gazetelerde yer alan Blazer’e, geçen yıl kalınbağırsak kanseri teşhisi konuldu. 70 yaşındaki Blazer, halen New York’ta bir hastanede tedavi görüyor.

SPONSORLAR AYAKTA, VISA ÇEKİLMEKLE TEHDİT ETTİ
FIFA’nın olağan kongresi öncesi kongreye katılacak 8 üst düzey yetkilinin kaldıkları otelde tutuklanması, sponsorları kızdırdı. FBI tarafından yürütülen kara para aklama, rüşvet alma gibi suçlamaların yer aldığı, 8’i tutuklu toplam 14 kişinin suçlandığı soruşturma sürerken, Coca Cola’dan yapılan açıklamada “Dünya Kupası kirlendi” denildi. Adidas’tan da “Biz firma olarak en yüksek etik standartların tanıtımını yapan bir kültür yaratmaya kendimizi adadık. Aynı şeyi partnerlerimizden de bekleriz” açıklaması yapıldı. En ağır tepki ise Visa Inc.’den geldi. Visa Inc., futbolun en üst düzey yönetim organı olan kurumu “sponsorluktan çekilmekle” tehdit etti. 2007’de FIFA’nın sponsoru olan Visa Inc.’den yapılan açıklamada, “Üst düzey yetkililerin rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandığı operasyon sonrasında, FIFA imajını düzeltmek için acilen gereken şeyleri yapmazsa sponsorluk anlaşmamızı noktalayabiliriz” denildi. Emirates Havayolları da “Dünya futbolunun yönetimiyle ilgili ortaya çıkan tablo nedeniyle büyük hayal kırıklığı içindeyiz. Sorunların acilen çözüleceğini umuyoruz” açıklamasında bulundu.

"MAFYA BABASI BLATTER"
FIFA’nın başkanlık koltuğuna 1998’de oturan ve 17 yılda geçirdiği 3 seçime rağmen bir daha o koltuktan kalkmayan Joseph ‘Sepp’ Blatter’in dünya futbolunu yöneten örgütle ilişkisi, aslında 1975 yılına kadar uzanıyor.
79 yıllık yaşamının tam 40 yılını FIFA’da değişik görevlerde geçiren Blatter, 1975-1981 yılları arasında teknik direktör, 1981-1998 yılları arasında da genel sekreter olarak çalıştı. Joao Havelange’ın ardından 1998’de başkanlığa seçilen Blatter’in, kazandığı bu ilk seçimden itibaren şaibe ve suçlamalar yakasını bırakmadı.
200’ü aşkın ülkenin temsil edildiği FIFA’da özellikle Afrika, Orta Amerika ve Karayip ülkelerinin oylarını almak için “destek” adı altında milyonlarca doları bu ülkelere gönderen İsviçreli başkan, 2010’da Dünya Kupası’nı Afrika’ya verdirerek bu kıtanın kendisine liyakatını taçlandırmış oldu. Bu süreçte Trinidadlı Jack Warner’ın 10 milyon doları Afrika ülkelerine dağıttığı ortaya çıktı. 2014 Brezilya öncesi, Blatter’in Brezilya mafyasıyla ilişkisi konuşuldu. 20 yıllık süreçte Blatter’in yönetim kurulu ve FIFA’daki çalışma arkadaşları üzerinden dönen kara para ve rüşvetin 150 milyon doları bulduğu hesaplanıyor. Blatter ise hâlâ bu işlerle bir ilgisinin olmadığını iddia ediyor.

Rüşveti veren ile alan açısından plan basit: “Gör beni, göreyim seni!” Blatter ve ekibi, dağıtılan yasadışı paralar karşılığında her seçimde yerlerini daha da sağlama aldı. Artık gizlisi saklısı kalmayan bu yöntem, özellikle Anglo-sakson dünyasında giderek büyüyen tepkiler oluşmasına neden oldu. İngiltere’nin kaybettiği 2018 Dünya Kupası adaylığı sonrası İngiliz medyası Blatter’i yerden yere vurdu. ABD’nin de yarıştığı 2022 Dünya Kupası’nın zengin çöl ülkesi Katar’a verilmesi, belki de bardağı taşıran son damla oldu. Bu oylama öncesinde Katarlıların FIFA üyelerine rüşvet dağıttığı iddiaları havada uçuştu.

İskoç gazeteci Andrew Jennings, “Omerta” adlı kitabında Blatter’i “Mafya babası” olarak tanımladı. Kitapta Blatter’i, rüşvet ve şantaj ağı kurmakla ve FIFA delegelerinin çoğuna bir çeşit suskunluk yemini ettirmekle suçladı.
İlerleyen yaşına rağmen koltuğu bırakmayan Blatter, “gaflarıyla” da çok konuşuldu.
2011’de “Futbolda ırkçılık yok” çıkışıyla özellikle İngilizler tarafından çok eleştirilen Blatter, kadın futbolcuların seksi görünmesi için daha sıkı tayt giymeleri gerektiğini söyleyince kadın örgütlerinin tepkisini çekmişti.

"HERKESİ İZLEYEMEM"
FIFA Kongresi’nin açılışında konuşan Başkan Blatter, “Biliyorum, birçok kişi yaşananlardan beni sorumlu tutuyor. Herkesi izleyemem. İnsanlar yanlış yapmak istiyorsa saklamaya da çalışacaklardır. Eminim daha kötü haberler duyacağız” dedi. Toplantının yapıldığı binanın önünde “Blatter için oyun sona erdi” dövizi taşıyan bir grup ise toplantıyı protesto etti.

UEFA, ÜRDÜN PRENSİ'Nİ DESTEKLEYECEK
UluslararasıFutbol Federasyonu Birliği’ne (FIFA) düzenlenen şafak baskını sonrasında, FIFA ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) yönetimi arasındaki ipler kopma noktasına geldi. UEFA Başkanı Michel Platini, dün düzenlenen acil durum toplantısında, bugün yapılacak başkan seçiminde 5’inci kez aday olacak FIFA Başkanı Sepp Blatter’den istifa etmesini istedi. Platini, “arkadaşça istifaya davet ettiğini” ancak Blatter’in “Artık çok geç, kongre başladı, istifa etmem” dediğini belirterek, “Bu kadar skandal oldu. FIFA sarsıldı. Bu kurum bu şekilde yönetilmeyi hak etmiyor” açıklamasını yaptı. Platini, bu açıklama sonrası, UEFA’nın seçimde Blatter’in tek rakibi olan Ürdün Prensi Ali bin el-Hüseyin’i destekleyeceğini resmen ilan etti. Seçim sürecinin başından bu yana Platini’nin prensi destekleyeceği yönünde haberler çıkıyordu.