Fikret Orman ve acı gerçekler...
OTOPARKIN ALTINDAN KİMLER ÇIKTI?
Beşiktaş Kulübü’nün sahibi olduğu Fulya’daki otopark, sudan ucuz bir kira karşılığında Mehmet Sağın adlı bir kişiye takdim edildi...
Öyle ki aylık 30 Bin liradan olmak üzere 15 yıllık sözleşme imzalandığı şahsım tarafından belgelendi. 10 yıl önceki başka bir kiracının aylık 85 bin liradan 1 yıllık kirayı toptan ödediğini hemen belirteyim.
Bu son kiralama olayının içinde yönetim kurulu üyesi olan Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun adı ön planda yer aldı. Şöyle ki, otoparkı işleten Mehmet Sağın ile Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun ağabeyi Celal Mahmutyazıcıoğlu, başka bir şirkette ortak çıktı. Ticaret Sicili Gazetesi’nde kayıtları bulunuyor. Öyle ki, bu şirketlerin adresi, Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun iş adresi olarak gözüküyor.
Şafak Mahmutyazıcıoğlu, bu haberlerin yazıldığı süreçte “Kanıtlamayan şerefsizdir” dedi, bunun üzerine belgeleri ortaya koydum, kanıtladım.
****
AKSARAY’A BİR, İKİ...
Elimdeki yazışmalar doğrultusunda şunu da söyleyeyim. Fulya’daki bu otopark skandalının ucu, bir kenara not edin lütfen, İstanbul’ Aksaray’daki renkli mekanlara kadar uzayabilir.
Bu işin altından kim ya da kimlerin çıkacağını siz tahmin edin lütfen.
****
ORMAN, SAVCIYA İFADE VERDİ
Şunu da ekleyeyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fulya’daki bu otoparka belli nedenlerden dolayı işletme ruhsatı vermedi. Mühürledi. Malum kişiler ise mührü kırdı, kaçak çalıştırmaya başladı.
İşte Beşiktaş Kulübü, kaçak çalıştırılan bu otopark için “Gel Atilla Türker, yılda 1 milyon liraya sana verelim” dedi.
Bu nasıl ticari anlayış, anlamak mümkün değil!
Büyükşehir Belediyesi, kaçak çalışan bu otoparkı her an kapatabilir.
Zaten Fikret Orman, bir önceki kiracının şikayeti üzerine Savcılığa ifade vermek zorunda kaldı. Orman, savcılıkta “Kaçak olduğundan haberim yoktu” dedi.
Tabii, nasıl haberi olmaz, o da ayrı bir konu.
Sayın Orman böyle dedi ama birileri kaçak çalıştırmaya devam ediyor.
Fikret Orman da sessiz kalıyor.
Olay çok net... Vukuatlar kol geziyor.
Tekrarlıyorum. Kira sözleşmeleri, Belediye kararları, mühür tutanakları, Mehmet Sağın-Celal Mahmutyazıcıoğlu ortaklığı ve Fikret Orman’ın savcılık ifadesi başta olmak üzere her türlü belgeyi, isteyen herkese, elektronik posta ya da Whatsapp kanalıyla anında yollayabilirim.
****
PARALAR PARALAR, BOZULMASIN ARALAR...
Beşiktaş Kulübü bünyesinden birbirinden değerli isimlerin olduğu bir hukuk departmanı bulunmasına rağmen, Beşiktaş Kulübü’nün kasasından çıkan 2 milyon lira, yine Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun kurucu ortağı olduğu hukuk bürosunun kasasına girdi.
Tabii yine belgeliydi. Adına makbuz kesilen bu hukuk bürosundaki Oktay adlı bir avukat, dava açacağız falan dedi ama bir sonuç gelmedi.
Ve hatta Şafak Mahmutyazıcıoğlu “Atilla Türker’e dava açıyoruz ama basın özgürlüğü sayesinde kurtuluyor” şeklinde bir açıklama yaptı. Tabii komik, saçma ve inandırıcılıktan uzak bir açıklamaydı bu.... Aklı başında hiç kimsenin inandığını sanmıyorum.
Şu da var. Belediye başkanlığı için aday adayı olan Şafak Mahmutyazıcıoğlu kendi partisi tarafından niye aday gösterilmedi acaba?
Umarım anlamış ya da öğrenmiştir.
****
TEHDİT ETMEYİ DE BİLİYORLAR!
Bir dip not daha... Bu beyefendilerin işlerini gören Kasım adında başka bir avukat, ki eski bir hakim olur kendisi, o süreçte bir gece yarısı sanal ortamdan şahsıma yönelik her türlü tehdidi yaptı. İlk başta normal bir tetikçi zannettim, haliyle ciddiye almadım. Eski bir hakim olduğunu ve malum beyefendilerin yanıbaşında bulunduğunu ertesi günü Beşiktaş Kulübü içindeki bazı dostlardan öğrendim. Tabii durum böyle olunca hem sanal ortamdan hem de bu ortamdan gereken cevabı fazlasıyla verdim. Tahmin edeceğiniz gibi ölü taklidi yaptı. O gün bugün ortada yok.
Hatta, hakimliği sorasında Beşiktaş davasına bakarken nasıl reddi hakim durumuyla karşılaştığını yine belgelerle ortaya koydum.
Ayrıca, şahsıma yönelik tehditlerinden ve terbiyesizliğinden ötürü bu kişiyi avukatım vasıtasıyla İstanbul Barosuna şikayet ettim.
Merak edenler olabilir, Beşiktaş’ın Fulya davası, bu hakimin görevli olduğu mahkemeye nasıl düştü acaba?
Günün birinde anlatan çıkar elbet.
Şu kadarını söyleyeyim. Hakimler Savcılar Kurulu (HSK), bu çerçevede yapılan çok ciddi bir şikayet üzerine Kasım Bey hakkında soruşturma başlattı.
****
O YALAN, BU YALAN...
Dahası... “Beşiktaş’ta 2 milyon liralık 2 makbuz” başlıklı haberim üzerine tuhaf ve tutarsız bir basın açıklaması yapan Oktay Kurman adlı avukata en büyük tepkiyi Beşiktaş Denetim Kurulu Başkanı Feyyaz Tuncel gösterdi. Yaşanılanları ve yazılanları değerlendiren Feyyaz Tuncel, Kurman adlı avukata ve arkadaşlarına çok açık bir şekilde “Yalancısınız” dedi.
****
VOLEYBOLCU UMUT GÜNER
Yönetim Kurulu’nun en etkili ve yetkili isimlerden biri olan Umut Güner’in sahte voleybol lisansıyla Beşiktaş yönetimine girdiği de yine şahsım tarafından belgelendi.
****
NEGREDO... PARALAR NEREDE?
“Fenerbahçe ve Galatasaray’a bedava bonservis karşılığında önerilen Alvaro Negredo için Beşiktaş 2,5 milyon Euro bonservis ödedi” şeklinde bir haber yine şahsım tarafından kaleme alındı. Fikret Orman, yazdığım bu haberi Beşiktaş Divan Kurulu’nda okudu ve “Gazeteci dediğin şerefli, haysiyetli ve namuslu olur. Bu gazeteci hakkında dava açtım” dedi. Dikkat ediniz lütfen, açıyorum, açacağım, açmak üzereyim değil, “Açtım” dedi.
Aradan tam 13 ay geçti. Ortada dava falan yok. Keşke olsaydı.
Şunu da belirteyim. Aynı haberde, Negredo’nun 3,5 milyon Euro olan yıllık rayiç ücretinin, Beşiktaş’la yapılan sözleşmede 4 milyon 350 bin Euro olduğunu ifade ettim.
Galatasaray’ın o dönem menajeri olan Cenk Ergun, Takvim Gazetesi ile yaptığı şampiyonluk röportajı sırasında “Negredo bize bedava önerildi ama biz istemedik, Gomis’i tercih ettik” dedi.
Olaya açıklık getirdi.
****
MENAJER BİR TÜRLÜ GELEMEDİ
Aynı Fikret Orman gelişen olaylar üzerine “Negredo’nun menajerini İstanbul’a çağırdım. Haftaya belgelerle gelecek” dedi.
Aradan tam 1 yıl geçti, henüz gelen giden yok.
Öyle ki, Negredo, Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti.
Ve hatta oradan bile ayrıldı.
****
KÖSTEBEK ARANIYOR...
Fikret Orman “Elinde belge olup da yayınlamayan namerttir” dedi.
O günden sonra tahmini 20 belge yayınladım.
Öyle ki elimde 2 klasör daha var!
Belirteyim. Beşiktaş Kulübü, haber kaynağımı bulabilmek için kulüp içinde bir soruşturma başlatıldığını resmî siteden duyurdu.
Ama aradan 5 ay geçti, henüz ses yok. Demek ki köstebek bulunamadı. Bulamazlar da zaten.
Öyle ki, belgelerin şahsıma ulaşamaması için kozmik oda oluşturuldu. Tabii hikaye... Yarınlarda yeni belgeleri de takdim ederim.
Şu da var. İnsanlar, kendi hazırladıkları belgeden niye korkar!
Belge belgedir.
Belgede yalan yoktur.
Yeter ki o belgelerin içeriği düzgün olsun.
****
MERTCAN ÇAM SKANDALI
Trabzonspor’da 4 yılda sadece 3 dakika oynayan Mertcan Çam’ın Beşiktaş’a transferi için, Trabzonspor ve Beşiktaş arasında çok özel ve gizli bir bir protokol imzalandı. Bu doğrultuda Beşiktaş imzalı 885 Bin Dolar tutarındaki 5 adet çek, Trabzonspor’a verildi. Belgeleri yayınladım. Belgeler ortada olmasına rağmen özellikle sanal ortamda “Mümkün değil, olamaz” şeklinde tepki gösterildi.
Hatta bu haberden 1 gün sonra Fikret Orman’ın düzenlediği basın toplantısında Beşiktaş muhabiri-yazarı olan değerli bir arkadaş “Atilla Türker’in yazdığı bu haber doğru mu” şeklinde bir soru yöneltti. Fikret Orman da “Zamanı gelince açıklarız. Atilla Türker’i şöhret yaptık” dedi.
Aradan yaklaşık 3 ay geçti, aynı Fikret Orman, “Mertcan Çam transferinden vazgeçtik. Sözleşme şartlarına uymadı” dedi.
Orman’ın bu sözlerini okuyan Mertcan Çam, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Beni görmediniz, saçımın ve gözümün rengini bilmiyorsunuz, nasıl vazgeçtiniz” diye alaycı bir üslup takındı.
Mertcan Çam’ın menajeri olan Metin Korkmaz da “Bu yazılan haberler sonucu futbolcumun istikbaliyle oynanıyor” dedi.
Bu arada, 885 Bin Dolar tutarındaki 5 adet çekin akıbetini soracak olursanız eğer... Trabzonspor tarafından bir aracı şirkete kırdırıldı. Gitti, bitti.
****
PARALAR UÇACAKTI
Çok önemli bir vurgu yapayım. Mertcan Çam, Beşiktaş’ transfer olsaydı eğer, rayiç bedel üzerinden tahmini söylüyorum, yıllık en az 1 Milyon Euro’ya imza atacaktı. 5 yılda 5 Milyon Euro... Menajer ücreti ve imza parası derken en az 6 Milyon Euro’yu bulacaktı. Yani yaklaşık 42 Milyon Türk lirası.
Aynı Mertcan Çam, şimdi Trabzon Hekimoğluspor’da oynuyor. Yıllık ne alıyor, biliyor musunuz? 300 bin Türk Lira’sı... Yani 50 Bin Euro bile değil.
Hani, demem o ki... Bu haber şahsım tarafından belgelerle ortaya konmasaydı eğer, Beşiktaş’ın kasasından yaklaşık 42 Milyon Lira çıkacaktı.
Peki, Mertcan Çam ne kadar alacaktı?
Ya da aslan payını kimler kapacaktı?
Takdir kamuoyunun...
Yani... Bu haberleri yazdığım için sanal ortamdan bana gece gündüz küfürler ve tehditler yağdıran bazı tetikçiler, Mertcan Çam haberiyle Beşiktaş’ın kasasında tonla para kaldığını unutmasınlar!
Teşekküre gerek yok ama küfürlerin de bir anlamı yok.
Bana değil, malum kişilere hesap sorulsun.
****
ARŞİVE BAKMAKTA YARAR VAR
Unutmadan şunu da söyleyeyim. Haberler belgeli olmasına rağmen, inanılmaz küfürler ve tehditler geliyor.
Hiç sorun değil.
Bugün de benzeri olabilir.
Öte yandan... “Niçin hep Beşiktaş ağırlıklı haberler kaleme alıyorsun” şeklinde eleştiride bulunan değerli kişilere şunu söyleyeceğim.
Google’a girerek bir araştırın lütfen.
Şu da var. Hangi takımın aleyhine belge yayınlanırsa, haliyle o camiadan tepki geliyor.
Üstelik, Beşiktaş’tan bu kadar belge sızması kimin kabahati acaba!
Hem yayınlanan belgeler, o camianın menfaatine oluyor.
Gerçekler ortaya çıkıyor.
Gereksiz transferlerin ve harcamaların önüne geçiliyor!
****
AHBAP ÇAVUŞ İLİŞKİLER...
Yine Beşiktaş ile Trabzonspor arasında çok özel ve gizli bir sözleşme imzalandığı ortaya çıktı. İmzaların sahibi de Fikret Orman ve Muharrem Usta idi.
Belgeyi yayınladım.
Mevzu, Mehmet Ekici’nin transferiydi... 2 sezon önce devre arasında Trabzonspor’dan ayrılmak isteyen Mehmet Ekici için Fenerbahçe 2 Milyon Euro’yu gözden çıkarmıştı. Mehmet Ekici de Fenerbahçe formasını giymek istediğini çok açık bir şekilde beyan etmişti. Sonra anlaşıldı ki, Trabzonspor ile Beşiktaş arasında imzalanan protokol gereği, Mehmet Ekici, Fenerbahçe’ye veya başka bir kulübe verildiği takdirde, Trabzonspor, Beşiktaş’a 1,5 Milyon Euro tazminat ödeyecekti.
Mehmet Ekici’nin Fenerbahçe’ye transferi bu şekilde önlendi.
Bunun bir karşılığı olmalıydı elbet! Oldu... Olcay Şahan gibi bonservisi en az 2 Milyon Euro edecek olan bir futbolcu, Trabzonspor’a sadece 200 bin Euro karşılığında verildi.
Şu da var. Bu ahbap çavuş transferde bile, menajerlere 500 bin Euro takdim edildi.
Fenerbahçe Kulübü Yöneticileri, gizli kapaklı yapılan bu sözleşmeden o süreçte haberdar olmalarına karşın, belgeyi ele geçiremediklerini ifade ettiler.
****
İHALE LAFTA KALDI
Fikret Orman ve arkadaşları, göreve geldikleri günlerde “Şeffaf bir politika uygulayacağız. Her türlü ihaleyi Beşiktaş TV’den yayınlayacağız” dediler.
Sonuç, ilk aşamada bazı ihaleler yapıldı, resmî siteden de duyuruldu. Ama akabinde şu oldu. Fikret Orman’ın aile şirketi olan Orsan A.Ş., Beşiktaş Stadı’nın korkuluklarının yapımı aşamasında yaklaşık 2 Milyon Lira’nın sahibi oldu.
Ne zaman mı? 2015 yılında...
Ben bu haberi 2018 yılında belgelerle ortaya koyduktan sonra Fikret Orman ne yaptı? “Ucuza yaptım” dedi. Düşünün, aradan 3 yıl geçtikten sonra... Ortada ihale falan da yok.
Haber yazılmamış olsaydı, kimin ya da kimlerin haberi olacaktı acaba?
Şu kadarını söyleyeyim. Belgeyi ele geçirdiğim zaman bazıları yönetim kurulu üyesi olmak üzere Beşiktaş Kulübü’nün göbeğinde bulunan pek çok kişiye bu belgeyi sordum, “Yok artık, bu kadar da olamaz. Belge sahtedir. Kesinlikle doğru değildir” cevabını aldım.
Yani, bu belgeden, bu faturadan, kulübün göbeğindeki çoğu insanın bile haberi yoktu.
Dünyanın her yerinde etiğe aykırı olan bu uygulama, Fikret Orman tarafından etiğe uygun bulunmuştu.
****
5268 ÜYENİN AİDATINI KİMLER YATIRIYOR?
Bir süre önce kaleme aldım. Hatırlatmamda yine yarar var. Çünkü bu hafta sonu seçim olacak. Mevzu şu:
-Beşiktaş Denetim Kurulu tarafından hazırlanan bir rapor var. Bu raporda “22-25 Aralık tarihlerindeki 4 günde sadece 193 kişi nakit aidat öderken son 4 günde 5268 kişi nakit ödeme yapmış olduğu gözükmektedir. Yapılan bu 5268 kişilik ödeme yasal olarak mümkün, ancak teknik olarak mümkün gözükmemektedir. Yaptığımız tespit doğrultusunda bir vezneden bir günde 1075 kişi ödeme yapmıştır. Etik açıdan bunu doğru bulmuyoruz. Yönetim Kurulu ve Seçme Sicil Kurulu bu konuda gerekli tedbirleri almalıdır” şeklinde bir uyarı yapıldı. Bu uyarı ertesi yıl da tekrarlandı.
****
SORULAR VE SORUNLAR...
Denetim Kurulu’nun bu uyarıları çerçevesinde soru ve sorun çok net?
Söz konusu toplu aidatları kim ya da kimler yatırıyor?
Seçimin kaderi bu şekilde mi belirleniyor?
Bu tür aidatları yatırılan delegelerin önemli bir bölümünün diğer büyük kulüplere de üye olduğu iddiası ne derece doğrudur?
Toplu aidat sistemi ile seçimlerin kaderi belli kişiler tarafından belirlenmiş olmuyor mu?
Bir başka deyişle, hakeden değil, parası olan koltuğa oturmuş olmuyor mu?
****
Ne acıdır ki, bu hafta sonu yapılacak olan genel kurulda bu kişiler yine oy kullanacak.
Sonra da birileri “Demokratik bir seçim oldu” şeklinde açıklamalar yapacak.
****
Belirteyim. Bu konu halen yargı aşamasında.
****
İZAHTA YARAR VAR
Şampiyonlar Ligi nedeniyle gelen çuval dolusu para ortadayken... Kulüp borcunun son yıllarda inanılmaz derecede artması... İçinden çıkılmaz bir hale gelmesi... Elbette ki izahı gerektiren bir durumdur.
****
MEVZU ÇOK...
İnanın daha onlarca mevzu var.
Hepsi belgeli.
Fikret Orman’ın otopark skandalı sürecinde Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği şaşırtıcı ifadeden tutun da... Kocaeli Birlik Sportif Hizmetler A.Ş.’nin yüzde 80 oranındaki hisselerini 8 milyon liraya alabilmek için imzalanan tuhaf sözleşmeye kadar...
Yine Fikret Orman’ın kritik bazı süreçlerde takımını yalnız bırakmasından tutun da... Taraftara yönelik üzücü söylemlerine kadar.
Mario Gomez’in bonservisi karşılığında gelmesi gereken ücretten tutun da... Cyle Larin’in bir yılda 10’a katlanan yıllık ücretine kadar...
****
SORULAR VE SORUNLAR...
Stat inşaatının toplam maliyeti, ilk söylenilen rakamın 2 katına nasıl çıktı? Üstelik Beşiktaş’ın “Biz yaptık” demesine karşın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı bağlantıda “Beşiktaş Kulübü’nün mü saha yahu? Stadı bizim verdiğimiz paralarla yaptılar” şeklinde gerçeği ortaya koyduğunu da hatırlayalım.
Menajer komisyonları, stadın yapımı sırasında yapılan harcamalar, Kartal Yuvası’ndaki korkunç iddialar... Tüm faturalar.
Mevcut hesaplarda açık-kayıp şeklinde bir sakatlık var mı?
Her konu, her iddia, sonuna kadar aydınlanmalıdır.
Aydınlatılmalıdır...
****
BELGELER ORTADA...
Bir kez daha önemle belirteyim. Kaleme aldığım bu konuların tüm belgeleri elimde bulunuyor. Zaten çoğunu yayınladım. İsteyen her kişiye de anında yollayabilirim.
Beşiktaş’ın ve Türk futbolunun ulvi menfaatleri açısından her türlü gerçeğin ortaya çıkmasında büyük yarar var.
Ve şu da var. Sadece Beşiktaş’ta değil, Fenerbahçe’den Galatasaray’a, Trabzonspor’dan Bursaspor’a, hangi kulüpte ne gibi bir sıkıntı varsa, tek tek ortaya konulmalıdır.
Bu noktada amaç, camiaların hakkını korumaktır.
Belge yollayan her kişiye müteşekkir olurum.
Bakın o zaman, yayınlanıyor mu, yayınlanmıyor mu!
Şu da ayrı bir gerçek: Kulüp yönetiminin aleyhine bir haber olduğu zaman, paralı askerler size her türlü tehdit ve hakarette bulunuyorlar.
Beşiktaş’ın eski yöneticilerinden Erdal Torunoğulları, sanal ortamda parayla beslenen belli kişilerin olduğunu söylemedi mi? Hatta bu doğrultuda kendi hesabından bile para kesildiğini ifade etmedi mi?
****
SERVET BEYANI!
Son olarak şunu dile getireyim.
Sayın Fikret Orman!
Bildiğiniz üzere... Kanun ve Beşiktaş tüzüğü gereği, Beşiktaş Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyeleri, görevin başlangıcı ve bitiminde, ve de varlıklarındaki değişimlerde, en geç 1 ay içinde İçişleri Bakanlığına mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Sayın Orman...
Beşiktaş koltuğuna oturduğunuz 2012 yılındaki servetiniz neydi? Şimdiki servetiniz ne?
Tabii bu soru, yönetim ve denetim kurulunun tüm üyeleri için de geçerli.
Konuya açıklık getirilmesinde çok büyük yarar var.
Açıklansın ki... Münafıklar sussun!
Açıklansın ki... Ortada gizli kapaklı işler var mı, yok mu, çok daha iyi anlaşılsın.
Yani, Sayın Orman...
Top sizde...
****
Hafta sonu yapılacak seçimde tüm adaylara başarılar dilerim.
****
YALÇIN KARADENİZ, VEFA VE ADALET...
Çok önemli başka bir mevzuya geçeceğim.
Hafta sonu yapılacak genel kurulda gündemin 9. maddesi şu:
“Derneğimizin 2177 sicil numaralı üyesi Yalçın Karadeniz hakkında
BJK Derneği Disiplin Kurulu tarafından verilmiş olan
kınama cezasının bir kez daha disiplin kurulunca gözden geçirilmesini ve oya sunulması...”
Şimdi... Yalçın Karadeniz’in kim olduğunu söylemeye gerek yok.
Bu camiada bulunan istisnasız hemen herkes çok iyi bilir ve tanır.
Yaşamını Beşiktaş’a adayan gerçek bir Beşiktaşlıdır Yalçın Karadeniz.
Tam 50 yıldır Beşiktaş’a hizmet veriyor.
Mehmet Üstünkaya, Gazi Akınal ve Süleyman Seba gibi büyük başkanlarla olan yakın dostluklarının yanısıra o dönemlerde genel sekreter yardımcılığı ve basın sözcülüğü yaptı.
Efsane Beşiktaş’ın efsane isimleri arasında yer aldı.
Çok saygın bir hukuk insanı olarak kritik süreçlerde yol gösterici oldu.
Beşiktaş Kulübü’nde başkanlık ve yöneticilik dahil 4 dönem 12 yıl boyunca Divan Başkanlığı yaptı.
Beşiktaş’ın ulvi menfaatleri için gecesini gündüzüne kattı.
Süleyman Seba’nın en iyi dostlarından biri olma onurunu yaşadı.
Başarılı bir bürokrat olarak devlette çok kritik makamlarda görev yaptı.
Beşiktaş’ın tek bir kuruşunun bile heba olmaması için dostlarıyla birlikte gecesini gündüzüne kattı.
Beşiktaş’ın yanısıra Türk spor camiasında da çok saygın bir yer edindi.
Futbol Federasyonu üyelikleri yanında 5 yıllık kalkınma planı Futbol Özel İhtisas komisyonu raportörlüğü yaptı.
Profesyonel Futbol Disiplin kurulu üyeliğinde bulundu.
Halen de Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi üyesidir.
****
Peki, ne oldu?
Beşiktaş’ın yüksek menfaatleri gereği yaptığı bir uyarının ardından halen kulübün bünyesinde bulunan malum kişi ve kurulların gazabına uğradı, Denetim Kurulu’nun kulüplerde bugüne kadar hiç rastlanmayan şikayeti üzerine Yönetim Kurulu’nun onayı sonucu Disiplin Kurulu tarafından kınama ile cezalandırıldı.
5 yıl boyunca seçme ve seçilme hakkı elinden alındı.
Dünyanın hiçbir yerinde ve kulübünde kınama cezası alan birisinin işine son verildiği görülmemiştir. Bilindiği gibi kınama cezasının müeyyidesi zaten kınamadır. Ancak tüzüğe nasıl alındığı ve kimin önerdiği tarafımızdan bilinmemekle beraber yönetimler için Demokles’in kılıcı misali herkesin ensesinde kullanılıyor
Umut Güner’in sahte lisansla yönetime girmesine bile zemin hazırlayan ya da sessiz kalan belli kişiler, hayatını Beşiktaş'a adayan Yalçın Karadeniz'e bu cezayı reva gördüler.
Haliyle ne oldu? Yalçın Karadeniz adli yargıya gitti, iptal davası açtı ve geçen ay kazandı.
Divan Kongresi usulsüz ve kanunsuz yapıldığı gerekçesiyle iptal edildi.
Sayın Karadeniz'in Disiplin Kurulunca verilen kınama cezasının kaldırılması için İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı davada Mahkeme, BJK kulübüne bir müzekkere yazarak "Bu nedenle verilen Disiplin Kurulu kararına karşı TMK 73. maddeleri gereğince genel kurulda görüşülerek karar verilmesi hususunda derneğinize müzekkere yazılmasına karar verildiğinden, ilk Genel Kurul gündeminde Mahkememiz kararının ilk madde olarak işleme alınması ve bu konuda gereğinin yapılması rica olunur” denildi.
Mahkemenin kararı çok açık... (Mahkeme kararını bu yazının hemen altında görebilirsiniz)
Sadede geliyorum.
Yalçın Karadeniz’in durumunun 11 Mayıs’ta yapılacak olan genel kurulda oylamaya sunulması gerekiyor.
Hem de “Ceza alsın mı, kalksın mı” şeklinde...
Ve de gündemin 1. maddesi olarak.
Ama ne oldu? Hiç sormayın! Beşiktaş'ın mevcut yönetimi, gündemin 9. maddesine yani son sıraya koydu.
Hani, o dakikaya kadar salonda ancak belli kişiler kalır, onlara da sözümüz geçer dercesine...
Üstelik Mahkemenin kesin hükmüne rağmen,
Yönetim Kurulu, kesin hükmün içeriğini ve amacını değiştirerek, Disiplin Kurulu tarafından verilmiş olan kınama cezasının bir kez daha Disiplin kurulunca gözden geçirilmesi için oya sunulması şeklinde gündeme alması, Mahkeme hükmü ile tamamen ters bir durum oluştu ve mahkeme ile tenakuza düşüldü.
Üstelik, oylamanın mahiyeti “Dosyanın Beşiktaş Disiplin Kurulu’na tekrar gönderilmesi” şeklinde olacak.
Peki mahkeme ne diyor?
Yeniden gözden geçirilsin diye Disiplin kuruluna sevk için oylama yap demiyor.
Böylece Mahkeme kararı hilafına bir uygulama yapmaya hakkınız var mı?
Ayrıca bu bir suçtur.
Maksat, Yalçın Karadeniz'in Beşiktaş'a hizmet yönüne perde çekmek, 3 ay sonra yapılacak Divan toplantısına sokmamaktır.
Peki ama Sayın Karadeniz'in aday olacağını nereden biliyorsunuz, fal mı açtınız? Bir taraftan Mahkeme kararını değiştirerek gündemin 9. maddesine koyarak Mahkeme kararını uyguluyorum diyeceksiniz, diğer taraftan kurnazlık yaparak “Ben yaptım oldu” diyeceksiniz. Bu mu vefa, bu mu adalet, bu mu doğruluk?
Yani iş yokuşa sürüldü. Ağustos ayında yapılacak Divan başkanlığı seçiminde Yalçın Karadeniz’in aday olmaması için yine perde çekildi.
Lafı uzatmaya gerek yok.
Cumartesi günkü genel kurulda yapılacak iş çok açık...
Yalçın Karadeniz'e sonuna kadar destek verilmelidir.
Sağduyunun sesi dinlenmelidir.
Gerekli prosedürler yerine getirilmelidir.
İlk dakikadan son dakikaya kadar her türlü çaba gösterilmelidir.
Bu vefasızlık giderilmelidir.
****
Efsane Başkan Süleyman Seba'nın en sevdiği şarkı ile son noktayı koyalım:
****
ESKİ DOSTLAR...
Unutulmuş birer birer
Eski dostlar eski dostlar
Ne bir selam ne bir haber
Eski dostlar eski dostlar
****
Hayal meyal düşler gibi
Uçup giden kuşlar gibi
Yosun tutan taşlar gibi
Eski dostlar eski dostlar
****
Unutulmuş isimlerde
Bilinmez ki nasıl nerde
Şimdi yalnız resimlerde
Eski dostlar eski dostlar.
ATİLLA TÜRKER