FLAŞ! Fikret Orman'dan Cem Satman'a: "Gözüm üzerinde..."
"Derbide beni üzen..."
"Oyuncularla çok bir görüşme yapmadım. Nasılsın iyi misin? Yorgun musunuz falan o kadar. Moral olarak iyiler. Şenol hocayla diyaloglarımız ayrı bir seviyede. Kızı da vardı yanında. Havadan sudan güzelliklerden ailemizden bahsettik. İşle alakalı birkaç kelime etmişizdir. Derbide üzen kaybetmek daha fazla oradaki ortam ve Beşiktaş, şahsım, oyuncularım ve muamele üzmüştür. Maçtan evvel de söyledim. 100 senenin üzerinde maç yapıyoruz. Kazanacağız kaybedeceğiz. Sportmenlik, centilmenlik temenni ediyorum demiştim. Bütün maçları kazanacağız diye bir durum yok. En az kayıp yapan şampiyon olacak."
"Şampiyonlar Ligi'nde..."
"Dün Şenol hocayı da dinledim, bir nebze değindi bu konuya. Ortaya maç yapmaya gelen, oyun kuralları içerisinde hareket etme gayretinde olan futbolculardan oluşan bir maç var. Kurallar dışına çıkacak hiçbir şey yoktu. Keyifli bir akşam oldu herkes için. Öyle bir ortam vardı. Şampiyonlar Ligi marka değeri çok yüksek olan organizasyonlarda aksi olması mümkün değil. Çizgileri çok keskin. Hiçbir zaman kötü örnek olmadığı için öyle bir maçtı."
"Hafta sonuna dönersek bölmek, taraflara çekmek, ölüm kalım vs. Böyle bir ortam hazırlandı. Başından sonuna seyrettik bunu. Bu ne beni ne de Fenerbahçelileri memnun etmemiştir. Futbolun güzellikleri olduğu zaman insanlar buralara geliyor. Dün Keita diye bir oyuncu var. Bir sene sonra Liverpool'a gidecek. 70 artı 10 milyon Euro'ya satıldı. Bu oyuncular Türkiye'de herhangi bir takımda oynasa bu rakamları ederler mi? Etmez. Onlarda marka değeri var. O markayı aşağı çektiğiniz zaman sporu vitrin etmekte başarılı olamıyorsunuz. Aynı Keita Türkiye'de olsa 15. Arda, Atletico'dan Barça'ya gitti. Galatasaray'dan Barcelona'ya o değerde gitmezdi. Bizde marka değerini öldürmek için bir çaba var."
"Bu mu Türk futbolu?"
"Maçtan sonra o demeçleri, o olayları, benim oyuncularıma yöneticiler tarafından küfür edilmesi falan Fransa'da olabilir mi? Olamaz. O verilen demeçler.. Sporcularla alakalı demeçler... Oralarda böyle bir şey görebilir misiniz? Marka değerini düşürüyorlar. Kavga değil bu bir spor. Atatürk sporcunun zekiş çevik ve ahlaklısını severim diyor. "Herkes için geçerli bu. Bunu kötüleştirince ne geçecek elinize? Yöneticilerime korolar halinde küfür ediliyor. Bizim statta aynı muameleyi yapsak kötülük tohumu ekmiş olacağız. Yapmasak bir sene sonra yine deplasmanda aynı muameleye maruz kalacağız. Bu mu Türk futbolu?"
"Şafak şimdi 1.5 senelik bir yönetici. Yaptı, dersiniz ki genç. Tolere edelim. 70 yaşını geçmiş insanların yaptıkları yakışıyor mu? Hatıralarda ne kalıyor? Hakem hataları, olaylar. Dünkü maçtan akılda kalanlar. Seyirci, baskı... Kötülük tohumlarının hiçbir şeye faydası yok. hak mahrumiyeti neyi çözüyor? Gerekirse men etsin, başkanlık yapamasın. Bunlardan Fenerbahçe taraftarı da memnun değil. Sokakta görüyorum bunu. Kitleleri kavgaya çekmek, bu bir boks müsabakası değil."
"Efendi Beşiktaş'ı bu yüzden..."
"Bu spora hizmet eden herkes ahlaklı olmalı. Bunu çözmek bir tek pozitif durmakla alakalı. Efendi Beşiktaş'ı bu yüzden ortaya koyduk. Onları alıp başka bir yerlere çekmek. Küçücük çocuklara seremonilerde o hareketleri yaptırmak. Cezalar daha keskin olmalı. Ben de 45 gün hak mahrumiyeti aldım. Bunlar engel değil. Sporun içinde olan kişiler iyiyi örnek göstermeli."
Orman'dan hakeme: "Gözüm üzerinde."
"Ben bir hakem yorumcusu değilim. Hakemin olayını bir tek Ali Palabıyık açısından görmüyorum. Cem Satman açısından da bakıyorum. Herkes ne olduğunu görebiliyor. Ali Palabıyık gibi genç hakemlerin kazanılmaya çalışılmasını destekliyorum. Bize karşı da hata olsa bu böyle. Karabük'te yine Ali Palabıyık ve Cem Satman vardı golümüzü vermedi. Hakemi kazanmak için tekrar bize vermek daha kötü. Yan hakemi takip edeceğiz artık. Bütün problemli kararların içerisinde var. Gözüm üzerinde. Yazık Beşiktaş'a. Daha kötü ne olabilir? 77 cmden gelen gol ve iptal. Verilmeyen penaltı. Kırmızı kart verilmedi. 3 tane kırmızı kart, hocanı gönder. Daha ne olabilir diye düşünüyorum. Günah yani günah. Yoksa Fenerbahçe bizi yenebilir mi? Tabii ki, büyük bir camia. Maçtan önce de dedim büyük camia, toparlarlar. Maça pozitif girelim diye şunları söyledim, seyirciye verilen cezalar vs. Hepsi tansiyon düşsün diye söyledim."
"Fedrasyonun icraatını görmek istiyorum. Biz maç bittiği gibi ilk olarak özeleştiriydi. Bizim de özeleştiri yapmamız lazım. Onları yok sayıp bütün fatuırayı hameke çıkarırsak doğruyu da bulamayız. Quaresma gibi Avrupa Kupası'nı kaldırmış birine o kırmızı kart yakışmadı. O pozisyon için bir şey diyemiyorum. İlk pozisyonda bile kırmızı kart verilebilirdi. Fedrasyon ve MHK iyi niyetli çalışıyor."
"Biz bir Dünya kulübü olmak istiyoruz. Takımımız da kazandıklarıyla buna destek oluyor. 100 milyonun üzerinde bir taraftar kitlemizin olmasını istiyoruz. Dünya nüfusunun %62-63'ü Asya'da yaşıyor. Burada da 1.8 milyar Müslüman nüfus var. Beşiktaş'a sempati için ne gerekir? Başarılar ve en iyi Müslüman takımı olması. İdeolojiye çekmek değil niyetim."
"Çok Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Trabzonsporlu arkadaşlarım var. Çok da beraber yemek yiyip şakalaşıyoruz. Seyahete gidiyoruz, dostluk yapıyoruz. Ben bu zihniyetten bahsediyorum zaten. Bu bize ne katıyor? Bazı zaman kendi camiamızda bile muktedir olamıyoruz."
"Ben bir spor yazarı değilim. Sporla hakemle alakalı görüşlerim var ama yorum yapmayı doğru bulmuyorum. Anca temenni dileyebilirim. Hakem şansı versin falan. Biz bunu yönetici olarak düzeltme tarafına bakmamız lazım. Hep söylüyorum maçlar oynayacak kazanılacak kaybedilecek. 100 yıldan fazladır oynuyoruz. Biz öleceğiz yine oynanmaya devam edecek. Her şey güzel olsun istiyorum. Camiam adına bu son maçtaki mesnetsiz konuşmaları kendi üslubumuzca söylemeye çalışıyorum. Anlayan anlar, anlamayan da.. Yarın sabahtan itibaren olacaktır da bu. Arkasında bir mana çıkaran da şimdi sorsun. Neyi ne niyetle söylediğimi açıkladım. Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi olan Türkiye'nin marka değeri 12. olmaz. Önemli olan iyi hatıralar bırakmak. Faruk Ilgaz iyi tanınan, Süleyman Seba iyi tanınan bir başkandır. Özhan Abiler falan."