Flaş sözler: "Yıldırım Demirören'in gitmesini istiyorum"
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, "Kulüplerin borçlanması, harcamalarının denetlenmesi başlı başına bir sorun. Denetimin uluslararası standartlara göre yapılması lazım. Spor kulüplerinin borçlanması böyle devam ederse birçok kulübümüz uluslararası müsabakalara katılmak konusunda sıkıntı yaşayacak, transfer yapamayacaklar." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığının bütçeleri üzerinde milletvekilleri söz aldı.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, spor federasyonlarının bağımsız olması gerektiğini ancak Türkiye'deki birçok spor federasyonunun siyasetten çok fazla etkilendiğini, federasyonların kadrolarının siyasetçiler tarafından belirlendiğini, bürokrasi içerisinden federasyonların seçimlerinde oy kullanan çok sayıda kişi bulunduğunu öne sürdü.
Spor Kanunu ya da Kulüpler Kanunu adıyla bir kanuna ihtiyaç bulunduğunu ve bu kanunun insanların beden ve kafa sağlığıyla pozitif bireyler yetiştirmeyi amaçlaması gerektiğini ifade eden Kuşoğlu, sorunların çözümüne ilişkin kanunun uzun yıllardır çıkartılamamasını eleştirdi.
Kuşoğlu, başta futbol kulüpleri olmak üzere spor kulüplerinin birçoğunun anormal miktarlarda borçları bulunduğuna işaret ederek, "Kulüplerin borçlanması, harcamalarının denetlenmesi başlı başına bir sorun. Bu konuyla ilgili size gelen raporların hiçbirisi doğru değil. Denetimin uluslararası standartlara göre yapılması lazım. Spor kulüplerinin borçlanması böyle devam ederse birçok kulübümüz uluslararası müsabakalara katılmak konusunda sıkıntı yaşayacak, transfer yapamayacaklar." dedi.
Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun Sayıştay raporunda şartlı görüşler bulunduğunu, önemli harcamaların mevcut şekliyle devam etmesinin mümkün olmadığını öne süren Kuşoğlu, harcamalarında Kurumun geleceğini etkileyecek unsurlar bulunduğunu, 157 milyon lira demirbaş amortismanlarının çok fazla olduğunu, hizmet alımlarıyla ilgili detaylı bilgiye ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı da "AK Parti stadyumlar, tesisleşme, kapalı spor salonları konusunda gerçekten başarılı. Türkiye şu anda Avrupa'da dünyada tesisleşme konusunda iyi durumda ancak sporcu yetiştirmede, Türk halkının spor yapması konusunda, uluslararası başarı noktasında yere gömülmüş vaziyetteyiz." diye konuştu.
Sporun partiler üstü bir konu olduğunu, sporu konuşurken siyasi söylemlerden, siyasi rantlardan arınmak gerektiğini ifade eden Sancaklı, Türkiye'nin olimpiyatlarda başarılı olamadığını, aldığı madalyaların devşirme sporcular tarafından kazanıldığını ve 80 milyonluk bir ülkede bu durumun ciddi şekilde sorgulanması gerektiğini kaydetti.
Türk toplumunun spor kültürü bulunmadığını, toplumda spor kültürünün oluşmasının da uzun vadeli bir iş olduğunu dile getiren Sancaklı, "Hastanelerde hasta kuyruğu hiç bitmiyor. Türk toplumu, spor kültürü olmadığı için sık sık hastalanıyor, hasta bir topluma doğru gidiyoruz. Spor yapan toplumun daha az hasta olduğunu biliyoruz. Topluma spor yapmayı sevdirirseniz hastanelerdeki kuyrukları azaltır, Sağlık Bakanlığına büyük bir bütçe ayırmak zorunda kalmazsınız." değerlendirmesinde bulundu.
MHP'li Sancaklı, toplumda gülen insan sayısının her geçen gün azaldığını, Türk toplumunu sevindirecek bir şeyler bulmak gerektiğini, toplumu sevindirmenin yegane yolunun spor olduğunu, Türk toplumunun futbolla mutlu olabildiğini anlattı.
İktidarın spor federasyonlarının yönetimlerinde etkili olduğunu ancak federasyon yönetimlerinde işin ehli kişilerin bulunmadığını iddia eden Sancaklı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'i eleştirdi. Sancaklı, "Federasyonları, kulüpleri yöneten toplamda bin kişi vardır. Bu bin kişi içinde hiç milli sporcu, futbolcu olmaz mı? Ne yazık ki yok. İnşaatcı var, iş adamı var, belediye çalışanı, fen işleri müdürü var ama milli sporcu yok. Sayın Bakanım bu sisteme müdahale etmelisiniz. Federasyonları onun yeğeni, bunun amcası diye dizayn ederseniz futbol bu hale gelir, spor bu hale gelir." diye konuştu.
Futbolda sporculara yakışmayan olaylar yaşandığını ifade eden Sancaklı, şöyle devam etti:
"Milli takımın başına Lucescu diye bir adam getirdiler. Milli takımda iki oyuncu birbirine silah çekiyor, biri diğerinin ağzına silah sokuyor sonra bir tanesi milli takıma çağrılıyor, öbürü çağrılmıyor. Milli takım kampında silah çekilir mi? Sonra ne oluyor? Arda milli takım uçağında olay çıkartıyor, ertesi gün basın toplantısıyla 'milli takımı bıraktım' diyor. Ben de kendisini kurtarmak için kızdım, 'Çabuk özür dile. Milli takımı kimse bırakamaz, bütün yaptıkların boşa gider, Türk toplumu seni siler' dedim. Nitekim bir ay sonra milli maçtan sonra yuhalandı. Yazık değil mi bu çocuklara. Bu da Barcelona'da oynuyor, Arda bu. Barcelona maçını çıplak gözle seyreden var mı? Ben oynadığım için seyrettim, bu çocuk orada oynuyor ama sistem öyle bir çürümüş ki bunları teker teker kaybediyoruz. Yıldırım Demirören'e niye git diyorsun' diyorlar. Yıldırım Demirören tarzında sistemi kuramayan, bilmeyen insanların gitmesini istiyorum. Federasyon başkanı şu olsun ya da bu olsun umrumda değil yeter ki sistem kurulsun. Futbolu gelişmiş ülkeler örnek olarak duruyor, FIFA kuralları var... Bunları Türkiye'ye getireceksiniz, ufak uyarlamalarla kırmızı kaplı kitabı yazakcaksınız. Orada yönetici, hoca ya da yönetimdeki kişilerin hangi özellikte olması gerektiği yazacak. Herkese de adaletli davranılacak."
HDP istanbul Milletvekili Garo Paylan da Gençlik ve Spor Bakanlığının gençleri bir arada tutacak politikaları yürütecek önemli bir bakanlık olduğunu vurgulayarak, sporcuların altyapıdan yetişip, üstyapıda yer bulacağı bir sistemin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Sporda sürekli yükselen bir şiddet eğilimi bulunduğunu bu konuda yöneticilerin, hocaların kötü örnekleri bulunduğunu öne süren Paylan, "Bir kişinin, yıllar önce yapılan hatalardan sonra tekrar A Milli Takımın başına getirilmesi, o hocanın mekan basması sporculara inanılmaz kötü bir örnek olmuştur. Bu konuda eminim ki bir tavır aldınız ve o kişi görevden alındı. Ama maalesef Arda Turan'ın uçakta gazeteci dövmesi, Amedspor futbolcusunun, yöneticilerinin stadyumlarda darp edilmesi, nefret söylemlerine maruz kalmasıyla ilgili tedbirler de almanız lazım." dedi.
Pasolig uygulamasını eleştiren ve uygulama nedeniyle futbol karşılaşmalarının adeta seyircisiz oynandığını öne süren Paylan, bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.