Futbol eski bir yalan mı?
Son günlerde lige ara verilince medyada konuşulan ve kulüpleri harekete geçiren Transfer söylemleri oldu. Ne konuşulursa konuşulsun aslında konuşulmayan tek gerçek futbolun kendisi!
Son günlerde lige ara verilince medyada konuşulan ve kulüpleri harekete geçiren Transfer söylemleri oldu. Ne konuşulursa konuşulsun aslında konuşulmayan tek gerçek futbolun kendisi! Hiç sahada oynanan oyunun ne kadar gerçeğe uygunluğu tartışılıyor, ya da gündeme geliyor mu? Bir iki futbol konuşan yazan dostumuz da olmasa artık neredeyse futbola Monte Carlo'da oynanan gibi bakılacak!
Yılları futbol içinde geçmiş saygı duyduğumuz bir başkan arkasından koşan teknik adamlara(!) tepeden bakmak, onları uygulamalı aşağılamalara çeken bir ortamda "Gelsinler ders vereyim!" diyebiliyor. Ve geçmişten gelen eksiğini teknik adam kıyımı şiddetini yükselterek yapmaya devam ediyor. Hangi hedefi seçtiğini söylemek yerine takımı düşme hattında olunca panik ve kararsızlıktan kendini toparlayamıyor. Yoklama çekip kimlik tespiti yapıyor. Öyle ki ligin ortasında 5 teknik adam değiştirirken bir saatliğine "Muta" nikahı benzeri teknik adam harcıyor! Doğrusu pes! Ama daha ilginç olan yıllarca önünde "başım üstüne!" diye eğilenlerin bir anda çılgın açıklamaları!? Bu alanda medya şımarığı kişilerin işi bitince herkesi suçlayan yapısıyla kendi yaptıklarının hesabını vermek yerine "Meydan boş olunca "desteksiz atışları! "Tavsiyemiz geldikleri günden bu yana yaptıkları için "aynaya bakılması!"
Genç medya mensubu arkadaşlarımın çoğu çok iyi bilirler. Kiminle çalıştım kiminle de açık açık konuştuk ve bazılarının da yetişmesinde emeğim var! Ancak çıkar adamı ve ortaklığım gibi bir yanım yok ve özellikle onu seçmedim! Öğretmen olmak, bilgi sahibi olarak, emek verip topluma geride bir şeyler bırakmak için yandım tutuştum! Ama çıkarlar ve köşe dönücü politikanın çocuklarını bu durum açmıyor. Resmen şaklabanlık diyeceğimiz tiyatro sahneleniyor futbolda. Bütçe büyüsün, giren çıkan kim olursa olsun işin içinde idealizm olmasın ve anlık başarılar ve sürekli aynı isimlere mal edilen futbol piyasası! Asla onlardan iyisi yok. Adeta tröst olmuşlar. Bunlardan şikayetçi olan açıklamalar geldi son günlerde ve en çok yararlandıkları kişilere sallayarak konuşmalar! Tuhaf ama kimseden ses çıkmıyor. Artık nasırlaşmış ahlak ve terbiye anlayışı nedeniyle kimse rahatsız değil! Kimi spor kurumlara var mı var! Başındakiler futbol adına en iyi korudukları ve kolladıkları kişilerden son dakika golleri yiyor yine de ses yok. Bu artık iflah etmez. Yepyeni bir değişim ve prensipler ve yapılanma gerekli demek ki!
Futbolu sadece istatistik yanı ile değerlendirmek, örneğin on pozisyona giren ve birini gol yapan, ya da benzeri sayıda kurtarış yapan tek hata ile kötü gol yiyen kaleciyi hangi sınıfa koyacaklar!?
Ölçü tribündür. Futbolu Kahveler, şans oyunları dükkanlarından, doluştukları ekranlardan takip ederken takımını yürekten seven kişilerin "izleme " teslimiyetçiliği hakkında ne diyorsunuz? İleri futbol ülkelerinde tribünlerde boş sandalye yok ve futbolu eğlenerek oynayan futbolcular ve izleyicileri ile ciddiye alan mutlu futbol dünyasının bizimle hiç benzerliği var mı? Biz daha hala rakibimizle yaptığımız karşılaşmaya gitmeyi dahi gerçekleştiremedik!
Bizim maç sonu değerlendirmelerimiz hakem başta olmak üzere eleştiri ve teknik adam kovdurmaya yönelik! Son zamanlarda duayen ağabeyimiz olmasa yönetici trajedisini de dikkate almayacağız. On küsur takım düşüren, sezon başı çalışmayan teknik adam örneğini taçlandıran başka ülke var mıdır? Bilmem ama; diyaloglara bakınca tam tersi kişilere "yaş soranlara " kendi adıma Lucescu’nun yaşındayım cevabım dahi rağbet görmedi. Hatta iş ilanım dahi! Çünkü kimseden icazetim yok ve çok büyük başarıların adamıyım. Bu benim değil bir resmi yöneticinin sözüdür!.Demek amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek!.
Bir zamanlar sanatçı bir hanım bizi çok mutlu eden bir şarkı ile unutulmazların arasında yer almıştı "AŞK ESKİ BİR YALAN!" nağmeleri kulağımda. Ben de "Futbol eski bir yalan mı acaba?" diyorum.. Rüyalarımıza giren Peleler, Maradonalar, Metin Oktaylar, Baba Recepler; Lefterler ne kadar önemli bir dünya hediye etmişler bizlere!
Ligin ilk yarısı bitti ve daha iyi oynayan haklı lider! Bunu da yorumlamak üzere şimdilik satırlarıma son vereceğim. Kimse üzülmesin bu ülkede 1 saatte teknik adam kovanlar eskiden de vardı! Mesela Hiddink dahi zamanında kaybedilen maçtan sonra erkenden gönderilmişti! O gün neyse bu günde odur.
Futbolun temiz, ahlaklı ve ilkeleri olan kurumsal kulüpler yasası gerçeğine uygun döneme acil ihtiyacı var. Öyle teknik adam ve kulüp başkanı kapışmaları çok yavanlaştı. Hani reklamın kötüsü olmaz derler ya!